Makyavelizm'in karanlığına sürüklenirken
İtalyan düşünür Niccolò Machiavelli'nin (bundan sonra Türkçe söylenişi ile Makyavel diyeceğim) meşhur "Prens" adlı eseri, yazıldığı günden bu yana siyaset felsefesinin en tartışmalı ve en etkili eserlerinden biri olmuştur.
Makyavel, bu eserinde bir liderin gücü nasıl elde edeceği ve koruyacağı üzerine pragmatik ve realist bir bakış açısı sunar.
Makyavel’e göre, iktidar her şeyden önemlidir ve lider, gücünü korumak için gerekirse tereddüt etmeden ahlaki olanlar da dahil olmak üzere her kuralı çiğneyebilmelidir.
Makyavel, insanların tabiatları itibarıyla nankör, değişken, sahtekar ve korkak olduklarını, bu nedenle de liderin insanlara güvenmek yerine, onları korkutarak saygı uyandırması gerektiğini savunur. Ona göre, bir lider halka kendini sevdirmekle onlara dehşet salmak arasında bir seçim yapacaksa, korkutucu olmayı seçmelidir. Zira korku, sevgiye göre daha güvenilir bir kontrol aracıdır.
Din ve ahlakın siyaset üzerindeki etkisini inceleyen düşünür, dinin siyasi amaçlar için bir araç olarak kullanılabileceğini, liderin gerçekte öyle olmasa bile dindar, güçlü, kararlı, ahlaklı, zarif ve merhametli görünmesi gerektiğini belirtir. Ona göre hükümdar, kurnaz ve gerektiğinde aldatıcı olmalı, düşmanlarını ve rakiplerini alt etmek için kolayca yalanlar söyleyebilmeli ve hileler yapabilmelidir.
Makyavel’in ta on altıncı asırdan günümüze ulaşan pragmatik tavsiyeleri, bugün siyaset yapan pek çok kimseye yol gösteriyor.
Onun bakış açısının merkezinde yer alan “gaye, vasıtayı meşrulaştırır” ilkesini kendine rehber edinen pek çok lider, iktidarını korumak için ahlaki ve hukuki ilkeleri göz ardı etmekten çekinmiyor, yalanı, manipülasyonu, baskıyı ve hatta şiddeti meşru araçlar olarak görüyor.
Bu Makyavelist yaklaşımın en tehlikeli sonucu, adalete, hukukun üstünlüğü fikrine ve dolayısıyla toplumsal sözleşmelere inancın aşınması.
Makyavelizm, hükümdarlara iktidarlarını muhafaza etmek için güçlü yöntemler sunsa da, bu yöntemler uzun vadede toplumu çürütüyor, huzursuzluğa, çatışmalara ve hatta çöküşe zemin hazırlıyor.
İktidarın tek elde toplandığı, denge ve denetleme mekanizmalarının zayıflatıldığı, kanunların kişilere göre esnetildiği, insan haklarının ve özgürlüklerin ihlal edildiği bir ortamda, kalıcı ve istikrarlı bir düzen kurmak mümkün değil.
Bu sadece ülke içinde geçerli değil. Beynelmilel ilişkilerde de benzer bir durum söz konusu: Güç dengelerinin sürekli değiştiği, rekabetin ve çatışma riskinin arttığı bir dünyada, Makyavelist bir dış politika izlemeyi seçen liderler, kendi ülkelerinin çıkarlarını korumak bahanesiyle, güçleri nispetinde uluslararası hukuku ve etik kuralları ihlal ediyorlar.
Bu durum, uluslararası antlaşmalara güveni zayıflatıyor, küresel barış ve istikrarı tehdit ediyor.
İnsan arzu ve hırslarının yegane mana ve otorite kaynağı kabul edildiği günümüz dünyasında kişilerin çıkarlarını ahlaki ve hukuki değerlerin önüne koyması maalesef artık normal sayılıyor!
