Hiroşima’ya atom bombası Türk basınını neden heyecanlandırmıştı?
6 Ağustos 1945’de ABD, Hiroşima’ya atom bombası attı. 3 gün sonra bir atom bombası da Nagazaki’ye atıldı.
Dün Japonya’da anmalar vardı.
Hiroşima Valisi törendeki konuşmasında savaşlarda öldürülen çocuklardan, kadınlardan bahsederken töreni yayınlayan kanal İsrail’in Tokyo Büyükelçisi’ni çekmeye başladı.
Vali İsrail’den ya da Filistin’den bahsetmemişti ama neredeyse zoom yapılan büyükelçi kendisinden bahsedildiğinin farkında bir telaşe içindeydi.
Nagazaki’deki törene ise İsrail, ABD elçileri davet edilmedi.
Türkiye’deki bazı çevreler tam olarak farkına varamasa da, hala bunu İslamcıların bir abartısı gibi görmeye devam etse de dünyanın en büyük toplu katliamlarından biri olan Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombasının yıldönümünde bile suçlayıcı bakışların çevrildiği bir ülke artık İsrail.
Marksist tabirlerle söylersek Türkiye’deki bu ideolojik yanlış bilincin arkasında uzun bir tarihsel bagaj, kimlik ve modernleşme krizleri var.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları da bunu konuşmak için çarpıcı bir örnek.
Aslında Hiroşima ve Nagazaki’ye bombalar düştüğü andan itibaren Batı’da eleştiriler başlamıştı.
Japonların teslim olması yüzünden yaşanan bir aylık bir sevincin ardından ABD’de bile eleştirel tepkiler ve haberler gündeme hakim olmuştu.
New Yorker’ın Hiroşima’da ölenlerle ilgili dosya haberi bombadan bir ay sonra yayınlandı.
Bombanın mucidi Oppenheimer’ın bile keşfettiği şeyin dehşetinden nasıl ürktüğünü filminde zaten izledik.
Savaşta büyük trajediler yaşamış Avrupa da ilk andan itibaren atom bombasına eleştirel bakmış, gazeteler Hiroşima ve Nagazaki’deki trajediyi haberleştirmişti.
İngiliz gazeteleri atom bombasını "Canavar" ve "Korku bombası" gibi manşetlerle duyurmuş, Japon radyosunun ve görgü tanıklarının anlatımlarına yer vermiş, en çok okunan yazarlardan William Connor "Ölüm Yoluyla Dünyayı Kurtarmak" makalesi büyük ses getirmişti.
Savaşın doğrudan acılarını yaşamış Batı hatta ABD basını atom bombasına karşı böyle mesafeliyken, tuhaftır savaşa girmemiş tarafsız Türkiye’de ise Hiroşima’ya atom bombası atılması tuhaf bir sevinç ve heyecanla karşılanmıştı.
7 Ağustos 1945 günkü Cumhuriyet, Tan, Tasvir, Akşam gibi devrin büyük gazetelerinden birkaç başlık ve spot okuyalım.:
“20.000 ton dinamite muadil tek bomba”
“İngilizler Amerikalılar tahrib işinde yeni ve korkunç bir devre açan atom bombasını icad ederek kullanmaya muvaffak oldular”
“İlk atom bombası dün bir Japon şehrine atıldı, şehrin ne hale geldiği dumandan anlaşılamadı”
“Dünyanın en büyük keşfi”
“Şehirleri yerinden sarsacak bomba”
“…Atom bombaları ilk defa olarak Amerikalılar tarafından Japonlara karşı kullanıldı, tahrip işinde yeni bir devir açıldı.”
Dehşetin boyutunun ortaya çıkmasından sonra da Türkiye medyasında Hiroşima ve Nagazaki’nin acıları görünmedi:
“Fennin Eşsiz Bir Mucizesi”
“Bu müthiş atom enerjisi dünya barışının korunması işinde de kullanılacak”
“Yeryüzünde harp kalkıyor mu”
“Atom bombası harikası”
“Atom bombası ya harbin yahut ta dünyanın sonu olacak”
Bir hafta sonra Oppenheimer depresyona girmişken Türk medyası olayın bilimsel mucize yönüne doğru yoğunlaşmıştı:
“Atom bombası araştırmalarından tıpta istifade ediyor.”
“Bazı hastalıkların tedavisi mümkün oldu, kanser hastaları için de tecrübeler yapılıyor.”
