Yine tatava yapmayıp basıp geçsinler mi?
“Ben bu seçimlerin ne olacağından daha çok sonucunun belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam Cumhuriyeti'ne dönüşmesinde son çıkış yolu olacağı düşüncesindeyim. O yolu kesmemiz gerekiyor, asıl mesele bence bu. Yani AK Parti’nin kazanması demek, laik demokratik Türkiye’nin artık isminin değişmesi demek.”
Eski CHP milletvekili Fikri Sağlar, katıldığı bir televizyon yayınında 31 Mart yerel seçimleri için böyle dedi.
İnsan okuyunca acaba genel seçimler için yapılmış bir açıklama da şimdi yeniden mi dolaşıma girdi diye şüpheye düşüyor.
Hayır, bayağı belediye seçimlerinin, ittifakların önemini anlatırken böyle demiş.
Yani altı ay önce zaten beş yıl boyunca ülkeyi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin verdiği süper yetkilerle yönetme hakkını sandıktan almış AK Parti’nin Türkiye’yi İslam Cumhuriyeti’ne döndürmesinin önünde meğerse tek bir engel kalmış: İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya Büyükşehir Belediyeleri’ni kazanmak.
Muhtemelen abartmıyor, buna inanıyor. Herhalde 14 Mayıs öncesi televizyonda da buna benzer şeyler söylemiştir.
Muhtemelen 2011, 2002 genel seçimlerine giderken de, hatta eski bir siyasetçi olduğu için 1994 yerel seçimlerine giderken de benzer şeyler söylemiş olabilir.
1994’de RP İstanbul’u kazanırsa otobüsler haremlik-selamlık olacak korkusunun bile daha anlaşılır nedenleri vardı.
Karşıdaki siyasi rakip, düşmansa her seçim kritiktir, hatta belki de son seçimdir.
O yüzden “bunlara” karşı, “bizler” ittifak kurmalıyız.
Bunun zirvelerinden biri 2014 yerel seçimleriydi.
Gezi ve 17-25 Aralık olmuştu. İktidar sarsılıyordu. Muhaliflere iktidar yıkıldı, yıkılacak gibi geliyordu.
Yerel seçimlerde AK Parti’nin karşısına CHP, o günkü gazetelere göre çok iddialı bir adayla çıkmıştı: Mustafa Sarıgül.
Bugün için herkesin mahcubiyetle hatırlayacağı büyük övgüler yapıldı Sarıgül için.
O heyecanı kimsenin örselemesine, Sarıgül’e laf söylenmesine izin verilmedi.,
BDP’nin aday çıkarıp çıkarmayacağı hararetle tartışıldı.
Çok tanıdık tartışmalar yapıldı:
“CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının Mustafa Sarıgül olacağı, bu kararın ardından İstanbul'u AK Parti'ye kaptırmamak için BDP'ye İstanbul'da güçlü aday çıkarmayın önerisi yapıldığı öne sürüldü.”
Ama BDP, çıkarabileceği en güçlü adayı çıkardı: Sırrı Süreyya Önder’i.
Sırrı Süreyya, Gezi olaylarında muhaliflerin kahramanı olmuştu. Sonra çözüm sürecinde iktidarla yan yana olmasına çok bozulmuştu muhalifler. Ama en çok İstanbul’a aday olmasına kızdılar.
“AKP ile işbirliği” suçlamaları havada uçuştu. Sarıgül ile ilgili kafası karışıklar için o günlerde iki popüler ikna edici cümle bulunmuştu
“Ortamlarda Sırrı’ya verdim dersin”, “Tatava yapma bas geç”
Öyle de yaptılar. Sarıgül yüksek bir oy, yüzde 40 aldı. Ama Kadir Topbaş ona yüzde 7 puan fark atıp seçimi kazandı.
Peki Sırrı Süreyya yüzünden mi seçim kaybedilmişti? Hayır Sırrı Süreyya yüzde 5 almıştı. MHP de yüzde 3.
BDP, o seçimlere kendi başına girerek, çözüm sürecinde birlikte çalıştığı AK Parti’yi karşısında herkesle işbirliği yapılması gereken bir şeytan gibi görmediğini gösterdi.
Bu arada sandıkta da gücünü göstermiş oldu. Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine ittifak olmadı, Demirtaş yüzde 10 aldı. 7 Haziran’da yüzde 13, 1 Kasım’da yüzde 11…
Ardından 2019’da CHP ile gizli işbirliği kazanılan belediyeler, 2023 Cumhurbaşkanı seçimini aday çıkarmayarak, Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti’den daha yüksek oranlarla ve motivasyonla verilen büyük destek.
Ve seçim kaybı.
Şimdi geldik yerel seçimlere. Büyükşehirlerdeki, İstanbul’daki Bir HDP-DEM seçmeni iki büyük seçimdir, esas büyük seçimde pusulada kendi adaylarına oy vermiyor.
Bir parti için bu büyük bir fedakarlık. Şimdi aynı fedakarlık bu seçimler için de isteniyor. Muhtemelen 2028 için de istenecek.
Çünkü bu yerel seçimler sanki altı ay önce esas kritik seçim yapılmamış gibi yine çok kritik.
Neredeyse dört yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin provası diyenler var.
Hatta partizanlığın, fanlığın ölçüsünü kaçırıp, İmamoğlu bu seçimi alırsa 20 yıl daha cumhurbaşkanı diye içindeki “reisçiliği “ ele verenler bile oldu.
