Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin
88 yıl sonra ilk kez 2010’da izin verilen ve 15 Ağustos’ta tekrarlanan Trabzon Sümela Manastırı’ndaki bu yılki ayin itirazlara rağmen 10’uncu kez yapıldı.
Bu yıl Sümela’daki ayinin iptal edilmesi için ciddi bir kampanya yapıldı.
Kampanyaya en hızlı FETÖ avcılığı ve Mavi Vatan teorisyenliği sonrası terfi ve üstün hizmet madalyası alması beklenirken gelen sürpriz istifasından sonra emekliliğini “palikarya tehdidi” teorilerine adayan emekli amiral, git gide 50’ler Büyük Doğu dergisi retrospektif sergisine benzeyen Yeniden Refah Partisi ve anlaşılan seçim sonuçlarından çıkardığı ders milliyetçilikte en iyi olmak olan İYİ Parti de katıldı. Onlara, iktidardan daha vatansever olduklarını ispat vesilesi olarak neredeyse yok olmuş bir dini azınlığın iki saatlik ibadetine taş koymayı seçen başka yerli ve milli muhalifler de eklendi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Yeniden Refahlı milletvekili ayin için 15 Ağustos’un yani Trabzon’un Fethi’nin yıldönümünün seçilmesinin tesadüf olmadığına dikkat çektiler.
Böylece Trabzon’un Fethi’nin intikamı mı alınıyordu?
Yine de birden bire büyük hassasiyet gösterdikleri Trabzon’un Fethi yazıp bir Google’a basmaları hassas bir davranış olurdu.
Eğer böyle yapsalardı; 1953’te 500’uncü yıldönümünde ilk kez fethi kutlanan İstanbul gibi, Trabzon’un fethinin de ilk kez 500’üncü yıldönümünde 1961’de kutlanmaya başlandığını, meşhur tarihçi İsmail Uzunçarşılı’ya referansla fethin yıldönümünün 1961’den 2023’e kadar 26 Ekim’de kutlandığını öğrenmiş olurlardı.
Geçen yıl bazı tarihçilerin tarihi vesikalarla itirazları üzerine Trabzon Valisi, Trabzon Fethi yıldönümünü değiştirdi ve 15 Ağustos yaptı. Bu yıl da fetih ilk kez 15 Ağustos’ta kutlandı.
Yani 2010 yılında Sümela’da ilk ayin 15 Ağustos’ta yapıldığında ve geçen yıl 9’uncu kez bu ayin yine aynı gün tekrarlandığında Trabzon’un fethinin yıldönümü 15 Ağustos değildi, 26 Ekim’di.
Peki, Sümela’daki ayin niye ısrarla 15 Ağustos’ta yapılıyor?
1500 yıllık bir ısrar bu.
Ortodoks Hristiyanlar ve diğer bütün Hristiyanlar, 6’ıncı yüzyıldan bu yana 15 Ağustos gününü "Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü" olarak kutluyor. Hatta öncesinde 15 gün oruç tutuyorlar.
15 Ağustos’ta Meryem Ana’nın göğe yükselişinin kutlanacağı en iyi adreslerden biri de Sümela Manastırı.
Çünkü bu manastır MS. 386’da İsa’nın havarilerinden Aziz Luka’nın yaptığı az sayıdaki ikonadan biri olduğuna inanılan Meryem ile İsa’yı gösteren Panagia Atheniotissa’nın yüzü suyu hürmetine yapılmıştı.
Sophorinos ve Barnabas adındaki iki ermişin rüyasına giren Meryem Ana’nın tarifiyle kaçırılan ikonalar Trabzon’un ıssız ormanlarındaki bir mağarada bulunmuştu. O mağaranın üzerine de Meryem Ana Manastırı da denen Sümela Manastırı inşa edildi. Ve dünyanın her yerinden Hristiyanlar yüzlerce yıl boyunca bu ikonaya yüz sürmek için Sümela’ya tırmanıp hacı oldu. Daha sonra manastıra İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal haçtan bir parça (rölik) da bağışlanarak kutsal emanetler zenginleşti.
