Bregenz’deki bir mülteci kampından…
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanlar ve Sovyetler arasında el değiştiren Kırım, 1921’de katıldığı Sovyetlerde önce Lenin, ardından Stalin dönemlerinde baskı, sürgün dolu 20 yıl geçirdi.
Haziran 1941’de Alman orduları Sovyet topraklarına girdi ve Ekim ayında da Kırım’ı işgal ettiler.
Bu Bolşeviklerle yıldızı barışmayan milliyetçi Ukraynalılar, Slovenler, Ermeniler, Baltık halkları, Kafkas halkları, Türki milletler ve Kırım Tatarları hatta anti-Komünist Ruslar için bir fırsattı.
Naziler de bu fırsatı bu milletlerden Doğu Lejyonları kurarak kullandılar. Kızılordu’ya karşı 1 milyona yakın bir askeri güç oluşturmuş oldular.
1941-44 arasında Kırım’ı yöneten Naziler, Tatarlara cami açma, gazete çıkarma gibi haklar verdi. Kızılordu saflarında da savaşan Tatarlardan da Mavi Alay, Selbstschutz denen Nefsi Müdafaa Taburları, avcı birlikleri oluşturdular.
Binlerce Tatar da “Ostarbeiter” denen “Doğulu İşçiler” olarak savaş döneminde Avrupa’ya götürülerek işçi olarak çalıştırılmıştı.
1943’de Kızılordu güçleri Kırım’a doğru yaklaşmaya başlayınca, Naziler birlikler çekilmeye başladı, onlarla birlikte Doğu Lejyonları’ndaki diğer eski Sovyet kökenli askerlerle birlikte on binden fazla Kırımlı Tatar asker de aileleriyle birlikte Bolşeviklerin eline düşmemek için Nazi ordularıyla Avrupa doğru göç etti.
Vatansız kalan Tatarlar, Nazilerin elindeki Almanya, Avusturya, İsviçre’deki mülteci kamplarına yerleştirildiler.
Berlin’deki Nazi yanlısı Türk Tatar Komitesi, muhacirlerin Alman kamplarına yerleşmesini organize etti.
10 Nisan 1944’te Kızılordu birlikleri Kırım’a girdi.
Ve 18 Mayıs 1944’de 250 bin Kırımlı, Sovyet rejimi tarafından Nazi işbirlikçisi olarak zorunlu göçle trenlere doldurulup Orta Asya ve Sibirya’ya doğru tehcir edildi.
Savaş sırasında Naziler tarafından Doğulu İşçi (Ostarbeiter) olarak Kırım’dan götürülen, savaş esnasında Nazilerle birlikte Kırım’ı terk eden Kırım Tatarlar, Kızılordu ve müttefikler ilerledikçe Batı’ya ve Almanya’ya doğru farklı kamplara yerleştirildiler.
Önce Graz’a, sonra İnnsbuck’a, ardından eski bir Nazi gençlik kampı olan Landeck’e, en son da Bregenz şehrinde bağlı Alberschwende’deki Nazi mülteci kamplarında kaldılar.
Kamplara yerleştirilenlerden biri de Şefika Hanım ve ailesiydi:
“1918'de Kırım'da Kemençi köyünde doğdum. İç savaş başlamıştı, Kızıllar geliyor denilirdi o zamanlar. Bir gece babamı alıp götürdüler, babam 4 ay Simferepol'da hapiste kaldı. Devrimden önce babam toprak sahibiydi, topraklarını ellerinden aldılar. 1941'de savaş başladı. Stalingrad'da yeraltında yaşamaya başladık. Polisler bize "S biçiminde çukur kazacaksınız" diyorlardı. Çukurların üzerine kalaslar, onların üzerine de toprak taş koyuyorduk. O çukurun içinde çömelerek üç ay yaşadık. Sonra Almanlar kente girince bizi esir kampına götürdüler. Beni de esir kampına götürdüler fakat 5 gün sonra bıraktılar. Yiyecek bir şey de yok. Günde üç tane pideyle Stalingrad'dan çıktık 300 km yayan yürüdük. Günde tahminen 20-30 km yürüyorduk. Dışarıda yatıyorduk. Ekim ayı orası çok soğuk oluyordu. İki ağabeyimin ortasında yatıyordum. Ukrayna'ya geldiğimizde pasaportum olmayınca beni Yahudi diye kurşuna dizeceklerini sandım. Milliyetim yazmıyor ki. Yanımda yalnızca diplomam var. Diplomamın üzerinde de Kırimski Tatar diye bir şey yazıyor. O trenle bizi tekrar Kırım'a gönderdiler, Rusça öğretmenlik yapmaya başladım, o zamanlar bir Tatar kızının Rusça öğretmesine kimse alışık değil diye adım Şefika değil, Alexandra Seyineva dedim. Pek iyi olmasak da yaşıyorduk. Ev de bedavaydı. Sonra kurşuna dizilen Yahudilerden kalanları masa, sandalye bedava veriyorlardı. 4 tane sandalye bir tane masa almıştık bedava. Sonra dediler ki, Ruslar hücum etmeye başladılar, yaklaştılar. Göç etmek isteyenler belediyeye yazı yazsın dediler. Biz de belediyeye yazıldık Ruslar Almanlarla işbirliği yaptılar diye Kırımlılar'ı sürmeye başlamış, biz o sürgünden evvel trene binmeyi başardık. Bizi önce Polonya'ya Nazilerin gönderme kampı dedikleri yere daha sonraları da trenlerle Avusturya'nın Graz kentine götürdüler. Ruslar yaklaşınca o kamptan bizi çıkardılar. Önce İnnsbruck diye bir yere geldik. Sonra Landeck'e. Landeck eskiden Hitler Yurgen kampıymış. Alwerşivende'de Kemal ile tanıştım. Kemal yol yapımında çalışıyordu. Otururken müracaat ettik okul açtık. Kemal tarih dersleri ben de İngilizce dersleri veriyordum. Kamp kötü bir şey değildi. Arada sırada yerleri süpürtüyorlar ama kadınlara pek dokunmuyorlar. Savaş zamanında karışıktı. Alwerşivende'de iki sene kaldık.”
Şefika Hanım’ın kampta tanıştığı Kemal Bey, Kırım’ın Ortay şehrindendi.
Kampa nasıl geldiği hiç anlatmadığı için bilinmiyor.