Muhalefetin büyükşehirleri bir kere daha kazanması tabii ki önemli olacak.
Bu kez ayrı ayrı giren muhalefetin değil ama CHP’nin gücünü gösterecek, iktidarın karizmasını çizecek.
Bu yüzden bütün muhalefet partilerinden özellikle de DEM Partisi’nden 2024 yerel seçimlerinde de kritik büyükşehirlerde tatava yapmayıp CHP adaylarına oy vermeleri bekleniyor.
O kadar ki muhaliflik adına bugüne kadar tweet atıp kolunu yormak dışında bir bedel ödememiş olanlar, Başak Demirtaş’ın adaylık çıkışı sonrası, 7 senedir hapiste olan ve daha 6 ay önce muhalefete hapisten hararetle destek veren Demirtaş’ı bile iktidarla işbirliğiyle suçlanmaya başladılar.
Yavaş yavaş sandıklardan “AKP-PKK ile işbirliği yapıyor” sopaları çıkarılmaya başlandı.
Hep onları mı terörden bize vuracak, biraz da biz onlara vuralım pragmatizmi yavaş yavaş yükleniyor.
Peki, tam olarak yerel seçimlerde DEM Partisi’nin ve Kürtlerin tatava yapmayıp basıp geçmekten çıkarı bu kez ne olacak?
“Faşizmi geriletmeliyiz”, “İktidara ders vermeliyiz”, “Büyükşehirler bari muhalefet de kalsın” gibi motivasyon cümleleri, bizden değilseniz onlardansınız dışında ortada ne var?
DEM Parti, büyükşehirler karşılığında birkaç büyük ilçede ve birkaç şehirde CHP’nin desteğini alabilir.
Ama zaten DEM Parti yerel seçimlerde il ve ilçe kazanmaya ihtiyacı olan bir parti değil.
Geçen yerel seçimde 62 il, ilçe ve beldede belediye kazandılar ama şu anda ellerinde bir elin parmağını geçmeyen sayıda belediye kaldı.
Geçen seçimde seçilen belediye başkanlarının en az yarısı hala hapiste.
Tabii bu olanlara bir ders vermek isteyebilir, iktidarı sandıkta sarsarak güçlerini gösterebilirler.
Ama yerel seçimlerde sandıkta iktidar değişmeyecek, kim kazanırsa kazansın adalet sorunları, ekonomik sorunlar, Kürt sorunu çözülmeyecek.
1 Nisan günü sonuç ne olursa olsun iktidarın 4 yıllık kesintisiz iktidarı devam edecek.
CHP’nin zaferi mevcut durumu korumaktan ilerisi olmayacak. Ellerindeki tek kolluk gücü de zabıtaları olacak.
İktidar ise bütün gücüyle, kurumlarıyla yerinde kalacak.
Üstelik bu kez DEM Parti, AK Parti iktidarına karşı CHP’yle işbirliği yapmış bir parti olarak yaşamaya devam edecek.
CHP belki belediyeleri kazanacak ama DEM Parti bu zafer yüzünden biraz daha fazla düşman olacak.
1 Nisan günü geriye kırık dökük birkaç teşekkür cümlesi dışında, girmediği büyükşehirler yüzünden düşük oy oranları, her an kayyım atanabilecek kazanılmış belediyeler ve hapishanelerdeki siyasetçiler kalacak.
Peki, neden zaten zayıf, hedefte bir parti başka bir muhalefet partisi belediyeleri yönetsin diye böyle bir bedel ödesin?
İktidarın düşmanlığını bir kere daha üzerine çeksin, kendi talepleri için müzakere edebileceği kapıları kapatsın, her seçimde CHP’ye basamak olarak siyasi kimliğini bir kere daha zayıflatsın?
CHP’liler, seküler muhalefet için sandıkta bu iktidarın yenilmesi herşeyden önemli olabilir. Bunu laiklik, Cumhuriyet için bir olmazsa olmaz olarak görebilirler.
Ama DEM Partililer de bunu böyle görmek zorunda değil.
Kürtlerin bunlardan daha büyük ve öncelikli sorunları var ve bu sorunların çözümü için yerel seçimlerde ittifak yapmamaları işbirlikçilik, davaya ihanet, satılmışlık olarak görülemez.
Tam tersine kendi meselesini dünyanın en önemli meselesi sanmak, bir çeşit kibir ve bencilliktir.
Zaten yeterince düşmanlaştırılmış, cezalandırılmış insanların üzerine bir de yerel seçimlerde iktidara karşı işbirliği yapan parti yükünü yüklemek mi, bundan imtina etmeleri mi ahlaken daha fazla sorunlu acaba?
Üstelik günün sonunda “Dersim” demenin, “Şeyh Said’in mezarı bulunsun” diye konuşmanın bile hala büyük çoğunluğunun tüylerini diken diken ettiği bir muhalefeti güçlendirmek neden gözü kapalı iyi bir fikir olsun?
Siyaset sadece bir ahlaklı, ilkeli olma mücadelesi değil, bir güç temerküzü becerisi de.
Gücünü artırmak, gücünü göstermenin tek yolu da CHP’lileri başkan yapmak değil.
