Kurumlar düzgün işleseydi, ‘128 milyar dolar’ yaşanmazdı

Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara, Taha Akyol’un sorularını cevapladı.

Siz faizde 100 baz puan artışın isabetli olacağını söylemiştiniz ama Merkez Bankası faiz oranını değiştirmedi. Neden öyle söylemiştiniz? 

Nisan PPK toplantısı öncesinde Merkez Bankasının 100 baz puan artırması ve gerekirse daha da sıkılaştırılabileceği mesajını korumasının isabetli olacağını belirtmiştim. İkisi de yapılmadı. Bunu söylememin iki temel sebebi vardı. 

Birincisi, karar öncesinde yaşananlar nedeniyle Merkez Bankasının araç bağımsızlığına dair endişelerin artmış olması, ikincisi ise mevcut talep ve maliyet koşullarının daha sıkı bir parasal duruş gerektirmesiydi. Özellikle “gerekirse daha da sıkılaştırırız” mesajının metinden çıkması riskli oldu. Bu bedava bir kasko sigortasını yaptırmayı reddetmeye benziyor. Mevcut riskler karşısında TL’yi korumasız bırakıyor. İlerde kaskoyu daha pahalı fiyattan almak, yani daha fazla faiz artırmak zorunda kalabilirsiniz. 

BANKANIN YENİ YÖNETİMİ 

Faizi değiştirmeyen Merkez Bankası enflasyonla mücadele kararlığında Naci Ağbal kadar güven veriyor mu? Bankanın iletişimi nasıl? TV kanallarından verilen son mesajları nasıl buldunuz? 

Son bir ay içindeki gelişmelere baktığımızda TCMB’nin iletişim konusunda kafasının net olmadığını görebiliyoruz. Yeni yönetimin iletişimi kısa süre içinde önemli değişimler gösterdi. Arada gelgitler söz konusu. Bir mülakatta fiyat istikrarı ifadesi iletişimden çıkarıldı, sonra başka bir konuşmada tekrar eklendi.

Gerekirse faiz artırırız ifadesi yatırımcı toplantısında yer aldı, son kararda tekrar çıkarıldı. Belli ki bir faiz indirim arzusu vardı fakat piyasa tepkisi nedeniyle ertelenmek durumunda kalındı. Bu indirim isteğinin iktisadi temellerce desteklenmemesi iletişimde zorluklar yaratıyor. Televizyon kanallarında canlı yayında verilen son mesajlar ise para politikası iletişiminden ziyade finansal okuryazarlığı olmayan kesimi hedefleyen bir algı yönetimi niteliğindeydi.  

KURUMLAR DÜZGÜN İŞLESEYDİ 

TCBM, 2001’de kanunla araçsal bağımsızlık kazandı. 2017’de KHK’larla yapılan değişiklikler müdahalenin yolunu açtı. Bu yapılmayıp bağımsızlığı devam ediyor olsaydı “128 milyar dolar” olayı olur muydu? 

Büyük ihtimalle olmazdı. Fakat konuyu Merkez Bankası başkanlarının görevden alınma sürecine indirgememek lazım. Asıl sorun ülkenin kaynaklarının kısa vadeli kazanımlar için harcanması ve sistemin buna izin vermesi. Bunu sınırlayacak bir kurumsal yapı/kontrol mekanizmasının olmaması. 128 milyar dolar konusunu bu perspektiften değerlendirmek lazım. Şu anda rezervler çok gündemde. Öte yandan, iktisadi politikalara genel olarak baktığımızda aslında kısa vadede durumu idare etmek için devreye sokulmuş fakat gelecek nesillere önemli maliyet getiren daha birçok farklı uygulama var.

KÖİ projeleri kapsamında verilen taahhütler, kamunun döviz cinsi iç borçlanmasının artması, bütçe kaynakları yerine İşsizlik Sigortası Fonunun kullanılması, kredi olanaklarının zorlanarak finansal istikrarın riske atılması, enflasyonla mücadelenin ertelenmesi… Bunların hepsi günü kurtarmak pahasına gelecekteki refahı feda etmek anlamına geliyor. Finansal okuryazarlık yüksek olmadığı için maalesef bu yaklaşım kısa vadede prim yapabiliyor. Kurumların düzgün işlediği, karar alma sürecinde güç ve denge mekanizmalarının tesis edildiği bir dünyada bütün bunlar yaşanmazdı. 

SORUMLULUK MUĞLAKLAŞTI 

Siz nasıl görüyorsunuz “128 milyar dolar” olayını? MB’nin 2017’de Hazine ile protokol yapması, muhabir banka üzerinde döviz satması normal mi?  

Protokole ve işlemlerin nasıl yapıldığına dair detaylı bilgi verilmeden bu soruyu yanıtlamak zor fakat birçok yönden sıkıntılı bir durum olduğunu ifade etmek mümkün. Döviz müdahalesinin doğası gereği dar bir çevrede yüksek gizlilikle yapılması gerekiyor. Merkez Bankası’nda bu işler yapılırken görev zinciri bellidir. Bir hata veya suiistimal olduğunda kim sorumludur, kim hesap verir bunlar tanımlanmıştır.

Uzmandan müdüre, genel müdürden başkana giden bir kontrol mekanizması mevcuttur. Döviz müdahalesinin tamamen Merkez Bankası’nın dışına çıkarılması sorumluluğun muğlaklaşması anlamına geliyor. Kimin hangi kur seviyesini savunduğu, talimatların nereden geldiği, kararların nasıl alındığı, süreçten kaç kişinin ve kimlerin haberdar olduğu konularının net olmaması sıkıntılı konular.  