Nazilerle savaşan Doğu Lejyonları içinde miydi yoksa yoksa Nazi işgali sırasında Avrupa’ya getirilen işçilerden biri miydi?
Bilinen Bregenz şehrine bağlı Alberschwende’deki kampta Kemal bey ve Şefika Hanım’ın tanışıp evlendiği.
Sonra Naziler yenildi, kampın kontrolü Müttefiklere geçti. Müttefikler kampı “vatansız kişiler” (DP) kampına çevirdiler.
Şefika Hanım ve Kemal Bey’in 1947’de Bregenz’deki mülteciler kampında bir oğulları oldu.
Bir yıl sonra kampta yaşayan Tatarlara Kırım’a dönme hakkı verildi. Ama Şefika Hanım ve Kemal Bey, Kırım’a dönmek istemediler:
“Herkesin geri dönme hakkı vardı ama biz Kırım'a dönmeye korktuk. Rusların bir atasözü vardır. 'Atlar koşuyordu. Atların peşinde dedikodu koşuyordu' diye. Dedikodu atlardan daha evvel gidiyordu. Biz Kırımlıların sürüldüğü haberini almıştık. Kırım'da yaşayanlar Türkiye demezler. Ak toprak derler. Müslümanların en iyi yeridir Türkiye. Neredeyse ilahi bir yer bizim için.”
Türkiye’ye geldiler.
Ve Ortaylı soyadını aldılar.
Bregenz’de mülteci kampında doğan oğulları da Türkiye’nin en tanınan tarihçilerinden biri oldu; İlber Ortaylı.
Savaş yıllarında, Avrupa’nın ortasındaki bir mülteci kampında doğmuş bir tarihçiden beklenen savaştan kaçmış mülteci Suriyeliler ya da 70 yıldır mülteci kamplarında yaşayan Filistinlilerle herkesten çok empati kurmasıdır.
Ama devrin rüzgarları başka türlü esiyor.
Yakın zamanlara kadar Türkçe Olimpiyatları’nın, cemaat organizasyonlarının gözde tarihçisi şimdi milliyetçilerin, Atatürkçülerin, Türkçülerin gözde tarihçisi.
Tarihin ilgili sayfalarını kıvırıp, kağıttan uçaklar yaparak onları eğlendirmekle meşgul.
Herkesi cehaletle suçlarken İsrail’in kuruluşunu Filistinlilerin toprak satmasına bağlayan bir Facebook, Whatsapp grubu cehaletine imza atması muhtemelen cehaletten değil.
Yoksa 1948 yılında İsrail devleti kurulmadan hemen önce Filistin topraklarının yüzde 94’ünün Filistinlilere sadece yüzde 6’sının Yahudilere ait olduğunu, 1918-49 arası yüzde 6’ya çıkan toprak oranının İngiliz mandasının hazine arsası tahsisleri ve Lübnan ve Suriye’deki toprak ağalarının satışlarından ibaret, sonucu değiştirmeyen bir oran olduğunu herhalde biliyor olmalı.
Zaten yayınevi editörlerinin ağzından düşen yarım cümleleri toparlayarak yazdığı kitaplarından birinde bu konulara girmese de 12 yıl önce NTV’de 1.5 saat Filistin anlatırken hikayeyi hiç de böyle anlatmamıştı.
https://www.youtube.com/watch?v=zGRjXRAahNw&t=905s
Her konuda uzman, elinde olsa depremi bile bir sosyal tasfiye için kullanabilecek kadar empati yoksunu bir elitizmle malul deprem profesörü ile birlikte Filistin’de insanlar ölürken, bir grup ergen milliyetçinin
Arap düşmanlığı duygularını okşayarak, alkışlarını almak uğruna yapılmayacak bir cehalet bu.
Ama zaten tarih biraz da böyle zamana göre değişen bir şey. Daha doğrusu işini bilen tarihçiler zamanın ruhuna göre hikayelerini değiştiriyorlar.
Ne de olsa hikaye dinlemeyi çok seven bir topluma konuştuklarını iyi biliyorlar.
Ve hikayenin başını kimsenin hatırlamadığını da…















Biz tarihçiler ideolojik zeminde tarihi hadiseleri değerlendiremeyiz! Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattığı iddiası, bir iftiradır. Yanlıştır. Belgelerimiz mevcut.
Yanıtla (0) (0)Yıldaray Oğur da olmasa ne okuyacağız bilemiyorum. Yine harika bir yazı
Yanıtla (4) (5)Einstein'in dediği gibi; milliyetçilik bir çocuklu hastalığı. İlave edersek en az yerine ikame edildiği din kadar kullanışlı bir aparat.
Yanıtla (0) (0)Çöl alanlarini çıkarıp hesap ederseniz %6lık oran değişir. Arazinin büyük kısmı ise devlete aittir. Ayrıca filistinli ve yahudi diye bir ayrım yok. Filistinde doğup büyüyen herkes Filistinlidir. Arapların 1947 BM paylaşım planını reddedip Yahudilere saldırmasını yazmayı da unutmuşsunuz.
Yanıtla (0) (1)Evet satıldı. Hemde toptan.Hocanin ki dil sürçmesi diyelim;filistin topraklarını çevre kukla devletler oluşturulurken onlar sattı.
Yanıtla (1) (2)Adania Shibli'in kitabı "Küçük bir ayrıntı'dan bugün haberim oldu. Maalesef Nadir Sahaf dışında büyük ağlarda yok. Öte yandan Türk entelektüel kesimi ki esasında okur yazar kesimi demeliyim; pek fazla duymamış. Zira bu kesimi falanca filancanın anlamsız sıkıntıları ergenlik cinselliği daha fazla ilgilendiriyor. İslamcı Mahalleyi de "Frankfurt skandalı "uyandırmış!
Yanıtla (0) (0)Entelektüel'den anladığım,"Uluslararası Bağımsız Yayıncılar Birliği'nden, Filistinli yazar Adania Shibli için Frankfurt Kitap Fuarı'nda düzenlenecek törenin iptal edilmesine tepki" haberindeki entelektüellerdir.
Yanıtla (0) (1)laik düşünce ve seküler yaşamı sindirememiş toplumların ve bireylerin, üç dini inancın şemsiyesinde dünyayı nasıl bir kaosa sürükledikleri aşikar. Siyasal dinciler(bütün dinler dahil) inanç paradigmasında etik,ahlak,iyi insan olmak gibi değerler bulunmadığı için bu acıları çok yaşayacağız.Yıldıray bey sizi çok naif bulurum yalnız bu yazınızda İlber ortaylı ya atfettikleriniz beni çok bağlamıyor,fakat arapların yemenden filistine kadar bize yaşattıkları ortadadır.İnsan olarak bugün yanlarındayız.
