Beyaz adamın taşınması zor yükü

“Hedef alarak, sivil altyapıya saldırılar açıkça savaş suçudur. Kış gelirken erkeklerin, kadınların, çocukların suyunun, elektriğinin ve ısınmasının böyle kesilmesi tam bir terör eylemidir. Ve bunu böyle adlandırmamız gerekiyor.”

Bu sözler Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e ait.

Ama yeni değil.

19 Ekim 2022’de Avrupa Parlamentosu’nda Rusya’nın Ukrayna işgali üzerine yaptığı konuşmada söylemişti.

Aynı konuşmada “Ne kadar uzun sürerse sürsün sonuna kadar Ukrayna’nın yanında duracağız” da diyen AB’nin bir numaralı ismi, aynı sözleri geçen hafta Hamas’ın saldırısının ardından gittiği Kudüs’te Netanyahu’nun yanında İsrail için de tekrarladı:

“İsrail’in kendini savunma hakkını da tamamen destekliyoruz. Avrupa bu trajedide İsrail’in yanındadır.”

von der Leyen, kont bir aileden gelen, babası Avrupa Konseyi’nde yöneticilik yapmış süper beyaz elit bir Alman. Hristiyan Demokrat, beş çocuk annesi.

Ama Rusya’nın 3 yıllık işgal sırasında öldürdüğü sivil Ukraynalı sayısına, Gazze’de son bir haftada ulaşılmış olması onun Almanlıktan gelen mahcubiyet duygusuyla AB dış politika şefi Borrell’i bile kızdıran aşırı İsrailciliğini bir utanma duygusuna dönüştürmeyi başaramadı.

En son “Hamasçı içeriklere” karşı internet yasaklarından bahsediyordu.

O “Hamasçı içerikler” Hintli İngiltere İçişleri Bakanı’nın dediği gibi bazen bir Filistin bayrağı bile olabiliyor. Kuran yakmanın ifade hürriyeti olarak kutsandığı kıta Avrupa’sının iki başkenti Paris ve Berlin’de Filistin’e destek eylemi yasaklandı. Hatta ısrar ederseniz polis copu bile yiyebilirsiniz.

Batı demokrasinin İsrail katliamları karşısında bulabildiği çare, uzun süredir içinde debelendikleri iptal kültürünün, wokeisimin pro-İsrailci bir versiyonundan ibaret.

Bu yasaklarla kendilerine benzeyen İsrailli sivillerin ölümü karşısında duydukları büyük dehşet anında zamanı dondurup, Mısırlı komedyen Bassam Yusuf’un yüzlerine vurduğu “ölümleri sıradanlanmış ama öldürdükçe geri dönen Filistinlilerin” beyaz kefenler içinde gömüldükleri toplu mezarlarını, dondurma kamyonlarında saklanan cesetlerini, anne babası az önce ölmüş dirayetli çocukların konuşmalarını, çocuğunun parçalarını poşete koymuş babaları, kilise önüne konmuş onlarca cenazeyi görmüyorlar.

AB’nin bir numaralı isminden sonra Demokrat ABD Başkanı Biden, İngiltere’nin ilk Hintli Başbakanı Sunak İsrail’e koşup desteklerini bildirdi.

Onlar Netanyahu’nun kolları arasında İsraillerle yas tutarken, Filistinlileri yarı hayvan gören Savunma Bakanı’nı teselli ederken, Gazze’deki ölü sayısı İsrail’de ölenlerin toplam sayısının 3 katına çıkmıştı bile.

Üstelik bu rakamlar Hamas ya da İslami Cihad’ın propagandası değil, Birleşmiş Milletler’in rakamları.

BM, dün İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 307 Filistinlinin öldüğünü açıkladı.

BM rakamlarına göre İsrail'in Filistin bölgesine savaş ilan etmesinden bu yana ölenlerin sayısı da en az 1.524'ü çocuk ve 1.444'ü kadın olmak üzere 3.785'e ulaştı.

Bu rakamlara dünkü sayılar, mesela Kilise saldırısında ölen 30 kişi dahil değil.