“Atom bombası tıp alemine de yaradı.”
“Atomları infilak ettiren bu alet biyolojide ve hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.” “Kömür, petrol tarihe karışacak, buhar devri bitecek”
“Yeni keşif sayesinde ağaçların bir kaç gün içinde büyümesi kabil olacak”
“Yeni bomba ile bulutlar dağılacak, istenildiği zaman yağmura son verilecek, sokaklar ısıtılacak, soğuk yerlerde portakal, üzüm yetiştirilebilecek”
Ülke önde gelen köşe yazarları da atom bombasını övgüler düzerek, Japonları suçlamışlardı.
Burhan Felek: “Atom bombası fende gelişmelere neden oldu. Dünya koşuyor, hatta uçuyor!"
Ömer Rıza Doğrul: “Yöneticilerin açgözlülüğü imparatorlukları yok eder, tıpkı
Japonya'nın durumu gibi. Pearl Harbor baskınını yapan Japonya bu duruma kendi hatası yüzünden düştü.”
Hem Nalına hem Mıhına: “Japonlar ruhen ilkel ve geri kalmış bir millettir.
Japon halkı İmparatora bir tanrı gibi tapar. Ama o imparator Japonya'ya tarihindeki en büyük felaketi yaşatan kişidir.”
Nadir Nadi: “Eğer bu bomba olmasaydı kullanılsaydı, savaş aylar, hatta belki de birkaç yıl sürerdi. Bomba savaşı kısalttı ve milyonlarca masum insanın israf ediliyor. Almanya ve Japonya tanrıya tapıyordu ve kaybettiler"
Gerçekten çok tuhaf.
Hiroşima ve Nagazaki konusunda Türkiye’de duyarlılık ise uzun yıllar sonra anti-Amerikancılık ve solculukla birlikte yükseldi.
Peki, neredeyse atom bombası karşısında Celal Şengör gibi geçilen bu saygı duruşunun bu aşırı empati yoksunluğunun sebebi ne olabilir?
Bunu sadece dönemin kurulan dış ittifaklarına bağılılıkla açıklamak kolay bir cevap olur.
ABD ve Avrupa’da atom bombasını eleştiriliyordu.
Papa, daha ilk günden duyduğu dehşeti paylaşmıştı.
Buradaki empati yoksunluğu daha çok Türkiye’nin modernleşme, Batılılaşma, kimlik meseleleriyle ve ben merkezli dünya algısıyla ilişkili.
Batı’nın yaptığı atom bombasına bile hayranlık duyan self-oryantalist bir Batıcılık, 80 bin insanı öldüren bir bombayı aydınlanmanın bir sonucu olarak kutlayan 19’uncu yüzyıldan kalma bir bilimcilik, kendisinden doğuda olan toplumları insan gibi görmeyen bir oryantalizm ve tabii dünyayı sadece kendi bağlamı içinden gören bir narsisizm Türkiye modernleşmesinin ürettiği insan profilinin özellikleriydi.
Bu profilin dışına çıkamayan biri için Gazze’deki son yüzyılın en büyük katliamlarından birine bakarken empati kurmak da kolay değil.
Gazze’de öldürülen insanlara baktıklarında önce trajedi değil, kimlik görüyorlar, AK Parti görüyorlar, laiklik tartışmaları, şeriat, din, sakal, başörtüsü, geri kalmışlık görüyorlar.
Yani aslında bana her şey seni hatırlatıyor gibi Türkiye’yi, Türkiye’deki tartışmaları görüyorlar.
İsrail’in suikastlarında ise itiraf edilmese de kıskanılacak bir beceri, demir kubbesinde akıl, bilimsellik görüyorlar.
Tabii ki her anı videoya çekilen ve sosyal medyada bir story uzaklığında olan trajediye kör kalmak kolay değil.
Ama bir noktadan sonra o trajedi, içine bizi de çekebilecek Ortadoğu’nun bataklığında rutin ama bizim uzak durmamız gereken bir anafor gibi görünüyor.
O yüzden “Ama 7 Ekim”, “Ama Hamas diyerek” gözlerini bu devasa trajediden çeviriyorlar.
İnsanların açlık çektiği, çocukların öldüğü insanların sadece canlı kalmaya çalıştığı bir yerde HAMAS’ın şeri yönetiminden bahis açılabiliyorlar.