Muhalefetle işbirliği yapıp, iktidara kazandıracak bir güç olduğunu göstermek de siyaseten iyi bir seçenek olabilir, en maksimum oy oranına çıkıp gücünü göstermek de…
Pazarlık yapmaya, müzakere etmeye, doğru yerde durmaya siyaset diyoruz.
Siyaset tatava yapmaktır, demokrasi de gözü kapalı basıp geçmek değildir.
O yüzden herkesin, özellikle DEM Parti’nin, Demirtaş’ın tatava yapmak ve basıp geçmemek hakkı var.
Pazarlık yapmak isteyenler önce bu hakka saygı duymalılar.















Yıldıray bey'in her yazısını okurum ve çoğusunu da beğenirim. Ancaaak bu güne kadar okurken sıkıldığım bir yazı daha hatırlamıyorum desem yalan olmaz seviyesinde anlamsız bir yazı olmuş.
Yanıtla (7) (2)“Tam tersine kendi meselesini dünyanın en önemli meselesi sanmak, bir çeşit kibir ve bencilliktir.“ buna göre davranarak muhalif adayı desteklesinler.
Yanıtla (0) (0)Evet yazar bey! Torpiliyle, ihaleleriyle, mülakatlarıyla, memur döven kaymakamları, karakolu hizaya çeken partilileriyle (Dörtyol), Reza’ları, gemicikleri, yeni nesil stkları, hamil’i kartlı tarikatları, kişiye göre kanunları ile ne güzel demokrasimiz var! Bu CHP kıskanıyor!
Yanıtla (3) (4)Bu seçim demokrasinin kurtarılması adına son seçimdir tezi mayıs seçimlerinde muhalefetin yanlış aday göstermesiyle kaybedilen seçim sonucuyla ülkemiz demokrasisinin cenaze namazı kılınmsı sağlandı ve o iddianın bir hükmü kalmadı.Maalesef acı gerçek bu.
Yanıtla (11) (3)Umut tukenmez efecan
Yanıtla (2) (2)"Umududur umutsuzluk düsmanin" demis ünlü bir sair.
Yanıtla (0) (0)Şu demokrasiyi bir türlü kurturamadiniz gitti. Cumhuriyetin kurulusundan 1950 lere kadar CHP tek başina iktidar oldu. Iktidari kaptirdiniz 10 yilda bir darbelere destek verdiniz gene kurtaramadiniz. Sagci solcu demeden insanlari astirdiniz gene gelmedi.
Yanıtla (5) (1)Bazıları için demokrasi “var olanlar arasında en adil, en ahlaklı, en akılcı yönetim anlayışı” değil “gerektiğinde inilecek tren istasyonu” olunca adı var kendi de birazcık var oluyor!
Yanıtla (2) (0)Güzel, analitik ve objektif tespitleri olan bir yazı. Tabii ki herkesin kendi bilgisi, ufku ve niyeti nispetinde anlaşılmakta...
Yanıtla (3) (0)Kürt siyasi hareketinin tek başına durması, CHP ve iyip üzerindeki suçlamaları hafifletir, uzun vadede ülke için hayırlı olur.
Yanıtla (1) (1)CHP de alevi ve Kürt kıyımı var. Bu vb bir çok argüman CHP içindekilerin partiye muhalefet etme sebepleri. Daha parti içinde birlik kuramamışlar oyları bu yüzden 20 nin altına düşecek. Kazanamayacak sınz niye seçime giriyorsunuz. AKP ye yarayacak bu. İyi de 25 yıldır doğuda oyun 1 ile 4 arası. Niye seçime giriyor CHP burada. Demi destekle sen ya. Demin yüzde 2 3 le kaybettiği yerler var AKP ye. CHP AKP yi destekliyor bu mantıkla.
Yanıtla (6) (8)Alevi kıyımı mi var? Gecmiste Sadece alevi partisi haline gelmis chp nin toplumun her kesiminin partisi haline geliyor olması mı söz konusu ?
Yanıtla (8) (3)Bunu battal ilgezdi başta CHP liler söylüyor.
Yanıtla (3) (3)Chp yeni yönetimi bir şeyler yapmak istiyor. Ben sıradan bir okur, kararda bir yazının altına yorum yazmıştım. Yilmaz buyukerseni belediyeler koordinatöru vs gibi bir şey yapıp onure edin diye. Yaptılar. Hatta özgür ozel elini de öpmüş. Çok iyi olmuş. Yilmaz bey de hakikaten pası almış gibiydi. Rahattı. Özgür ve Ekrem Beyler genç ve yeni bir soluk. Desteklenmeliler. Turkiyenin umudu olacak politikacılara ihtiyaç var. Ellerinden tutalım...
Yanıtla (2) (1)Üstelik günün sonunda “Dersim” demenin, “Şeyh Said’in mezarı bulunsun” diye konuşmanın bile hala büyük çoğunluğunun tüylerini diken diken ettiği bir muhalefeti güçlendirmek neden gözü kapalı iyi bir fikir olsun?
Yanıtla (0) (1)Kısaca;
Yanıtla (1) (3)1. DEM'e oy verecek seçmen, Türkiye'nin en bilinçli ve çileli seçmenidir. Partisi dahil, kimseye sorgulamadan oy vermez.