Filistinliler karşı tarafta bir empati hissi uyandırmak için çaresizce kiliseden yıkım görüntülerini, Ortodoks adetleriyle tütsülenen beyaz kefenler içindeki Hristiyan Filistinlilerin cenazelerini gösteriyor.

Ama karşı tarafta Batılı liderler düzeyinde bir kaş bile hareket ettirebilmiş değiller.

İsrail’in Batı’nın meşru ve haklı gördüğü saldırılarında ölen sivil sayısı, İsrail’in bu saldırıları başlatmasına neden olan Hamas saldırısında ölen sivil sayısının en az 5 katına ulaştı.

Mısırlı ünlü komedyen Bassam Yusuf’un İngiliz sağcı, pro-İsrail spiker Piers Morgan’a sorduğu gibi, “bu intikamın alınmış olması için gereken exchange rate kaçtır?”

Kaç İsrailliye karşı kaç Filistinli öldürülürse rövanş alınmış olunacak?

Yusuf, yayında bu “exchange rate”in tablosunu sallıyordu.

Tablo İsrailli insan hakları kuruluşu B’B’Tselem’in son 23 yıllık istatistikleriydi.

Bu istatistiklere göre İsrail ordusu, mevcut saldırıdan önce, 2000 yılından bu yana Gazze’de bin 741’i çocuk ve 572’si kadın olmak üzere 7779 Filistinliyi öldürdü.

Rakamlara göre Hamas’ın son saldırısına kadar bu 23 yılda öldürülen İsrailli sayısı ise 308.

Bütün insanlar biricik ve değerli.

Ama rakamlar arasındaki büyük uçurum iki eşit gücün mücadelesiyle karşı karşıya olmadığımızı gösteriyor.

O yüzden iki eşit güç varmış gibi davranmak, barışseverlik, adalet, hakkaniyet değil tam tersine hakkaniyetsizlik hatta derin bir ahlaksızlık.

Ama ABD ve AB, üstelik ABD’de Demokratlar, AB’de insan hakları, demokrasi sopasıyla dolaşan komiserleri günlerdir bu ahlaksızlığı gözlerimizin önünde yapıyor.

Filistin’de şiddet 7 Ekim’de başlamış, ilk sivilleri Hamas öldürmüş gibi davranıyorlar, Hamas’ı IŞİD’le bir tutuyorlar. Sanki El Fetih olimpiyat köyü basmamış, sivil öldürmemiş gibi iyi ve kötü Filistinli ayrımları yapıyorlar.

BM’nin bile işgal dediği bir işgal, dünyanın en büyük hapishanesi olduğunu herkesin kabul ettiği Gazze, her yıl öldürülen onlarca sivil, sınıra yürüyüş gibi en sivil eylemlerin bile İsrail terörüyle nasıl kan banyosuna döndüğü hiç umurlarında değil.

New York Times ve Financial Times’ın eski tecrübeli savaş muhabiri Chris Hedges, neden Hamas’ın son saldırısının, İsrail’in uzun süreli katliamlarından daha fazla Batılı gözlere acı ve vahşi geldiğini de çok iyi anlatmış:

“İsrail, Gazze’ye saldırısının ardından Hamas savaşçılarına ait bin 500 ceset bulduğunu açıkladı. Bu sayı bin 300 İsrailli kurbandan daha fazla. Ölen Hamas savaşçılarının neredeyse tamamının Gazze toplama kampında doğmuş ve İsrail tarafından kurulan güvenlik bariyerlerini aşana kadar açık hava hapishanesinin dışını hiç görmemiş genç erkekler olduğundan şüpheleniyorum. Hamas savaşçıları, İsrail'in teknolojik ölüm cephaneliğine sahip olsalardı, öldürme eylemlerini daha etkin bir şekilde gerçekleştirebilirlerdi. Ama sahip değiller. Taktikleri, İsrail'in onlarca yıldır kendilerine karşı kullandığı taktiklerin daha kaba saba versiyonları.”

Hedges bu kez olan korkutucu farkı da çok iyi tespit ediyor:

“İsrail, Filistinlilere nefretin, savaşın, ölümün ve yok etmenin ilkel ulumasıyla iletişim kurmayı öğretti. Ama benim en çok korktuğum şey, İsrail’in Gazze’ye saldırısı değil. Asıl korktuğum, İsrail’in soykırıma varan katliamına göz yuman ve kontrol edemeyeceği bir şiddet döngüsünü hızlandıran uluslararası toplumun suç ortaklığı.”