Yanıtla (1) (2)İlber Ortaylı, müzakere ahlakı sıfır bir tarihçidir, bunu her katıldığı toplantıda ortaya koyuyor. Bilgili ama irfan sahibi bir tarihçi değil. Osmanlı tarih belgelerinden ve 1948’e kadar dönemi araştıran çalışmalardan Filistinlilerin toprak satmadığı ortaya konulduğu halde İlber ortaylı İsrail’in zulmünü haklı çıkarmak için tam bir şarlatanlık yapıyor.
Yanıtla (19) (18)Bölge topraklarının en az %6 sının satıldığı zaten belgeli ayrıca bu toprakların su kaynaklarını içeren stratejik bölgelere dağıldığı da ayrı bir gerçek. Siyonist göçmenler sadece toprak satın almadılar çok büyük oranda tarım arazilerini de uzun süreli kiralama yoluyla elde ettiler. Bütün bu bölgelere muaazam hızla nüfus transferi yaparak bölgenin demografik yapısını değiştirdiler. Siyahı beyaz diyerek aklayamazsınız.
Yanıtla (10) (7)Doğru tespit. İlber hocanın asıl hocası Afet İnan yani Kemalist ideolojinin ideolog tarihçilerinin başıdır dolayısıyla ondanda başka bir tutum beklenmez.
Yanıtla (6) (7)Sizin hocanız kim? Tanınmış bir hocası olacak kadar tahsiliniz varmı? Kemalistler aşağı Kemalistler yukarı ezbercilerdensiniz galiba!?
Yanıtla (3) (4)Ortaylı ve Şengör’ü yazdığınız için teşekkürler Yıldıray Bey.
Yanıtla (2) (1)Düşünce özgürlüğüne önem veren biri olarak bu yazınızın üslubu sorunlu. Hoca'nın hakkını savunmak bize düşmez. Hoca ile aynı düşüncede olmayabilirsiniz, İlmini ölçmeye yönelik değerlendirmelerinizde hata olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde insan ve her konuyu derinlemesine bilmek gibi bir misyonu yok. Milletleşememiş bir ulusun üyesi ve bu konulara hassas. Ülkemizin hassaslık gösterdiği konularda da savunuculuk yapmak istememesini anlayışla karşılamak gerekmez mi?
Yanıtla (4) (3)değerli yıldıray bey özellikle son pasajda resmi tam ortaya koymuşsunuz.
Yanıtla (4) (0)Ben bir sosyal olguya dikkat çekmek istiyorum. Sosyal medyada ün yapmış bir figür, hele akademik titri de varsa, her ne söylerse gerçek sanılarak dolaşıma sokuluyor. Kimse bilimsel kanıtını sormuyor veya araştırmıyor. Tıp alanında da profesör ünvanlı birisinin her yorumu isabetli olmayabilir iken, Şengör ve Ortaylı'nın söylediklerinin ne kadarı doğru olabilir?
Yanıtla (3) (0)Nermin Abadan Unat, tıpkı Ortaylı gibi Viyana'da doğmuş aslen Boşnak olan bir vatandaşımızdır. Ana dili gibi bildiği Almanca 'dan sonra Türkçeyi öğrenmiştir. Yüz yaşına kadar öğretmiş, yazmıştır. Ben aynı mahallede olmamama rağmen, şu sözünü severim: "Ben Türklüğü Seçtim" der. Suriyeli ve Afgan gettolarını oluşturanlar ve Suriye bayrağı ile gösteri yapanlar ülkelerine gitsinler. Çünkü ben 900 yıldır bu topraklarda piştim.Milli Mücadelede de vatan burasıdır dedik.Gidecek başka bir yerimiz yok.
Yanıtla (6) (3)Sn Oğur, bu arada entelektüel demek demos'a karşı olmak demek değildir. İslamcı, seküler ve solcu entelektüellerin çıkmazı da buradadır. Rumeli göçmenlerinin ve Ortaylı gibilerinin Türkiye dışında olduklarında, yüreklerindeki gerçek vatan Türkiye idi. Bu bakımdan bu insanlar uyum sorunu olmak bir yana demos'a olumlu katkıda bulunmuşlardır. Suriyeli ve Afgan mülteciler daha iyi bir hayat yaşamak için Ülkemize geliyorlar. Muhacirun değiller!
Yanıtla (3) (2)Neden garip geliyor ki, bu tipler alı görür ala şalı görür şala; Musul, Kerkük, Lozan da adaları da Filistinliler yüzünde elimizden çıktı... 1. dünya savaşında Osmanlıyı yenip ingilizlere ortadoğuyu Filistinliler işgal ettirdi... Allah akıl versin. Bu kadar cehalet zaten o kalabalık ünvanlarla oluyor.
Yanıtla (2) (6)Ortaylı eleştirileriniz çok duygusalca yapılmış. Ondan rasyonellik beklemek gerektiğini yazarken, kendiniz rasyonellikten uzaklaşmışsınız. Siz de kendinizi biraz “devrin rüzgarlarına” kaptırıp, düzensiz ve demografik tahribata yolaçan reel göçü benimsemeyenleri, bir çırpıda “Arap düşmanı” yapabiliyorsunuz!
Yanıtla (9) (5)Gerek Sn Şengör gerekse Sn Ortaylı'nın görüşlerine saygı duyuyorum. Ancak bu konuda ellerinde belgeler varmış gibi konuşmalarını yakıştıramıyorum.Öte yandan sivil yahudilere Hamas'ın saldırısını desteklemiyor ve sivil Filistinliler üzerinden ölü severlik yapmalarını da nefretle karşılıyorum. Emperyalistlere ve İsrail'e "garbın cebin-i zalimi affetmedim seni" duyarlılığındayım.İzzetbegoviç'in bilgeliğini de saygıyla anıyorum.
Yanıtla (5) (1)Sn Ortaylı tipik bir malumatfuruştur. 19. yy Osmanlı teşkilat tarihi uzmanıdır.. Klasik Osmanlı tarihi bilgisi yüzeyseldir. Bu konuda tek bir nitelikli eseri yoktur.Hiçbir zaman bir entelektüel olmamıştır. Onun için de bir duruşu yoktur. Arkadaşı Celal Şengör'de bilim felsefesinden habersiz bir yerbilimiuzmandır. Akademik etiğin temel ilkesi uzmanı olduğu alanda konuşmaktır. TV 'de zaman geçiriyorlar.
