Türk siyasetinin yabancı düşmanlığı ile imtihanı
Zafer Partisi yerleşik siyasetin başta da iktidarın sığınmacı/göçmen sorununa çözüm üretememesinin, süreci yönetememesinin ve toplumda yükselen öfkeyi su yüzüne çıkana kadar yok saymasının bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Şu ana kadar da iktidarın Zafer Partisinin ortaya çıkış nedenine değil de söylemlerine odaklanması Özdağ’ın muhtemelen isteyip de bulamayacağı bir şey.
Son tahlilde Zafer Partisi’nin kurulmasını sadece yabancı düşmanlığına bağlamak da yeterli değil. AK Parti’nin öncesinde rasyonel iken sonrasında popülist bir partiye evrilmesinin ve toplumun beklentilerine çözüm üretememesinin çıktılarından biri olarak da okuyabiliriz.
Nasıl ki AK Parti yerleşik düzenin geniş toplum kesimlerinin sorunlarına bir çıkış gösterememesinin sonucu olarak yükseldi ve zamanla Erdoğan’ın şahsında yerleşik düzenin bizatihi kendisi haline dönüştü şimdi Erdoğan’dan daha popülist, halkın korkusunu ondan daha iyi kullanabilen başka bir aktör çıktı.
Erdoğan hala korku-güvenlik ikileminde geniş kitlelerin sözcüsüyse de sorun çözme kapasitesinin zayıflaması ve temsil ettiği kitlelerden uzaklaşması alternatif popülist sesleri duyulabilir hale getiriyor.
Bahçeli’nin Özdağ’ı toplumsal barış için değil öncelikle kendisi için bir tehdit olarak görmesi doğal olarak Zafer Partisi’nin MHP’den alacağı oyları engellemeye dönük bir strateji gütmesine neden oldu. Öyle olunca da Türkiye’deki Suriyelilerin ülkeleri ile bağlarını korumasını, sınırın güneyindeki ekonominin canlı kalmasını ve iki yıldır pandemi nedeniyle zaten geliş gidişlerin sınırlı olmasının sorunun çözümüne bir katkı yapmamasını hiç dikkate almadan bayramda gidiş gelişler yasaklandı.
Ne sorun çözüldü ne de ‘aa o zaman gideyim de gelmeyeyim’ diyen çıktı ama Bahçeli ve Soylu ikilisi Özdağ’ın söylemine esir oldu. Erdoğan da her zamanki gibi bu durumu onaylamak zorunda kaldı.
Erdoğan’ın bir milyon Suriyeliyi geri gönderme planı bile bugüne kadar takip ettiği politikayı Özdağ’ın etkisi nedeniyle değiştirmesine bağlandı. Günün sonunda en azından şimdilik yüzde 1’e ulaşmamış oyu ile Özdağ iktidarın adımlarını belirler hale geldi. Bu güç projeksiyonu da Özdağ’ı kitleler nezdinde oyun kurucu aktör haline getiriyor.
Özdağ, toplumda biriken ve çeşitli sebeplerle (ensar söylemi, gelenek, ayıplanma endişesi, iktidarın söylemi ile ters düşmeme) görünür hale gelemeyen tepkilere meşruiyet kazandırıyor. Daha önce sokakta ifade edildiğinde marjinal görülebilecek yaklaşımlar Özdağ’ın kişiliğinde dillendirilebilir, meşru, haklı hatta hukuken geçerli söylemler haline geliyor.
İşin garibi bu yaklaşım karşısında muhalefet partileri de toplumsal tepkiyi karşısına almamak için ya sessiz kalmayı ya da Özdağ’ın söylemini farklı tonlarda benimsemeyi tercih ediyor.
Kendisini İslamcı referanslar ile izah eden ve ‘ümmetçi’ olan bir partinin lideri olarak Temel Karamollaoğlu’nun Suriye konusunda Şam ve Tahran eksenli söylemleri benimsemesi, diğer uçtaki CHP’nin de çözüm olarak Türkiye’deki sığınmacıların asıl korkusu olan Esad’dan çözüm beklemesi seçmen için gerçekçi bir alternatif üretmiyor.