Çünkü bu suç ortaklığının sonucu İsrail-Filistin meselesinin yeni bir episodu olmaktan ibaret kalmayacak.

Batılı liderler, Ortadoğu’nun ortasına Batı’nın büyük suçu yüzünden kurulmuş İsrail’in yüksek hatırı için bölgedeki ve kendi ülkelerindeki milyonlarca Müslümanın gururunu kırmaktan, kalbini incitmekten çekinmiyorlar.

Bu tarihi yanlış tercih, sivil cesetler arasındaki seçmecelik Müslüman ve Doğu toplumlarının Batılı olan her şeyden hızla uzaklaşması, demokrasi, insan hakları gibi değerlerin onları kötüleyenlerin dediği gibi göreceli hale gelmesi ve kötü bir doğulu otoriter milliyetçi tepki olan “Batı’nın çifte standartları” sözünün haklı çıkmasına neden olacak.

Batı’nın bu coğrafyada ve Müslüman dünyadaki zaten kötü olan imajı biraz daha yıpranacak. Rusya ve Çin’e alan açılacak.

Biden’la görüşmeyi reddeden Ürdün Kralı, Mısır devlet başkanı bunun ilk işaretleri.

Batı ve Doğu arasındaki kültürel uçurum açılacak. Batı’nın kendi içinde şimdiden başlamış tartışmalar bu uçurumun Batı siyaseti içinde de bir iz bırakacağını gösteriyor.

ABD seçimlerini sonucunu bile belirleyebilecek bir yeni zemin ortaya çıkabilir.

Tabii bu kültürel uçurum Türkiye’yi de etkileyecek.

Batı zaten uzun süredir Türkiye’de bir demokrasi çıpası olmaktan uzaklaşmıştı. Bu saatten sonra AB ve ABD’den gelecek demokrasi tavsiyelerinin önünde artık bir Gazze çifte standardı engeli de var.

Ve toplumun çok büyük bir kesiminin hak vereceği bir savunma olacak bu.

AK Parti, İslamcılar, mültecilerle meselesini, hakkında hiçbir fikirleri olmayan Filistin gibi 75 yıllık bir adaletsizliğe yansıtan bazı laiklerin, laik milliyetçilerin ve bazı liberallerin İsrailciliği ya da Arap karşıtlığı da onları iyice marjinelleştirmekten başka bir işe yaramayacak.

Gazze’deki Batılı devletlerin aldığı pozisyon, Türkiye’deki demokratların, demokrasi ve hukuk derdi olanların kendilerine Batı’dan başka referanslar ve güvenceler bulma ihtiyacını daha da artıracak.

Batı referansıyla demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapmak artık daha da az ikna edici olacak.

White Man’s Burden, Rudyard Kipling’in 1899’da yayınladığı ünlü eserinin adıydı. “Beyaz adam”ın gayri-medeni, vahşi dünyayı medenileştirme sorumluluğunu anlatıyordu. Ama artık beyaz adamın önyargıları, kültürel kodları temsil ettiği demokrasi ve insan hakları değerlerinin üzerinde bir yük olmaya başladı. Gazze faciasıyla Türkiye’deki demokratların üzerindeki beyaz adamın yükü arttı, daha da artacak.

Gazze’de yaşananların dünyada ve Türkiye’de yarattığı büyük tahribatını henüz görmüyoruz ama yıllar sürecek bir güvensizlik ateşi harlandı ve pek sönecek gibi değil.

YORUMLAR (60)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
60 Yorum
  • Boral / 23 Ekim 2023 12:22

    Batı yüzyıllardır aynı batı,,bizdeki eski dönem ve yeni yetme “”elit “” beyazları nereye koyacağız,,’ one minute’ yani, lafta aslan icraatta kuzu,

    Yanıtla (1) (0)
  • Selahaddin Kürün. / 23 Ekim 2023 08:31

    Ürdün ve mısırın biden'ı kabul etmemesi ABD nin stratejik planlaması. Keşke onların asil duruşu olsaydı. Sisi nin mossad yapımı, ürdün kralının batı liginin bir parçası olduğunu nasıl hemencecik unuturuz. Bu adamlar firavunlar gibi. Sanki Biden bölge için gitmişte barıştırmak için görüşmemişler. Bunlar soğuk savaş kurdu.