DIŞ ŞOKLARA SAVUNMASIZ 

İktisat politikası tasarımı açısından geçtiğimiz yıl uygulanan politikaları nasıl değerlendirirsiniz?  

Nereden bakarsanız bakın sorunlu bir politika. Bir yandan Merkez Bankası’nı faiz indirmeye zorlarken diğer yandan kamu bankaları aracılığıyla aşırı kredi genişlemesi yapıyorsunuz. Üstelik bunu dünyanın en yüksek enflasyonlarından birine sahip bir ülkede gerçekleştiriyorsunuz. Bunu yapınca da haliyle insanlar paralarının satın alma gücünü korumak için dövize ve altına geçiyor, cari açık ve sermaye çıkışı artıyor.

Sonra da kendi yarattığınız aşırı döviz talebini Merkez Bankası’nın rezervlerinden hesapsızca karşılayarak ülkeyi dış şoklara karşı savunmasız hale getiriyorsunuz. Bunun üzerine riskiniz artıp paranızdan kaçış hızlanınca da son dakikaya kadar rezerv satmaya devam ediyorsunuz. Akıl almaz bir politika bileşimi... İnanın bir akademisyen ve eski bir merkez bankacı olarak katıldığım uluslararası platformlarda bu konuda soru geldiğinde ülkem adına hicap duyuyorum.  

PANDEMİ DÖNEMİNDE 

Kovid döneminde dünyada bütün ülkeler sıra dışı politikalar uygulamadı mı? Olağanüstü dönemlerin olağanüstü tedbirler gerektirdiği ifade ediliyor, siz ne düşünürsünüz? 

Evet pandemi özel bir dönem, fakat bu dönemde riskleri bu kadar artırma pahasına pozitif büyümeye çalışmak ne kadar doğru bir politikaydı tartışılır. Kaldı ki büyüme rakamı her şey değil. Önemli olan kaliteli ve tabana yayılan bir büyüme sağlanması. 2020 yılında istihdam yaratan, yoksulluğu azaltan bir büyüme yaşanmadı çünkü krediyle şişirilen bir büyümeydi. Bu kadar para ve kredi saçmak yerine ihtiyacı olanın gelirini doğrudan bütçeden desteklemek daha anlamlı ve verimli bir politika olurdu. Bütçede bu imkân vardı.

Pandeminin ilk dönemlerinde iktisatçılar olarak konuya defalarca dikkat çektik. Dikkate alınsaydı ne bu kadar yüksek enflasyon ne de cari açık olurdu, rezervlerimiz de erimezdi. Belki birkaç puan küçülürdük ama gelecek nesillere de bu kadar yük bırakmamış olurduk. 2021 sonrasında için istihdam yaratan daha sağlıklı bir toparlanma yaşanabilirdi. Özetle, 128 milyar dolar satışını pandemiyle açıklamak son derece eksik bir bakış açıdır. Resmin bütününü görememektir.  

REZERVLER KAÇ YILDA YERİNE KONULABİLİR? 

MB rezervleri önemli mi? Nete mi brüte mi bakmak lazım? Bu miktarda bir rezerv nasıl ve ne kadar zamanda yerine konulabilir?  

Merkez Bankası rezervleri zor günlerde kullanmak üzere bir güvencedir. Ülkeye borç verenler bu borcun geri ödenebileceğini görmek isterler, bunun için döviz rezervleri bir güvence işlevi görür. Ayrıca ani sermaye çıkışlarında döviz piyasasında sağlıksız fiyat oluşumlarını ve panik havasını engelleyebilmek için de rezerv gereklidir.

Özellikle küresel risklerin yüksek olduğu bir dünyada rezervlerin seviyesi, dış finansman şoklarına karşı dayanıklılığın artırılması ve finansal güvenliğin desteklenmesi bakımından önemlidir. Tabii rezerv biriktirmenin bir maliyeti var ama bunu sigorta primi gibi düşünebilirsiniz. Karşılığında zor zamanlarda kullanmak için bir kaynağınız olur. 

Uluslararası standartlarda, dış borç ödeme yeterliliği konusunda brüt rezervlere bakılır. Fakat net rezervler de kamunun açık pozisyonu ve döviz likiditesi açısından önemlidir. Şokun niteliğine ve süresine bağlı olarak finansal stres dönemlerini atlatabilmek açısından net rezervlerin negatife geçmemesine de dikkat etmek gerekir.  

Basitçe şöyle düşünebiliriz: şu anda bankalar döviz mevduatı ve dış borçlarının belirli bir oranında varlık rezerv tutuyor. Bu rezervler Merkez Bankası’na emanet olarak verilmiş. Ancak Merkez Bankası bu emanet rezervlerin bir kısmını harcamış. Bu ne demek? Allah korusun döviz mevduat çekilişi ve bankaların dış borçlarını çevirememesi durumunun aynı anda yaşanması halinde güvenle kullanacak miktarda rezervimiz bulunmuyor.  

Net rezervleri eski seviyelerine getirmek için yaklaşık 80 milyar dolarlık döviz alımı yapmak lazım. Dolayısıyla, geçmiş dönem tecrübelerini de dikkate aldığımızda, rezervleri eski seviyeye getirmenin yıllar alacağını söyleyebiliriz. Her şeyin doğru yapıldığı varsayımı altında dahi en az 5 sene sürebilir. Şüphesiz bu süreçte belli bir fedakârlık da yapmak gerekecek çünkü rezerv biriktirmenin kolay bir yolu yok. Ya dış fazla vereceğiz, yani gelirimizden daha az harcayacağız; ya da uzun vadeli ve kaliteli sermaye çekmek için gereken reformları yapacağız. İkisi de zor ve meşakkatli işler. 