Yanıtla (6) (7)Sayın yazar, İlber ortaylı çok okuyan çok araştıran ve belgelere dayanarak konuşan bir tarihçi. Rahmetli dedem ben çocukken anlatırdı 5 yıl oralarda savaşmış, aç susuz canını zor kurtarmış, arapların canlı canlı Türkerin karınlarını deşerek altın aradıklarında bizzat şahit olmuş. Filistine biz de üzülüyoruz. İnsanlık dramı yaşanıyor. Arap lar dan dost olmaz, uzak duracaksın.
Yanıtla (10) (11)Valla bir de İslamcı tarihçilere baksak mı? Necip Fazıldan, Mustafa Armağan a, Yavuz Bahadıroğlu na. Tarihi nasıl ki ve nefret nesnesi yaptıklarını yazın. Dünyada resmi 5 milyon, gayrıresmi 10 milyon mülteciye bakan başka ülke yok. Davutoğlu nu da biraz yazsanız?
Yanıtla (13) (6)yine harika yazmışsın (savunan yazar). Allah senden razı olsun. Diyelim dedeleri sattı, minik bebelerin ne suçu var. dedesinin hatasının bedelini masum çocuklar ve kadınlar mı ödemeli?
Yanıtla (9) (1)Son derece nokta atışı bir yazı. Mezkur şahsın hocası da -ki dünya çapında bir tarihçi idi- muhacir bir aileden geliyordu ama bunun populizme meyline asla tenezzül etmedi, ölümsüz eserler verdi.
Yanıtla (6) (5)Evet Yıldıray Bey, bu ülkenin adı (hala)Türkiye. Türkler gelebilir. Araplar gelemez. Bu kadar basit. Dünyanın bütün fakir ezilen insanlarına bakmak kucak açmak zorunda değiliz, böyle bir kaynak yok. Biz Türklere bakarız, Araplara başkası baksın.
Yanıtla (12) (8)"Tanrı"nın seçtiği bir toplum, "Tanrı" nın vaad ettiği topraklarda bir devlet kuruyor. Dönüp dolaşıp aynı yerlere varıyor/uz. Savaşların temeli çıkarlar, binası dinler, çatısı siyaset.
Yanıtla (1) (0)Her dõnemin adamı olmakda kolay degil ! Zaman gelir saĝdan atarlar, gün gelir soldan atarlar ve uyarsada kafalarına göre freekick yaparlar ! Harika bir yazı olmuş, elinize saĝlık. Bu yazı aynı zamanda tc' de yaşayan, birgecede devşirilmiş milyonlarca ailelerin nasılda tarihlerini bilmeden, aynı zamanda resmi propagandanın aşıkları olarak, zulum altında inim inim inliyen toplumlara merhamet duyguların yokolmasını gösteriyor !
Yanıtla (2) (0)Ogur'un bircok yazisinda ima ettiginin aksine, bu ülkede kimse mülteci ya da Arap düsmani degil. Bugün ülkede 15 milyona yakin yabanci vs. var ve TC'nin bu kadar büyük bir nüfusa bakabilecek gücü yok. Idlib'dekilerle birlikte, savas öncesi Suriye nüfusunun yarsina TC bakiyor ve bunu 10 yildir yapiyor. AKP, bu insanlara hukuksuz olarak vatandaslik veriyor ve buna hayir demek bizi Arap düsmani yapmaz. Ogur, bir defa bile TC üstündeki mülteci yükü diger ülkelerde paylastirilmali demedi. Bu adil mi?
Yanıtla (38) (6)yanılıyorsunuz. toplumun en az %80i ciddi bir arap karşıtlığı hissiyatına sahip. eskiden de vardı ve hep ''araplar bizi arkadan vurdu'' mottosuyla sevmezdiler. ama, suriyelilerle birlikte iyice somutlaştı. son yıllarda satın aldıkları mülkler ve vatandaşlık elde etmeleri, bu yüzden ''giderek artan'' ve yerli insanları sıkıntıya sokan emlak fiyatlarının sorumluluğu da eklenince çıplak arap düşmanlığına evrildi süreç. bilinmeli ki, suriyeli araplar fakir. mülk alanlar ırak ve diğer arap insanlar
Yanıtla (10) (8)Çok doğru bir tespit, Suriyeliler fakir, Iraklılar zengin. Ancak azımsanmayacak oranda Iraklı olmasına rağmen hepsine birden "Suriyeli" deniliyor.
Yanıtla (0) (1)Suriyelilerin fakir olmasi bizim hatamiz ya da sorunumuz mu? Suriyeliler TC vatandaslarinin sahip olmadigi bir sürü ayricaliga sahip. Bu fakir Türk milleri 10 yili askin süredir bu insanlara bakiyor, onlarla ekmegini paylasiyor. Bunu yapan, Lübnan disinda, bir tane bile Arap ülkesi yok. Ama bu size yetmiyor. Siz ne istiyorsunuz Türk milletinden? Yani, biz daha ne yapmaliyiz Araplar mutlu olsun diye? Sizin istediginiz Türklügü Islam ile ikame edip, bir din devleti kurmaksa, bunu acikca söyleyin
Yanıtla (19) (1)Yabancılara toprak satmak iyi birşey değil deniyor. Böyle bir zorunlulukmu var? Neyi anlamadınız?
Yanıtla (1) (0)Asıl mülk alanlar ruslar ukraynalilar, Avrupa ülkeleri vatandaşları...
Yanıtla (4) (0)Ben ne diyorum, sen ne diyorsun!. Benim yazdıklarım bir tespit Güzel bir Türkçe kursuna yazıl, sonra tekrar bir değerlendirelim.
Yanıtla (2) (2)Suriyeliler turk vatandaşının sahip olmadığı ekstra bir ayrıcalığa bile sahip değiller. Yalanı elli kere üst üste söyleyince gerçekten inanıyorsunuz galiba.