Sanki El Fetih ve sosyalist FHKC olimpiyat köyü basmamış, uçak, otobüs kaçırıp sivilleri öldürmemiş gibi 75 yıllık bir trajedinin yükünü Hamas’a yıkıyorlar.
Artık sadece hayatta kalmaya çalışan Filistinlilerin geride bıraktığı sağ-sol, laik-İslamcı kavgalarını Türkiye tartışmasının hararetiyle Filistin’de sürdürmeye çalışıyorlar.
7 Ekim’i yaptıkları için bütün bunların başlarına geldiğini söylerken aslında hem milyonlarca insan hakkında kolektif bir suçlama yapıyorlar hem de katliamı, “beklendik”, “öngörülmesi gereken” bir karşı tepki olarak küçümseyip, sanki devam eden bir katliam değil de 50 sene önce yaşanmış tarihi bir olay olarak bir çekmeceye tıkıyorlar.
Tıpkı Hiroşima sonrası Türk medyasının yaptığı gibi.
Aynı derin kimlik meseleleri, modernleşme-batılılaşma krizleri, dünyadaki her olayı kendi bağlamında, ben merkezci narsist okuma…
Ama bugün atom bombasından heyecan duymak büyük bir ayıp.
Hiroşima’nın her yıl dönümünde bütün dünyada bu bombaların dehşeti ve yarattığı büyük acılar dışında hiçbir şey konuşulmuyor.
Hiroşima’yi Nagazaki’yi açıklamak, meşrulaştırmak için Japonların Çinlilere ve Korelilere yaşattığı dehşet, katliam ve tecavüzlerden bahsetmek ya da Pearl Harbour baskınıyla Japonların bunu hak ettiğini söylemek ise büyük bir ayıp.
Çünkü Hiroşima ve Nagazaki diğerlerin hepsinden daha büyük, daha dehşetli bir suç.
Tarihe de o dehşet ve utanç kaldı.
Bazen tarihin yanlış sayfasında kalabiliyor insanlar. İdeolojik önyargılar, güncel tartışmaların harareti insanları yanlış bilinçlere gark ediyor, gözlerini kapatıyor, empati hislerini köreltiyor.
O sayfanın ne kadar yanlış olduğu ise ancak yıllar sonra arşivler karıştırılınca görülüyor.
Hiroşima anılırken bile kameralar İsrail elçisini çekiyor.
Gazze Katliamı’nın tarihe nasıl geçtiğini ve geçeceğini anlatmak için başka delile gerek var mı?















Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde bile "soykırım" suçuyla yargılanan bir devletin yaptıklarını; "Ama Hamas en başta saldırdı, Filistinliler topraklarını sattı" diyerek meşrulaştırmaya çalışan o kadar insan var ki.. Ve tamamı da kendine laik, Atatürkçü diyen kesim.. Bu da bahsettiğiniz gibi Doğu'ya ait olan her şeyi kategorik olarak reddetmekten, Arap-İslam nefretinden, ikinci sınıf Avrupalılıktan kaynaklanıyor. Böyle bakan biri Gazze'de elbette katliam değil, sakal ve başörtüsü görecektir.
Yanıtla (2) (2)Ogur, Türk milletinin empati eksikliginden bahsetmis. Türk milleti yillardir 10 milyonu askin siginmaci ve kacakla ekmegini, suyunu, asini paylasiyor ama Ogur, her zaman yaptigi gibi, bu konuda da Türk milletini elestiriyor. Fakir Türkiye bu kadar insana bakarken, medeniyetin besigi zengin Avrupa, bu insanlari kabul etmemek icin Ege'de ölüme terk ediyor, hatta bilerek öldürüyor. Ama Ogur simdiye kadar bir defa bile Avrupalilarin empati eksikliginden bahsetmedi. Bu ne yaman celiski böyle?
Yanıtla (18) (9)Avrupa saf mı, her gelene kapıyı açsın, buyur etsin?
Yanıtla (1) (1)Japonların Çin'de ve Hindiçini'de yaptıkları katliamlar "Beyaz adama" rahmet okutur.
Yanıtla (6) (1)Dün ABD bugün, israil...değişen sadece ölenlerin ırkı.