BOZULMA NASIL BAŞLADI? 

Ekonomi 2010’lara kadar iyi gidiyor, çok dış yatırım alıyordu. Bozulma ne zaman, hangi politikalarla başladı?  

Bozulma zaman içinde kademeli oldu ama illa bir kırılma noktası tespit etmek gerekiyorsa 2013 yılının ikinci yarısına işaret edebiliriz. O döneme kadar dış kaynak girişinin güçlü olması hem enflasyonu hem de büyümeyi olumlu etkilemekteydi. 2013 ortalarında içerde ve dışarda yaşanan gelişmelerle sermaye girişleri yavaşladı.

Bir yandan verimlilik artışı da zayıflıyordu. Dolayısıyla büyüme sorunu yaşanmaya başlandı. 2016 sonlarından itibaren ise kamu bankaları üzerinden krediye dayalı büyüme stratejisine geçildi. Kurumların dengeleyici rolü giderek azaldıkça bu tarz riskli politika uygulamalarının önünde de bir engel kalmadı. Günü kurtarmaya çalışan ama gelecek nesillere önemli yük bırakan uygulamalar giderek artmaya başladı. 128 milyar dolar vakasını da bu yaklaşımın son halkası olarak düşünmek lazım. 

NEDEN AYRILDINIZ? 

Merkez Bankası’ndan ayrılmanızda rezerv satışlarının bu şekilde yapılmasının bir rolü var mıydı? 

Şüphesiz arka kapılar ardında olup bitenler kurumsal aidiyet duygumuzu ciddi anlamda zayıflatmaya başlamıştı. Zaten 2019’da faiz indirimi başlarken pasif görevlere kaydırılmıştık. Onca emek verdiğiniz kurumunuzun akla durgunluk veren bir operasyonla itibarının bu şekilde hırpalanmasını içerden çaresizce izlemek tahammül edilecek bir durum değil. Dolayısıyla Bankadan ayrılma kararımda bu sürecin önemli rolü vardır diyebiliriz. 

Sizce bu süreçte ülkenin en önemli kaybı ne oldu? 128 milyar mı? 

Bana göre en az rezervlerin erimesi kadar önemli olan beşerî sermaye ve kurumsal kapasitedeki erime. Her şey onarılabilir fakat yetişmiş insan gücünü, ülkenin kurumlarını tekrar toparlamak kolay değil; en az 10-15 sene alıyor. Konunun bu tarafı bana en az rezervler kadar üzücü geliyor.  

DIŞ YATIRIM GELİR Mİ?  

Öngörülebilir bir gelecekte Türkiye’ye dış yatırım akışı bekliyor musunuz, neden? 

Yeterli getiriyi verirseniz kısa vadeli sıcak para gelir fakat ihtiyacımız olan bu değil; daha kalıcı ve istikrarlı sermaye yatırımlarına ihtiyaç var. Kaliteli bir sermaye girişinin başlaması bu koşullarda zor. Uygulanan politikalarda öngörülebilirlik ve içsel tutarlılığın artması ve güvenin tesis edilmesi gerekiyor. Mevcut yapıda bugün her şey doğru yapılmaya başlansa dahi dış kaynağın istikrarlı bir şekilde geri gelmesi zaman alacaktır.  

ÖNÜMÜZDEKİ FIRSATLAR 

2022’de dünya ekonomisinde korona-sonrası patlama olacağı, Türkiye’nin de “yeni tedarik merkezleri” arasında yer alarak büyük atılım yapacağı görüşüne ne dersiniz? 

Pandemi sürecinde tedarik odaklarında bir kayma ve yeniden yapılanma gereği açık bir şekilde hissedildi. İlk aşamada Avrupa ve Asya’da değer zincirinde kopmalar yaşanırken birçok şirketimiz aldığı siparişleri sorunsuz bir şekilde yerine getirme becerisiyle özellikle beyaz eşya ve otomotiv gibi sektörlerde pazar payını artırmayı başardı.

Bu süreçte bazı şirketler önemli yatırımlar da yapmaya başladı. Ancak mevcut konjonktürde oluşan riskler uzun vadeli planlama açısından engel teşkil etmekte. Yüksek enflasyon, artan borçlanma maliyeti, düşük öngörülebilirlik ve pandemi süreci yatırımları yavaşlatan faktörler. 

Ülkemiz coğrafi konumu ve esnek üretim yapısıyla, pandemi sonrasında küresel üretim ağları ve tedarik zincirlerinde yaşanan dönüşümden kazançlı çıkabilme potansiyeline sahip. Bu noktada kimyasallar, otomotiv, cam ürünleri, demir çelik ve tekstil gibi sektörler ön plana çıkıyor.

Fakat bu süreci kalıcı bir kazanıma dönüştürmek için öncelikle makroekonomik istikrar ve buna eşlik eden ciddi bir planlama ve yatırım hamlesi gerekmekte. Doğru stratejik tasarım ile dört-beş yıl gibi bir sürede anlamlı bir altyapı oluşturulabilir. Bu konuda henüz planlı ve somut adımlar göremiyoruz. Elimizi çabuk tutmazsak fırsat penceresi kaçabilir. 

