Asrın felaketi ve partizanlık

Bilinen bütün tarihimizde en büyük deprem felaketini 6 Şubat 2023’te yaşadık. Kesinlikle “asrın felaketi” idi. Altından kalkmak kolay değildir.

56’binden fazla insan hayatını kaybetti; bebek, çocuk, anne, baba, kardeş, akraba, dost…

Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizde tahribat yapan deprem, birinci derecede Hatay’ı, ikinci derecede Kahramanmaraş’ı vurmuştu.

Asrın felaketinde öne öne çıkan iki ilimizde, depremde yıkılan veya ağır hasar göre bina sayılarına bakalım:

Hatay – Bina: Ağır hasarlı veya yıkık 55.589
Bağımsız Birim: Ağır hasarlı veya yıkık 204.882

Maraş – Bina: Ağır hasarlı veya yıkık 12.980
Bağımsız Birim: Ağır hasarlı veya yıkık 60.051

Diğer illerimizde bu rakamlar daha az.

PARTİZANLIK BELGESİ

Bu tablo karşısında âdil bir devlet, partizanlık yapmayan, partizanlık yapmayan bir iktidar nasıl davranırdı? Vatandaşların vergilerinden ve bağışlarından oluşan kaynakları yıkımın, yaranın, felaketin çapına göre sarf ederdi değil mi?

İktisatçı Prof. Uğur Emek hocamız, Karar’daki yazısında, “bölgedeki ağır hasarlı ve yıkık evlerin % 42’si Hatay’dadır” diye belirttikten sonra, TOKİ’nin deprem konutları ihalelerinden Hatay’ın payına düşenin, sadece yüzde 8’den ibaret olduğuna dikkat çekiyor. Şöyle bir grafik de veriyor:

screenshot-6.jpg

Bu ülkenin vatandaşlarının yaşadığı deprem felaketin çapıyla ilgisiz, açıkça parti tercihi görülen hazin bir gerçektir bu. Halbuki kamu kayakları her partiden vatandaşların cebinden çıkan vergilerdir. Ama dağıtan el, “vatandaş” önceliğiyle değil, parti önceliğiyle bakıyor.

SEÇİM PROPAGANDASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “asrın felaketi”nin yıldönümünde Hataylılara hitap etti. Anayasa’ya göre Türkiye’nin birliğini temsil eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, gönül isterdi ki, böyle bir günde, üstelik felaket hakkında konuşurken seçim propagandası yapmasın, herkesi kucaklasın… Ama seçim propagandası yaptı ve seçmen oylarını etkilemek için şöyle konuştu:

““Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı.”

Bilinen gerçek, kendisinin bu sözleriyle tarihe geçmiş oldu.

Ankara ve İstanbul belediyelerinin engellenmesi, Pandemi felaketi sırasında muhalif belediyelerin aşevlerinin kapatılması, topladıkları yardımlara el konulması, ortaya çıkarılan yolsuzluk dosyalarının Süleyman Soylu tarafından Bakanlık tasarrufuna alınması, İhale Kanunundaki akıl almaz değişikler… Ve hakim-savcı sınavları dahil, mülakatlar!... İyi mi oldu?..

SİSTEM MESELESİ

İktidara bu şekilde bağlı bir seçmen kitlesi oluytu, iktidar için iyi oldu. Onun için iktidar içinden hiç birse itiraz etmiyor… Ama Türkiye için olmadı…

Ekonomide verimlilik düştü, ekonomi tüketim ve borçla büyüdü, sonucu kriz oldu.

Türkiye gri listeye alındı… Yolsuzluk Algı İndekrsi’nde 2012 yılında 54. sırada ve Doğu Avrupa ülkelerinden çok iyi bir durumda iken, 30 Ocak 2024 tarihli açıklamada 180 ülke arasında 115. sıraya düştü!... Yatırım gelmiyor…

Görüyor musunuz sistem sorununu?... İyi yönetilseydik kriz olmaz, güçlü ekonomi deprem yaralarını daha kolay sarardı.

Görüyor musunuz yargı, Merkez Bankası, Kamu İhale Kurumu, düzenleme ve denetleme kurumları neden bağımsız olmalı? Neden Meclis denetimi etkin olmalı?... Neden kamu kurumlarında liyakat ilkesi kanunlarla garantiye alınmalı… Ve neden cumhurbaşkanı partisiz olmalı?...

Sistem meselesi dediğim bu.

YORUMLAR (259)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
259 Yorum