Yanıtla (0) (1)Türk modernlesmesinde egitim her zaman bir "panacea" olarak görülmüstür. Bu yaklasim, bilimcilik tarzindaki ideolojilere yatkinlik yaratmis, o da bir cesit self-orientalismi tetiklemis ama Ogur, her zamanki gibi asiri genellemelerle dolu yazisiyla, ifrata kacmis. Onun tarif ettigi boyuttu bir Orientalism hic olmadi. Vahit Erdem, 1944 Ankara dogumlu, hatiratinda cocuklugunda Ankaranin köylerinde okul olmadigini yaziyor. Bu kadar fakir bir milletin eliti tabiiki o dönemde teknoljiden etkilenir.
Yanıtla (10) (0)Benim köyüm ülkenin görece zengin ve gelişmiş bir bölgesinde. Köyde 1970 yılına kadar okul 1974 yılına kadar elektrik yok. Bugün hala hayatta olan okuma yazma bilmeyen insanlar var.
Yanıtla (1) (0)Insanlar bos konusmayi cok seviyor, eger atom bombasi icad edimemis olsa 1945' den bu yana en az iki defa daha dunya savasi olurdu. Oturdugun yerden sallamak kolay is.
Yanıtla (8) (5)Ben de her fırsatta aynı şeyi söylerim; eğer nükleer güç olmasaydı şu an üçüncü değil, beşinci yada altıncı dünya savaşı ihtimalini konuşuyor olurduk.
Yanıtla (1) (3)Türkiyede yaşanan modernleşme değildi ; pozitivist hayalperestler şiddet yoluyla; şekilcilik,tüketim, gevezelik, keyfilik aşıladılar o kadar .Solcu Halk Zümresini dağıtmak için programlarını alıp kanun haline getirenler ilk fırsatta gerçek solcuları avladılar; geriye kalan solcularda takibatlardan kurtulmak için takiyye yaparken dejenere olarak kemalistleşti.Yüzyıl sonunda da muhafazakarların çoğu yeşilkemaliste dönüştüler.
Yanıtla (2) (6)Yine bir NET yorumu. Yeşil kemalist olmaz! Ateist müslüman olamayacağı gibi. Modernleşmeden de korkmamak gerek.
Yanıtla (3) (2)NET! Bu yazdıklarını kanıtlayan tek bir kaynak yazarmısınız
Yanıtla (2) (2)Ogur, anladigim kadiriyla Hanioglu'nun Atatürk'ünü okumus ve onun etkisinde kalmis. Bundan 80 yil önce yayinlanmis 3 yazi üzerinden bir Türk modernlesmesi okumasi yapmak komik. Ayrica, "doğuda olan toplumları insan gibi görmeyen bir oryantalizm" böyle bir seyi Hanioglu dahil, Orientalism calisan hickimse iddia etmiyor. Ülkenin su andaki durumunun nedeni Türk modernlesmesi degil, siyasal Islamdir ama Ogur asla siyasal Islam elestirisi yapmaz. Ne gerek var simdi AKP'yi karsina almaya, degil mi?
Yanıtla (19) (4)Çok da sert olmamak gerek yerli aydınımızın yarım porsiyonluğu tescillidir.
Yanıtla (5) (1)Gorselleri paylasilan gazetelerdeki yazilari islamcilar mi yazmis. Ogrenmissiniz bir siyasal Islam, ilgili ilgisiz her yerde papagan gibi tekrarliyorsunuz. Siyasal Islam kavrami ortadan kalksa muhtemelen konusamayacak kekeleyeceksiniz
Yanıtla (2) (10)Öngörü önemlidir ve her bir eylemin sonuçlarını öngörememek de çok büyük bir yetersizliktir. Atom bombası üzerinden ve her fırsatta bu ülkeyi 5 yılda uçurumun kenarından alanları eleştirme çabası yerine, geçmişde destek olduğunuz anlayışın bugün geldiği yeri öngörebilseydiniz keşke. Japonlar da Hitler gibi güçlerinin çok ötesindeki hayallerinin bedelini ödediler. Kavgada yumruk saymak abesle iştigaldir. Dileyelimki Filistin davası tarihi derslere bakılarak doğru bir zemine otursun.
Yanıtla (10) (3)Adamin yazisinin ispati gibi yorumlar, bu ulkenin kaderi de bu.