YORUMLAR (75)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
75 Yorum
  • Mahirane söz yetmez / 26 Nisan 2021 19:37

    (2) Sn Akyol, İnönü dönemini siz gayet iyi bilirsiniz. Sefalet,
    kıtlık ve açlıkla ünlenmiş bir dönem...Allah o günleri bir daha
    göstermesin..
    Yine siz iyi bilirsiniz Anadolu’muzda köylüler (çiftçiler) arasında meşhur bir söz vardır. Oldukça İRONİK bir sözdür. Bugünkü yazınızda yer alan ATIL REZERV övgüsüne de çok denk düşüyor
    Söz şu:
    “ÖKÜZÜM İRİ OLSUN DA ÇİFTE (çift sürmeye) GİTMESİN”

    Yanıtla (1) (9)
  • okur / 26 Nisan 2021 23:09

    sen tarihi iyice bir öğren,inönü zamanı ile şimdiki zaman şartları aynımıydı.inönü 128 milyar doları çaldımı. açlık çektin ama babasız kalmadın..

    Yanıtla (6) (1)
  • tuhaf tipe cevap / 27 Nisan 2021 00:08

    şimdi ben FB liyim . diyelim ki bu hafta farklı mağlup olduk kimi suçluyoruz. şu anki teknik kadroyu mu, başkanımı yoksa 1930 larda FB başkanı olan rüştü saraçoğlu nu mu. senin cevabını biliyorum sen eski başkanı ve yönetimini suçlarsın.

    Yanıtla (3) (0)
  • konuşması gerekenler, susarken. / 26 Nisan 2021 18:46

    128 milyar dolar, bakan yardımcılarının 176 bin tl.aylıkları, 4 maaşlı memurlar, istanbulda 1 tl.ye ekmek satan halk ekmek büfelerinin kaldırılması, gıdasından kesen toplum, yandaş atamaları, cumhuriyet birikimlerinin satılması, esnafın kapalı dükkanı, 3 bin kişilik tarikat cenazesi, lebaleb kepazeliği, bakan firmasının dezenfektanı, rüşvetçi büyükelçi, işsizlik, yarı aç emekliyen emekli vb..... ve yine oy oranı% 32 ise bu toplumun ruh durumu uluslararası psikologlar tarafından araştırılmalıdır.

    Yanıtla (14) (1)
  • okur / 26 Nisan 2021 23:14

    evet bence tez konusudur.bu akkoyunların durumu.

    Yanıtla (5) (1)
  • Mahirane söz yetmez / 26 Nisan 2021 19:04

    Herkes alıştığı sistemin gereği neyse ona göre hüküm veriyor. Bu arkadaş da (muhtemelen iyi bir teknisyendir) atıl rezervin gücü ve kutsallığı üzerine ahkam kesiyor. Elbette sermaye akışanlığının yüksek olduğu bir yerde bu bahis konusu edilebilir, Hatta orada da atıl duruş sorgulanmalıdır. Ancak durgunluk döneminde devreye girmeyecekse neye yarar bu rezerv. Tıpkı ikinci Cihan harbinde İnönü’nün yaptığı gibi ne hazineye dokun ne de TMO buğday versin, peki ne olacak, herkes karneye bağlanacaktır.

    Yanıtla (1) (9)
  • okur / 26 Nisan 2021 23:13

    hay inönü kadar başına taş düşsün.hala inönü diyor adam ya.savaşa girseydik dahamı iyi olacaktı hayatın. Ne düşüncesiz,bilgisiz bir adamsın ya.şimdikiler çaldılar çaldılar hala çalıyorlar sen de avucunu yalarsın ancak.

    Yanıtla (3) (0)
  • yavuz44 / 26 Nisan 2021 22:25

    Taha bey bütün yazılarınızı takip ediyorum " Ülkesi için kaygı duyan,bunun için de araştırıp konunun uzmanlarının da görüşlerini alarak çözüm yollarını öneren samimi bir "yazar, hukukçu, yeri gelirse de ekonomist " sizi taktir ediyorum. ilkeli ve tutarlı bir gazetecisiniz. Ne yazık ki bu gün bunlar pirim yapmıyor. Devir ilkesiz,cahil yalaka devri. Allah size hayırlı uzun ömür versin

    Yanıtla (3) (0)
  • ercü / 26 Nisan 2021 22:23

    Sn. H. Kara`nin söyledigini MISIR carsisinda herhangi bir esnafta söylüyor. $a$mamak lazim; 3Y diyerek gelenler yolsuzlugu, yoklugu ve yasaklari son kertesine getirdiler. 128, adeta kapi numarasi derekesine dü$tü! MB`nin bagimsizligi kasten protokol ile yok edilip, revzervin Hazineye tasinmasi, velhasil arka kapidan satilmasi MAfuiatik ili$kiler agidir. MB`nin bagimsizligini kim kaldirmi$sa 128 in kaybindan ilk sorumlu odur. Tokat mesafesindeki damat, Hoopla degisen baskanlar belki de sucsuzdur!

    Yanıtla (1) (0)
  • Sabır / 26 Nisan 2021 04:47

    Devletin,gelirleri,giderleri,yükümlülükleri vardır .Nereye harcandığı açıklanmıştır.Niye sakız yaptınız.Kurumlardevlete ait, size değil açıklamalara inanırız.

