Darbeyi savuşturduk ahlakını tevarüs ettik

Dünyadaki en saçma işlerden biriydi o darbe gecesi.

Bu cümleyi ‘tiyatro’ söylemlerine bahşiş olsun diye kurmadım.

O gece gerçekti. İnsanların, Mustafa Canbaz’ın, Erol Olçok’un, oğlu Abdullah’ın, başka masum ve iyi insanların şehit edilmesi gerçekti.

Savaş uçaklarının alçaktan uçuşu gerçekti, ‘Paralelci’ (O zaman öyle anılıyorlardı) savaş pilotlarının Gölbaşı’ndaki özel harekât başkanlığını bombalaması, orada 44 kişiyi şehit etmeleri gerçekti.

Çengelköy’de, Boğaziçi Köprüsü’nde, İstanbul’un, Ankara’nın başka mahallerinde halka ateş açmaları, insanları öldürmeleri gerçekti.

İhanet gerçekti. Hepimizin yaşadığı, şahit olduğu gerçekti.

Saçmalık dediğim başka şey.

Darbe yapmak istiyorsunuz, kafayı yediniz, akşam vakti, köprünün en kalabalık olduğu saatlerde Köprüyü mü kapatırsınız?

Köprüde trafiğe hapsettiğin vatandaşın asabı bozulur, sana da sülalene de küfreder.

Saat 9’da 10’da darbe yapıldığı nerede görülmüş?

Ya salak bunlar, doğru dürüst tarih coğrafya okumamışlar, siyaset de askerlik de bilmiyorlar.

Ya da ‘kâinat imamı’ olduğunu zannettikleri hocalarının gerçekten Allahu Te’ala ile irtibat halinde olduğuna, talimatı Allah’tan aldığına, dolayısıyla her halükârda giriştikleri ihanetin başarılı olacağına çok eminler, hiç şüpheleri yok.

Yanlış bir ‘Allah’ itikadı.

Mahallenin muhtarıyla bile irtibat kurmanın az çok bir prosedürü var. Birisinin çat kapı Allahu Teala ile, Hz. Peygamber’le irtibat kurabileceğine nasıl inanılır? Tövbeler olsun!

İnanılıyor demek ki. Aynı grubun Peygamberimizden “Twitleri katlayın” talimatı aldıklarını söylemesinden belliydi.

İstihbarat, daha gündüzden bazı ihbarlar almış.

Muhtemelen ilk ihbar değildi o, ara sıra ihbarlar geliyordu.

Bu da ara sıra gelen ihbarlardan biri miydi?

Mit Müsteşarı Hakan Fidan durumu anlamak ve tedbir almak için Genel Kurmaya gitmiş. Görüşülmesi gerekenlerle görüşmüş. Buna rağmen, anlaşılan, Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ve Fidan kuvvetli bir darbe girişimi sinyali almamış.

Bir darbeye kalkışmak için dünya kadar görüşme trafiği, dünya kadar fısıltı trafiği, bir sürü hazırlık lazım.

Bu kadar trafiğin sezilmemiş olması da insanın zihnine tam oturmuyor. Bir boşluk var.

Mütevazı olalım, trafiğin sezilmemesini biz anlayamıyoruz diyelim.

Fidan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da aramış ama korumasıyla görüşebilmiş. Marmaris’tekiler tedarikliymiş, anormal bir durum yokmuş her şey kontrol altındaymış.

Acaba darbeciler, Fidan’ın Genel Kurmaydaki temasları sebebiyle deşifre olduklarını düşünüp bu yüzden mi darbeyi erken saate aldılar?

Kim bilir…

Büyük saçmalıklardan biri de Adil Öksüz’ün darbe gecesi darbenin karargâhı Akıncı Üssü’nde yakalanıp, iki gün göz altında tutulup sonra mahkemeye çıkarılıp erbest bırakılması.

Adil Öksüz serbest bırakıldığında Akıncı Üssü’ndan kalkan F 16’lar Meclis’i, Külliye’yi, Özel Harekat’ı bombalamışlar, 50-60 kişiyi öldürmüşlerdi.

Adil Öksüz, “Tarla almaya gelmiştim” dedi, kurtuldu. Başka birisi kazara o saatlerde o civardan geçiyor olsaydı bugün hala içerdeydi.

Birisi Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasını izah edebilirse kendi payıma darbeyi de izah etmiş sayarım.

Halkın darbeye direnişi harikaydı.

Halkın direnişi ne kadar harikaysa toplumun elit kesimlerinin, bir takım siyasi tayfanın… Parti, siyasi görüş ayırt etmiyorum her kesimden birilerinin arabanın ne tarafa devrileceği anlaşılana kadar renk vermemesi de o kadar ibretlikti.

Şöyle veya böyle, savuşturuldu darbe girişimi.

Bu bütün Türkiye için iyi, taze, temiz bir başlangıç vesilesi olarak değerlendirilebilirdi.

Değerlendirilemedi.

Hikâyenin tamamının, yani ‘paralel yapı,’ ‘cemaat,’ ‘darbe,’ ‘kumpas’ ve sonunda Fetö gibi kelimelerle ifade edilen kötü tecrübenin memleketin tamamını bozduğunu söylemek mümkün.

Dinin nezahetini bozdular, kirlettiler.

Fetö ahlakı siyasete, bürokrasiye, iş alemine sirayet etti.

Bir kumpas ahlakı oluştu.

Kumpas ahlaksızlığı da desem aynı anlama gelirdi.

Piyasada tedavül eden birçok tip mücadele ediyorum dediği şeye dönüştü.

Fetö borsası kuruldu mu?

Bazı güçlüler kendi ‘Fetöcü’sünü korudu mu?

Fetö Borsası tabirini ilk kullananlardan biri Ak Parti eski milletvekili Şamil Tayyar’dır.

Ayrıca, kitabı bile yazıldı.

Hasılı, darbeyi savuşturduk savuşturmasına fakat o darbeyi besleyen, terbiye eden ahlakı tevarüs ettik.

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
50 Yorum