2. Yıldıray bey derin bir yaraya parmak basmış. Kendisini suçlayanların CHP'yi sorgulamaları gerekir. Kürtler, kayyım atanan belediyeler için ne yapmış. Kendi taraftarları dışında kim için adalet, iyilik, ozgurluk istemiş, hangi mağdurun yanında olmuş.
Yazar, DEM in aday göstermeyip CHP yi dolaylı desteklemesinden, dolayısıyla İmamoglunun tekrar kazanmasından çok korkmusa benziyor. Israrla Başak Demirtastan adaylık bekliyor. Yani CHP yi desteklenezlerse iktidar bir Kürt açılımı yapabilirmis gibi olmayacak bir umut veriyor kurt seçmene. CHP düşmanlıği bu ülkeye bir şey kazandırmaz Yıldıray bey. Ülke yangın yeriyken hala AKP ye oy devşirmek hepimize kaybettirir. İktidarı manen guclendirir , cesaretlendirir. Bunu mu istiyorsunuz?
Yanıtla (8) (6)CHP nin faşist zihniyetini söyleyen Sağlar açikca dusuncesini soylemis. Daha once aydin gecinen Livaneli "gerici" derken CHP lilerin çoğunluğunun kendi gibi dusunmeyenlere yapistirdigi etiketi soyledi. Demokrasi diyerek binlerce insani katleden PKK uzantisi partiye hangi ilçeleri vereceğinin pazarligini yapiyor. Simdi Istanbullunun parasini emegini dağlara gondermenin yolunu ariyor. Tabii bunu yaparken Demokrasi icin, Ataturk icin yapiyor bunu ve CHP lilerde bunu kabul ediyor.
Yanıtla (5) (11)DEM pazarlık yapıyorsa sormak lazım çözüm süreci diye hevesle koşanlar ne buldu? Ya da yetmez ama evet diyerek iktidara omuz verenler. Ya da Katil Esed, katil Sisi, Katil Suud, darbeci BAE ya da bu fakir durdukça ülkelerine gönderilmeyecek tutuklular, veya hoca efendi, en son İsveç olayı nasıl sonuçlandı. Bizim sol, liberal, kürt siyaseti ergen hevesi ile tek adama yine güç ve rant verirlerse bedeli de ağır olur, ABD Afganistan’ı terk ederken Uçak tekerinden düşenler de yanılmışlardı.
Yanıtla (9) (2)Fikri sağlar sıradan biri değil,chp nin zihniyetini yansıtıyor.Asıl öfkeleri akp'ye değil İslam'a!%25'ile balans ayırına alıştılar.Masada,chp'ye destek veren partilerin hepsi küçülmedimi?Sayın Demirtaş tecrübeli bir siyasetçi olarak chp ye destek vereceğini sanmıyorum.
Yanıtla (15) (22)islama neden karşı olalım?; Ama gericilere, Afganistanda ki talibanlara, İranlı mollalara, Türkiyede ki kravatlı mollalara, işidlilere, gazeteci öldüren suudlara karşıyız, gençleri kaçıran esir alan hamaslılara, Netenayhu gibi gerici katil tarikat mensuplarına, ve Türkiye'de ki devletten beslenen çocuk istirmarcısı tarikatlara karşıyız. Ahmet 61 anlamak zor mu ?_
Yanıtla (21) (10)İslam'a karşı değilsiniz Hamas'a karsisiniz, tarikata cemaata karsisiniz ,sariga cubbeye karsisiniz,
Yanıtla (7) (7)Bu kadar saf bir millet olmadığımız seçim sonuclariyla tescillenmiştır.
Eğer sen İslamı adalet ve hakkaniyetle yönetmekle değil de sarık, cübbe ve tarikat mensubiyetiyle ölçüyorsan, aklını kiraya vermemiş bütün insanlar nezdinde İslamiyetin nasıl bir din olduğunu sorgulatıyorsun demektir. Bu sorgulamanın sonucunun da çok İslamiyet lehine olduğunu zannetmiyorum.
Yanıtla (8) (4)Sonuçta medeniyet tarikatı kazacaktır halkımız kazanacaktır.Buna emin olunuz!!
Yanıtla (0) (0)kimse islama karşı değil, Millet İslam dinini, Kuran'I Kerim'i, camiyi kullanarak halkı soyanlara, yolsuzluklarına dini alet edenlere, Allah inancına değil, para için ruhunu şeytana satana karşı...
Yanıtla (15) (5)Özgür;"Ortaçağ ziğneyeti" kime söylenmiş?Kast edilen ne?Kim söylemiş?Niçin söylemiş? Vatandaşımızda sandıkta gerekeni herzaman yapmıştır.Ama anlayan kim?
Yanıtla (5) (5)Neye inanalim her gorduğunuz sakalli, namaz kilan, sizin gibi düşunmeyen "gerici" insanlari ötekileştirirken, tepeden bakarak, "şeriatçi" diyerek, gördüğunuz turbanlilara saldirarak basini acarken yaptiginiz ilericilik icin aydinlanma ve demokrasi icin. Ama hic sorgulamayin faşist kime denir diye.
Yanıtla (0) (0)“CHP zihniyeti”, AKP iktidarı döneminde icat edilip muhalefeti doğru yanlış demeden eleştirmek, pek sık da aşağılamak için kullanılan bir ifade. Diyeceğim, belki gençler bilmez, Türkiye’de Müslümanlık AKP‘den önce de vardı. Fark, eskiden namazdan, oruçtan sonra “Allah kabul etsin” denirdi, Cuma’ya, bayram namazına merasimle gidilmezdi. Bırakın artık başkalarının dinini imanını sorgulamayı, ayıp günahtır.