    Yanıtla (2) (42)
  • Beklenen aciklama geldi / 26 Nisan 2021 06:45

    Cok aciklayici oldu bu. Meseleyi bundan daha acik bicimde aciklayan bir aciklama yapilmamisti. Keske daha once yapsaydin, kac gundur helak oldu insanlar burada rezervlere ne oldugunu anlayabilmek icin. Neyse artik hersey tum acikligiyla ortada: devletin gelirinin yaninda gideri de varmis (hayret!), kurumlari bize ait degilmis (kime aitmis?), para harcanmis (ne munasebet?) aciklamalari anlamamisiz (hangisini?) bir de birileri bir yerlerde sakiz yapmis galiba (hikayedeki tek karanlik nokta bu)

    Yanıtla (13) (0)
  • Bence / 26 Nisan 2021 10:04

    ' Kurumlar devlete ait, size ne ' mantığı, SİZ KÖLESİNİZ. HALİFELER, KRALLAR İSTEDİĞİNİ YAPARLAR, HAYATTA ZATEN KUKLADAN BAŞKA NESİNİZ? demek değil mi? Bu zamanda bu anlayış.!!!!! Tebrikler. SAVAŞIRKEN de, VERGİ ALIRKEN de aynı mantığı yürütsenize!

    Yanıtla (14) (0)
  • Atailla / 26 Nisan 2021 11:10

    Sabir efendi
    Cok zor anladigini kabul ediyorum ama burada sorun devletin harcadiklari degildir. RTE nin harcadiklaridir. Tekrar edelim
    RTE devlet degildir. Devlet dedigin sey hepimizin asgaride mutabik kaldigimiz idare seklidir. RTE 100 yillik hatta Osmanlidan gelen tum kurumlari islevsizlestirmistir Yarin RTE eninde sonunda gidecektir ama
    Yaptigi yikimi duzeltmek Turkiyenin yillarini alacaktir.

    Yanıtla (11) (0)
  • Sabır / 26 Nisan 2021 22:09

    Kimsenin,helak olduğu yok.Yatırımlar devam ediyor.Pandemiye rağmen,gıdada problem yok.Aşılamalar sürüyor.Hükümete muhalefeti devlet muhalefeti haline getirenler sussa halka da kafasını dinler,helak olmayın,sağlığınız bozulacak.

    Yanıtla (0) (3)
  • Kamil insanla olgunlaşmamış arasındaki fark. / 26 Nisan 2021 20:25

    Olgunlaşmamış insan davası uğruna ölmeyi göze alır. Kamil insan ise davası uğruna mütevazi şekilde yaşamayı yaşamayı göze alır.

    Yanıtla (3) (0)
  • Esamimiz tarih olacak, yan yan gidiyor! / 26 Nisan 2021 19:37

    Dün bir yazı yazıp bir çok kaynağa atıf yapmışsınız. O kadar kaynağı, kitabı kim okusun! Masajları, yorumları, ‘caps’leri zor okuyor, anlıyoruz...

    Zaten hepimiz her şeyi ‘doğuştan biliyor’ olarak doğuyoruz.

    Belki ‘enterasan’ bir fikir oluşmasına katkınız olur diyorsanız, özetle milletten başlasanız...

    Yanıtla (1) (0)
  • M.Duman / 26 Nisan 2021 19:10

    Vaktiyle tehlikeyi görmüş olacak ki,Davutoğlu "siyasette etik yasası çıkarmalıyız" dediği gün,herşey bitmişti aslında.Kurum mu bıraktılar sn.yazar?600 başvurunun olduğu ve yalnızca 5 kişinin alınacağı bir iş için bile koca koca :) adamların istediği kişiler alınıyorsa geriye ne kalır??

    Yanıtla (7) (0)
  • musto / 26 Nisan 2021 17:50

    Birazda ağlayacak halimize gülelim.
    Sarhoş binmiş otobüse, arkadan bağırıyor: Hieeeyyytttt!! Öndekilerin hepsi hırsız,ortadakiler vatan haini,arkadakiler de yalaka!!!İzbandut gibi şöfor zınk diye frene basıyor,yerinden kalkmasıyla sarhoşu cama dayıyor ve:Lan şimdi demin söylediklerini bi daa söyle bakim.Şimdi nasıl bilebilirim ki aabiii ööle bir fren yaptınki hepsi birbirine karıştı!!!

    Yanıtla (5) (0)
  • BOP / 26 Nisan 2021 17:37

    RTE kurumlar vergisini yüzde 25 arttırmış...
    işin komiği kurumlar vergisinin çoğunu
    sadece 400 şirket ödüyor.
    geri kalan 850 000 adet şirket ise kurumlar vregisinin çok çok azını ödüyor...

    Yanıtla (2) (0)
  • Muhtefi / 26 Nisan 2021 17:29

    O oyle degil..Eger düzgün çalışsaydık ve gelire gore harcama olsaydi .Sonucu boyle olamazdi ve Gaztecilerin cogu DUZGUN GAZTECILIK yapsaydi..!...:))...Gaztecilik Siyasi MAGAZIN yazilari degildir.....bu yazi bile SIYASI MAGAZIN ...!...sorunun kaynağından kopuk..yazdim,oldu..:))...tebrikler..:))..

