Selçuklu’nun izlerini taşıyan çift başlı kartal, Mengücek şahini ve benzersiz geometrik bezemeler, ceviz ağacına ve bakıra işlenerek sanatla tarih arasında güçlü bir bağ kuruyor. Usta sanatçılar, her eserde tarihin izlerini yaşatıyor ve bu kadim sanatı yeni nesillere aktarmak için büyük bir emek veriyor.
Sivas’ın Divriği ilçesinde, UNESCO tarafından koruma altına alınan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nın eşsiz motifleri, ahşap oymacılığı ve bakır işlemeciliğiyle yeniden hayat buluyor. Geleneksel el sanatları ustalarının elinde, geçmişten geleceğe uzanan kültürel bir köprü kuruluyor. Hiçbir motifin kendini tekrar etmediği bu sanat geleneği, hem estetik hem de manevi anlamıyla büyük değer taşıyor.
EŞSİZ MOTİFLER AHŞABA VE BAKIRA HAYAT VERİYOR
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın mimarisinde yer alan, hiçbir yerde kendini tekrar etmeyen Selçuklu dönemi motifleri, bugün ceviz ağacına oyularak ve bakır üzerine işlenerek yeniden canlanıyor. Sanatın ve tarihin iç içe geçtiği bu özel çalışmalar, yalnızca estetik bir değer taşımakla kalmıyor, aynı zamanda yüzyıllar öncesinden gelen bir kültürün taşıyıcısı oluyor. Geleneksel el sanatları ustaları, geçmişin izlerini bugünün el işçiliğiyle geleceğe aktarıyor.
SERT CEVİZ AĞACINA SABIRLA İŞLENEN SANAT
Ahşap oymacılığı sanatında genellikle ceviz ağacı tercih ediliyor. Sert yapısıyla dikkat çeken bu ağaç, aynı zamanda yağlı dokusu sayesinde hem dayanıklı hem de estetik açıdan etkileyici sonuçlar sunuyor. Usta öğretici Selma Ginez, ceviz ağacına önce tasarımı çizip ardından İskandinav çekiç yardımıyla şekil verildiğini anlatıyor. Ginez, aynı yöntemin bakır işlemeciliğinde de kullanıldığını belirtiyor.
HER MOTİFİN BİR ANLAMI VAR
Sanatta tekrara yer yok: Divriği Ulu Camii’nin mimarı Hürremşah’ın eserlerinde hiçbir motifin bir başka yerde aynen kullanılmaması, Allah’ın birliğine ve tekliğine yapılan vurgu olarak kabul ediliyor. Sanatçılar da bu anlayışı benimseyerek, eserlerinde her bir motifin benzersiz olmasına özen gösteriyor. Çift başlı kartal figürü, Mengücek şahini ve Darüşşifa kapısındaki motifler, ahşap ve bakır yüzeylerde yeniden hayat buluyor.
GELENEĞİ GELECEĞE TAŞIYAN ELLER
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Geleneksel El Sanatları Ahşap Oymacılığı ve Bakır İşlemeciliği Devlet Sanatçısı" unvanına sahip olan Selma Ginez, 13 yıldır Divriği Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak görev yapıyor. Yaklaşık 20 kursiyere eğitim veren Ginez, bu tarihi sanatı genç nesillere aktarmak için özveriyle çalışıyor. Ginez, "Motiflerin her biri tarihsel ve kültürel anlamlar taşıyor. Biz sadece bir sanat üretmiyoruz, geçmişin izlerini geleceğe taşıyoruz" diyerek yaptıkları işin önemine vurgu yapıyor.
SANATLA KÜLTÜR ARASINDA BİR KÖPRÜ
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın minber ve minaresinde bulunan, her biri özgün olan motifler; günümüz sanatçıları tarafından ahşap ve bakır üzerinde yeniden yorumlanıyor. Bu eşsiz miras, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde kültürel mirasın korunmasına katkı sunarken, Divriği’nin tarihi dokusunu da günümüze taşıyor.