1200’lerde Marco Polo’nın bile Çin’e giderken ve dönerken kullandığı Trabzon -Tebriz yolunun yaz güzergahı üzerinde yer alan Sümela Manastırı popüler bir hac merkezi haline gelmişti. Sümela’yı ziyaret için yılın en iyi zamanı da 15 Ağustos’tu.
Sümela Manastırı’nın 1600 yıllık tarihin 1920’lere kadar en mutlu ve kutsal günlerini Pontus üzerine çalışmalarıyla tanınan tarihçi Özhan Öztürk, şöyle anlatıyor:
“Trabzon ve civarında yaşayan Rumlar hatta Rusya’ya yerleşmiş olanlar bile yılda bir defa Ortodokslar ve Hristiyan âlemi için Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olması hasebiyle kutsal olarak kabul edilen 15 Ağustos günü Sümela manastırına gelerek mucizeler yarattığına inandıkları “Kutsal Bakire” ikonasını öperek, önünde dua etmekteydi. Bunun için “Meydan” da hazır bekleyen katır sürücüleriyle anlaşırlar ve 14 Ağustos günü şafak sökerken manastırda hazır bulunurlar, hastalıklarına derman ararlardı. Meryem Ana’dan şifa bekleyen Müslüman ziyaretçiler de manastırdan eksik olmazdı. Ziyaretçiler kendileri için hazırlanmış derme çatma barınaklarda ağırlanır, keşişler manastırın 15 katırıyla ziyaretçileri doyurmak için 2 hafta öncesinden Maçka ve Akçaabat’tan gıda malzemesi stoğu yaparlardı. Ayin devam ederken eğlenilmez, manastırın çanıyla ayinin bittiği ilan edilince horonlar edilir, tüccarlar bağırarak mallarını satmaya çalışır, ertesi gün 16 Ağustos’ta herkes dönüş hazırlıklarına başlardı.”
Anlaşılan hayatlarında ilk kez duydukları Trabzon Fethi için ortalığı ayağa kaldırmaya çalışanlar, Ankara’daki bazı bürokratları da bir süre etkilemiş, bu seneki ayine izin gecikmiş, ama araya giren siyasiler bürokratik bağnazlığı çözmüş ve birkaç saatlik ayine bu yıl da izin verilmiş.
İstanbul’un fethi gibi, Trabzon’un fethini de hiç kutlamamış olan Osmanlıların fetihten sonra koruyup kolladığı bir manastırda birkaç saat Tanrı’nın adının anılmasından endişeye kapılmak pek büyüklük işareti olmasa gerek.
Devlet Arşivleri sayfasına girip arama yaptığınızda bugünkü vatanseverlerde olmayan o özgüvenin izleri görülüyor.
II. Beyazıt, I. Selim, II. Selim, III. Murat (1574), I. İbrahim (1640), IV. Mehmet (1648), II. Süleyman (1687), II. Mustafa (1695) ve III. Ahmet (1704) Sümela Manastarı’nı korumak için fermanlar çıkarmış, Trabzon’daki şehzadeliği sırasaında Yavuz Sultan Selim manastıra 2 şamdan ile 10 adet el yazma kitap hediye etmiş. 1710’da III. Ahmet ve 1749’da I. Mahmut dönemlerinde duvarları onarılıp, fresklerinin yenilemişti.
1880 ve 1895 yıllarına ait evraklara göre Sümela Manastırı’nda yaşayan rahipler keçi sütünden yaptıkları özel tereyağlarını düzenli olarak padişaha hediye olarak sunmaktalardı.
Yine evraklardan dağın başındaki izbe manastırın devletin bilgisi sahilinde Patrikhane tarafından metropolit ve papazlar için bir sürgün yeri olarak kullanıldığı anlaşılıyor.
1920’lerde Rus işgali sırasında Rum çetelerin mesken tuttuğu manastır, 1923’de son papazlar da Lozan mübadelesiyle Yunanistan’a göç ederken bile iyi durumdaydı.