    Yanıtla (0) (0)
  • Murat / 23 Ekim 2023 03:29

    Hep beyaz adamin cifte standardindan bahsediliyor. Liderlerden bahsediyoruz ya, mesela cecenistanin hele hele baskentinin gazzeye donmemis noktasi mi kalmisti? Ama hamas ve rus liderlerin kucaklasmasi hala nette izleyebilirsiniz. Reel politik cukuru icin musluman yahudi hristiyan fark etmiyor. 1 milyonluk nufusta 42 bini cocuk 250 bin kisinin hayatini kaybetmesi putini de yeltsini de kendisiyle gorusulmez eli tutulmaz lider yapamadi. Dunya o kadar erdemli bir yer degil.

    Yanıtla (0) (0)
  • Adnan Topuz / 21 Ekim 2023 23:38

    Beyaz adamın kendi için uyguladığı standardı savunmak, hatta bu standardı geliştirmek her demokrat insanın görevi olmalı. Çifte standart, Batı'nın ayıbı, demokratların ayıbı değil. Çifte standardın temelinde bencillik yatmaktadır. Söz konusu Ukrayna ise Batı kuralları, İsrail ise bu kurallar göz ardı edilebiliyor. Niye? Benim çıkarıma böyle geliyor. Hani kurallar nerede? Yok. BM'ce yapılan açıklamalar sizi bağlamıyor mu? Yok. Her şey "benim" için...

    Yanıtla (2) (0)
  • okur / 21 Ekim 2023 23:01

    Yazara katılıyorum. Savaş başladığından bu yana ABD ve Avrupa'daki gösteri ve tartışmalara bakıyorum. Gördüğüm sahne toplum bazında eskiye nazaran daha fazla İsrail tepkisi ama devletler bazında da aşırı İsrail desteği. Kendileri dışındaki hiçbir mesele için bu kadar bölünmüş olmayabilirler. Her halükarda Batı denen medeniyet ahlaki üstünlüğünü kaybettiğini bu kadar açık etmemişti gibime geliyor. İsrail için kendilerini bu kadar düşürmeye değer miydi?

    Yanıtla (4) (0)
  • Kamil / 21 Ekim 2023 22:54

    Bir korku iklimi oluşturuluyor. Sağduyulu olalım. Siyonizm ile yahudi konusunu birbirine karıştırmayalım. Siyonizm, emperyalist bir politikanın uzantısıdır. Ama yahudilik, Siyonizm değildir, sadece bir dindir. Dikkatli olalım.

    Yanıtla (2) (1)
  • Navid Yega / 21 Ekim 2023 22:41

    Tebrik ederim

    Yanıtla (0) (0)
  • Kararlı Okur / 21 Ekim 2023 16:09

    Yerel seçimlere giderken liderin işi ne kolay, hem ortada muhalefet yok hem de tüm kanallar elinde cetvel harita başında adam dolu, kimse ekonomiyi yada adaletin ne kadar çürümüş olduğunu konuş(a)mayacak, ne güzel..

    Yanıtla (3) (3)
  • Zenci Musa / 21 Ekim 2023 16:42

    "Günü" degil ama sanırım tabure,sandalye vb hayali var serde,,Yardimci olmak adina,,Tek satırınız doğru *ORTADA MUHALEFETINIZ YOK *** Bi tanesini sayabilirsiniz mesela,,issiz,güçsüz kalıp eski koltugunu özleyip,,,,yere postal atan ve otomobil lastigine mazot doken vb komedyenlik yapan,, ..Hitap ettigi seçmen seviyesi oldukça ilginç..İnandırıcı olduğunu zannediyor çünkü..

