Çağı anlamak
İçinde yaşadığımız çağın dinamikleri, nasıl bir ‘yeni dünya’ yaratıyor? Zihnimizde böyle bir sualin bulunmaması bize 14. Yüzyılda başlayan ticaret devrimini kaybettirdi… 16. Yüzyılda başlayan bilim devrimini kaybettirdi… 18. Yüzyılda başlayan sanayi devrimini kaybettirdi.
Bu üç devrim birbirine yol açarak ortaya çıkardığı ‘yeni dünya’larda Osmanlı ve bütün Asya küçüldü, ezildi…
Büyük şair ve tarih düşünürü Yahya kemal, matbaanın bizde iki asır gecikerek açıldıktan sonra ilgisizlikten kapanmasını, İmparatorluğun toprak kayıplarından daha vahim bir kayıp olarak nitelemişti.
Şimdi insanlık “Dördüncü Sanayi Devrimi”ni yaşıyor, aman kaçırmayalım.
DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ
Bu tarihsel girişi yapmamın sebebi, YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın “Dördüncü Sanayi Devrimi” kavramına atıfta bulunarak yaptığı açıklamadır. Prof. Dr. Yekta Saraç 2019-2020 eğitim yılının başında İstanbul’da üniversiteler, iş dünyası ve sendikaların katılımıyla “Geleceğin Meslekleri, Bölgesel Değerler ve Türk Yükseköğretimi” adlı kongre için çalışma başlattıklarını açıkladı.
Dördüncü Sanayi Devrimi, diğer bir deyişle dijital devrim, birçok meslekleri bitiriyor, yeni meslekler çıkarıyor.
Sayın Saraç, “Dünya Ekonomik Forumu”nun (WEF) verilerine göre, “yüksek hızlı mobil internet, yapay zekâ, buluş teknolojileri ve büyük veri analizlerinin adaptasyonu” ile ekonomide “hızlı, derin ve yaygın” gelişmeler yaşandığı belirtiyor.
Kongrenin amacı, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin mesleklerini üniversitelerde ders olarak okutmak: “Bilgi Güvenliği teknolojileri, Havacılık Elektroniği, Yapay Zeka Mühendisliği, Yazılım Geliştirme, Dijital Medya ve Pazarlama, Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi, Üç Boyutlu Modelleme ve Animasyon…”
YÖK’ün bu konudaki stratejik amacı “akademiye, iş dünyasına ve sanayiye doktoralı, nitelikli insan kaynağı” yetiştirmek…
YENİ ZİHNİYET
YÖK daha önce “100/2000 Doktora Projesi” ile bu alanlarda öğretim üyesi yetiştirme projesine başlamıştı. Şimdi kongrede “öğrencilere yönelik dijital dönüşüm programları” müzakere edilecek.
Yeni çağın nasıl bir zihniyet gerektiğini görüyorsunuz. “Her şeyi bilen” bir veya birkaç kişi değil, doğru kararlar verebilmek için geniş katılımlı kongreler, müzakereler gerekiyor. Sonbaharda toplanacak kongreye de “üniversiteler, iş dünyası ve sendikalar” katılacak.
Akademik bilgi üniversiteden, ekonomiye uygulanması iş dünyasından, çalışma şartlarıyla ilgili boyutu sendikalardan… Bunlardan birini çıkarın, proje yürümez.
Dördüncü Sanayi Devrimi kavramını teorileştiren Klaus Schwab, aynı adla yayınladığı kitabında Araştırma Geliştirme çalışmalarıyla dünyada üretilen veri miktarının her 1-2 yılda iki katına çıktığını, bu bilgileri depolamanın, pazarlamanın ve kullanabilmenin belirleyici hale geldiğini anlatıyor. Şöyle diyor:
“Dördüncü Sanayi Devrimi ekonomisinin rekabet kuralları önceki dönemlerden tamamen farklı olacaktır. Ülkeler ve şirketler rekabet güçlerini koruyabilmek için bütün biçimleriyle inovasyonun ön saflarında yer almak zorundadır.” (s. 43. )
Görüyorsunuz değil mi, gerçek “beka meselesi”nin ne olduğunu?
SİYASETİN GÜNDEMİ
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının en önemli cephesi, Çin’in ucuz emek sektörleri değildir, Çin’in yüksek teknolojideki başarılarıdır. İşte Çin markası Huawei savaşın en stratejik cephesidir.
ABD üniversitelerine en çok öğrenci gönderen ülke Çin’dir. Komünist Çin, kapitalist Harvard Üniversitesine hukuk öğrencileri gönderiyor.
Çin’de yurt dışında okuyanlara ajan falan diye bakmıyorlar, manen dışlamıyorlar. Aksine, ülke sisteminde işlevsel bir yer almasını sağlıyorlar.
Çin’deki bu nesil er geç demokrasi ve hukuk için yeniden ayağa kalkacaktır.
Zira yeni çağın gerektirdiği insan tipinin birinci özelliği özgür ve yaratıcı düşünce sahibi olmaktır. Kişilikli ve aynı zamanda ekip çalışması yapabilen, hür düşünceli ve müzakereci, iyi eğitimli…
Sayın Saraç’ın referans yaptığı Dünya Ekonomik Forum’una göre Türkiye orta öğretim kalitesinde dünyada 99. sıradadır!
Daha önemli bir beka meselesi olabilir im?
Beka meselemiz yeni nesillerin her kademede bilgi, üretim, inovasyon gibi heyecanlarla yetiştirilmesine bağlıdır.
YÖK’ün bu yöndeki çalışmalarını kamuoyu olarak desteklemeliyiz.