Ağustos 1923’de manastırdan göç eden son papazlar yolda başına bir şey gelmemesi ya da bir gün geri gelme ümidiyle Sümela’yı asırlar boyu bir hac merkezine çeviren üç kutsal emaneti, manastır yolu üzerindeki Aziz Barbara Şapeli’ne gömmüşlerdi:
“12 Havariden Lukas’ın resmettiğine inanılan Kutsal Meryem ikonası, haydutların saldırısı sonucu 640 yılında yağmalanan ve tahrip edilen Manastırın, 644 yılında yeniden inşasına öncülük ettiğine inanılan Aziz Christopher tarafından parşömen üzerine yazılmış olan İncil nüshası ve Komnenos Kralı III. Manuel tarafından Manastır’a bağışlanmış olan İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal haç parçası (rölik)”
Mübadele sonrası başka kiliseler gibi Sümela da yıllarca define avcılarının yağmasının mağduru oldu.
1931 yılında olanı ise devletin resmi Sümela sayfasından okuyalım:
“1931 yılında Trabzon’dan göç etmiş olan Rumların ve Santi Metropoliti Polycarp’ın, dönemin Yunanistan başbakanı Eleftherios Venizelos’u Sümela’da kalmış olan kutsal eşyalar; “Lukas ikonası, haç parçası ve İncil nüshası” hakkında bilgilendirmesi üzerine; Venizelos mezkur kutsal eşyaların Yunanistan’a götürülmesini sağlayacağına söz verir. Sözünü tutan Venizelos, aynı yıl Başbakan İsmet İnönü ile bir buluşmasında bu durumu gündeme getirmiş ve eşyaların Yunanistan’a götürülmesi için izin istemiştir. İsmet İnönü Venizelos’un talebini olumlu karşılamış, Kurtuluş Savaşı dönemindeki faaliyetlerinden dolayı 1921 yılında Amasya İstiklal Mahkemesi tarafından gıyaben idama mahkum edilen 74 kişinin arasında bulunduğu için kendisi Türkiye’ye gelemeyen Trabzon eski Metropoliti Hırisantos, Sümela’nın keşişlerinden Ambrosios’u kutsal eşyaların gömüldükleri yerden alınarak Yunanistan’a götürülmesi ile görevlendirir. Ambrosios, 22 Ekim 1931 tarihinde Türkiye’ye gelmiş, Türk güvenlik güçlerinin denetiminde, kutsal eşyaları Aziz Barbara Şapeli’nde gömülü oldukları yerden çıkartarak Yunanistan’a götürmüştür. Kutsal eşyalar Atina Bennaki Müzesi’ne konularak yirmi yıl burada muhafaza edilmişler, daha sonra Karaferye’de inşa edilen “Yeni Sümela Manastırı”na konulmuşlardır.”
1931 yılında Venizelos’un Türkiye ve İsmet İnönü’nün Yunanistan ziyaretlerinde kararlaştırılan bu kazı izninin belgesi hala Cumhurbaşkanlığı Arşivleri’nde duruyor.
İznin altındaki imza Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e ait.
Eğer doğduğu Selanik Yunanistan’ın eline geçmiş, İstiklal Harbi’nde Yunan ordusuyla savaşmış Mustafa Kemal Paşa, Pontusçuluktan endişelenseydi hatta Yunan düşmanlığı yapsaydı onu suçlamazdık.
Ama Mustafa Kemal’in özgüven gösterdiği bir konuda, aşırı hassasiyet yapmak 2023 yılında başkalarına nasip oldu.
Ama tabii türlerinin tek örneği değiller.
Trabzonlu bir mübadil aileden gelen Drama Metropoliti Pavlos da Yunanistan’daki benzer milliyetçilerden çok çekmişti.
2019 yılında Gümülcine’deki Türkiye elçiliğinin 29 Ekim için düzenlediği resepsiyona katıldığında milliyetçiler ayağa kalkmıştı.
Yunan Çözümü (Elliniki Lisi) Partisi Başkanı ve Larisa milletvekili Kiriakos Velopulo, verdiği soru önergesinde “Türkiye’nin Kıbrıs’ı işgal ettiğini, orada bulunan kiliseleri otele, depoya ve ahırlara dönüştürdüğünü bir Türk yetkilinin “Batı Trakya’nın gerçek sahibi biziz” dediğini hatırlatıp, Metropolit’in bu davette ne işi olduğunu” sormuştu.