Yanıtla (4) (4)Hicbir Türk vatandasi bedava saglik hizmeti, ilac ve tedavi alamiyor. Herkes sigorta icin ciddi bir ödeme yaparken, bircok durumda katki payi da ödüyor. Sigortasi olmayan bir Türk vatandasi bu hakka da sahip degil. Suriyelilere bu hizmetler, tamamiyla bedava, kanser tadavisi dahil. Her erkek Türk vatandasi dogustan askerlik yükümlülügüne sahip. 22 yasindan sonra vatandaslik alan Suriyeliler ise, askerlikten tamamen muaf. Ayni yastaki bir Türk ise, bunun icin 122 bin TL ödemek zorunda.
Yanıtla (5) (2)aferin abuzittin, iyi bildin, aynen öyle; bi itirazin mi vardi ?
Yanıtla (0) (0)Türkiye bu insanlara bakmıyor zaten. Pek çoğunu ucuz isgucu olarak kullanıyoruz. Çoğu kriz içinde kendi emegiyle yaşıyor. Az bir kısmı da önceden getirdiği parasıyla yaşıyor.
Yanıtla (3) (4)gerçekten çok iyi bir yazı.
Yanıtla (2) (2)Eline koluna beynine aklına vicdanına sağlık
Yanıtla (1) (4)Bir ülkeden toprak satıldığında, o toprağı alanlar günü gelince satmayanları terör uygulayarak topraklarını terke zorlayacak ise... Gerisini siz getirin.
Yanıtla (1) (1)Her devrin adamı İlber Ortaylı ile herbok sapiens (kendi b... da yediğini söylemiştir) Celal Şengör için fevkalade düzleştirici bir yazı. Yıldıray Oğur klasiği...
Yanıtla (2) (6)Harika bir yazı stilin var. Lütfen bunu devam ettir. Biz millet olarak ağzı iyi laf yapana tav oluruz. İlber hoca da iyidir hoştur lakin bir Halil İnalcık değildir. bahsettiğiniz videodaki gibi nabza göre şerbet verir. Damarları iyi bilir. hikayesini sizden okuyunca empati yoksunluğuna üzüldüm.
Yanıtla (2) (0)Yıldıray bey, size bugün ilk yorumu ben yapmıştım belki; son yorumu da ben yapmış olayım.İlber Ortaylı ile ilgili görüşlerinize katılmakla beraber mülteciler konusundaki düşüncelerinizi maalesef katılamıyorum.Türkiye bir yol geçen hanına, mülteci çöplüğüne dönüşmemesi lazım Siz, her sokakta kalanai evinize alıyor musunuz? Mesele bu kadar basit.
Yanıtla (13) (0)Filistinde toprak satışı yüzde 6. Asıl faktör Irgun vs gibi terör örgütleri. Bizdeki taşnak, hınçak gibi. Mazlum bir halk. Yerimiz mazlumun yanı. Yalnız Yıldıray Oğur niye Suriyelilere kafayı taktı. 10 koca sene okdu. Artık yurtlarına dönmeliler. Türkiyede şehirlerin eğitim, sağlık, ulaşım alt yapıları çöktü. Ben Fatihte oturuyorum. Buyursun gezelim. Bit, pire, uyuz, el ayak hastalığı ile uğraştık durduk. Bu kadar tıkış tıkış yaşanmıyor. Türk de olsa yaşanmaz, Arap da olsa yaşanmaz. İnsaf.
Yanıtla (8) (2)Arap düşmanlığı yapmadan da mülteci sorununa dikkat cekilebiliyormuş
Yanıtla (0) (1)İlber Ortaylı eleştirisi yapmak ayrı bir şeydir, babasının Kırımdai Nazi işbirlikçisisi yapmış olabileceği imajına yol açacak bir imada bulunmak başka bir şeydir.
Yanıtla (8) (0)İlber Ortaylı hangi programda ne zaman İsrail devletinin kuruluşunu toprak satışına bağlamış. 11 yıl önceki programın linkini vereceğine filistinliler toprak sattı israil böyle kuruldu dediği linki verseydi. Ben az çok takip ederim. Analiz kabiliyeti kuvvetlidir. Bir bütün olarak görür konuları. Dar uzmanlaşma ile kendini körleştirmemiştir. Böyle cahilce bir beyanda bulunmaz. Yalniz Suriyelilerin ekonomimizde bir boşluğu doldurmadığını ve metdivenaltı işler yaptıklarını söylüyor.
Yanıtla (6) (1)Bu ulkede son 20 yildir tv'de sov yapan tarihciler, ilahiyat profesorlari, cuppeliler, deprem uzmanlari, doktorlar, psikologlar var. Sovmenlik kazancli bir meslek. Bunlara ilgi duyan cok sayida insan var. Kulturumuzun yozlastigi bir donemde yasiyoruz.
Yanıtla (5) (3)Kızılderili, Filistinli, Arap, Ukrain kim varsa yardıma evet. Sonuna kadar evet. Her zaman evet. Toprak satışına, Türkiye'ye kitlesel göçe, sokakların, mahallelerin yaşanmaz olmasına sonuna kadar hayır. Osmanlıda bile mürür tezkeresi vardı. Yurt içi yer değiştirme dahi izne tabiydi. Bırak yurt dışını. Suriyelilere vazifemizi yaptık. Helali hoş olsun. Herkes kendi memleketinde güzel. Yurtlarına dönmeliler.Not: Filistin için dünya çapında medya ünlüsü, sporcu vs tweet ile etiketleyelim.Farkındalık
Yanıtla (8) (0)Yazı güzel. Ortaylı hakkında çok tumturakli ve isabetli tespitler içeriyor. Ama bu ortaylinin hakikaten çok dolu bir adam olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Avrupa ve İslam tarihi alanında her ikisinde de bu kadar yetkin bir adam. Diplomasi tarihinde yetkin bir adam. Ondan daha iyi kaç tarihçi var ki TV ye çıksın? Cübbeli de dini alanda oldukça donanımlı birisi. Özel hayatı, dini kimliği ile uyumlu olmayabilir. Ama bu onun islami ilimlerde gölgesi çiğnemeye gelmez birisi olduğu gerçeğini değiştirme
Yanıtla (5) (1)Yabanci dil biliyorsunuz sanırım..Tum dunyada aynısı var..Bakiyoruz Israil,Rus vd sosyal ortamlara herkes kendine gore MELEK..Acaba bu şeytanlar nereye saklanmış..Yoksa maskeli balomu var ,,niye herkes humanist insan savunucu kılığında..?..