Yanıtla (4) (3)Atom bombasını o gün de, bugün de lanetleyen bu ülkenin modernleşmesinin, laikleşmesinin yarattığı (az da olsa) sol ve komünist akımlar oldu. Ama 80 yıl önceki olaya bugünün objektifinden bakarsanız, Nagasakiyi Gazzeye bağlar, Haması Kuvayı Milliye yaparsınız. Bu ise sadece kurgusal, anakronik ve zorlama yorum olur.
Yanıtla (17) (4)Her zaman yaptıkları iş bu!!!
Yanıtla (5) (1)80 yıl önce atom bombası konvansiyonel silahlardan 100 kat öldürücü
Yanıtla (2) (0)bir silah olarak biliniyor ama yıllar içinde radyoaktif etkisinin çıkacağı ve nesiller boyu süreceği bilinmiyordu
İdeolojik önyargılar, güncel tartışmaların harareti insanları yanlış bilinçlere gark ediyor, gözlerini kapatıyor, empati hislerini köreltiyor.
Yanıtla (13) (3)Diyorsunuz. İdeolojik yapınız sizi de köreltiyor. Sanki muhalif kesim filistinlilere üzülmüyor gibi yazmışsınız. İnanın çok üzülüyor. İktidar yanlısı gibi kola döküp, Cafe basıp, basbas bağırıp arka kapıdan ticaret işlerine devam ederek iki yüzlü davranmıyor. Dış politika devletin işi. Hükümet Suriye gibi nereye bulaştıysa hatalar yaptı. Sessizce üzülüyo
saygı değer yıldıray beysizi kutluyorum araştırmacı kişiliğinizle ülkedeki bazı arkaik kafa yapısına sahip olanların dünden bu güne kafalarının arkasındaki o kadim maraz ancak bu kadar güzel resmedilebilirdi ayrıca m abbasın cenaze törenine dahi katılmaması yaklaşımını ve o zihniyeti savunan var bu ülkede ne hazin değil mi.
Yanıtla (1) (10)Yazarın değerlendirmeleri pek de taraftar bulamamış gibi yorumlara göre! Büyük bir yıkımla biten 2. dünya savaşı döneminin bizim açımızdan en önemli konusu o beğenmediğiniz tek parti yönetiminin olağan üstü bir kararlılık ve politik çabalar ile ülkeyi savaş dışında tutabilmiş olmasıdır. Dönemin yokluk ve yoksunluğu idrak edebilmek de ayrı bir konu. Bu ağır ve yıpratıcı oryantal kompleksten kaçınmalıyız.
Yanıtla (13) (2)Yine Güzel Tesbitler!
Yanıtla (0) (6)Yüreğinize Sağlık Yıldıray Bey!
İsrail elçisini Çeken KAMERA - Kanal Değil SOZ SAHİBİ...
Yanıtla (0) (1)ABD, Atom Bombası ( Manhattan ) Projesini yürütürken,
Japonlarin KULTUREL - Manevi KODLARINI da Arastiriyordu ( Bkz: 'Krizantem ve Kılıç', Ruth Benedict, İŞ Bankası Yayınları )....
Almanya ve Japonya'nın TESLİM Olmasını da, Müslüman Endonezya ve Malezyanin TEHDİT OLMAMASINI da ( Ve Hepsinin 70 Yıldır ABD tarafından Korunmasıni - HİMAYE Edilmesini de ) BOYLE OKUYALİM ..
BOYLE Okunmalıdır..
Sağcısı ve solcuyla 80 Yıl önce atom bombasını muhteşem ve olağanüstü keşif gibi görenler ve bunu söylem haline getirenler vardı. Bunların başında Necip Fazıl' ı zikredebiliriz. Menderes'in demeçlerini "atom bombası" na benzetip över, ezeli rakibi Metin Toker' e ağzının payını şöyle verirdi: ".. o bir sivrisinek ben ise atom bombasıyım, atom bombası sivrisinek için patlatılmaz..." Özetle Nagazaki'den kalkıp Hamas güzellemesi ve Tek Parti yergisi yapmak için çok ıkınmanız lazım.
Yanıtla (15) (1)Son derece doğru bir yorum. Tebrikler.