    Yanıtla (1) (8)
  • Oğuz töresi kesin ve keskindir / 26 Nisan 2021 17:21

    2 parça yazı yazdım.biri yayimlanmadi. İlk yazının devamı idi. İlk yazı anlamsız kaldı. şunu tekrar belirtiyim merkezin görevi parayı kontrol ederek enflasyonu kontrol etmek döviz alım satımı yapmaz. Dolar almak isteyen özel ve tüzel kişiler serbest piyasadan almak zorunda. Halk dolar almışsa kamyon kamyon parayı piyasaya sürüldüğü içindir. Üretime gitmeyen para bir yerde birikir bu biriken para dolara veya altına dönüşür

    Yanıtla (3) (0)
  • 3 koyun güdemezler diyen 5 tane maskeyi dağıtama / 26 Nisan 2021 17:15

    AKP'li belediyelerin Halk Ekmek engeline yurttaşın isyanı

    "Bizi darmadağın ettiniz,
    yuvalarımızı dağıttınız,
    yeter artık.
    Çekin elinizi yakamızdan.
    Bir ekmek büfesidir,
    bırakın insanlar ekmeğini yesin,
    ucuz ekmek alsın."
    Video:
    https://twitter.com/cumhuriyetgzt/status/1386682610819158017

    Yanıtla (10) (0)
  • RTE ve sağlık bakanı / 26 Nisan 2021 15:18

    Fahrettin Koca:
    Elimizde 8 milyon doz aşı kaldı

    Onu da RTE belkim bir yere hibe eder.

    Yanıtla (8) (0)
  • a.lideri / 26 Nisan 2021 17:12

    En küçük bir açılışı bile kaçırmayıp
    saatlerce her konuda konuşanlar
    aradan 2 gün geçti
    Biden hakkında
    tek kelime edemediler..

    Yanıtla (8) (0)
  • lebalep akp kongreleri ve RTE / 26 Nisan 2021 16:58

    RTE ve hükümeti ucuz ekmek satan üsküdar daki büfeleri kaldırmak için yaptığı mücadele kadar corona ile mücadele etseydi,şu an daha iyi durumda olmazmıydık

    Yanıtla (11) (0)
  • Memleketin Birinde? / 26 Nisan 2021 16:49

    Herkes biliyor zarların hileli olduğunu, herkes biliyor iyilerin
    kaybettiğini...
    Herkes biliyor teknenin su aldığını, herkes biliyor kaptanın
    yalan söylediğini...
    Herkes cebi için konuşuyor, herkes biliyor...
    Herkes biliyor anlaşmanın hileli olduğunu, Madenciler senin
    mücevherlerin ve şatafat gösterilerin için kazma sallıyor...Herkes biliyor... Leonard Cohen.

    Yanıtla (13) (0)
  • Tr / 26 Nisan 2021 03:09

    Kemal derviş....inşallah yaşiyordur

    Yanıtla (14) (1)
  • ooo / 26 Nisan 2021 10:31

    Yaşıyormuş.
    Ülkenin haline baktıkça, korkup kaçtığı için, kendine küfrediyormuş.
    Ülkenin en yerli ve milli siyasetçilerinden İsmail Cem'le kurdukları Yeni Türkiye Partisi iktidara en güçlü aday iken, ABD'nin, biz Tayyip'i istiyoruz, partinden istifa et, emrini kabul ettiği için, kendini hain gibi görüyormuş.

    Yanıtla (9) (2)
  • sadece okur / 26 Nisan 2021 16:36

    Ne zamanlardı değil mi. Kemal derviş,hüsamettin özkan , ismail cem yeni bir sol hareket,Erkan mumcu, mehmet ağar , dyp de yeni bir heyecan yaratmıştı, hop birileri yan çizdi, artık siyasi tehtit mi, siyasi rüşvet mi, birde emanet milletvekili jet fadıl. Birileri büyük tiyatro sahneye koydu şimdi de hasılatı topla topla bitiremediler. Tiyatroyu sevmezmişiz kim demişse külliyen yalan.

    Yanıtla (6) (0)
  • şahsım / 26 Nisan 2021 12:53

    iktidar sahilleri satışa çıkarmış.
    CHPli Ali Öztunç:
    Para kalmayınca gözü sahillere diktiler...
    çeşme, didim, kuşadası, bodrum ve marmaris gibi yerlerde araziler satılıyor...

    Yanıtla (12) (0)
  • a.lideri / 26 Nisan 2021 15:33

    Belediyeler aracılığıyla
    Türkiye Cumhuriyeti gri pasaportları kullanılarak
    yurtdışına insan kaçakçılığı skandalının
    TBMM’de araştırılıp tartışılmasına
    AKP’den ikinci ret geldi

    Yanıtla (8) (0)
  • şahsım / 26 Nisan 2021 15:20

    Almanya gri pasaport olayına el koyduklarını ve sınır dışılara başladıklarını bildirmiş...

    Yanıtla (3) (0)
  • K.okuru / 26 Nisan 2021 15:08

    Cep delik,cepken delik.
    Kol delik,mintan delik.
    Yen delik,kaftan delik.
    Kevgirmisin be kardeşim.

    Yanıtla (5) (0)
  • Polat Yaver / 26 Nisan 2021 10:53

    Suçlu kim? Suçlu bay Kemal , Mısır'la , Surıyeyle . Körfez ülkeleriyle.Abd, AB yle, Tunus ve Libya ile aramızı bozan meğerse Bay Kemal imiş , Erdoğan'ın kolunu zorla kaldırıp Rabıa yaptıran da Bay Kemal , Şükür fezleke si Meclis'e geliyor, bir de hapse tıkıp ağzını kapattık mı , o zaman görün siz , Ülkenin sorunlarının nasıl buharlaştığını, 128 milyar doların buharlaştığı gibi.Durma yok , soyguna devam ,

    Yanıtla (12) (0)
  • Karar okuru / 26 Nisan 2021 11:04

    Bay Kemal,yabancılara,Türkiye'ye yatırım yapmayın,güvenli değil demedi mi?