Yanıtla (0) (0)Sn..Ilber ORTAYLI tarihi bilen ve bildiginin farkinda olan, öngörüsü yuksek,Kurmay stratejik dusunebilen Geçmiş tarihimiz ile barışık günümüzünde degerini bilen degerli Akademik Üstadımizdir.Tarihi roman kitaplari gibi degerlendirip o gunun şartlarını bilmeden atan,tutan fesli popcorn vb ile KIYAS ETMEK akıl dışıdır.Hele Islam tarihi ile asla bagdastirilamaz.Sadece Mekke fethi stratejisini nasil cok "önceden" Istihbari,Ekonomik,Lojistik vb feth edildigini incelemek gerek.*Ciddiyet isteyen isler
Yanıtla (9) (1)"Kırım Tatarları" yazısının nihayetinde ünlü bir popüler tarihçiyi ve dünyaca ünlü bir Jeoloğumuzu karalamaya çalışan, aslını araştırmadan yazılar yazdığını ve "Kötü Gazetecilik" yaptığını kendi yazısıyla itiraf eden birisinin Filistin Sorununun ve İsrail'in kuruluşunun yıllarca devam eden sorumsuz toprak satışlarıyla ilgili olmadığını ispatlamak isteyen "Ergen İhvancı" diyebileceğimiz bir kimlikle yazdığı yazı. Onlar toprak satmadılar "Miki" sattı. Hikaye bu yerseniz
Yanıtla (20) (19)Tabi tabi Filistinliler topraklarını Yahudilere sattı, bu yüzden İsrail devletinin kurulmasına sebep oldular. Yoksa bu işin İngiltere ile Siyonizm ile hiç alakası yok. Onlar topraklarını satmasaydi İngiltere ve Siyonistler kuyruğunu kistirip geri dönecekti, İsrail kurulmayacakti . Bütün suç Filistinlilerin, rahatladin mi?!!
Yanıtla (11) (16)"Hong Kong, 1842'de Birinci Afyon Savaşı'nın sonunda Çing Hanedanı'nın Hong Kong Adası'nı Britanya İmparatorluğu'na devretmesiyle Britanya'nın kolonisi oldu. İkinci Afyon Savaşı'ndan sonra ise bu koloni büyüdü. Britanya 99 yıllık kiralamayı elde ettiğinde daha da büyüdü." Verdiğim örnek İngiliz Emperyalizminin neredeyse kıta büyüklüğündeki Çin Ülkesinin dış ticaretini kiraladığı küçük bir ada üzerinden 100 yıl süre ile boğduğunu gösteriyor. 1878 de bizde Kıbrıs'ı İngilizlere kiralamıştık!!!
Yanıtla (4) (0)"Siyonizm+Emperyalizm+Budalalık=Bugün" formülünde Budalalık= Dünya düzenini kavrayamamak+Hesap bilmemek+ Umarsızlık+ Cehalet+İhanet şeklinde oluşuyor. Devekuşu neden başını toprağa gömer sorusununa verilen cevap; Bir tehlike gördüğünde, başını kuma gömmek, vücudunun en savunmasız ve göze çarpan kısmını saklamasına yardımcı olur. Bu şekilde, kendini tehlikeden korumak için gizlenme stratejisi kullanır.
Yanıtla (2) (1)Hiç rahatlamadım. Hatta bu kadar sığ bakış açısını görünce daha da rahatsız oldum. Size tek sebep bu diyen mi oldu! Zulüm ve ateş yağmuru aldında can veren binlerce masum Filistinli için ne kadar üzülüyorsam olaya kör tarafgilik ile yaklaşanların gelecekte nasıl felaketlere sebep olabileceklerini anladığımda üzüntüm birkaç kat artıyor. Ne pahasına olursa olsun bağnaz taraftarlık üzücü bir durum. Tarihten ders alınmasını güçleştiriyor. (en azından bazıları için böyle)
Yanıtla (5) (1)Honk kong dünya çapında bir ticaret merkezi. Kıbrıs ise, sahipsiz merkebler ve kumarhaneler adası. Turkiyeyi boğacak bir yönü yok. İngiltere icin önemi, onların Hindistan'a geçişi, petrol alanlarını kontrolü noktasında önemli bir üs görevi gördü zamanında. Bugün durum farklı. Türkiye için stratejik önemi var ki, kuzeyi bize bırakıldı. Guneyini yunan, İsrail, usa vs gücü yeten herkes kullanıyor.
Yanıtla (0) (3)1945'te yahudi mülkiyeti oranının %5 olduğu bir vakia. Demagoji vakiayi gölgeler, ama yok edemez.
Yanıtla (1) (2)Makaleyi okuyunca ilk defa Stalin’in de haklı olabileceğini düşündüm!Bunu hiç kendimden ummazdım,Cemal Süreyya’nın babasından hiç ummadığı gibi..Düşünsenize,düşman ülkenize saldırıyor ve bir grup vatandaşınız düşmanla işbirliği yapıyor;sonra siz o işgalciyi savaşarak püskürtüyorsunuz ve geriye sadece işbirlikçilerin bir kısmı kalıyor..Düşman ülkenizi harabeye çevirmiş,milyonlarca askerinizi,vatandaşınızı öldürmüş. İşbirlikçiye siz olsanız ne yapardınız?Allah muhafaza etsin…
Yanıtla (5) (2)Yaziniza kesinlikle katilmiyorum..ilber ortayli gunumuzde yasatan az sayidaki en onemli aydinlardan biridir..olaylara objektif yaklasimi sizden farklidir..suriyeli multecilere daha nasil bir yorum yapsaydi..siz ve sizin gibi dusunenlerin yaklasiminin bizi getirdigi nokta belli..filistin olayinda da hakeza..taraftari oldugunuz davutoglu iktidara gelseydi..hafazanallah simdi mehmetcik gazze yolundaydi..ortayli ya laf etmek sanirim turkiyedeki bir cok insani aşar..
Yanıtla (17) (9)Yazarın yazısına kesinlikle katılmıyorsun, olabilir, ancak katılmadığın yazıyı okudun mu? Yazının içinde bir link var, izledin mi? 12 yıl önce NTV 'de aynı tarihî konuyu bambaşka anlatan bir tarihçi nasıl objektif olabiliyor?