    Yanıtla (1) (2)
  • insan haklari savunucusu / 21 Ekim 2023 22:12

    Muhalefet olsa ne olur. Tek adam rejimi ile yonetiliyoruz. Bir kisi devleti ele gecirmis. Devletin butun kurumlarini, imkanlarini secimi kazanmak icin kullaniyor. Medyanin % 80'ini de kendisinin propaganda organi yapmis. Yargiyi, savcilari, yargiclari Yuksek Secim Kurulunu bile emir kulu yapmis. Muhalefet olsa bile devlete karsi nasil secim kazanabilir ki?

    Yanıtla (1) (1)
  • kim / 21 Ekim 2023 21:20

    hamasın saldırısının ardından israilden kaçırıldığı idda edilen 1500 rakamı revize edilerek 126 kişiye düştü.kaçıralan kişilerin hepsinin çifte pasaportlu olmasıda ayrı bir mevzu,peki gerçekten hamasın saldırısı sonucu ölen israilli sayısından eminmiyiz???

    Yanıtla (0) (0)
  • Kamil yilmaz / 21 Ekim 2023 20:50

    Çok gùzel bir yazì olmus. Aklina fikrine saglık.

    Yanıtla (3) (0)
  • Üzeyir Talha / 21 Ekim 2023 19:15

    Yıldıray kardeşimden her zaman ki gibi müthiş tespitler. İyi ki varsın..

    Yanıtla (3) (0)
  • Aziz Avar / 21 Ekim 2023 19:08

    Evet artık beyaz adamım üstünden ki tılsımlı örtü kalkmaya başladı ve daha görünür hale geliyor Benzema Fazıl Say örneklikleri bunun daha hızlı olacağına dair işaret fişekleri Bu coğrafyada anlam dünyasını söz konusu batılı değerler üzerinden kuranları kötü son bekliyor

    Yanıtla (0) (0)
  • Müjdat Bayar / 21 Ekim 2023 14:17

    Said Nursi, Batı ikidir, der. İyileri de vardır Batı'nın, Hitler'i aratmayacak kötüleri de. Bugün Hitler ruhunu taşıyanlara anlatabileceğimiz bir şey yok. Batı'nın vicdanlı ruhlarına her türlü teknolojik imkânı kullanarak seslenmek lazım. Burada lisan bilmenin önemi ortaya çıkıyor. Herkes gücü yettiğince İsrail zulmünü duyurmalı. Tabii ki dua, dua, dua... Özellikle de İslam âlemi olarak silkinip kendimize gelebilmemiz için.

    Yanıtla (6) (1)
  • Izmirli / 21 Ekim 2023 15:42

    Yorumunuza insani olarak katılmakla birlikte, hayat bana acı bir gerçeği de öğretti, batıya bağımlı olmayan tehditkar bir kahredici askeri güç, hele nükleer silahlar ile desteklenmişse bu söylediklerinizden çok daha fazla işe yarıyor. Islam dünyası bu güce mutlaka ulaşmalı ve dokunan yanmalıdır. Buna en yakın 2 ülke Türkiye ve Pakistan'dır.

    Yanıtla (6) (3)
  • Karar okuru / 21 Ekim 2023 17:55

    Öyle bir güç yok, bu kafa ile hiç bir zaman olmazda. Bunlar nükleer güç elde ettiğinde ötekinin elinde ne olacağını hayal bile edemeyiz! Çaresiz bir öfke en fazla kendine döner; intihar bombacılığı bu ruh halidir. Düşmanına zarar vermek için kendini yok eder. Hamas da bunu yapıyor! Bu gün nefret ile bakanlar birkaç gün sonra yine hayatları pahasına batıya göç etmeye çalışacaklar!

    Yanıtla (5) (3)
  • efedamat / 21 Ekim 2023 17:08

    başka referans aramaya gerek yok.o referans her cuma hutbesinin sonunda okunan nahl suresi 90,ayetinin başlangıcı olan Allah adaleti emrediyor ikazını hayata geçirmek. kin ve nefreti bir kenara bırakıp Adaleti hayata geçirmek Allahın emrettiği adaleti. yalanı talanı yolsuzluğu bırakıp emaneti ehline verip sahip çıkmak.din dil ırk mezhep ayırmadan milletin hizmetkarı olmak.