İstikrarlı, ayağı yere basan ahlaki bir pozisyon geliştiremeyen muhalifler, iktidarı elde ettiklerinde aynı iktidardakiler gibi davranacakları belli olduğu için etkin bir muhalefet sergileyemiyorlar.
Makyavelizm'in karanlığı dünya sathına yayıldıkça, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak gittikçe daha zorlaşıyor.
Sivil toplum örgütleri, bağımsız medya kuruluşları ve cesur bireyler, otoriterliğe ve baskıya karşı mevzilerini kaybediyorlar.
Daha âdil ve hür bir dünya olabileceğine dair inanç her geçen gün biraz daha azalıyor.
Sosyal medyadaki cılız, münferit, etkisiz itirazlar birer sızlanmadan öteye geçemiyor.
Belli ki insanlık yanlış bir yolda ilerlediğini çok ağır faturalar ödemeden fark edemeyecek.
Biz yine de tarihe notumuzu düşelim:
Gayeye giden her yol mubah değildir. Hedef her ne olursa olsun…
Gayenin meşru olması yetmez, vasıtaların da meşru olması gerekir.
Gücün kirlisi temizi vardır. Temiz güç, ahlaki ve hukuki ilkelerden ayrılmadan, halkın rızasına dayanarak elde edilir ve korunur.
Salt güç ve baskı üzerine kurulu hiçbir düzen kalıcı olmamıştır, olamaz.















Güzel bir yazı, teşekkürler..
Yanıtla (1) (0)Devlet yararı, millet yararı, din yararı gibi ali bir yarar için her yol mübah olur mu? Bu mübahlık İslam'dan referans alabilir mi? Eğer bu şekilde bir mübahlık ortaya konulursa o İslam olarak kalabilir mi?
Yanıtla (1) (0)Anlı şanlı demokrat olduğunu savunan prof. ların X te Makyavel paylaşımlarını hayretle izliyoruz, cevapta veriyoruz, yazı için teşekkürler.
Yanıtla (2) (0)''Belli ki insanlık yanlış bir yolda ilerlediğini çok ağır faturalar ödemeden fark edemeyecek.''
Yanıtla (8) (0)Yazının özetı bu.
''Belli ki insanlık yanlış bir yolda ilerlediğini çok ağır faturalar ödemeden fark edemeyecek.''
Yanıtla (1) (0)Yazının özeti bu.
Maalesef bu dünyayı kötüler yönetiyor ve kötüler hakim genelde.Bu bütün tarih boyunca da böyle olmuş.Realist olursak durum böyle.Anca doğru olan bu müdür? Hayır.Doğru olan her zaman adaletin, hukukun ve ahlâkın üstün tutulması ve hakim Böyle yapılırsa hem bu dünyada hem de öbür dünyada kazanırız. İnancımızdan ve idealizmimizden taviz vermemeliyiz.Sonunda sabredenler ve doğrular mutlaka kazanır. Allah'ın vaadi budur.
Yanıtla (3) (0)Makyavelli pratikten hareketle bir hükümdarın başarısı için gerekenleri yazmış.İnsanoglunu iyi tanımış lakin onu yaratanı tanımamış.Tespit yapıp her ne kadar pratikte durum böyleyse de bu idealde ve hakikatte kötü bir şeydir ve bu işin bir de ahiret boyutu var,ayrıca uzun vadede adaletsizlik ülkeni çökertir;sen yine de adil ve ahlâklı ol deseydi mükemmel olur ve Allah yolunu tutmuş olurdu.C Allah da Kur'an'da insanoğlu zalim ve cahildir diyor ama inanıp iyi işler yapan da Cennete gider diyor.
