Yanlış karar AİHM’den döner

Seçimleri kazanan adaya mazbatasını vermemek hukuk devletinde kabul edilebilecek bir uygulama değildir. İmamoğlu’na mazbatası verilmeden YSK’nin seçimleri iptal etmesini sağlamak için “yeniden sayımın yeniden sayılması” gibi tuhaf başvuru yolları deneniyor.

Bakalım YSK nasıl bir karar verecek?

Hukuk devleti kavramının test edildiği diğer bir sorun, seçimleri kazandığı resmen açıklanan adaylara “sen KHK’lısın” denilerek mazbatalarının verilmemesi… Bu mesele, ‘mazbata’dan daha kapsamlıdır: KHK ile işten çıkarılmış pek çok insana, haklarında yargısız “memuriyetten men” cezası uygulanıyor.

Bunlar önümüzdeki zaman kesitinde Anayasa Mahkemesi’nden dönmezse, AİHM’den dönecek.

Beka endişemiz varsa, Türkiye’nin geleceğinin hukuken de güvenli olması gerektiğini hiç akıldan çıkarmamalıyız.

Yargıya güven sorunu

Bugünkü Ceza Kanunu’muzun mimarlarından Prof. İzzet Özgenç dün bir açıklama yaptı. Seçme ve seçilme haklarının anayasa ve kanunlarla düzenlendiğini, KHK’lı kişilerin YSK onayıyla seçimlerde aday olduklarını hatırlattı. Bunlara seçildikten sonra mazbata vermemenin “hukuk dışı” olduğunu yazdı.

Prof. Özgenç’in şu uyarısı fevkalade önemli:

“Bu uygulamanın yüksek yargı mensubu ‘hukukçular’ tarafından geliştirilmesinin Türkiye’de hakim bağımsızlığı tartışmalarına gerekçe olacağı kuşkusuzdur.”

En vahim mesele bu işte... Türkiye’de kamu kurumlarına, özellikle de yüksek yargı kurumlarına güvenin aşınması.

Adalet Bakanı Gül bile “yargısal tasarrufların meşruiyetine ve yargıya olan toplumsal desteğe de zarar veren” yargı kararlarından yakınıyor.

Gül aynı zamanda HSK başkanıdır, HSK’nın ne yaptığı sorulabilir ama asıl endişe etmemiz gereken gidişat, kurumlara ve yargıya güvenin sarsılmasıdır.

Evet KHK sebebiyle mazbatası verilmeyenler HDP’lilerdir. Fakat asla unutmayalım, terörün siyasi platformlar kazanmasını önlemek için Türkiye’nin dünyada hukuk devleti imajının yüksek olması gerekir.

Milli sadakat ve aidiyet duygusunu güçlendirmede kamu kurumlarının ve özellikle adaletin güvenilirliği olağanüstü derecede önemlidir.

Bir AİHM kararı

2000 yılında Yunanistan’da Alexandros Lykourezos milletvekili seçilmişti. Rakibi olan Apostolou buna itiraz etti; Lykourezos’un anayasaya göre milletvekili olma şartlarını kaybettiğini ileri sürdü, Yunan Seçim Kurulu onun milletvekilliğini iptal etti, o da AİHM’ye gitti...

AİHM 15 Temmuz 2016 günlü kararında, yetkili kurullarca adaylığı onaylanıp seçilen bir kişinin, seçilmişliğinin sonradan düşürülemeyeceğine karar verdi.

Bizdeki KHK sorunu ile Lykourezos davası arasında farklar var ama belirleyici olan, “adaylığı yetkili kurullarca onaylanmış” ve “seçilmiş” kişinin görevine devam etmesidir,

Bunu engellemeyi AİHM “oy veren seçmenlerin meşru beklentesine” aykırı buluyor.

Prof. İzzet Özgenç de adaylığı yetkili kurullarca onaylanmış ve seçilmiş kişiye sonradan mazbatasını vermemenin “hiçbir hukuki dayanağı olmadığını” belirtiyor, YSK’ya “hukuka geri dönün” çağrısı yapıyor.

‘Delil yok’ kararı

OHAL döneminde, Anayasa Mahkemesi tarafından “delilsiz kanaat” gibi tuhaf bir gerekçeyle AYM üyeliğinden atılan Alparslan Altan, mahkemece tutuklanıp FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla 11 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı.

AİHM, bırakın 11 yıl ağır hapis cezası verilmesini, FETÖ üyesi diye tutuklamak için bile “makul suç şüphesi” bulunmadığına karar verdi!

Şahin Alpay ve Mehmet Altan dosyasına benziyor. AYM ve ardından AİHM “tutuklamak için bile delil yok” diye karar vermiş, önce Şahin Alpay, sonra uzun bir sürecin ardından Mehmet Altan tahliye edilmişti.

AİHM’nin hükmettiği tazminatı devletin ödemesiyle bu dosyalar kapanmaz. Ak Parti iktidarının AB sürecinde 2004 yılında çıkardığı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, AİMH kararlarına uygun olarak yeniden yargılama yolu açıktır. (Md. 311)

Türkiye olarak hukuku karşımıza değil, yanımıza almalıyız.

Hem terörle mücadelede ve diplomaside elimiz güçlenir, hem üst üste çağrılar çıkardığımız yabancı sermayenin gelmesi kolaylaşır.

82 milyon vatandaşımız, adalet için kendi devletimize güvensin; Türkiye daha güçlü olur.

Bana hukuk ve adalet inancını kazandıran merhum hocam Ali Fuat Başgil’i bu köşede bir kere daha rahmet ve hürmetle anıyorum.

YORUMLAR (102)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
102 Yorum