Modern devlet?
Modern devlet?
Modern devlet nedir diye sorsak, ortalamada ne gibi cevaplar alırız acaba? Sizin aklınıza nasıl bir tanım geliyor?
Laik devlet, sosyal devlet, milli devlet nedir diye sorsak daha yaygın cevaplar alacağımızı düşünüyorum. Zira bu kavramların zihinlerimizde bir türlü karşılığı var. Hele en kolayı ‘sosyal devlet’tir. Vatandaşını işsiz, yoksul bırakmayan devlet gibi tanımlar toplumda yaygındır.
Maaşlara zam istenirken ‘sosyal devlet’ kavramı yoğunlukla kullanılmıyor mu?
Modern devlet, aslında daha karmaşık olduğu için çok farklı cevaplar çıkabilir. Ben “Şeffaflık” üzerinde duracağım.
ŞEFFAFLIK VE PARA
Ali Babacan’ın Ankaralı meslektaşlarımızla yaptığı sohbetteki sözlerini okuduğumda, bütün bunlar zihnimden filim şeridi gibi geçti...
CB Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek’e “dostça, iyi niyetle” seslendiğini belirterek şöyle diyordu Babacan:
“2002 ve 2015 yılları arasında Merkez Bankası’nın doğrudan satış yöntemi ile yaptığı piyasa müdahalesinin toplamı 8,5 milyar dolar. Son beş yıldır bu rakamlar açıklanmıyor... Bizim hesaplarımıza göre son beş yılda bu rakam 256 milyar dolara ulaşmış durumda...”
Şunu ben belirteyim, meşhur “128 Milyar Dolar” vakası buna dahil....
Maliye ile MB arasında 26 Kasım 2018’de yapılan ve açıklanmayan, yani şeffaf olmayan bir protokolle bunun yolu açılmıştı.
Merkez Bankası’nın bütün işlemlerinde şeffaf olması gerektiğini vurgulayan Babacan, Merkez Bankası’nın şeffaf olmayan faiz işlemlerine de dikkat çekiyordu:
“Merkez Bankası faiz açıklıyor fakat açıkladığı faiz repo faizi. Oysa ki Merkez Bankası, bankaları başka bir faizle fonluyor. TL Dolar ya da TL Döviz Swapı dediğimiz işlemlerle fonluyor ve bu işlemlerin faizini kimse bilmiyor. ‘Faiz %40’ diyorsun ama sen arkadan başka bir faiz uyguluyorsun ve bunu kimse bilmiyor. İnanılır gibi değil.“
Şeffaflık ne kadar önemli görüyorsunuz… Modern devletin temel özelliklerinden biri neden şeffaflıktır görüyorsunuz.
DEVLET NEREDEN NEREYE?
Modern devlet insanlık için yeni sayılabilecek bir kavramdın. Bütün milletlerin geçmişinde “geleneksel devlet” vardır ve ‘tarih kültürü’ olarak zihnimizdeki devlet, geleneksel devlettir. Geleneksel devlet hükümdarın ‘mülk’üdür. İstediğine istediği gibi “ihsan”da bulunabilir, kayırmış, yolsuzluk yapmış olmaz. İstediğine istediği yaptırımı da uygulayabilir.
Modern devlet ise bir kamu hukuku kurumudur. İktidar sahiplerinin “mülkü” değildir. “Anonim şirket”i de değildir.
Geleneksel devlette insanlar “teba”dır, geleneğe, hükümdarın adalet ve insaf duygusuna, kalmışlardır. Modern devlette ise “vatandaş”ın hukuken belirlenmiş hakları vardır. Devlete “emanet” değildirler. Devlet karşısında da hakkını savunmak için başvuracakları bağımsız yargı vardır. Protesto hakkı da vardır.
Geleneksel devlete kuvvetler ayrılığı yoktur. Yasama, yürütme ve yargı yetkisi kralda, padişahta, halifede toplanır.
Tarihe duygusal bağlılık, tarihteki adil ve başarılı hükümdarları günümüze yansıtmak eğilimi doğurabiliyor ve liderine “teba” gibi bağlanmak duygusuna yol açabiliyor. Ne eleştiri, ne itiraz...
BAĞIMSIZ KURUMLAR
Prof. Ömer Dinçer “muhafazakarlara modern devleti anlatmak lazımdır” der sık sık. Dinçer’in “Siyasetnameleri Yeniden Okumak” kitabı bu konuda son derece ufuk açıcı ve akademik bakımdan son derece değerlidir. Dinî bir kurum sanılan halifeliğin de “geleneksel devlet” olduğunu belirtir. Tarih içinde hükümdarın “kim sultana itaat ederse Rahman’a itaat etmiş olur” şeklindeki beyanlarla kutsandığını, “mutlak bir iktidar gücü oluşturarak diğer insanların hürriyetlerini ve iradelerini yok etmek” şeklinde bir kültür oluşturduğunu anlatır. (Bkz. s. 71-72)
Çağımızda, tam tersine, “insan hakları” yüksek bir değerdir, hukukun temelidir.
Dahası, modern devletin temel ahlaki ya da etik kurallarından biri “şeffaflık”tır ki geleneksel devlette hayal bile edilemezdi.
Çağımızda yolsuzluğu önlemek için de kamu yönetiminde rasyonaliteyi sağlamak için de denetim nasıl şartsa, şeffaflık da öyle şarttır.
Hiç aklımızdan çıkmamalı; modern devlette kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı , Meclis ve Sayıştay denetimi gibi Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Denetmeme ve Düzenleme kurumlarının bağımsızlığı da olmazsa olmazdır.. Yoksa?.. Yoksa, yaşamakta olduğumuz gibi oluyor.