    Yanıtla (0) (0)
  • Muammer / 21 Ekim 2023 12:55

    Bu dünyanın canı cehenneme! Artık tutunacak hiçbir dalımız kalmadı.BATI da sahte imiş meğer.

    Yanıtla (4) (1)
  • karar okuru / 21 Ekim 2023 13:40

    Muammer bey, Batıdan önce, cehenneme giden yolların nasıl döşendiğine bakmak gerekmez mi. bu iş rahmetli Özal ile başladı ilk meyvesi Çekiç güç oldu. ardından Irak'ta, Libya'da, Suriye'de olanlar. kimler işbirliği yaptı. kimler karşı çıktı. Ecevit niye yıkıldı. hepsi bu güne hazırlıktı. sizin bunları kaçırmış olabileceğinizi düşünemiyorum.

    Yanıtla (4) (4)
  • Zenci Musa / 21 Ekim 2023 17:06

    Bati,Dogu,Kuzey,Guney yoktur egosu tavan yapmış olan için..Siyonistle kol,kola Bedevi arabta görebilirsin,,Musevi olupta Siyonizm vahşetine karşı çıkanlar da var.KEMIK KAVGASI bu,, tum Hz.Resul ve Nebilere s.a.v..firavunlar,ebucehiller vb cikarlari kaybolmasin diye karşı çıktılar..Coğrafya ve iklim muhtesem Akdeniz havzasinda burada kavga zor biter."Demokrasi" türküsü cep ve mutfak konforu garanti ise hizmetcileri hipnoz icindir.Siyonistlerin ortadoguda varlığı batının temel çıkarıdir..

    Yanıtla (3) (0)
  • Polken / 21 Ekim 2023 16:56

    İyi ki varsın Yıldıray. Sen yazdıkça benim anlatma yüküm hafifliyor. Böyle isabetli tespitler yapmaya lütfen devam et! Bunun için lazım gelen basiret, feraset ve cesaret sende var. Duyarlı ve hakkaniyetli tutumunun imanla bütünleştiğinde ne kadar farklı olduğunu anlayacaksın (anlayacaklar)...

    Yanıtla (3) (2)
  • karar okuru - ... / 21 Ekim 2023 13:49

    söyledikleriniz doğruysa hamas amacına ulaşmış demektir...

    Yanıtla (3) (1)
  • hamit / 21 Ekim 2023 14:04

    Kesinlikle ulaştı. Zaten esas amaçları buydu. Doğu ile Batı arasında derin bir kopuş. Belki ileride büyük savaş...

    Yanıtla (4) (2)
  • Murat / 21 Ekim 2023 14:55

    hamit 17 yıldır dikenli çembere alınanlara diyorsun. Vicdanı hangi poşete bağlayıp attın?

    Yanıtla (4) (2)
  • Hamit / 21 Ekim 2023 16:54

    Murat, Filistin davası haklı bir davadır. İsrailin yaptığı terördür ama fırsat bu fırsat diyerek filistin=hamas algısını yerleştirmeye çalışanları da görmüyor değiliz

    Yanıtla (2) (3)
  • Özgür / 21 Ekim 2023 14:13

    Demokrasiyi icat etmiş Batının yumuşak karnının İsrail olduğu anlaşılıyor. Bu biraz geçmişte Yahudilere karşı yaptıkları zulümden kaynaklanan suçluluk duygusundan. Biraz da yahudi lobisinin gücü. Evet, bundan sonra zaten güçlü olan batı karşıtlığı -haklı olarak- daha da artacak. İslam toplumlarında içe kapanma ve radikalleşme artacak. Hamasın amacının da bu olduğuna inanıyorum. Neticede radikal örgüt, inanç topraktan önce gelir. 7 Ekim bir milat olabilir dünya için

    Yanıtla (4) (1)
  • Ayak Takımı / 21 Ekim 2023 15:21

    Özellikle avrupalıların önemli gerekçelerinden biri de nefret ettikleri ve sahte bir devlet kurarak içlerinden temizledikleri yahudileri tekrar aralarında görmek istememeleri. Kendi yahudi sorunlarını bu şekilde çözdüklerine inanıyorlar, İsrailin başına bir iş gelirse bunlar tekrar dünyaya dağılacaklar ve ilk gidecekleri yer de geldikleri yer olacak.