    Yanıtla (1) (14)
  • Atailla / 26 Nisan 2021 14:49

    Gercekten guvenlimi
    Hukuku olmiyan herseyin RTE nin iki dudagi arasinda olan bir ulke gercekten guvenli mi ?
    Kendi halki bile bu sisteme guvenmiyor onun icin altinlar yastik altinda.

    Yanıtla (7) (0)
  • Hasan / 26 Nisan 2021 14:37

    Kırk yıllık solcu gibi yapıyorsun. Ama sırıtıyorsun

    Yanıtla (0) (7)
  • KAAN / 26 Nisan 2021 14:25

    Kurullar, kurumlar, imza atanlar, parmak kaldıranlar sorumluluk alsa, batan, batırılan ve keyifi iflaslara hukukun dijital terazinde hızlı adil adaleti göstersek, ucunda birde yaptırım koysak işler nasıl düzelir. Bu iş döviz kazanmaktan çok kolay.

    Yanıtla (3) (0)
  • musto / 26 Nisan 2021 03:05

    Para nedir,elinin kiri.Allah sağlık sıhhat versin.Rabbime hamdolsun

    Yanıtla (4) (9)
  • Okur / 26 Nisan 2021 08:23

    O elinin kiri olmadigi icin cocuguna bir kilo meyve alamayan insanlara, 30 yaşında babasindan harclik almak zorunda olanlara , isten atilma korkusuyla her gun somurulenlere,kisin ortasinda kombiyi kapatmak zorunda kalanlara bir sor bakalım para gercekten elinin kirimiymis?

    Yanıtla (6) (0)
  • musto / 26 Nisan 2021 13:57

    Bunu ben demiyorum.Yalnız diyenleri biliyorum.Her nutuk atmada, Rabbime hamdolsun itibardan tasarruf olmaz.Dün camları kırık gecekondularda oturanlar bu gün paraya,para demiyorlar.İtibar göstergesi olarak görüyorlar, milletin cebinden har vurup harman savuruyorlar.

    Yanıtla (3) (0)
  • karar okuru / 26 Nisan 2021 12:49

    BU cografya da kurumlar değil, şahıslar önemlidir. bakın ikinci tosun ne yapmış? iki bakanla görüntü vermiş. muhtemelen bunu çalışma odalarına da asmıştır. bunu gören yurdum insanı koskoca bakanlar bile görüntü vermiş diyerek güvenleri artmıştır. şimdi bu soyguna bu iki bakanın katkısı olmuşmudur?

    Yanıtla (2) (0)
  • Sahin / 26 Nisan 2021 11:17

    Duydunuzmu? Almanya AKP, li belediye baskanlarinin rusvet karsiligi hazirlayip verdigi pasaportlu Turkleri yakalayip sinir disi ediyormus. Kendileri bilir. Beyin gocu nu engellerse Bizim gibi ekmege muhtac olurlar. Kadir kiymet bilmiyorlar. Pis gavurlar.

    Yanıtla (4) (1)
  • a.lideri / 26 Nisan 2021 11:16

    Ukrayna İçişleri Bakanı Avakov: "Ermeni soykırımı devlet seviyesinde tanınmalı." demiş.

    Elazığ'da depremzedelere harcamayıp, 200 milyon lirayı hibe ettmedik mi?
    Sonrada herhalde bu para ile SİHA aldılar.RTE de Siha sattık demiştir...

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 26 Nisan 2021 11:05

    Ülkenin kurumları işlemez halde. Düzeltilmesi de, sağlıklı işletilse bile yıllar alacağı söyleniyor. Kurumları sağlıklı işletecek bir yönetimin oluşması kaçınılmaz. Bu sağlanamazsa durum ne olur? Beka meselemiz budur.

    Yanıtla (2) (0)
  • Karar okuru / 26 Nisan 2021 11:04

    Mükemmelden daha iyi bir mülakat. Tebrikler taha bey. Hakan bey iyi ki varsınız.

    Yanıtla (2) (0)
  • şahsım / 26 Nisan 2021 10:58

    Yeni Türkiye, Biden’a anında cevap veremedi,

    Trump’a veremediği gibi,

    çünkü yeni Türkiye eski Türkiye’den güçlü değil

    aksine zayıf;

    Bülent Ecevit’e hakkını teslim etmek lazım.

    Yanıtla (7) (0)
  • harun / 26 Nisan 2021 10:49

    eskiden yeni gelen iktidar giden iktidarı kastederek enkaz bıraktılar derlerdi. Gerçekten mevcut iktidar giderken bu sefer gerçekten enkaz bir ekonomi bırakacak. Satılmadık ne liman kaldı, ne de hava limanı. Hazinedeki kefen parasını bile çar çur ettiler. Bu ekonomi anlayışıyla ekonomi düzelmez. Tarım ülkesi olan bir ülkenin tarım ürünlerini ithal ediyorsa vay halimize.