Yanıtla (5) (0)Biraz tarih okursanız Japonya nın 2. dünya savaşında Çinde ve işgal ettiği diğer yerlerde yaptıklarını(5 milyon kişiyi katletme), Birim 731'de insanlar üzerinde yapılan deneyleri, Japon halkının imparatora taptığını ve sonuna kadar savaşmaya kararlı olduğunu, bu savaşın atom bombasından başka bir şekilde bitmeyeceğini, bitse bile o savaşın daha fazla can alacağını bilirdiniz. Bugün kültürel marksizmin ve politik doğruculuğun etkisindeki dünyada bunları söylemek zor ama gerçek bu
Yanıtla (6) (2)O kadar ciddi bilgi sahibi olsalar, ülkede demokrasiyi bu hale getirenlere “yetmez ama evet” diye destek olmazlardı. Bizim memleketin yarım porsiyon aydın takımının bir gözü hiç görmez, tek gözle dünyayı görür ahkam keserler.
Yanıtla (3) (1)“……Japonların Çinlilere ve Korelilere yaşattığı dehşet, katliam ve tecavüzlerden bahsetmek ya da Pearl Harbour baskınıyla Japonların bunu hak ettiğini söylemek ise büyük bir ayıp…” Niye Çinde japon’ ların insanları nasıl diri diri gömdüğünü, japon subayların esir kamplarında “kim önce 100 kafa kesecek” yarışmalarını niye yazmıyorsunuz. Çindeki sivil katliamlar atom bombası ile ölenlerden fazladır. Hadi oradan kim daha mağdur oynamanın alemi yok!
Yanıtla (6) (0)Zamanın 3 gazetecisinin yazdıklarını tüm Türk Milleti'ne mâletmek ayıptır.
Yanıtla (31) (11)Biliyoruz, arkasında o dönemin iktidarına vurmak ta var. Onların çocukluk, gençlik dönemleri savaşlarla geçti.
1.Dunya savaşına katıldılar.Savaş'i bilirler.
Bu güne gelirsek; Filistin'in bağımsızlığı siyasal Islamcı'larla gerçekleşmez, ciddi bir iştir, oyun değil size bunu bir türlü anlatamadık.
Kaşimayin.
Bize de bir pire icin yorgan yaktirmayin. Yeter!
Kürt milletine ayıp değil mi ?
Yanıtla (3) (12)Ben Anayasamızda da belirtildiği şekilde "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Turktur."
Yanıtla (7) (1)Tarifine itibar ederim.Etnisite farkı gözetmem.
Sizi rahatsız etti ise o sizin bileceğiniz ıştir. Belki yaniş anlamis olabilirsiniz, ama kasten yazdığinizı tahmin ettiğim, hatta bildiğim için özür dilemiyorum.Emin olsam dilerdim.
DOGRU....Islam ile politikaci nasıl aynı yerde düşünülüyor HAYRET...!...Hiristiyanlikta Hiristiyan demokrat vb olabilir. Siyonist siyasette de olabilir çünkü seviye alt yapıları o kadar.!..ama İSLAM ehli olan politika ile kendine tabela yapamaz. Peki ne yapabilir misal..Filistinde IKI DEVLET kuralını dayatacak hem Siyonistlere hem Filistinlilere çünkü Filistinde de istemeyen çok Devlet kurulmasını,,,once Devlet kurulmalı. O olmadan bağırmak,çağırmak hatta ağlamak para etmez..!..
Yanıtla (0) (0)Hamasın 7 Ekimde sivillere hedef gözetmeden saldırmasını onaylayan, meşrulaştıranların Gazzedeki katliama ses çıkarmaya (insan hakları ve vicdani bağlamda) hakları yoktur.. Bu bakımdan burada İslamcıların, radikallerin söyledikleri değil bu mesleye vicdani ve insani bakanların itirazları değerlidir.
Yanıtla (6) (2)Evet...Bizde olabiliyor.! sapkali,papyonlu yobaz,, ezik,silik karakter aynı karakterler takkeli,tespihli tipte de var..bunlarin ortak hedefi YAGLI KEMIK...Görünüşte bir,birine atar,tutar ama tabaklarina at bi parca bisey sinip çıkarlarını kemirir...Dilleri ise görünüşte baldan tatlı..
Yanıtla (6) (0)Allah razı olsun sizden. Bilmiyorum bu yazıyı okuyup utanması gerektiğini hisseden olur mu?