    Yanıtla (3) (0)
  • Izmirli / 21 Ekim 2023 15:45

    İsrail, 2. Dünya savaşı sonrası Avrupa'nın Yahudilerden kurtulma projesidir, Yahudi'lerden aslında nefret edenlerin ve İsrail gibi bir devleti bu şartlar altında kurduranların utanma duygusundan bahsetmek abestir zannımca.

    Yanıtla (3) (0)
  • Mahmut Kurt / 21 Ekim 2023 16:34

    Batıda zaten milyonlarca Yahudi yaşıyor. Özellikle ABD'de Israil nüfusu kadar Yahudi var. Bu söyledikleriniz pek dogru degil o nedenle. Ayrıca Yahudiler zaten sadece avrupadan gelmedi. Yemenli kuzey afrikali kafkasyali binlerce yahudi var

    Yanıtla (1) (1)
  • Cengiz / 21 Ekim 2023 16:30

    Hakan Fidanın dediği gibi bir kopuşun eşiğindeyiz sanırım

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 21 Ekim 2023 14:14

    Kendi sahip olduğu güç batı kadar büyük olsa idi Hamas ve benzerlerinin neler yapacağının örneğini Taliban ve Işıd yeterince gösterdi!

    Yanıtla (3) (2)
  • başka / 21 Ekim 2023 16:07

    Osmanlı, Selçuklu, Endülüs ... daha iyi örnekler olurdu.

    Yanıtla (1) (0)
  • Zenci Musa / 21 Ekim 2023 16:22

    14:14 Egosu üstün gelen herkes yapar,,Kellede takke,kipa, hindu bezi vb taşıması onemli degil..Bugün ortada "kafese" alınmış toplum var..Elimizden ne geliyorsa onunla yardim edelim..misal:Bir kedi kuşu yakaladığı zaman içimiz cız etmiyor mu..?.Bari kuş kadar KIYMETLERI OLSUN...vicdanımiz ölmesin diye en azından..

    Yanıtla (5) (1)
  • SİNAN / 21 Ekim 2023 16:21

    Bende bir beyazım ama beyaz insan denilince; aklıma vahşet, katliam, soykırım, dünyayı kirletmek, canlıların neslini tüketmek ve aşırı tüketim geliyor her nedense. Beyaz insanın çağrıştırdığı olumlu bir şey yok.

    Yanıtla (1) (1)
  • Zenci Musa / 21 Ekim 2023 16:15

    Bir an düşünsek,,Siyonistlerin ortadogudan cekilip Avrupa vb yerlere gitmeleri batı icin KABUSTUR..Ayrica bunu dunyada kimse istemeyecektir..Hatta Rusya,,Çin bile,,,ayaklarımız yere basmalı,,saftirik Musluman olmayalım,,bu bir net KEMIK KAVGASIDIR.. Din vb asla değil...Uluslararasi diplomasi ile olabildiğince stratejik zeka ile "satranç" oynayacagiz,,mazlum,masumdan yana,,ilk hamle Ortadogu ulkeleri petrol,d.gaz amborgosu yapabilir..sonra ki hedef,, IKI DEVLETLİ çözüm ve Barış Gücü korumasında..

    Yanıtla (1) (0)
  • Kararlı Okur / 21 Ekim 2023 16:05

    Amerikan haber kanalları, Hamas ın hastane veya okul altında sakladığı mühimmat üzerine haber yapıyor. İsrail burayı vuracağım diye bildiriyor fakat Hamas izin vermediği için siviller buraları terk edemiyormuş. Medyanın senaryosu bu şekilde.

    Yanıtla (1) (1)
  • Mustafa İMİR / 21 Ekim 2023 15:44

    Zihninize, düşünce derinliğinize, muhakeme yetinize, vicdanınıza, aydın ahlakınıza sağlık. Önümüzdeki yıllarda bu yazıyı tekrar alıntılayacağınızdan maalesef neredeyse eminim.

    Yanıtla (1) (0)
  • Alp Demir / 21 Ekim 2023 15:02

    Bir taraftan başka bir şey daha oluyor, ve çok daha önemli. İnsanlar dinden nefret ediyor. Gençlerin büyük çoğunluğu deist. Bağnazlık tek taraflı değil. Siyonizm ne kadar bağnaz ise, İslamcılık da aynı derecede bağnaz. Birbirlerinden hiç farkları yok. Her biri hem kendi toplumunu hem bütün dünyayı zehirliyor. İnsanlık sonunda bunların ikisinden birden kurtulacak. Yok olmazsa 3. dünya savaşı kaçınılmaz ve insanlığın sonu gelir.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ky / 21 Ekim 2023 15:02

    Çok zekisin uzun cümlelerle de yazabiliyorsun. Ama okuyanı düşün ve bu uzun cümlereden vazgeç

    Yanıtla (1) (1)
  • Aristoteles / 21 Ekim 2023 14:51

    Zalimlik karşısında dua ve niyaz ile bir yere varılamaz. Tanrılar yaşamak için aklını kullanmayanlara yardım etmez. Adalet kudretli ve örgütlü olmakla mümkündür. Cesaretiniz ve gücünüz yoksa haklı bile olsanız adeleti sadece dilenirsiniz, alamazsınız. Hatta güçsüz ve geri kalmışsanız, zalimlere, size eziyet etmeleri için cesaret veririsiniz. Çünkü elinde çekiç olan etrafındaki herşeyi çivi sanır. Bu gün ülkemizin yarısının maruz kaldığı gibi..Binlerce yıldır söylenir, insan, insanın kurdudur!

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar okuru / 21 Ekim 2023 14:22

    Batı ve batının değerlerinden uzaklaşmak bir yana akıl ve bilimi önceleyen bir tavır geliştiremez iseler korkarım doğu iyice geride kalacak. Demokratik değerlerin bağnazlık ile nasıl kötüye kullanıldığının da şahidi olduk. Bağnazlık desteklendikçe gelişir ve yayılır. Bağnazlığın sözde demokrat tavırlar ile nasıl geliştiğini de gördük. Ne yazıkki zamanla bu değerler iyice aşınacağını ve gücü yetenin yetmeyeni-tarihte hep olduğu gibi-tasfiye edeceğini göreceğiz!,!,

    Yanıtla (3) (1)
  • a reader / 21 Ekim 2023 13:40

    Laik-milliyetçi- müslümanlara illa ki "laf sokuşturmaniz", Israil dostu diye yaftalamaniz olmadan da Filistin meselesini işleyebilirdiniz.
    Filistin meselesi, sn Y.Ziya Cömert'in de -Sağcılık ve Filistin makalesinde- tesbit ve kabul ettiği gibi solcu ve laik'lerin meselesi idi. Onlar 1969 da Israil'in
    hamisi ABD'nin 6.Filosunu protesto ederken muhafazakâr-dindarlar onlara saldırmış, daha neler yapmışlardı.
    Laikler bu görüşlerini hala korumaktalar, haksızlık etmeyin.

    Yanıtla (18) (4)
  • Okur / 21 Ekim 2023 13:35

    Muhteşem yazı

    Yanıtla (0) (3)
  • Oransoi / 21 Ekim 2023 13:04

    Harika yazi. Kaleminize saglik

    Yanıtla (1) (2)
  • Hüseyin Şenel / 21 Ekim 2023 13:00

    ABD Bşk.nı "Bunun için kuruldu, eğer İsrail olmasaydı, mevcut olmasaydı onu icat etmemiz gerekirdi." dedi.Sn.Moore’nun engin hoş görüsünü kullanarak,finans merkezinin Londra’da değil Telaviv de olmasını isterim..Çünkü Devletlere dağılmış sermaye,bulundukları devletlerin hegemon arzularını da karşılamak zorunda kalıyor.Fuzuli,boşa masraf:) Değil mi? Bunun,bugün,yarın olmaması için elden gelen ne varsa yapılıyor mu? diye Yahudi elitlerine sormak isterdim,tanıdığım yok.Tanıdıklarım bencileyin..

    Yanıtla (0) (0)
  • zuhal elver / 21 Ekim 2023 12:01

    elinizee sağlık

    Yanıtla (2) (1)