Zafer Partisi Avrupa’da gördüğümüz aşırı-sağ ırkçı partilerle hemen aynı söylemlerle gelişiyor.
Euro karşıtlığı ile yola çıkıp İslam ve yabancı düşmanlığına evrilen AfD (Almanya için Alternatif)’nin kullandığı slogan da ‘Sessiz İstila’nın sponsoru Zafer Partisi ile neredeyse aynı: Ülkeyi yabancıların işgalinden kurtarmak.
Zafer Partisi’nin Avrupa’daki örneklerinden en azından söylem düzeyinde tek farkı İslam karşıtı olmaması. Ancak gelişen ulusalcı, yabancı ve göçmen düşmanı damarın da ötekisi ‘Müslüman göçmenler’. Bir yanda ortak din bugüne kadar göçmenlerle daha uyumlu bir süreç yaşanmasını sağlarken bugün yabancı nefretini körükleyen İslam karşıtı bir damar da var.
Özellikle sınır illerinde komşu ülkelerin dillerinde reklam tabelaları ya da tanıtım broşürleri doğal bir durum iken Edirne’de ya da Artvin’deki Gürcüce, Yunanca, Bulgarca tabelalara değil Arap harfleri ile yazılmış Arapça ya da Farsça broşürlere tepki gösteriliyor. Bu da Türkiye’de yabancı düşmanlarının en azından bir kısmının derisini kazıyınca altındaki Arap ve İslam düşmanlığını dışa vuruyor.
Günün sonunda sadece 10 yıl içerisinde yok seviyesinden iddia edildiği gibi 10 milyon olmasa da 6-7 milyonluk nüfusa ulaşan bir göçmen gerçeğini tepkisiz karşılamak zor. Bu hızlı demografik değişimin üzerine ekonomik kriz ve iktidarın yönetememe darboğazı da eklenince özellikle göçmenlerle daha sık temas edenlerin gösterdiği reflekslere teslim olunmasa da onları anlamak gerekiyor.
Toplumsal dinamikleri yok saymak ya da doğrudan hedef haline getirmek karşılıklı gerilimi tırmandırıyor. Kapsamlı bir entegrasyon politikası uzun vadede meselenin kalıcı çözümünün en temel ve kaçınılmaz adımı.
Son beş yılda Suriyelilerin sayısı neredeyse sabitken Afganistan ve Pakistan gibi coğrafi ve kültürel olarak daha uzak coğrafyalardan gelen kitlelerin sorunun bu noktaya gelmesindeki rolünü de ayrı ele almak gerek.
Her tepkiyi ırkçılık olarak tanımlamak sorunu anlayıp çözüm üretmeyi engellemek anlamına gelir. Ama çözümün yolu da Ümit Özdağ siyasetine esir olmaktan geçmiyor.















Suriyeliler burada kalırsa ne olur İlerde onlar da DAĞISTANLI ÜMİT ÖZDAĞ GİBİ YAŞADIĞI BÜYÜDÜĞÜ TÜRKİYEYİ SAVUNUR
Yanıtla (0) (6)Doksanlarda çözümün yolu Refah/Erbakan/Erdoğan siyaseti değil diye diye milletle inatlastilar.Milletle inatlasirlarsa millet sorununu Özdağ siyasetiyle çözer
Yanıtla (12) (2)Cook zorrr..Irkci kafayla çözülmez..imkani da YOK-TUR..
Yanıtla (0) (4)Sn Yazar isterseniz ırkçı olmamak için Türkleri kovalımArapları dolduralım, rahatlar mısınız?
Yanıtla (6) (0)Ne yaparsa yapsin Ozdag'in kurdugu Zafer Partisi % 1 den fazla oy alamaz. Siginmacilari gonderelim diyen sadece Ozdag degil. Kilicdaroglu daha Zafer Partisi kurulmadan ayni seyi soyluyordu. Erdogan'in bu konuda soylem degistirmesinin sebebi Ozdag degil, Kilicdaroglu. Zafer Partisinin ne MHPnin, ne de baska bir partinin oylarini alacagini sanmiyorum.