Yanıtla (1) (9)Merak etmeyin sayın yazar, Türk halkının nerdeyse tamamı Filistin halkının haklı davasının destekçisidir. Ortak tarihsel mirasımız sebebiyle böyle olması da gayet doğaldır. Doğal olmayan şey Filistinlilerin bile kimi El Fetih'e, kimi Hamas'a oy verirken; hatta seçimleri Gazze'de Hamas, Batı Şeria'da ise El Fetih kazanmışken, basınımızın tamamının El Fetih'i ısrarla görmezden gelmesidir. Herkesi illa Hamas taraftarı yaparak Filistine böyle yön vermek, bazıları için davadan bile kutsal olmuştur.
Yanıtla (28) (8)Belki de insanların kendisini bu olaya uzak hissetmesini nedenlerinden biri de budur; "Ortak tarihi mirasa sahip olduğumuz için duyarlı davranan muhafazakarlar"
Yanıtla (1) (1)Biz solcuların ve anti-Amerikancıların hakkını teslim etmenize sevindim, devamını da bekleriz.
Yanıtla (1) (2)Gazze de yaşanan trajediyi insanlık sorunu değil kimlik sorunu haline getiren biraz da iktidarın kendisidir. Filistin sorunu ile Haması eşitleyen, Hamas lideri için yas ilan edilmesini eleştirenlere cibiliyetsiz diyen iktidar, bu meselede de insanları kutuplastiriyor
Yanıtla (4) (2)Bugün 10. Ay doldu ve tr. Hala müdahil bile olmadı.
Yanıtla (0) (0)Türk medyası 1945'de neden atom bombasını kutsayip, büyük trajediyi görmezden geldi. Yıldıray Bey, güzel özetlemiş ama bir hususu da ben belirteyim. O dönemin CHP'sinin basını kendi halkına yapılan zulmü görmüyordu hatta görmek ne kelime, destekliyordu. Dünyanın başka bir yerindeki zulmü desteklememesi kendisiyle çelişmesi anlamına gelirdi. Dolayısıyla yakışanı yapmıştır.!
Yanıtla (4) (15)Aynı bugünkü gibi kör mü Olmuştu yani!
Yanıtla (6) (0)Hem nalına hem mıhına: demişsiniz de Yıldıray Bey, biz de sizin bütün yazılarınızda bunu görüyoruz. Neden?
Yanıtla (3) (0)Hiroşima dan Gazze ye...Arada Ruanda daki katliamlar,Uygur Türklerine yapılanlar,Ukrayna savaşında yaşananlar neden yok.
Yanıtla (4) (1)Hele ırkçılığın nirvanasını yaşamış Güney afrika..o da yok..
O dönemin gazeteleri ve gazetecileri tam anlamıyla saçmalamış… şurada bir gerçek ABD kesinlikle Japonya’yı işgal edemeyecekti ufacık tefecik adaları bile alamıyorlardı büyük kayıp veriyorlardı… kendilerini haklı göstermek için bunların belgesellerini çektiler yayınladılar… Japonya’da sütten çıkmış ak kaşık değil Çin Kore de büyük soykırım yaptılar
Yanıtla (6) (0)Amerika Sovyetleri durdurmak icin o bombalari atti, yoksa Japonya zaten bitmis sona gelmisti.
Yanıtla (5) (0)Nitekim Sovyetlerin Avrupa daki ilerleyisi bombalardan sonra durdu.
Dünya tarihinde bu bombalari kullanmis tek ülkedir, lanetliyorum.
Ironik olan ,Oppenheimer kendisi sosyalizme inaniyordu.
1945'lerde bu bombanın radyoaktif etkileri ne de yaptığı tahribatın büyüklüğü tam olarak biliniyordu, trajedinin boyutları yıllar sonra ortaya çıktı. Nazım'ın ünlü şiiri bile "Hiroşimada öleli oluyor bir on yıl kadar" diye başlar. Dönemin gazetecileri hem bombanın yıkıcı ve caydırıcı gücünün hem de atom enerjinin ilerde insanlığın yararına da kullanılabileceğinin altını çizmişler. Harbi bitireyim derken dünyanın sonunu getirebileceğini fark etmişler. Bu gün olsa neler yazardı acaba gazeteler : )
Yanıtla (9) (0)Müthiş bir yazı. Eline sağlık Yıldırado Ağabey. Sağol, Varol.
Yanıtla (3) (12)sen sahip olduğun topraklarda barış içinde yaşamak varken, halkını zenginlik içinde yaşatmak yerine turancılık yapmayı kendine hak görürsen, gücün olmadığı halde 82 musul, 83 kerkük diye bas bas bağırıp saçmalarsan başkalarının da vadedilmiş toprak peşinde koşmasını normal saymalısın. unutmayalım, dünyada yayılmacılığı düşünen tek akıllı biz değiliz. atatürk bize yön gösterip boşuna dememiş, yurtta sulh cihanda sulh diye.
