İmamoğlu ve Yavaş oyun kurabilecek mi?
Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın Çağlayan’da el ele verdiği fotoğraf çok konuşuldu. Açıkçası konuşulmayı da hak ediyor.
Ne de olsa önümüzdeki seçimlerin iki önemli aktörü İmamoğlu ve Yavaş…
Çağlayan adliyesine bakan meydanda otobüsün üzerinde kalabalıklara verilen birliktelik fotoğrafı önemliydi. Burada iki aktörün “gücünü” birleştirdiğini gördük.
Güç diyorum zira güç kavramı önemli... Bir taraftan da bu dönemde kapıları güç kavramı açıyor. Zayıf olduğunda ayakta kalamıyorsun, silinip gidiyorsun. Maalesef durum bu...
Ayrıca Cumhur İttifakı blokunda ciddi bir ‘güç birikmesi’ olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Öte yandan bu hafta içinde önemli bir haber geldi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını önseçimle belirleyeceği haberi…
Bunu duyunca çoğumuz ne dedi? Demek ki seçime giden süreçte planlama yapılıyor. Ve Altılı Masa yenilgisinden bazı dersler çıkarılmış.
Yalnız sonrasında Yavaş ile ilgili bazı iddialar basına yansıdı. Buna göre; Yavaş’ın her şartta aday olacağı ve CHP'de yapılması planlanan ön seçime katılmayacağı.
Şimdi bu iddia doğru mu bilmiyoruz. Doğru ise sıkıntı…
Sıkıntı diyorum zira bu süreçte yaşanacak İmamoğlu / Yavaş rekabeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine olabilir. Ve doğal olarak bu rekabet iki aktörün de kaybedeceği bir sonuç üretebilir.
Dolayısıyla iki aktörün de kazanacağı bir stratejinin kurgulanması yani güç birlikteliğinin ortaya konması anlamlı olabilir.
Bu noktada gazeteci İsmail Saymaz’ın dünkü yazısındaki şu bölümü dikkatinize sunmak isterim:
“Türkiye, parlamenter demokratik sisteme döner. Yavaş, cumhurbaşkanı… İmamoğlu ise başbakan olur.”
Aynı zamanda Saymaz’ın yazısında belirttiği ortak formüllerden bir diğeri de ‘biri cumhurbaşkanı, diğeri yardımcısı olabilir’. Aktörler bu formüle nasıl bakar bilmiyorum yalnız birinin cumhurbaşkanı diğerinin de başbakan olacağı formülle ilgili en başta Devlet Bahçeli’nin olumlu bir kanaat belirtmeyeceği düşüncesindeyim.
Hatırlayalım Devlet Bahçeli 5 Kasım 2024 tarihli grup konuşmasında ne demişti?
“9 Temmuz 2118 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne resmen geçişin yüzüncü yıl dönümüdür”
Bununla birlikte 50+1 tartışmalarında da Bahçeli’nin kırmızıçizgilerini net olarak görmüştük.
Dolayısıyla tüm bu veriler ışığında hükümet sisteminin parlamenter demokratik sisteme dönmesi pek de kolay görünmüyor.
Demem o ki; Cumhur İttifakı blokunda oyun kurma konusunda iki usta lider yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli…
Bir anlamda yıllardır Türk siyasetini iki lider şekillendiriyor da denilebilir.
İki liderde her koşulda ‘ne tür ve nasıl daha etkin stratejiler’ belirlenebilir konusunda hayli tecrübeye sahip. Birebir uymasa da iki liderin M. Porter’ın jenerik stratejilerinin temelinde yer alan ‘rekabetçi stratejiler’ oluşturma konusunda mahir oldukları belirtilebilir.
Dolayısıyla İmamoğlu ve Yavaş’ın tüm bu koşulları göz önüne alarak değerlendirme yapması beklenir.
En başta da kalabalıklara kavga görüntüsü vermemek önemli…
Hatırlayalım Altılı Masa döneminde birçok değerli metin, çalışma açıklandı. Ama ne oldu?
Saha o metinlerden ziyade kavgaya odaklandı. Ve sonuç malum…
O yüzden böylesi bir tecrübe ortadayken…
Önümüzdeki dönemde oluşturulacak olan hükümet programı eksik olabilir, kampanyayla ilgili bazı eksiklikler olabilir. Açıkçası bunlara çok fazla tepki gösterileceği düşüncesinde değilim.
Yalnız kalabalıkların görmek istediği en son görüntü ‘kavga’ görüntüsü.
Gelinen bu noktada şu sorunun tam da zamanı…
Böylesi rekabetçi bir ortamda… Böylesi usta liderlerin olduğu bir ortamda… İmamoğlu ve Yavaş oyun kurabilecek mi?