Yanıtla (2) (2)Yazarımızın bahsettiği adamların kişisel özgeçmişleri ve uluslararası bilim dünyasına katkı yapan makaleleri yazarımızın yazdığı ve yazacağı çok uzun köşe yazılarıyla kıyas kabul etmeyecek kadar çok ve kapsamlıdır. Tabi yazarımız da aslında “Almanların bizi kıskandığı” kanısında olan, bizim coğrafyamızın profiline uygun, alıcısı bol “ hikaye dinlemeyi sevenlere” uygun bir yazı yazmış. Geçmiş tutumlarındaki öngörüsüzlük de ayrı konu.
Yanıtla (7) (2)Yorum yazmadan önce Okuduğumuzu anlamaya çalışalım
Yanıtla (1) (2)Siz edebiyat hocasımısınız?
Yanıtla (0) (0)İnsanlık yoksa, notion, kompetenz, maharet, malumat vs... hepsi testerenin bileyi taşı...
Yanıtla (0) (1)"Osmanlı belgeleri üzerinde yapılan titiz çalışmalar göstermiştir ki Abdülhamit, dünyaca ünlü Musevi zenginlerden Rothschild ailesinden borç almıştır. Bu borcun hemen ertesinde Rothschild ailesi, Osmanlı toprağı olan Filistin’de Rusya Musevileri için koloniler kurmak üzere büyük toprak sahaları satın almaya başlamıştır. Yüz binlerce dönüm olduğu saptanan bu alanlar, Filistin’in topraklarının önemli bir bölümünü kapsamıştır." Böyle yazan da var. Hangisine inanalım?
Yanıtla (4) (2)Türkiye’de 2 aydın türü var(entellektüel demiyorum çünkü onlar bir entellektüel tanımına uymuyorlar):Millici/Milliyetçi veya muhafazakar aydınlar,diğeri ise,genellikle yabancı eğitim kurumlarına lise öncesi yaşlardan girerek oralarda okumuş,üniversite eğitimlerini ise yaşlıları Fransa,İsviçre,Avusturya’da,daha gençleri ise,İngiltere veya ABD’de tamamlamış,ekonomik sorunları olmayan ‘Batıcı’ grup.Birinci grup sağ iktidarların,ikinci grup ise bağlı oldukları ‘Locaların’ talimatlarıyla hareket eder
Yanıtla (5) (1)Kardeşim bırakın İsrail'in katliamlarına bahane üretmeyi. Toprak satmışlar, Hamas da sivil vuruyormus falan. Hamas yokken de İsrail katliam yapıyordu. Haber izliyor musunuz? Vicdanınız var mı, ölmüş çoluk çocuk görüntüleri yüreğinizi hiç burkmuyor mu? Yoksa onları hep böyle bombalar altında gördüğümüz için, bunlar normal mi? Harabeler içinde parçalanmış Filistinli görüntüleri hayatın olağan akışına uygun mu? Öyle ya hep onlar ölüyor, zaten onlar ölüyor, ölüm onlara yakışıyor belki de!
Yanıtla (3) (2)Geleneksel veya modern hurafelere alışmış sağcı veya solcular ya da okumuş yazmışlar için hem İlber Ortaylı hem de Celal Şengör biçilmiş kaftan gibi… Doğru, bilgilendirici katkıları var sağ olsunlar… Ama, ihtisas alanları dışında da rahat konuştuklarına göre sözün ve hitabetin şehveti onları da teslim almış gibi gözüküyor!
Yanıtla (0) (0)Geleneksel veya modern hurafelere alışmış sağcı veya solcular ya da okumuş yazmışlar için hem İlber Ortaylı hem de Celal Şengör biçilmiş kaftan gibi… Doğru, bilgilendirici katkıları var sağ olsunlar… Ama, ihtisas alanları dışında da rahat konuştuklarına göre sözün ve hitabetin şehveti onları da teslim almış gibi gözüküyor!
Yanıtla (0) (0)Okurken, "Güzel bir hikaye" dedim kendi kendime ve - çoğu defa olduğu gibi-keyifle okumaya başladım. A, o da ne? Yazarın onca verdiği emeğin amacı Arap ve mülteci güzellemesi değil miymiş!
Yanıtla (10) (1)Bir kere İlber Bey -arada bir hoşumuza gitmeyen söylemleri olsa da- Türkiye'nin yetiştirdiği en donanımlı, entelektüel kapasitesi en yüksek tarihçidir; gururumuzdur.
Diğer taraftan bu ülke her zaman mülteci kabul etmiştir, yine eder. Ama vasıflara verecek yerimiz de, ekmeğimiz de yok artık.
Emek verilmiş bir yazi.Tesekkurler..misal,papyonlu ateist elitist tontonun dış siyaset açıklamısi,,"Junior" takkeli (bedelli askerligi ile) milli gomlekcinin,,haydi aslanlarım gazzeye lakirdilarindan cok daha Akillica.Takke takmak,,Arabca,Farisi bilmek adamı Akilli,Zeki yapmaz..Ayrica,,Filistinde toprak satanda vardi,,Toprak "sattırmaya" mechur edilende vardi..Musluman feraset sahibidir..Filistinde şu an Islamin hakikati degil,menfaatlar çatısıyor..,Gazzeye aklını kullanan yardım edebilir.**
Yanıtla (2) (2)Filistin ağır bir zülum altında. Hepsini kardeşim kabul ediyorım. Ekmeğimi bölüşürüm. Lütfen bu zor durumlarında tweet ile dünyaca ünlü ve etkili medya figürü, sanatçı, sporcu vs etiketleyelim. Farkındalık olsun. Çocuklar ölmesin. Kim mazlum ise yanında olmalıyız. Yalnız kirlesel göç, para ile vatandaşlık satmak bizlerin iyi niyetini kötüye kullanmaktır. Herkes yurdunda güzeldir. Suriyeliler de Suriyede güzeldir. Ev ev üstüne, yurt yurt üstüne olmaz. Osmanlı bile bunu yapmadı. Bize kıymayın ne olur.
Yanıtla (2) (0)El atmadiginiz bir İlber Ortaylı kalmıştı. Ne diyorsun yani sekiz milyon mülteci daha mi alalım.
Yanıtla (10) (3)Yazılarınızı sevmeyerek okuyordum ama bu yazınızı beğendim,tespitler güzel.
Yanıtla (5) (8)Evet ,bence de,en azından makul uzunlukta,neydi önceki yazılar...Nehir makale mi desem,Manas destanı mı:))
Yanıtla (2) (3)Mükemmel bir yazı ama yazar da “ Ne de olsa hikaye dinlemeyi çok seven bir topluma yazdığını” biliyor Kapıkule ötesinde çarpanı sıfır olup da tüm bilim dünyasında bilinen insanları karalamak Ortadoğulu işi galiba.