Metropolit Pavlos ise 2010 yılında memleketi Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda ibadet izni haberini alınca gözyaşlarına boğulduğu Türkiye ile iyi ilişkiler kurmakta ısrar etti.
2022 yılında 59 yaşında vefat ettiğinde mezarına Trabzonspor forması konacak kadar fanatik bir Trabzonspor taraftarıydı.
Bu yılki törende İmrozlu Patrik Bartholomeos, Trabzonlu Pavlos’tan bahsetti:
“Bugünkü dualarımızda, merhum Drama Metropoliti Pavlos da vardı Kendisinin, memleketi Trabzon'a olan sevgisi o kadar büyüktü ki, bu sevgiyi ve ilgiyi bize ve patrikhanemize de aşıladı. Merhum Metropolit Pavlos'un temelini attığı bu sevgiyi ise, siz kıymetli Trabzonluların bizlere olan alakası daha da büyüttü.”
Bartholomeos, ayin için izin veren yöneticilere de tekrar teşekkür etti.
Sümela tartışması gösterdi ki, 88 yıl sonra Sümela’daki anmaya 2010 yılında ilk kez izin veren AK Parti iktidarı, her ne kadar 2010 yılındaki demokrasi, insan hakları karnesinin hayli gerisine düşmüş olsa da milliyetçilik, yabancı düşmanlığı, azınlık hakları gibi konularda muhalefetten hala ileri bir yerde duruyor.
Muhalefetin de yerine sessizce oturmayla sonuçlanan bu aşırı ve gereksiz yükselmelerden çıkaracağı dersler var.
Ayinin üzerinden geçen 10 saatin ardından Trabzon hala Türkiye sınırları içerisinde, babaannesi hala Rumca konuşanların bile Kıpçak Türkü olduğuna emin olduğu Trabzon’da kimse Pontus hülyası kurmuyor, zaten Patrik ve papazlar da çoktan İstanbul’a döndüler.
Bir tek ayine katılan Trabzonspor’un Yunan futbolcuları şehirde kaldı. Trabzonlular da onlardan ve yılda bir kere bölgedeki turizmi canlandıran ayinden çok memnun görünüyor, bir mani çıkmazsa seneye yine bekliyorlar.
Bu arada Trabzon’un Fethi’ni de bu yıl ilk kez 15 Ağustos’ta kutlandı.
Onlar için daha fazla endişelenmenize gerek yok.















Bu gelişmeler gizli kalmış içlerindek yıllarca sakladıkları duyguları dışa vurum ihtiyaci göstererek kendilerini deşifre eden pakradunileri görme şansı yaratmıştır milliyetçi düşünceye sahip insanlar için ve devletimiz için tek olumlu yani budur onun dışında orda ayın yapilmamasii ve farklı bir bekleyiş içine girilmemesi için verilen tüm mücadeleye katılıyorum değerli cihat pasamizin konuya hassasiyeti ayrıca devletimizin her konuda ne kadar hassas ve yerinde müdahaleye etkin olduğunu gösterir
Yanıtla (0) (0)Ispanya`daki Kurtuba camiinde bizler ve oradaki müslümanlar namaz kilabilirler mi?
Yanıtla (0) (0)Kendi topraklarında İslama ait ibadet yerlerini yıkan ,,yıkmadıkları yerleri özellikle “ahır”olarak kullanan ortodoks yobazlarının ülkemizde bulunan bir ibadet yerinde ayin yapmalarına izin vermişiz.Buna alicenaplık diyemeyip de Türklüğü milliyetçiliği yerme vesilesi yapabilmek özel bir kabiliyet ister.Bu kabiliyeti hemen hemen yazınızda görüyorum.Tebrik ederim. “
Yanıtla (0) (2)Bu...."....Ayinin üzerinden geçen 10 saatin ardından Trabzon hala Türkiye sınırları içerisinde, babaannesi hala Rumca konuşanların bile Kıpçak Türkü olduğuna emin olduğu Trabzon’da kimse Pontus hülyası kurmuyor, zaten Patrik ve papazlar da çoktan İstanbul’a döndüler...." ohhhbem tadı huzuruyla selam olsun...