    Yanıtla (10) (0)
  • Oğuz töresi kesin ve keskindir / 26 Nisan 2021 10:00

    Biraz matematik biraz muhasebe bilen ne olduğunu anlar. Dünyanın her yerinde merkez bankası aynı çalışır. Türkiye'de MB TL nin havuzudur.bu havuzdan TL ihtiyacı olan TL karşılığında döviz altın borç olarak TL tedarik eder. Hükümet bütçe yapar gelir yetmeyince bütçe açığını borç karşılığında merkezden karşılar. buda enflasyon yapar. merkezin işi bu merkez dolar alımı satımı yapmaz.kisilere dolar satmaz.kurumlara dolar satmaz.herkes dolar ihtiyacını serbest piyasadan sağlar.fiat kontrolü sağlamak

    Yanıtla (2) (0)
  • Xela / 26 Nisan 2021 09:58

    Bu kadar kötü sorumsuzca yönetilen ülke var mı acaba ?Nerde bir kaçakçı tecavüzcü kokainci dolandırıcı varsa bakanlarla samimi pozları çıkıyor ortaya . Tesadüf mü ? Bence asla

    Yanıtla (8) (0)
  • Xela / 26 Nisan 2021 09:55

    Kurum falan mı kaldı ortada ? İnanın bu yeni sistemde bakanlar bile ,milletvekillerini geçiyorum zaten,sadece formalite icabı. Çok yazık ülke aile şirketi gibi yönetiliyor

    Yanıtla (9) (1)
  • AKP bize çok şey öğretti...?? / 26 Nisan 2021 08:51

    biz AKP ile şunu öğrendik ...Artık Kurumlar değil iktidarda kalmak önemli, özünde sosyal devlet değil Başkanın şatafatı yapılan yardımların reklamı önemli, Ahlak değil dini kullanarak cehalet üretmek önemli, Adil olmak, eşit olmak tarafsiz olmak değil, parmak sallayıp kin kusmak düşmanlar yaratmak ve toplumu bölüp iktidarda kalmak önemli, Şeffaflık, Liyakat, Bilgi beceri hesap verebilirlik değil yalakalık, yandaşa rant ve ihale vermek, besmeleyle açılış yapıp yalan dolanla işi kapatmak önemli..

    Yanıtla (8) (0)
  • Protokol de Sahte Olabilir mi? / 26 Nisan 2021 08:43

    MB ile Hazine arasında imzalandığı söylenen protokolün kayıp 128 Milyar dolara kılıf uydurmak için ortaya sürüldüğüne inanıyorum. Yani aslında bu protokol hiç yoktu ve fakat şimdi bu kayıp rezervler mesele olunca, geçmiş tarihli olarak o zamanın yöneticilerine (suç ortaklarına) imzalatılacak, alın size her şey yasaldı denilecek.

    Yanıtla (3) (0)
  • evin / 26 Nisan 2021 08:15

    kurumlar falan yok "türk tipi başkanlık" rejiminde.
    sadece saray ve çevresinde kümelenmiş yandaşlar var.
    dolayısıyla bunlar daha iyi günlerimiz emin olabilirsiniz...

    Yanıtla (4) (0)
  • İlke / 26 Nisan 2021 06:39

    Ben de bu yöneticilerden hicap ediyorum. Artık bıçak kemiğe dayandı tez vakitte gitselerde ülkemin insanı bir ohh çekse.

    Yanıtla (3) (0)
  • Demokrat hukukçu / 26 Nisan 2021 05:29

    Ekonomik politikalar ve MB hakkında şimdiye kadar okuduğum en tatmin edici yazı. Teşekkürler Hakan Bey ve Taha Bey. Hakan Bey'in dediklerine aynen katılıyorum. TR'nin böyle kaliteli bürokratları maalesef birer ikişer görevden uzaklaştırıldı ve küstürüldü. Bir kısmı da hapislere atıldı. Yazık sadece üzülüyoruz ülkemiz adına. Gelecegimiz heba edildi. Bir an önce bunları halka iyice anlatmalı ve anlamasını sağlamalıyız. Aksi halde durum felakete doğru gidiyor.

    Yanıtla (4) (0)
  • Samilhas / 26 Nisan 2021 05:14

    128 milyar dolarla ilgili şimdiye kadar birkaç cılız vallahi işte inekle içmiş olabilir şurada düşmüş olabilir buharlaşmış da olabilir siz fazla kutcalamaýın ne olmuşsa olmuş artık olmuş ölmüş ile olmuş caremi var? Dışında bir açıklama geldi olan şu ham hum şarap peki kim deveyi hamuru ile götürdü işte orasına çok açık BERAT eniştem baktı baktı bu iş moda sardı en iyisi ihale bana kalmadan vın ey iki gözümün nuru dedi buba ama buna ne etsin oğul ortada yok 128 milyar yok kısaca herşey yok yok

    Yanıtla (12) (0)
  • Tr / 26 Nisan 2021 03:05

    128 milyar$ nerede ? sorusu başli başına bir hata.
    ..............DEVLET NEREDE ?

    Yanıtla (20) (1)
  • Cüneyt Sezer / 26 Nisan 2021 04:51

    Parti kongrelerindeeeee.

    Yanıtla (14) (1)
  • Ekonomist / 26 Nisan 2021 04:42

    Rezervlere iliskin hersey olumsuz degil kuskusuz. O da hanehalkinin elinde ciddi bir doviz mevduati oldugudur. Dolarizasyon nedeniyle de olsa hic degilse vatandaslarimiz kendi tasarruflarini bu sekilde sigorta etmislerdir. Yani devletin yapmadigini yaparak. O nedenle cok da karamsar olmayalim lutfen. Yeterki onlari panige surukleyecek eylemlerden kacinalim.

    Yanıtla (1) (15)