Yanıtla (2) (1)CHP zihniyeti nedir: 1. köpruyu istemeyiz diyenlerin, Keban barajina ne gerek var bu kadar elektrik topraga mi verilecek diye karsi cikanlarin, Ataturk zamaninda Ankara da operadan bakanliklara kadar yapilan yolun genisligine itiraz edenlerin (sonraki kopruler, otoyollar, hizli tren, marmaray, hava alanlari, sehir hastaneleri) ve kendi inandiginin ya da düsundugunun disinda kalanlarin tamamini "gerici" olarak damgalayan zihniyettir.
Yanıtla (1) (0)Siz de mi Türkiye’de AKP dönemi öncesi hep CHP’nin iktidarda olduğuna, köprü yol nedir bilmeyip eşeklerle seyahat ettiğimize, çöp yığınları arasında yolumuzu zor bulduğumuza, hülasa onlarca yıl ülkemizde taş üstüne taş konmadığına inanıp, medeniyeti ilk AKP’nin ülkeye getirdiğine iman edenlerdensiniz?
Yanıtla (0) (0)Muhalefeti eleştirecekseniz somut eleştirin: tarım politikasıyla ilgili falanca önerisine, ya da enerji politikasıyla ilgili filanca görüşüne katılmıyorum deyip ne istediğinizi söyleyin mesela. Kimin inancı nedir, imanı tam mıdır, onun takdirini de Allah’a bırakın- tabii Allah’a, ahrete inanıyorsanız.
Yanıtla (4) (1)Başlar ayak...Ayaklar baş oldu..Ülkenin parası pul..Însanı köle oldu..Sözüne güvenilmez.. Yeşil ve kırmızı pasaportuna bile itibar edilmez oldu...Kısacası ülkemiz...Mazhar osmanlık oldu...
Yanıtla (6) (1)Kürdü, Türkü, milliyetçi, solcu, liberal, dinci, cahil, okumuş, entellektüel, yazar, çizer, siyasetçi vesaire ne dersek diyelim hepsinin başına Ortadoğu’ lu tanımı koymayı asla unutmamak gerek.
Yanıtla (2) (0)DEM İstanbul'u seviyorsa, Kanal İst. kabusuna engel olmak istiyorsa, bu şehir umurundaysa İmamoğlu'nu destekler.
Yanıtla (15) (6)Başak Demirtaş hangi kadrolarıyla bu dev şehri yönetecek? İstanbul'da yaşamışlığı var mı? Tarihini biliyor mu? Yerel yönetim tecrübesi nedir?
Maçoğlu'nun Kadıköy'e aday olması saçmalığının başka bir versiyonu.
CHP 40 ilde 25 yıldır 1 ile 10 arası oy alıyor. Dün de bugün de 25 yıldır seçime giriyor buralarda. Dem in 1 2 puanla AKP ye kaybettiği çok yer var. CHP neden giriyor seçime. Bu kibir nedir ya. Herkes partisini CHP yi kazandırmak için mi kurdu.
Yanıtla (5) (9)Konu CHP'ye kazandırıp kazandırmamak değil, konu İstanbul. Anlayın artık şunu. İmamoğlu DEM'den aday olsaydı, "CHP, İmamoğlu'nu desteklesin." yazardım. Feshane, Müze Gazhane vb., yurtlar, kreşler, kütüphaneler, İBB Miras, parklar...
Yanıtla (13) (6)İktidar adayı kazanırsa bakın bakalım bütün bunlara ne oluyor.
Konu İstanbula ittifaka ihtiyaç var. 2019 ve 2023 de karşılıksız CHP desteklendi. İyipe 5 deme beş garanti ilçe verilmeli. Sıra CHP de. Diğer illerde garanti beş büyükşehir deme 5 de iyipe verilmeli. Tabi konu vatansa. Haa mesele rant. CHP rant için birbirini yiyor. Değilse destek verenleri desteklesin bu sefer değil mi.
Yanıtla (3) (3)CHP 40 ilde niye seçime giriyor. Bunu anlatın.
Yanıtla (4) (4)Mesele CHP'ye kazandırmak değil, AKP'ye kazandırmamak. Kürtler tek adam rejimine belediye kazandırarak ne tür bir çıkar elde edecekler? Bütün ülkede demokrasi, özgürlükler ve adalet yok edilmişken, üstelik bütün büyükşehir belediyeleri de AKP tarafından alınmışken nasıl bir rejim altında nasıl bir hayat yaşamayı umuyorlar?
Yanıtla (5) (3)O zaman CHP bu sefer İstanbulu 10 ilçesinde ve 10 büyükşehir de dem ve iyipi desteklesin. Garanti kazanılan yerler ama. Bu sefer fedakarlığı CHP yapsın değil mi. Mesele AKP gelmesinse tabi. Hep CHP ye mi oy verilecek 2019 ve 2023 de CHP ye oy verildi. Sıra CHP de. . CHP bunu yapmazsa bir il bile kazanamayacak. CHP 40 ilde de seçime girmesin. Kazanamayacağın 4 5 puan aldığı 40 yerde niye seçime giriyor.