Yanıtla (0) (1)Sayın yazar makale mi yazıyorsun, tefrika mı?
Yanıtla (0) (0)Yazınızı tamamını okudum tek kelmeile harika bir Alevi olarak şizi kutluyorum
Yanıtla (3) (1)Yakışır size ozunuzu belli ediyorsunuz
Yanıtla (2) (3)İster ekonomi batsın ister çıksın artık umurumda değil. Erdoğan dan tek isteğim bütün milliyetçileri karşısına alıp onlarla savaşması. Milliyetçiliği yerle yeksan etmesi lazım. Bu ülke başka bir şekilde düzelmez. Kemalistlerin ne olduğunu herkes biliyor artık. Savaşması gereken tek kesim milliyetçiler. Erdoğan bu savaşı başlatırsa sonuna kadar destekleyeceğime söz veriyorum.
Yanıtla (2) (9)Yolcu,,Sonra**,,,Ortalık ta hevallere,isid vb kalsin ve hep beraber Egemenlerin fikirsel zihin tapinaklarinda onlara hizmet...**Yolcu cokkk yolcu gördük alıştık bir tane daha YOLCU GÖRMEYE..
Yanıtla (0) (0)Zenci Musa, yorumlarında gereksiz yere BÜYÜK harfler, gereksiz noktalamalar *? kullanma!!! İnternet adabında büyük harfle yazmak bağırmak olarak görülür.
Yanıtla (2) (1)Ne idüğü belirsiz bir takım kelime ve kavramlarla müslümanları kandırırsınız bir uydurma laflarla!
Yanıtla (0) (2)bu ayine izin verilmesine karşı çıkanları eleştirmek yerine, Atina’da 2020 yılına kadar tek bir cami yok. Osmanlı’dan kalma Cizderiye ve Fethiye camileri hala Yunan tarihi müzesi olarak hizmet veriyor. Girit ve Rodos’taki Osmanlı eserlerinin durumu ne bunları bir araştırın. Ortalama Yunan’ın Türk’e karşı kini ortadayken bu ayinler sadece onların Helenistik ideallerini canlı tutar.
Yanıtla (4) (8)Türkiye, kendine güven duyduğunu göstermiş oldu Yunanistan'da olan haksızlıklar, buradan düzeltilemez. Onların, geçmişte, yüzyıllar boyunca Türk bayrağı altında yaşamış olmalarını, onlara karşı kullanan, istismarcı güçlerin kışkırtmalarını, biz sağduyulu davranarak boşa çıkarmalıyız. Haklı olan güçlüdür. Güçlü olan, kendinden emin olur.
Yanıtla (5) (0)İptal etmek İslam hukukuna aykırıdır.Sonuçta bu bir ibadettir.Herkes hesabını Allaha verecek.İbadet hürriyeti için iptal etmek falan değil,siyasi açıdan tartışmak daha evladır.Hristiyanların özellikle ortodoks hristiyanların İslam düşmanlığını her fırsat ve platformda anlatmalı ve Kilisenin bu konudaki rolüne vurgu yapmak lazımdır.Kapalı kapılar ardında adamlar gidip gelip İncili ve kilise tarihini ya da azizlerin hayatını okumuyor herhalde.Dünyanın bütün siyasetine yön veren kararlar kilisede v
Yanıtla (5) (2)Huda kulu,, bakalim nasil davranışlar varmış. ..Islam'a ait olan Şuur Bilgesi Efendilerinden Zulfikar sahibi ,Irfan kapısı ve Hz.Şah'i Rusul s.a.v en mahrem dostlarindan Hz.Ali.k.v..Perslerin en nadide ve yuzlerce yil kutsal "dedikleri" MÜCEVHERAT eline geçmiş, Muntesibleri demis ki onu kirip dağıtsan şu kadar para yapar biz sana cok daha fazlasını verelim,ver bize. ARIFLERIN PINARI hayir demis..Allah sizden alip bize verdi..Kırıp dağıtmış..***
Yanıtla (0) (0)Siz, Isid - Deas adli, ozde islamcilarin... masumlarin meydanlarda kafasini kesmesiyle, Sii camilerine saldirip, sapkinlari !! katletmeleriyle, basta devletin kullandigi, hizbulvahset katliamlariyla gurur duyabilirsiniz... Seviyeniz bu... Ganimet, recm,talan,koleler, kullar, kilic hakki,sualsiz biat, cehennem atesi... fetihler,( isgal) cenneteki 72 genc kadin huriler ... idealleriniz !! Medeniyet, insan, kadin dusmani bagnazlar, cahiller..
