Bir kişi yönetici olunca yakınları büyülü yaprak yer
Ablam kitabın çok karamsar olduğundan yakındı” diyor Lao She Kedi Gezegeni’nin önsözünde. “Ben de ona şöyle dedim: kedi insanlar kedi insanlardır ve bizimle hiç alakaları yoktur. Kitabın karamsar olması ya da olmamasından bize ne?” (İş Bankası Yayınları, çeviri Giray Fidan ve Tang Guozhong.)
Birçok yazarın kendi ülkesiyle ilgili derin eleştiriler içeren eserler üretirken inşa etme ihtiyacı duydukları kaçış rampasına benziyor bu cümleler.
Bu sıralar bizde de toplumun yarısı karamsar. Kedi Gezegeni bu karamsarlığa iyi gider.
Sıkılmayı göze alarak okudum. Kitabın sunuşunda “Çin edebiyatının en önemli ve en ünlü karşı-ütopyacı eseridir” deniliyor. Belli ki işler ters gidecek.
Okuduğum son ‘distopik’ roman Amin Maalouf’un Empedokles’in Dostları’ydı. (Yapı Kredi.) İnsanlıktan ümidini hemen hemen kesmiş bir sanatçının bir üst uygarlığın müdahalesiyle kendine gelebileceğini hayal etmesi. Maalouf’un en iyi romanı değildi ama okumaya değerdi.
Kedi Gezegeni’nin daha ilk sayfasında uzay gemileri Mars’a çarpıp paramparça oluyor ve kahramanımızın arkadaşı ölüyor.
İnsanların kediye benzemesi bile can sıkmak için yeterli bir sebep olabilirdi. Ama sıkılmadım.
“Kedi insanlar elbise giymez. Belleri çok uzun ve ince, elleri ve ayakları çok kısadır. Vücut hatları yuvarlaktır. Muhtemelen bu sayede kolayca yuvarlanabilmektedirler.”
Mesela tam burada, kolayca yuvarlanabilen, vücutlarının ağırlık merkezi ile düşünme merkezi entegre çalışan yuvarlak dünyalılar gözümün önüne geldiği için sıkılmamış olabilir miyim?
Lao She 1899’da doğmuş. Tam Boxer Ayaklanmasının başladığı yıl. Babası ‘Sekiz Ülke İttifakı’ güçlerine karşı savaşırken ölmüş. (Sekiz ülke bizdeki ‘yedi düvel’i çağrıştırıyor.)
Lao She diyor ki, “Çocukluğumda çocukları yiyen gulyabaniler hakkında öyküler dinlemeye ihtiyacım yoktu. Annemin bana anlattığı yabancı şeytanlar herhangi bir hikayedeki koca ağızlı ve kazma dişli gulyabanilerden daha barbar ve daha vahşiydi. Ayrıca annemin öyküleri yüzde yüz doğruydu.”
Kahramanımız yavaş yavaş kedi insanları tanıyor. İlk arkadaşlık kurduğu Büyük Akrep bir kapitalist. Askerleri var. Büyük bir “Büyülü orman”ın sahibi. Oğlu Küçük Akrep aklı başında bir genç. Mars’ta başka ülkeler de var, Kediler Ülkesi’nden daha iyi durumda. Küçük Akrep kendi ülkesinden ümitsiz.
“Bu kadar kafası karışık, cahil, zavallı, fakir, halinden memnun hatta mutlu bir halk; kurnaz, bencil, öngörüsüz, utanmaz, kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen siyasetçiler varken kişisel çaba bir işe yarar mı?”
Kedi ülkesinin para birimi “Ülke Ruhu.”
Güzel yakıştırmış Lao She. Her yerin para birimi ‘Ülke Ruhu!”
Kahramanımız bir gün bir okula gidiyor.
“Büyük bir kapı, dört duvar ve içi bomboş bir yer. Çocukların hepsi içeri girdi. Hepsi çok mutluydu. Ortada öğretmen yoktu.”
Sonra, açlıktan ayakta duramayan üç öğretmen giriyor içeri. Okul müdürü bir konuşma yapıyor.
“Bugün sizin üniversiteden mezun olduğunuz gündür. Ne kadar gurur verici! Bugün herkes birincilikle mezun oldu. Ne kadar gurur verici!”
Durumu Küçük Akrep izah ediyor.
“Bunun bir komedi olduğunu anlamadın mı? Ne mezun olması? O çocukların okuldaki ilk günleriydi. Aynı okula gittikten sonra kim ilkokul mezunu olmayı tercih eder ki? İşte bu nedenle reform yaptık ve böylece okulun ilk günü herkes mezun sayıldı. Aslında bu Kedi Ülkesi için en iyi çözüm yoluydu. İstatistiklere göre bizim üniversite mezunu sayımız Mars’taki diğer ülkeler arasında en yükseği.”
Çok şiddetli bir eğitim reformu eleştirisi.
Tesadüfe bakın. Bizimki de Avrupa’nın en yükseği.
Dünyalı aydınlarla tanışıyor, kütüphaneleri, müzeleri geziyor. Müzelerde hiçbir şey sergilenmiyor.
Kütüphanelerde kitap yok. Aydınlar da sadece büyülü yaprak peşinde.
“Yaygara nedir?”
“İnsanlar birleşip siyasi taleplerini ya da bazı politikaları ortaya koyar.”
“Bizde de var. Biz buna siyasi parti deriz.”
“Eşitlikfuscizm?”
O da bir yaygara.
“Şehirdeki insanlar hiçbir şey yapmazlar.” “Ne yiyip ne içiyorlar?” “Büyülü yaprak.” “Büyülü yaprak nereden geliyor?” “Bir kişi yönetici olunca herkes büyülü yaprak yer. Bu insanlar yöneticilerin akrabalarıdır.” “Çok yönetici var galiba?” “İşi gücü olmayanlar dışında herkes bürokrattır.”
Sonunda Kediler Ülkesi başka bir ülke tarafından istila ediliyor. (Bu istila Japonlar’ın Çin’i istilasıyla eşleştirilebilir.)
Benden bu kadar. Fazlasını merak eden kitaba müracaat etsin.