Yanıtla (0) (1)İmamoğlu’nun şehre kazandırdıklarını korumak gerektiğinde sizinle hemfikirin. Dilerim iktidar yandaşlarının bir kesimi de artık her şiddetli yağmurda her yeri su basmadığını filan farkediyordur. Öte yandan HDP/DEM’in Kürtler’in yoğun yaşadığı bölgelerde kayyum uygulamasına son verilmesini istediği, CHP’nin ise bu demokratik talebi bugüne kadar yeterince savunmadığı gerçek. Bu durum, DEM tabanında önemli bir tepki yaratmış anlaşılan; parti yönetimi de tabanın sesini dinlemek durumunda; işleri zor
Yanıtla (0) (0)DEM’in işi zor. Şöyle ya da böyle, ya şunun ya bunun için günah keçisi işlevi görmesi şaşırtıcı olmaz. Seçimlerde ağırlığını koymak istemek demokratik hakkı. Öte yandan bir öğretmen olarak Türkiye, İstanbul tarihini de iyi bildiğinden hiç şüphem olmasa da, Başak Hanım’ın İstanbul’da yerel yönetim tecrübesinin sınırlı olduğu açık. İstanbullu parti kadrolarından desteğe ihtiyacı olacaktır. Ama kim desteksiz yönetebilir ki…
Yanıtla (2) (1)Diyarbakır Surda büyüyen yaşayan biri İstanbulu, tarihini nasıl iyi biliyormuş? Şaka mı? Nasıl bir ülke, nasıl bir toplum burası? Murat Kurumun bildiği bile şüpheli. Hatta İmamoğlu. Biraz ciddiyet.
Yanıtla (0) (1)İstanbul tarihini bilmekten bahsettim, İstanbul‘u bilmekten değil. Ayrıca, ülkemizde bırak İstanbul’u, Türkiye’yi, dünya, dünya tarihi hakkında ahkam kesen, bildiği de bildik o kadar çok yüksek sesle konuşan varken, sırf İstanbul’da oturmuyor diye birisinin tarih bilgisini sorgulamak pek anlaşılır değil.
Yanıtla (0) (1)"Dem istanbulu seviyorsa"
Yanıtla (0) (1)Sesli güldüm
Sonrasını okumadım
Sonra bastım eksiyi :)
Evet, DEM’in de aday çıkarma konusunda kendi kararlarını verme hakkına saygı gerekir. Öte yandan İstanbul’da İBB’yi muhalefetin kazanmasını da çok önemli, özellikle de şehri deprem beklediğinden. AKP iktidarının bu konudaki sicili ise maalesef hiç güven vermiyor.2012’de kentsel dönüşüm yasası çıkarıldıktan sonra İstanbul’da müteahhitlerin sırf 130 projeden kazandığıyla en riskli binalar vatandaşa yük de olmadan çoktan güvenli hale getirilebilecekken, yapılmamış…(Bkz:B. Özgür. Gazete Duvar, 20.1)
Yanıtla (3) (1)Yetmez ama evet.
Yanıtla (0) (0)Evet CHP'nin başta kazanamayacağı bir yarış için aday olmakta direten ve o utanç verici gizli anlaşmayı imzalayan Kılıçdaroğlu olmak üzere pek çok kusuru var. Fakat yine aynı CHP delegeleri hata yapan lideri tüm bakılara rağmen yönetimden uzaklaştırarak demokrasi dersi vermiştir. Bugün CHP dışında bunu yapabilecek başka hiçbir parti yoktur.
Yanıtla (4) (0)Yıldıray bey CHP düşmanlığını yine yazıya dökmüş. Kendisi her koyunun kendi bacağından asılmasını önermiş ve koyunların kurta karşı birleşmelerini önerenleri eleştirmiş. Bu taktirde elbette her koyun kurt tarafından teker teker avlanacaktır. Ancak fikir ve vicdan özgürlüğü ve adalet tesis edilmesi halinde kurulacak demokratik rejim için işbirliği yapma çabasının neresi yanlış?
Yanıtla (9) (1)Osmanli imparatorlugu ve devamı Türkiye Cumhuriyetinin oturmuş kültürü, ve gelenekleri.var..Bunu kimse değiştiremez..Politikacılar daha donanımlı ve pratik akıllı olsunlar. Soyut konular üzerinden beleş sandık göndermeleri yapmasınlar..
Yanıtla (1) (0)Istanbulu kazananin 7 canli olmasi lazim. 20 milyonun derdini cekmek kolaymi. Ben 5 kisilik aileyi zor yönetiyom.Halkin kendi malini kendisinin korumasi lazim. Herseyin hesabini istemesi lazim.
Yanıtla (2) (0)Yanlış hesap bağdattan yanlış yazı buradan dönsün Yıldıray.sanki kendi başlarına girseler değişen birşey oluyorda.Kendin söylüyorsun kayyumları.TC'nin cüzzamlı partisi onlar.AKP MHP CHP nasıl kadrolaşıyorsa onlarda biryerlerden nemalanmaları lazım.Bunuda çaktırmadan büyük partiler üzerinden yapmak istiyorlar.Dün akp olur bugün başka parti.Siyaset işte münafıkların işi Türkiyede.Önce milliyetçi muhafazakar oy sayımını iyi değerlendir sonra böyle yazılar yaz.Örneklemelerin tek taraflı.