Yanıtla (2) (3)Sümela İhya ve inşaa edildi;
Yanıtla (8) (8)Sadece elinde bavul bi papaz eksik,,,,
Neredeyse odalarına kalorifer / sıcak su dahi bağlanacak; Bunu kim yaptı? ? Uzaylilar Mı?
Ayasofya, Hristiyan dininin, Ortodoks mezhebinin kilisesi, Sumela da ayni dini manastiridir... !! Kadim halk dusmani, saygisiz, gorgusuz, bagnaz, fanatik, cahil, ganimet, talan, cizye, cariyeler, huriler, din ideolojisi fanatigi, once farkli dusunenlere, baska dinlere ait olanlara, ozde tarihe, kadim halklara, saygi gostermeyi, ahlaki, vicdani ogren...!!
Yanıtla (12) (10)müslümanlara cizyeci cariyeci gibi laflarla hakaret etmeden önce kendinize bakın tüm dünyayı kan gölüne çeviren yıllarca boynundaki haçlar ile doğuya müslümnların üzerine seferler düzenleyen afrikalıları toplayıp onları köle diye satanlara da bir iki görgülü laf ediniz
Yanıtla (9) (4)Öyle üslup kullanmışsınız ki her yerinizden İslam dinine saygı gösterdiğiniz anlaşılıyor... Haliyle diğer insanlardan da başka dinlere saygı göstermesini beklemek hakkınız...
Yanıtla (3) (1)10;00 Laf bilmek AKILLI olmaya alamet değildir..***Eylesen tûtiye ta’lîm-i edâ-yı kelimât, Sözü insan olur ammâ özü insan olmaz.*Hz.Fuzûlî ...Bugun matbaada basilan YESIL KAĞITLAR icin sen,ben,amcan,dayin hepimiz CIZYE ÖDÜYORUZ...Yani Özgur ve Demokratik köle. **Cebine yesil kağıtları koyup geldigi zaman sec,beğen binlerce CARİYELER dolu "bazi" ortamlar ve Dunyanin heryerinde de oyledir..Efendisine aşık Köle'yi kimse UYANDIRAMAZ..dürdüklesen sana bile saldırır..en iyisi elleme bırak ..***
Yanıtla (0) (0)Bay Kemal yapmıştır! O yapmadıysa FETÖ yapmıştır! O da yapmadıysa PKK yapmıştır! PKK da değilse dış güçlerdir, faiz lobisidir, üç harflilerdir!
Yanıtla (4) (4)Yalnız küçük(!?) bir sorunumuz var.. Atatürk'ün izni AYİN İLE ilgili değil.. ???? Ayin İzni veren Lozanın gizli maddeleri olduğuna ve bu maddeler dolayısı ile lozanın hezimet olduğuna inanan zihniyet.Ayrıca Sayın Barto ya, ekümenik yazan forma hediye etmek ne oluyor? (Geçen yıl) Yani olay sadece minicik bir ayin değil.. SİSTEMLİ bir çalışma.. Yunan Cumhurbaşkanına Yunanistan ziyareti sorasında Lozanı güncelleyelim diyebilecek kadar aklı başından çıkmışları da unutmadık...????
Yanıtla (4) (0)Siz istediğiniz kadar trabzonspor bartelemou kankalığını anlatın hatta beraber horon yapın....İstiklal harbi ve o zamanlar Anadoluda ve o bölgelerde cereyan eden ermeni rum çetelerin işleri orada duruyor..halkların kardeşliği güzel bir şey ama bu iş öyle değil işte..hümanizm dersi verenlerin menfaatine azcık dokun,,,bakalım nasıl saldırıya geçer..nasılsa hümanizm bedavadan masrafsız "iyi insanlık"...hazır vatan,hazır ülke...sende bu hazır vatan üstünden iyi insanı oyna......ne güzel ne zekice..
