Yahudi faşizmi demek. Antisemitizm ise Yahudi düşmanlığı demek. İkisi de aynı derecede insanlık düşmanıdır. Hitler faşizminin kanlı ve korkunç yüzü biliniyor. İnsanlık antisemitizmin nasıl bir canavarlığa dönüştüğünü Hitler örneğinde görerek antisemitizmi ve soykırımı suç insanlık suçu saydı.
Antisemitizm bir duygu olarak da kirli, hastalıklı ve tehlikelidir.
İnsanlık Netanyahu’nun Gazze’de irtikap etmekte olduğu kitlevi katliamlarda da “Semitik faşizm”i görüyor.
Bütün Yahudilerin böyle olmadığını hemen belirtmek lazım. Seküler, solcu ve liberal Yahudiler Netanyahu’nun aşırı sağ iktidarına da Gazze katliamına da karşılar. Ama İsrail toplumunda güçleri yeterli değil. ABD’de Kongre binası içinde Netanyahu’ya karşı protesto eylemler yapan ve “derhal ateşkes” sloganları atan Yahudiler de böyledir.
İSRAİL’DE NEO-FAŞİZM
Haarets gazetesi böyle ılımlı, sol eğilimli bir gazete. Tabii İsrail yanlısı ama aşırı sağa karşı… Eleas Zananiri, 3 Ekim’de bu gazetede “İsrail neo faşizmi İsraillileri de Filistinlileri de tehdit ediyor” başlıklı bir makale yayınladı:
“İsrail’de neo-faşizmin yükselmesi Filistinliler gibi İsraillileri de ciddi surette tehdit ediyor. Şimdi Amerikalı Yahudiler geleceğin İsrail’e neler getireceğinden endişe ediyorlar. Soru şudur: Netanyahu’dan ve onun hükümetinden Yahudileri kim kurtaracak?”
Çünkü Netanyahu faşizmi sandığa dayanıyor! “İsrail tarihinin en aşırı sağcı hükümeti” faşist ve dinci partilerin koalisyonu olarak sandıktan çıktı. İsrail toplumunda İzak Rabin’i başbakan yapan barış yanlısı kesim artık küçük bir azınlık. Rabin de zaten 4 Kasım 1995’te bir barış gösterisi sırasında Yigal Amir adlı bir aşırı sağcının kurşunlarıyla hayatını kaybetmişti.
Bugün İsrail’de halkın oylarıyla aşırı sağ iktidarda… Bunların içinde katliam fetvası veren hahamların partileri de var.
FANATİK HAHAMLAR
İlahiyatçı-tarihçi Prof. Nuh Arslantaş, Kudüs İbrani Üniversitesi’nde “Osmanlı Tarihinden Bahseden İbranice Kronik ve Risaleler” üzerine araştırma yapmış bir bilim insani. Gazze’ye nükleer bomba atılabileceğini söyleyen aşırışı sağcı İsrailli Bakan Emihay Eliyahu hakkında bir makale yazdı. Bu bakan, köklü bir haham ailesinden geliyor. Olabilir… Fakat babası Şmuel Eliyahu “Filistinli çocukların asılmasını gerektiğini içeren” fetva borşürleri yayınlamış, şiddet saplantısı yüzünden ABD’ye girmesi yasaklamış bir aşırı sağcı haham… Bizim Maraş merkezli deprem felaketini, İsrail karşıtı politikaları yüzünden Türkiye’ye Yehova’nın cezası olduğunu söyleyen bir manyak…
Dede Mordehay Eliyahu ise 2004’te Doğu Asya’daki tsunami faiciasını İsrail’i eleştirdikleri için o ülkelere Yahova’nın cezası ilan eden bir haham. Hatta Hitler’in soykırımı da seküler Yahudilere Yahova’nın bir kırbacı imiş! (digital/yazar/nuharslantas)
Bu manyaklar küçük bir azınlık ama kamuoyunu etkiledikleri gibi Netanyahu kabinesinde böyle küçük dinci partiler var.
Bir de Gazze’ye kan kusturarak zafer kazanma megalomanisine kapılırlarsa azgınlıkları nererelere kadar gider?... Dünya ve bilhassa Batı’daki narkozlanmış çevreler bu tehlikeyi görmeli.
Bu gidiş, ılımlı, sağ duyulu Yahudiler için de tehdittir. İzat Rabin’i katleden kimdi?
FAŞİZMİ YAZMAK
Yine Haarets de bir haber vardı. New York’taki Yeshiva University adı bir Yahudi üniversitesinin dekanı bir çağrı yayınlayarak “Yahudi ve İsrailli profesörler düşmanlığa maruz kaldıklarını hissederlerse” bölüm değiştirebileceklerini söylemiş. Bunu, Netanyahu faşizminin dünyada nasıl tepkiler tetiklediğinin işareti olarak okumak gerekir.
Kesinlikle tarafsız olan BM yetkililerinin, UNESCO’nun, Dünya Sağlık Örgütü’nin Gazze’de yaşanan çocuk katliamı ve insani trajediler hakkında yaptıkları açıklamalar semitik faşizmi ifşa eden belgelerdir.
Türkiye gerekeni yapıyor. Bundan ötesi Türkiye’nin kendisine zarar verir. Diplomasi ve siyaset dışında hiçbir çözüm yoktur. Türkiye hiçbir davanın fedaisi değildir. Türkiye’nin kendi güvenli ve yüksek çıkarları, değişmez, değiştirilemez önceliğidir.
Boykot da yanlıştır, İsrail’den çok bize zarar verir.
Antisemitizm hastalığından sakınarak “semitik faşizm”i araştırmak, belgelerini yayınlamak, hakkında kitaplar yazıp akademik toplantılar düzenlemek, dünyadaki bütün vicdanlı akademisyenlere düşen bir görevdir.
Tepkiler büyüyecektir, büyümelidir.