Yanıtla (4) (1)israil filistin mevzusuna tam girememenin nedeni,kafanı karıştıran düz dünya soru olsa gerek.acaba bu defa bir komplo görebildinmi?senden olası senaryoları okumak mümkün olacakmı .meğerse dünya göründüğü gibi bir yer değilmiş demi yıldıray bey.
Yanıtla (1) (0)Kırım dan yeri değiştirilen Tatarlar zaten Almanya ya ait başka bir kara parçasına gönderiyor Tatarları yani ülke içinde yer değiştirme gibi ve devlet kontrolünde. Mülteci değiller yani. Velev ki mülteci olsunlar. Devlet kontrolünde bir yer değiştirme var. Şu an ülkemize olan Suriyeli Afgan veya Pakistanlı göçünü ne kadar kontrol ediyoruz ve hazırız?
Yanıtla (8) (1)"Tarihin ilgili sayfalarını kıvırıp, kağıttan uçaklar yaparak onları eğlendirmekle meşgul." Şahene bir cümle
Yanıtla (8) (10)Hakikatin sayfalarını kıvırıp kağıt uçak yapan ama uçurmayı bile başaramayan zayıf fikriyatın ürünü bir yazı.
Yanıtla (14) (7)Güzel bir çaba var yazıda ama Suriyeli güzellemesi yapmak için yine de yeterli gelmemiş, ikna edici olmamış :) -Ortaylı mülteci kampında doğdu diye on milyon mülteci mi almalıyız? Ne alaka? -Ortaylı bizim tanrımız mı, o alın derse alacak mıyız? Filistinliler toprak satsa ne olur, satmasa ne olur? Yıllardır eziliyorlar ve bu işin bir çözümü de yok. Toprak meselesi işin magazini.
Yanıtla (17) (2)Kesinlikle dogru bir yorum. Ogur'un gizli mülteci güzellemesi yaptigi bir yazi daha. Asagidaki yorumda Abuzettin de söylemis. Mülteci kabul eden bir tane körfez ülkesi yok. Dilleri, kültürleri ayni, paralari da var ama almiyorlar. Ogur cikip dese ki, Türkiye'deki mülteciler körfez ve AB ülkelerine de kabul edilsin, oralarda daha iyi bir hayat kurabilirler, anlayacagim. Istedigi tek sey, 13-14 milyon kacak ve siginmaciyi itirazsiz kabul etmemiz. Hayir dersek, irkci-fasist oluyoruz.
Yanıtla (21) (1)sendeki mülteci sevgisini sevmiyorum Yıldıray. yazılarını beğenerek okuyorum, kalemine sağlık diliyorum.
Yanıtla (13) (2)Zaten biz millet olarak empati yoksunu bir milletiz. Daha önce ne acılar çekmişiz umurumuzda değil. ''Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan, Hey sıkılmaz, ağlamazsan bari gülmekten utan.'' Mehmet Akif Ersoy
Yanıtla (5) (0)Tabi canım zavallı filistinlilerde gelsin buraya ne var. Bakarız hepsine. Hem eskisi gibi ne güzel mozaik falan, her kültürden birkaç on milyon, hem türk de kalmaz. Zaten çorba gibi ülkeyiz O****u bohçası gibi olmuş ne önemi var.
Yanıtla (14) (3)Köyümüze,Almanlarla birlikte savaşmış,onlarla birlikte aileleri ile Avusturyaya gelmişler...Kimi albay,yüzbaşı Kafkas halkı köyümüze iskan edildi..Yüzbaşı Batze oset sonra Behçet ismini aldı..Neden turkiye?? Karşı devrim olursa vatanimiza yakın ve dönmemiz kolay olur diye.Devrim oldu.Behçet amca haydi gidelim senin ülkeye ticaret yapalım.Vallahi Mustafa canım çok istiyor amaa..Hakkımda çok dedikodu çıkarttılar..gidemedi ülkesini tekrar göremeden öldü
Yanıtla (6) (0)Yaşşa ve Yıldıray Oğur! İlber hoca harcadı kendini. Arkadaşı Celal mi zehirledi yoksa! " bir şey haddini aşarsa zıttına dönüşür. Ortaylı zillet ve mazlumlukta haddini aşmış olmalı ki; zıttına dönüşmüş. Veya siyonist korkusu İlber hocayı şaşırtmış olabilir."Şefika Hanım kabrinde duymasa bari..
Yanıtla (5) (14)Kısmen katılıyorum
Yanıtla (0) (0)“ empati yoksunu bir ELİTİZM ile malul”, şu elit sözcüğü bizim Ortadoğulu yüreklerimizi çok acıtır zaten.
Yanıtla (3) (3)Harika tesbitler. Deprem uzmanının "malul ve empati yoksunu hâli" gerçekten de şayan-i dikkat bir gözlem. Tarihçiye gelince, onun da aslında empati yoksunu bir maluliyet taşıdığını esefle takip ediyoruz. Malzeme bu, kalite ortada!
Yanıtla (7) (14)Çeşitli Bilim akademileri üyeleri ve yazar! Bitmeyen Ortadoğulu kompleksi.
Yanıtla (6) (2)Şaşırdım. Ancak maalesef "efradını cami ağyarını mani" değerlendirme yapmak gibi bir yüke kimse istekli değil. Herkesin dost-düşman belleği berrak maşallah ve gerçekle bağı yok eksik. Dolayısı ile adaletle de çok ilgili değil. Bizdense koy sepete/heybeye... Oysa bizim değerlerimiz olan veya olmuş olan iyisi ile daha az iyisi ile büyüklerimizin/ hocalarımızın daha hassas olmalarını beklemek hakkımız, ancak onları 0 (sıfır) ilan etmeden. Adalet gibi nezakette derdimiz olmalı galiba. Saygılarımla.
Yanıtla (2) (1)Teşekkürler Yıldıray bey, çok güzel bir yazı olmuş.İlber beyimiz, toplumda ki popülerligine ve karşılığına karşılık; o ölçüde bir entelektüel değil.Dediginiz gibi tam bir rüzgar gülü.En aydın görünen birileri böyleyse halktan ne beklersiniz? Hafızası sorunlu, dün yediğini unutmuş Barabbaslari Hz.İsa ya tercih eden bir toplum...
Yanıtla (3) (10)