Yanıtla (6) (9)11:08 Haklısınız,, bazılarımız Humanistlikten sosyo,psikolojik olarak ISKELET haline dönmüş...Unutmayalim ki Fazla Tevazu "ahmaktan" nasihat aldırır..Yine de biz bir adım önde olalim ama bu karşı tarafa kendilerine insanı normlara davetiye olduğunu umarım anlarlar..Bizde ki Cici humanistler iflah olmaz o da ayrı .Maskeli olanlara ise misliyle mukabele "herkese" FARZ'i AYN......
Yanıtla (1) (0)Biz mazlumların tarafını tutuyoruz söylemi üzerinden ekmek yiyen Türkler hariç her azınlığın sesi olan 1908 hayranı "İttihad-ı Anasır" düşkünü tuhaf bir yazar grubu her fırsatta verip veriştiriyor. Önceki gün Ermeniler, dün Rumlar, bu gün Pontuslular yarın bilmem kimler ? Tüm azınlıklar "Kadim Halklar" söylemi ile tepemize çıkarılıyor. Yetti artık bu faydasız geyik muhabbeti.
Yanıtla (4) (2)Atatürk’ün verdiği izin gömülü kutsal eşyaların çıkarılıp Yunanistan’a götürülmesi. Bu iznin ayin yapmakla bir alakası yokki. Siz Yunanistan’da, mesela Girit adasında, Osmanlı camilerinde Cuma namazı kılmak için izin isteyin bakın neler oluyor.
Yanıtla (9) (6)Neler olur? Anlatın da bilelim
Yanıtla (6) (2)Neler olur... Bu olur; 2019 yılında Gümülcine’deki Türkiye elçiliğinin 29 Ekim için düzenlediği resepsiyona katıldığında milliyetçiler ayağa kalkmıştı. Yunan Çözümü (Elliniki Lisi) Partisi Başkanı ve Larisa milletvekili Kiriakos Velopulo, verdiği soru önergesinde “Türkiye’nin Kıbrıs’ı işgal ettiğini, orada bulunan kiliseleri otele, depoya ve ahırlara dönüştürdüğünü bir Türk yetkilinin “Batı Trakya’nın gerçek sahibi biziz” dediğini hatırlatıp, Metropolit’in bu davette ne işi olduğunu” sormuş
Yanıtla (4) (0)Atina’da 2020 yılına kadar niye tek bir cami bile yok? Açılan caminin minaresi bile yok. Atina’da Osmanlı’dan kalan Cizderiye ve Fethiye camisinde ibadete izin yok. Arkeoloji ve Yunan kültürü müzesi olarak hizmet veriyor. Osmanlı’dan kalan en ufak bir esere tahammülleri yok. Batı trakya’daki Türkler sadece müslüman olarak tanınıyor. Türk olarak tanınmıyor. Yunan’ın Helenistik idealleri değişmez
Yanıtla (2) (1)02:53 Asla IZIN VERMEZLER asla,, asla,,kinci,nefret sahibiler..Hz.Niyazi Misri k.s. **Yuce Anadolu Bilgesi,,,devrin hükümdari ile anlaşamayıp o zaman bizde olan Limni adasina sürülüyor.Araştırsıinlar COOK CICI humanist arkadaşlar ne yapmışlar o zatin kabrini ,O zatin irfani tüm PATRIKHANEYE'de yeter ve artar,bile ustelik.Bu MINNACIK misal diger yerlere ne yapmışlar arastirsinlar.Evet Hz.Mevlana k.s misali tevazuda onları geçelim ama fazla tevazu boş adamdan NASİHAT dinletir denir..Anadoluda...
Yanıtla (2) (0)Ah bu insanlar hayatı kedileri için çekilmez hale getiren hurafeler yaratmakta ne kadar mahirler. Sizin için : ????
Yanıtla (0) (0)iyi parti merkez parti olma yolundan hayli uzaklaştı. yakında marjinal bir parti olur. yeniden refah denilen iktidarın izdüşümü islamcı takımının kılavuzluğunda giderse olacağı bu. kılavuzu karga olanın ........................................
