Enflasyon rahat etti

Tuluğun Bahattin, Kenan, Halil Dayının Mehmet ve ben bir kayığın içindeyiz. Kayık Bahattin’in. Neden aynı kayığın içine düştük bilmiyorum. Kayık limanda, bağlı.

Bahattin kayığın motorunu çalıştırmaya çalışıyor. Motora bitişik bir kasnak var. Kaytanı kasnağa doluyorsun, sonra hızla çekiyorsun. Trrrr… diye çalışması lazım.

Yok, çalışmıyor. Bahattin yakıtı nakleden hortumu yokluyor, altına üstüne bakıyor. Kenan’a “Çek gaytanı” diyor. Kenan çekiyor. Motor hafifçe ‘füf ‘ediyor ama çalışmıyor.

Bahattin motorun başka bir yerine bakıyor. Tornavidayla bir vidayı söküyor bir daha takıyor. “Kenan çek gaytanı.” Gene bir ‘füf’ gene çalışmıyor.

Bahattin motorla meşgul olduğu için son derece ciddi ve gergin.

Kenan matraktır Bahattin onun ağabeyi sayılır, amcaoğlu. Bu yüzden sululuk yapamıyor.

Mehmet çok fena. Ciddi konuştuğu zaman bile komik.

Bahattin motorun kıçına başına bakarken Mehmet, “Ben anladım niye çalışmadığını” dedi.

Bahattin ciddiye aldı. Bunaldı uşak. Kafasını kaldırdı, Mehmet’in gözüne ümitle baktı. Ciddi ciddi sordu.

“Niye çalışmıyor?”

Mehmet, motorla hiç alakası olmayan, boş duran bir cıvatayı gösterdi.

“Habundan” dedi.

Bahattin bir sürü sövdü saydı. Yakalayabilse vuracak.

Mehmet “Ha-ha-ha-ha” gülüyor. Kenan’ın da gülesi var ama çekiniyor.

İndik kayıktan. Bahattin motoruyla baş başa kaldı.

Bizim ekonomi yönetimimizin bazen Bahattin’in kayığındaki heyet gibi davrandığı hissine kapılıyorum.

Fiyatlar yükseliyor.

Yetkili arkadaş veya danışman, uzman, aklıevvel gazeteci Halil Dayı’nın Mehmet’in cıvatayı göstermesi gibi, esnafı işaret ediyor.

“Habundan.”

Bari birisi Bahattin’in kızdığı gibi kızsa, “Ne saçmalıyorsun” dese, “Yürü git şuradan” dese.

Yeni bir keşif gibi rical-i devlet, ukala ve vükela bu keşfin peşine takılıyorlar.

Ya da birisi bir laf ortaya atıyor. Herhalde dövizin zapt edilemeyeceği anlaşılınca.

“Biz dövizle ilgilenmiyoruz, yeni ekonomi modeline geçtik.”

“Ne modeli?”

“Üretime ve ihracata dayalı ekonomi modeli.”

Birkaç hafta bu modelden gidiyorlar. Savunuyorlar, ispatlıyorlar.

Derken… Birisi kur korumalı mevduat teklif ediyor.

Bunu öneren Halil Dayı’nın Mehmet gibi biri değil. Besbelli haberi var iktisattan.

Döviz biraz iniyor. Bakanımız Nurettin Nebati’nin gözlerinin içi gülüyor.

Ne olduğunu bilmiyorum ama bir şey oldu.

Enflasyon ne durumda?

Nurettin Nebati “Ocak’ta pik yapacak” diyordu.

İsabet. Gerçekten Ocak’ta pik yaptı. 36’dan 48’e çıktı.

Fakat Şubat’ta da pik yaptı. Mart’ta da.

İnşallah Nisan’da yaz sebzeleri çıkınca yavaşlar.

Yine de Nebati’nin sabık Nurettinlerden ehven olduğunu düşünüyorum.

Merkez Bankası’nın ‘öngörü’leri Nebati’ninkinden daha mı iyi?

Hayır, daha kötü.

“2022 yılı sonunda orta noktası yüzde 11,8 olmak üzere yüzde 9,6 ile yüzde 14,0 aralığında” olacağını tahmin etmiş. (MB Enflasyon Raporu.)

Enflasyonla mücadele vazifesi üzerinden sakıt olduktan sonra Merkez Bankası rahatladı.

Enflasyon da rahatladı. 61’i geçti.

Ben bu rakamı bir yerden hatırlıyorum.

“Tamam, Trabzon’un plakası.”

Hayır, daha ciddi bir yerden.

Panoramatr’nin Aralık 2021 Risk Analizi’nde bir enflasyon tahmini vardı. Yüzde 60 diyorlardı.

Duyduğumda, abartılı bulmuştum. O kadar yükselir miydi?

Demek ki anlayan anlıyor.

Fakat, günümüzde herhangi bir şeyden anlamak sakıncalı. Anlamayacaksın. Dinleyeceksin.

Kimleri dinleyeceğim?

Anlamadıklarından emin olduğun kimseleri dinleyeceksin.

Az önce Kızılay Başkanı’nın yeni bir keşif yaptığını duydum. Yeni bir ekonomi modeli...

Zekât toplayıp şirketleri kurtaracakmış.

Güzel… Biraz da buradan ilerleyelim.

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum