Yargıyı Yargıtay’dan dinlemek
Öncelikle bu seneki Adli Yıl töreninde, partili cumhurbaşkanının konuşması baştan sona yayınlandığı halde, yargının savunma “taraf”ını temsil eden TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasının linki kapatarak yayının engellenmesine ancak “ayıp” denilebilir. Millet tek “taraf”ı dinlesin istiyorlar
Asıl üzerinde duracağım konu, “hakim teminatı” sorunu.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, bu seneki konuşmasında da hakim teminatı sorununa hiç değinmedi.
CB sisteminde HSK üyelerini iktidar bloku belirliyor, HSK da hoşa gitmeyen hakim ve savcıları bir gecede oraya buraya atıyor. Aşağıda örneklerini zikredeceğim.
Yargıya güveni kökten sarsan sorun HSK'nın siyasallaşmasıdır.
Yargıtay başkanları neden bu sorunu dile getirmezler, ilk derece mahkemelerindeki hakimlerin kararlarından dolayı HSK tarafından oraya, buraya atanmasına neden karşı çıkmazlar, anlamıyorum.
UYUŞTURUCU HÜKÜMLÜSÜ SERBEST
İktidar İsrail’le ilişkileri düzeltmek istiyor, bugünkü yazımın konusu bu değil.
İsrailli Danny Awka uyuşturucu kaçakçılığından 2019 yılında Türkiye’de on yıl hapse mahkum edilmişti. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Erdoğan’ı ziyaretinden sonra Awka’yı Türkiye’nin serbest bırakacağını İsrail Dışişleri bakanı açıklamıştı. Öyle de oldu, serbest bırakıldı, ülkesine gitti.
Rahip Brunson gibi, Deniz Yücel gibi…
Ceza hukuku sahasında önde gelen hukukçularımızdan Prof. İzzet Özgenç şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye’de UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ suçundan mahkûm İsraillinin cezasını çekmeden serbest bırakılmasına tepki gösteremeyen Sayın AKARCA, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ YARGISININ İTİBARINI SAVUNAMAYAN “YARGITAY BAŞKANI” olarak tarihe geçecektir.” (2 Eylül)
Doğru fakat sadece bu değil… Yargıtay başkanlarının, yargının itibarını savunmaları gereken birçok sorun var, bunların başında da hakim teminatı gelir.
CB SİSTEMİNDE YARGI
CB sisteminde yüksek Yargı’nın HSK’ya üye seçme hakkı yoktur! Üyelerin ezici çoğunluğunu partili Cumhurbaşkanı ve Meclis’teki iktidar bloku seçiyor.
Yargıtay Başkanı Sayın Mehmet Akarca bu seneki adlı yıl konuşmasında, HSK konusunda şöyle diyor:
“Kurul üyelerinin bir kısmı doğrudan yüksek mahkemeler tarafından seçilmelidir.”
Kuvvetler ayrılığı ilkesine bir hayli mesafeli duran Sayın Akarca’nın, böyle konuşması, HSK’nın CB sisteminde nasıl siyasallaştığını gösteren bir kanıttır.
İşte bu HSK Osman Kavala davasında, Ekrem İmamoğlu davasında, Enis Berberoğlu davasında, Erdoğan’ın taraf (müdahil) olduğu davalarda çok sayıda hakim değişikliği yaptı.
Kaşıkçı dosyasının Suud’lara iade edilmesine karşı muhalefet şerhi yazan değerli hakim, kırk yıllık kıdeme sahip Nimet Demir, İstanbul’dan Maraş’a sürüldü! Emekliliğini istedi tabii.
Sayın Akarca sadece İsrailli Awka’nın serbest bırakılmasında değil, bu hakim kıyımlarında da ses çıkarmadı.
HAKİM TEMİNATI
Yargıtay başkanından beklenen, tekil olaylar üzerinde değil, prensip düzeyinde HSK’nın yargıya müdahalelerine karşı çıkması ve hakimlere “coğrafi teminat” tanınmasını istemesidir.
Cumhurbaşkanı’ndan çekinmesine de gerek yok çünkü Cumhurbaşkanı 4 sene önce Yargı Reformu Strateji Belgesi törenindeki konuşmasında hakimlere coğrafi teminat sağlanacağını söylemişti. (30 Mayıs 2019)
Politikacı fikir değiştirmiş olabilir fakat Yargıtay başkanlarının bunun takipçisi olması gerekmez mi?
Kaldı ki bunun için kanun çıkarmaya ihtiyaç yok. HSK’nın başkanı olan Adalet Bakanı, istese HSK, kamuya açıklayacağı bir prensip kararıyla bunu sağlayabilir. Ama iktidar yargıdan elini çekmek istemiyor.
Yargı bağımsızlığının en önemli unsuru olan “coğrafi teminat”ı yargı başkanlarının savunması gerekmez mi?
Sayın Akarca, önceki ve bu defaki konuşmalarında, yargıyla ilgili düzenlemelerde iktidarın yargıdan görüş almamasından yakınıyor. Fransız Yargıtay’ının yetkilerinden örnekler veriyor.
Doğru fakat şunu hatırlatmalıyım: Fransızlar, 2007 yılında “Balladur Reformu” ile anayasada değişiklik yaptılar, partili Cumhurbaşkanını, partili Adalet Bakanını ve siyasi nitelikli müsteşarı HSK’dan çıkardılar.
Türkiye hukuk devleti sıralamasında 2012 yılında 0.49 puanlarla ‘orta’lara yakındı. 2022 yılında 0.32 puanla 117. sıraya düştü!
Hem Türkiye’nin, hem hayli güven kaybına uğramış yargının itibarını yükseltmek için atılacak ilk adım, siyaseti HSK’dan çıkarmak veya birkaç üye mesabesine indirmek olmalıdır. Bunu savunmak da en çok yüksek yargı başkanlarından beklenir.