Yanıtla (2) (0)Mevcut reelpolitik kurallar, siyasi gelenekler, mekanizmalar, yapılar, kültür ve zhniyet ıslah edilmeden, köklü değişimlere uğramadan direksiyona kimin geçtiği pek önemli değildir. İktidara gelenler en adil insanlar da olsa mevcut yapılara fazla direnemezler. Bir süre sonra öncekilere benzemeye veya onlara rahmet okutmaya başlarlar.
Yanıtla (2) (0)Sayın CenapBey,Makyalevizm baslikliy yazinizla günümüz Türkiye 'si yöneticileri in uygulamasini nezih bir sekildelizahini yaptığınız için teşekkürler.Hala makyavelizt muktedire destek yazıları yazan köşebaşı yazarlara örnek olsun.
Yanıtla (7) (0)İktidarın, siyasilerin, siyasetçinin ve hatta toplumun durumu "Makyavelizm"den başka nedir?
Yanıtla (4) (0)Aynen...Yani hepimiz az veya çok ama çıplağız. Makyavelist bir muhitte doğup büyüyoruz. Hak verilmez, alınır, hedef vasıtayı meşru kılar, zayıfın hakkı olmaz gibi makyavelist kuralları acı bir şekilde öğreniriz. Mülkün temelinde adalet olsaydı, hükümranlık adaletle devam etseydi yani bu gibi kuralların bir karşılığı olsaydu onları her tarafa yazmazdık. Çünkü toplumlar yaşadıkları kuralları yazmazlar. Buna gerek duymazlar.
Yanıtla (3) (0)yazınızda genel doğrular var. aksini yapıyor da olsa sanırım kimse, açıktan açığa yazılanlar etik açıdan yanlıştır diyemez/demez. burada sistemin kurulumunu da vurgulamak lazım. keyfiliğe açık sistemler iktidarı kolayca zorbalığa itebilir. kurulumu iyi yapmak, keyfiliğe karşı iyi işleyen mekanizmaların oluşturulması ve bunların korunaklı olmasını sağlayabilmek önemli.
Yanıtla (3) (0)Makyavelizm; güç ve iktidar hırsı için öfke ve gazap kuvvetine tapmanın ve taptırmanın adı. Tarihte Fıravun Nemrut Şeddat Hitler Sıtalin Mao Yezitoğluyezit Esatlar, Yahudi Netanyahu en öndeki örnekler. “ Yaptıklarınız kitaplarda yazmıyor” diyenlere;”ben yaparım kitaplar yazar, ben milletimin gönlünü kazanan bir diktatörüm” diyen makyevelistimiz de var.
Yanıtla (6) (0)Yıkmak, aşağı çekmek, insan olmamak kolaydır. Makyavelist mantığın başarı sırrı da burada yatıyor. Bir tokatla kendi ruh halini karşıdakine hemen sırayet ettirebilirsin, kendi dine getirebilirsin. iyilik böyle musri değildir. On tane önermenin sadece biri yanlış olsa sonuç yine yanlış olur. Devletlerin içinde sadece biri makyavelist olsa diğerlerini de makyaveslist yapmaya yeterlidir.
Yanıtla (1) (0)Aristo'nun dile mündemiç formal mantık kurallarını keşfedip tedvin ettiği gibi Makyaveli de mevcut siyasi dil, tarih ve birikime mündemiç reelpolitik kuralları keşfedip tedvin etmiştir. Yani onun tavsiyeleri zaten siyasi oyunun varola gelen kurallarıdır. Tavsiye etse de etmese de oyun o kurallara göre şekillleniyor. Bu vahşi kuralların yerini hukuki ve ahlaki kurallara bırakması insanlık ailesi arasında bir konsensüsle ancak olabilir. Asıl devrim o zaman olacaktır.
Yanıtla (4) (0)Doğru bir analiz. Ancak doğrunun, iyinin galip geleceği varsayan deterministik bir yaklaşım içeriyor. Keşke doğru çıksa.
Yanıtla (3) (0)Ancak tarih insanın yeryüzündeki siyasi davranış biçiminin hep dalgalı ve bulanımlı olduğunu gösteriyor malesef. Ama yine de sizin tarafınızdayım. Elinize sağlık.