Yanıtla (2) (1)Biz ne yaparsak yapalim Rum'larin (istisna olabilir) Utopyasi sonmeyecek ve bitmeyecek..Turizm diye de herseye izin veremeyiz,,Onlar izin veriyor mu.?....misal:VIZE VERMEDILER bize,,bir "kucak dolusu" evrak vererek ustune bütün normlara sahib olarak,,**TAMAMEN KEYFI olarak vermediler.Biz onlar gibi olmayalim tamam ama Enayide olmayalim .MÜTEKABİLİYET esaslari cok cuz'i olarak aleyhimize esnetebiliriz.O da Insani nornlara kapi aralığı olarak.15 ağustos işi'de hoşumuza gitmedi..Baska Gün mu yok .
Yanıtla (1) (3)Fesliyide anmak lazım 15 Ağustosta..onu unutmamalı..bi iki duada ona etsin papazlar...hayrına..
Yanıtla (8) (2)Evet , het sey açık açık , gayet güzel bir şekilde izah edilmiş , ne diyelim , Allah akıl fikir versin ! Aşağılık kompleksinden ve paranoyadan başka bir şey değil !
Yanıtla (5) (3)Toplum olarak aklımızı yitirmeye başladık. Düşünmeyi unuttuk. Toplumun %90'ı kişiye tapıyor diyordum ama daha kötüymüş. İnsanlar taptıkları kişiyi artık içselleştirmişler. Bu daha vahim. Bu durum yazınızda olduğu gibi insanları dumura uğratıyor ve kurumları çökertiyor. Araştırma yapmayan tarihçilerimiz doğal hiç olarak konuşmuyor. Bu kafalara göre bakarsak en büyük Yunan taraftarı Atatürk ve İnönü oluyor.
Yanıtla (1) (0)Aydınlatıcı ve sağduyulu yazı için teşeşkürler.
Yanıtla (7) (3)Kadim halklari, asagilayan, karalayan, dogustan hain.... gavur..kafir...dis guclerin ajani.. goren, boyle ozde tarihi carpitan irkci, sovenist, yalanci, saldirgan, baska bir devlet, politikacilar, medya, militaristler, bagnazlar, din tuccarlari, sahte laikciler, kin ve nefret odaklari, dunyada var mi ?? Cihat Yayci, Umit Ozdag, Onur Oymen, Saygi Ozturk, Banu Avar, Hulki, en klasik orneklerinden bazilari..
Yanıtla (8) (4)Ayın yapsa ne olur. Hristiyan Türkler de var. Bu yobazlıktan bir türlü kurtulamadık. Girit'te izin veremeyen de faşisttir. Sümela da ki yobaz da faşisttir. Yok birbirlerinden farkı.
Yanıtla (6) (2)Hoşgörü gösterene hoşgörü gösterilir. Karşılıksız hiç bir iyilik tasvip edilmemeli. Tarih okur musunuz? Yunanlıların Türkiye'yi işgalinde kiliseler ve manastırlar birer karakoldular.
Yanıtla (5) (3)Üzerinde yaşadığı toprakların gerçek tarihini bırak, üç semavi dinin kutsal günlerinden bile habersiz bu kadar bağnazın yaşadığı bir ülkede olmak artık çekilmiyor! Yahu şunu bari bilin, aynı tanrıya inanıyorsunuz!!!
Yanıtla (8) (2)Biz eğitimli olsun eğitimsiz olsun öyle bir toplumuz ki her şeyin en iyisini biliriz. Bilgi sahibi olamadığımız her b...... maydanoz olmaya bayılırız. İsmini bile doğru konuşamadımız konu hakkında çennemizi kapatmak yerine mutlaka bir yorum yaparız. Buna milliyetçilik de dahil.
Yanıtla (6) (2)Muhalif seçmen için artık seçimlerin anlamı; iktidara direkt oy verip mi destek olsam yoksa muhalefete oy vererek iktidara dolaylı mı destek olsam.. ya da hiç sandığa gitmesem de bu da sonuçta iktidarın işine gelse?!
Yanıtla (4) (3)