Yanıtla (8) (4)Atom bombasına gerekli tepkiyi göstermeyen zihniyet sağ zihniyettir, aydınlanmacıları batıcıları katmayın bu kervana... Sol zihniyet temelden karşıdır, kınamıştır net duruş Nazımın dır zikretmemenize şaşırdım, hiçmi okumadınız Hiroşima şiirini, sizin gibi vicdanı sağlam bir yazardan beklerim bunu...
Yanıtla (9) (2)Buna şaşırdım halbuki osmanlı döneminde japonya ile aralar oldukça iyiydi. Ucube bir durum. C Meriç özetle "zaferleri kovalayan bozgun akşamları mazideki ihtişamından utanır oldu ve ben bir avrupalıyım demeye başladı. Avrupalı
Yanıtla (4) (0): Hayır delikanlı sen bir az gelişmişsin aydınlarımız bu yaftayı gururla göğsüne astı der" bu aydından beklenesi bir tavır, bu aydının filistin tavrı da ortada.
Katılıyorum ancak insanların endişeleri gözardı edilemez
Yanıtla (0) (0)Gazze'deki sivil halkın katledilmesi ve hayatta kalanlarının durumu tabii ki bizi çok üzüyor. Bundan dolayı ne yapmalıyız? Filistin Davası'nın amacı ne? Geçen yazınızda, Filistin'deki sol örgütlerin de İsrailli çocukları öldürdüğünden ve bundan dolayı Hamas'ı suçlamanın anlamsızlığından bahsetmiştiniz. Ebeveynlerinin destek verdiği hükumetten dolayı İsrailli çocukların öldürülmesini onaylamalı mıyız, onaylamamak ayıp mıdır? İsrail'e atom bombası atılması bizi empati yoksunluğundan kurtarır mı?
Yanıtla (7) (0)"Japonların Çinlilere ve Korelilere yaşattığı dehşet, katliam ve tecavüzlerden pek bahseden" var. Yazılan birçok makale var. Japonya'ya atom bombası atıldığı için onları konuşmak neden ayıp olsun? Onlar atom bombaları ile ölen çocukların suçu değildi. Japonların Birim 731'de Çinliler üzerinde yaptığı deneyler ve Nanking Katliamı konuşulur. "Comfort Women" hala gündeme getirilir. Fazla konuş(tur)ulmaması, ABD ile Japonya'nın 1951'den itibaren Çin'e karşı müttefik olmasından dolayı olabilir mi?
Yanıtla (9) (0)Bizde onu diyoruz sorun idari değil belkide genetiktir. Belkide bizim millet her olaya çıkar menfaat ekseninde bakıyordur
Yanıtla (4) (3)O devirde atom bombasının radyoaktif etkisi olduğu bilinmiyordu
Yanıtla (8) (2)Balkanlardaki katliama, Uygur Türklerine çektirilen zulme Gazze kadar ses çıkarmayan zihniyetin sizin söylediğinizden hiç bir farkı yok. Kısacası herkes kendi mahallesi için feryat ediyor. Kimin haklı, kimin haksız olduğuna bakmaksızın. Olan bitene, biraz Tanrı'nın evrene baktığı gözle bakmaya çalışmak gerek. Huzur verir....
Yanıtla (9) (0)Bizim toplumdaki kronik bir sorunu güzelce anlatmışsınız. Sadece empati yoksunluğu ile izah edilemez. Hak-hukuk-adalet anlayışımız da problemli.
Yanıtla (9) (2)“ Japonların Çinlilere ve Korelilere yaşattığı dehşet, katliam ve tecavüzlerden pek bahseden yok ya da Pearl Harbour baskınıyla Japonların bunu hakettiğini söylemek de ayıp.” Yıldıray bey, Japonya ve ABD arasındaki düşmanlık Pearl Harbordan öncesine dayanıyor. O dönemdeki Amerikan hükümeti, Çin’de işlediği suçlardan dolayı Japonya’ya yaptırım uyguluyordu. Sadece yaptırımlar değil, Japonların yük gemilerini durdurup arama yapıyorlardı.
Yanıtla (6) (1)