Yanıtla (1) (0)Görünürde hiçbirşey olmasa da birşeylwr oldu. D perinçek d Bahçeli iktidar ortağı oldu. Meclis gitti tek kişilik hükümet geldi. Anaysa ve yasalar bitti khk kanun hükmünde kanun geldi. Hırsızlık bitti yolsuzluk geldi. YavuzHırsız evsahibini korkuttu ev sahibi suçlu oldu. Dindarlık bitti kindarlık geldi.
Yanıtla (5) (0)2019 yerel seçimde muhalif partiler biraraya gelip akp zorbalığına dur dediler. Şimdi muhalefet darmadağın oldu.
Yanıtla (3) (1)Her parti kendini kurtarmaya çalışıyor. chp dışındakilerin kazanma derdi yok, sadece oy oranlarını korumaya çalışıyorlar. Zorba yönetimin milleti açlıkla sınadığı kimsenin umurunda gözükmüyor. Muhalif seçmen sandığa gittiğinda nasıl davranacak merak ediyorum.
İktidar ve muhalefetin çoğu ( buna bazı CHP mahfilleri dahil) İmamoğlu karşısında gizli-açık saf tutmaya başladı. Kürtler kayyum, kapatma, hapis tehditlerine boyun mu eğecek, yoksa 4 yıl sonraki iddialı lider adayına yatırım yapacak göreceğiz. Yazar için ise, Deva ve Gelecek hayal kırıklığından sonra hiç olmazsa AKP ile devam tadında bir yazı olmuş.
Yanıtla (4) (0)Prensip olarak, okumaya başladığım yazılardaki kelimelerin anlamlarını yakalayabilmek için dikkatlice okumaya çalışırım. Yıldıray Oğur'un bu yazısını dikkatlice okumak içimden gelmedi. Cümleleri değil ama hızlı bir şekilde paragrafları okumaya çalıştım. Subjektif bir yazı olmuş. Kelimeleri okusaydım düşüncem değişir miydi? Bilmiyorum.
Yanıtla (0) (2)dem'in gelecekte ak partiden değil ama mhp'den bir beklentisi ve umudu varsa istanbul seçimine başak demirtaşı aday göstermesinde bir sakınca yok.
Yanıtla (4) (5)Bu anlamlı ve güzel bir yorum oldu.Gerçekten de Dem ve Mhpnin birbirlerinden zararlı olma ve Türkiyenin önünde bir handikap olmaları bakımından bir farkları yoktur.Tek farkları maske ve isimleridir.Birbirlerine muhtaçtırlar kendilerinin saltanatını devam ettirmeleri açısından.Çünkü birinin varlığı diğerini de mümkün kılıyor.
Yanıtla (3) (3)Kürtler chp kazansın diye siyaset yapamaz.Chp kürtleri kullanarak belediyeleri alacak, fakat bilinç altında cahil ve görgüsüz olarak onları görecek. Demirtaş ta chp'yi destekleyerek hapisten çıkamayacağını biliyor. Bağımsız kalan bir DEM belki hapis yatan eski hdp liler bir şans olabilir. Tabii akıllı olabilirlerse.
Yanıtla (8) (9)Kimse kimseyi böyle görmüyor uydurma Zaza.CHP,son sığınağın,ister gel birlik olalım,ister Demirtaş’ı ve diğerlerini içeride tutsak alan zihniyetin kucağına otur.
Yanıtla (11) (7)Şu kibre bak. Halkı aşağılayan küçük gören emreden uslup dil... Faşizmin kapı gıcırtısı bunlar. Neyin doğru olduğunu sadece bunlar bilir.
Yanıtla (3) (4)Ne laik soslu diktatörlük ne de din soslu.. tam demokrasi herkese özgürlük
Yanıtla (4) (0)Sanki Türkiye’de hiç bir sorun yok, tek sorun chp,Türkiye’de din soslu bir faşizm sorunu var.Kürt kökenli seçmen kendi bilir,çocukları için, ya demokrasi, yada din sopalı faşizme destek verecekler, başka deyimle kendilerine ve bizlere yaşam alanı bırakmayan bir ortaçağ artığı karşı devrimci grüha destek verecekler. Bunların ne menem olduklarını Eğer görmek istiyorsak, gençlerin neden bunların yönettikleri şehirlerden kaçmaya çalıştığına gidip bir bakmak yeterli.Sağlar boşuna şüphe duymuyor.
Yanıtla (17) (10)Fikirsiz Sağlar yine boş fikirlerini beyan etmiş.
Yanıtla (3) (3)Kürt siyasetinin Dersim olayları, Şeyh sait, Seyit Rıza gibi siyasi fikir, ideoloji veya halkına önder olma yerine din üzerinden kalkışma ve aşiret kültürü ötesinde bir özelliği olmayan işlere takılmak yerine gerçekten kürt davasını, demokrasiyi, eşitliği öne getirenlere yönelmesi beklenirdi. Oysa Cumhuriyet karşıtlığını diri tutmaya yönelik işler yapmayı yeğliyorlar. Oysa Cumhuriyet zaten liberal, cemaat, sol, kürt işbirliği ile ömrünü doldurdu. Sonuçta fiilen rejim değişiyor.