Yazarı eleştiriyorsunuz, niye açık yazmıyorsunuz diye.Haksızlık etmeyin..Yazım tarzı öyle..Anlamak istiyen anlıyor...Yazılar bende bağımlılık yarattı..Hiçbir yazısını kaçırmıyorum..l
Yanıtla (5) (0)Günümüzün Makyyaveli H. Karaman Hoca olabilir mi?
Yanıtla (5) (1)Siyasi tarih hiçbir zaman medeniyet postuna gizlenen makyavelist ve reelpolitiğin vahşi kurallarının hakimiyetinden çıkmadı ki.Herkes kendi sultan hazretlerini bunun dışında tutar ama kuyruklu yalandır.Özünde kimsenin emperyaliz, sömürü vs. gibi kötülüklerin kendisiyle bir derdi yok.Bütün dert bu kötülüklerin bizde değil de, başkalarında olması.Koku aynı ama benden olursa rahatsız etmez, başkasından olursa eder.Ha istisnai durumlar sırf tencere patlamasın, kel görünmesin diye vardır.
Yanıtla (1) (0)teşekkürler hocam.
Yanıtla (2) (1)Ne yazık ki bugün İslam ülkelerinin durumu bundan farklı değil.
Bütün İslam ülkelerinde özgür basın serbest bırakılsin bakın kaçtane Suriye ortaya çıkar.
Biz bunu amaç aracı meşrulaştirir diyebiliriz.
Yanıtla (0) (0)Günün, en güzel köşe yazısı. Toplumsal olarak yaşadığımız yönetim sorunları ile bire bir örtüşen gerçekler ve tespitler.
Yanıtla (11) (0)Dinlerini siyasette kullananları imha ederek gelişti batının düşünce dünyası.
Yanıtla (3) (1)Müslüman dünya da bunu başarabilmeli.
Geleneklerimiz buna imkan veriyor. Modernitenin dayattığı hırs ın müslümanlığı araç haline getirmesinin önüne geçildiği zaman çok başarılı olacağız.
Çok beğendim ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi Makyavelizm.Her satırına katılıyorum sayın yazar. Ancak bir de görünüşte idealist İslamcı olup da pratikte tipik bir makyavelist olan iktidara da bir iki söz söylemek lâzımdı değil mi?Siz kibarlık etmişsiniz!Teorik olarak açıklamışsınız.Anlayana sivrisinek saz misali.
Yanıtla (8) (0)Makyevel, dünyaya kötü bir öngörüyü formüle ederek bıraktı. Yönetimin üst yapısını işaret etti. Toplumlar ya ümitle yada korku ile yönetile bilir dedi. Insanlık bunun karşısına demokrasi ve insan hakları teziyle/ uygulamasıyla cevap verdi. Yazık ki, yeni dünya düzeni makyavele alan açtı. Bunun bedelini yine yazık ki, toplumlar ödüyor, ödeyecek. Makyavale “ bu denli stresli ,düzensiz ve uzun yaşamınızın sırrı ne diye) sorarlar, doktorumun tavsiyelerine uymadım, diyor. Bu denli tuhaf biri.
Yanıtla (3) (1)Üstadım tesekkur ederim. Ben de aynen katılıyorum size. Bir gemide 99 katil bir tane masum olsa nile gemi batırılamaz. Oysa günümüzde 1 kişi için uçaklar düşürülüyor ülkeler yakılıyor. Ve insanlık sus pus. Ama şunu biliyoruz: Allah cc ihmal etmez, imhal eder yani süre verir. Sonumuz hayırlı olsun inşaAllah…
Yanıtla (5) (0)Sayın yazar, ''miyav, miyav der, damda gezer'' diye kediyi tarif ediyor ama kedi diyemiyor gibi.
Yanıtla (3) (0)