Yanıtla (2) (3)Ülkenin tüm siyasi renkleri parlemento kendi adlarını taşıyarak bulunmuyorsa, orada demokrasiden bahsedilemez. Mevcut sistemde bu mümkün gözükmüyor. Her partinin tatava yapma hakkı vardır. Ama bu demokrasiyi ve parlemento da temsili getirmiyor. Kürt sorunu var da Türk sorunu yok mu? Ben Türküm deyince tüm kapılar sonuna kadar açılıyor mu!…
Yanıtla (2) (1)Tüm kapılar, sıradan bir müslümana veya sıradan bir türk'e açılmıyor ama, birçok kapı Türkçü'ye bir çok kapıda bazı sermaye sahiplerine açılıyor gibi bir kanaat var toplumda.
Yanıtla (3) (0)Kürtler AKP kazansın diye siyaset yapsın. Liderlerini hapse tıkan seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atayan AKP kazansın diye siyaset yapsınlar. Hadi ne halleri varsa görsünler.
Yanıtla (5) (6)Sayın yazar geçmiş dönemde siz liberaller, cemaatçiler, kürt siyaseti, bazı sol kesimler elele iktidara destek olmadınız mı? Peki ülkede gelinen durum daha mı iyi? Popülizm yandaşlığı ve elit diye ülkenin yetişmiş insanlarına duyulan husumet ile nereye varılacak!
Yanıtla (7) (6)DEM partinin politbürosu ile tabanını ayırmak lazım. taban demirtaş'ı isteyebilir ve istiyor ama politbüro kandile, kandil de abd'ye bakar. chp nin abd çıkarları ile uyumlu son halinin devamı için abd'nin diğer müttefiği olan kandil ile kaynaşmasının devamı istenecektir.
Yanıtla (3) (4)Ağzınıza yüreğinize sağlık çok güzel bir yazı oliumuş.
Yanıtla (2) (5)Dem partisi havanda su dövüp absürt bir strateji ve yol izleyerek Kürt halkını ve kendisini sonucu belli olmayan ve hatta sonuçsuz bir siyasi keşmekeşliğe mahkum ediyor.Şahsiyetli bir politika izleyerek başladığı Kürt halkını daha iyi bir yere getirme iddiası ve ya sorumluluğunu devam ettirmesi adına yalnız başına hareket etmesi daha sağlıkılı bir yol gibi geliyor bana.Kendi cihetlerinden baktığımda böyle gözüküyor.
Yanıtla (3) (3)Eskiden Demirtas birsey ifade etmezdi, siradan klasik varsa yoksa „Kürt“, diye düsünürdüm.
Yanıtla (11) (3)Mevki makam maddiyat icin iki büklüm olan eziklerden degil, Türkiye icin büyük sans olduguna inaniyorum, ön yargilari birakirsak.
Siyasi rehine olarak ailesinden koparilmis, yedi senedir mapusta olmasina ragmen , mücadeleyi birakmiyor, düsmanlarinin dahil gizli hayranligi var teslim olmayan dik durusuna.
Gariplere gücü yeten rahip bronsonlara gücü yetmeyen bir zihniyet Demirtaş ve diğerlerini hapiste tutuyor.
Yanıtla (14) (3)Son cümle: Pazarlık yapmak isteyenler önce bu hakka saygı duymalıdır. Siyasi tarihi biraz bilene her şeyi tam ve eksiksiz anlatıyor. Hakka saygı, hakķına saygi maalesef kürtlerin Cumhuriyet tarihi boyunca görmedigi ve muhtemelende göremeyeceği bir olgudur.
Yanıtla (3) (1)Pazarlık konusunun bu kadar ayağa düşmesine de biraz vurgu yapsaydı sn yazar.
Yanıtla (4) (1)Konu Kürtler olunca duymazlar ki. Sağolun sayın Oğur.
Yanıtla (4) (3)aslında saadet , deva , gelecek partileride seçime kendi adaylarıyla girsede şu chp nin ne olduğu ortaya çıksa
Yanıtla (5) (5)Belkide, bazan tatava yapmayıp basıp geçmektir,
Yanıtla (7) (5)Adaletsizliğe haksızlığa hukuksuzluğa ve zulme karşı koymanın adı..
Son seçimde yüzde 48 in hepsi aynı partiden aynı görüşten değildi, ancak adaletsizliğe zulme dur için tatava yapmadı ve bastı geçtiler..
Tatava yapsada yapmasada iktidar kazanacak ki kazanması bence daha iyi çünkü kaybederse Erdoğan üçüncü defa Cumhurbaşkanı olmak isteyebilir
Yanıtla (1) (4)Bu seçim demokrasi v.s. acayip bir şey...10bin lira alanlar 150-200bin lira alacakları seçiyo...sonra onlara dilencilik ediyorlar...Aklım pek basmıyor galiba...
Yanıtla (15) (0)Bu korkulara kimler sebep oluyor..Kimler pompalıyor.. Osmanlı'nın son dönemlerinde. Paşa'nın birisi yabancı elçilere şöyle demişti.. Biz içeriden Siz dışarıdan bir türlü İmparatorluğu yıkamadık.. ülkemizde gerçek bir Demokrasiyi kuramadık.. refahı huzurlu sağlayamadık. Tabana yayamadık. iktidar bunları sağlamak yerine ülkenin hassas Sinir uçları ile oynadı oynamaya da devam ediyor..Devlet güçsüzleştikçe muhalifler ırkçılar bölücüler radikaller şeriatçılar pastadan pay kapma yarışına girdiler..
Yanıtla (7) (1)