Yanıtla (5) (19)Zaten onun secim kazanma iddiasi yok ki..Kurnazdir politikaci olabilirse bir,iki koltukla zaman geçsin ve avanesi geçinsin..yoksa Akli basinda olan bu ultra irkci soylemlerle başarı kazanamayacagini cok iyi bilir..
Yanıtla (0) (1)Peki sayın yazar,Ümit Özdağ'ın görüşünü beğenmediğinize göre sizin görüşünüz ne?
Yanıtla (8) (1)Esatla anlaşma da çözüm yolu değil diyor, peki nasıl olacak?
Yanıtla (1) (1)Ümit Özdağ hiç olmazsa milletin "ırkçı" denmesinden çekinip gündeme getirmekten çekindiği bir konuyu alenen, açıkça ve korkmadan gündeme getirdi. Milletin derdine tercüman oldu. Bu yapılmamış olsaydı, ülke göçmen cennetine dönecek, ülkenin geleceği büyük bir tehdit altına girecekti. Bu iktidarın bilinen en büyük özelliği yangın bacayı sarana kadar sorunları umursamaması ve faturayı da soruna neden olmayanlara ödetmesi. Ümit Özdağ büyük bir iş yaptı. İktidar çözüm üretme kapasitesini kaybetmiştir
Yanıtla (5) (2)Kaçak göçmenleri görmek, onların yasadışı çalıştırılmasını kabul etmek hatta içişleri bakanı olarak buna bilerek göz yummak kabul edilemez ve bu duruma karşı çıkmak yabancı düşmalığı olarak etiketlenemez.
Yanıtla (6) (1)Kaşıkçı cinayeti kaç milyon dolara satıldı ?
Yanıtla (5) (0)Ultra ordotoks milliyetci parti,,,bunu aslinda mega IRKCI olarak okumak lazımdır ve bu CİKMAZ SOKAK...Her toplumda olan marjinaller ile taraf bulur az,biraz sonra Tarih Çöplüğüne giderler...Turk Milleti bunu kabul etmez...tarihte ornegi yok...
Yanıtla (0) (8)Başbakan Binali Yıldırım, 24 Kasım 2016’da TRT’de gazetecilerin karşısında aynen şunları söylemişti: “Düşünün, Türkiye olmasa ne olacak? Bütün bu Ortadoğu’dan, kargaşanın, savaşın yaşandığı bölgelerden akın akın mülteciler Avrupa’yı istila edecek ve çok büyük bir sorunla yaşamak zorunda kalacaklar. Türkiye buradan bütün bu sorunları, kendi içerisinde yönetebilen bir ülkedir. Avrupa’nın bunu görmesi lazım.” Yani Binali bey, 5-6 milyon mültecinin Avrupa yerine Türkiye'yi istila etmelerini istiyor
Yanıtla (8) (0)Suriye’deki savaşın yoğun olduğu bir dönem hariç,sınırlarımızı geçenler kitlesel olarak gelmedi.Afganistan’dan gelenler ya vize sorunu olmadığı için otobüslerle,ya da yaya olarak İran sınırını (kaçak olarak)geçerek ülkemize giriş yapıyorlar.Aynı durum Irak ve özellikle Suriye’liler için de geçerli.PKK da aynı yollları kullanarak ülke içine giriyordu.Özetle,sınırlarımızı koruyamıyoruz ve mal veya insan kaçakçılığından sağlanan çıkarlar devam ettikçe de bu sorun devam edecek !
Yanıtla (11) (1)Sayın Erdoğan Millet ittifakını dağıtmayı başardı. Yeni kurulan partiler bir parti ile ittifak yapmadan meclise girmeleri %500 imkansız isterlerse tek başlarına girmeyi denesinler. Saadet ve Demokrat parti eskiden olduğu gibi İYİ ve CHP listelerinden girmeleri halinde mecliste temsil edilebilirler. Deva, Gelecek ve Saadet partilerinin üçü birden ittifak yapmaları mümkün değil. 5 yıl daha Erdoğan ve AKP ile devam.
Yanıtla (2) (6)Sayin yazar Türkiye’deki sığınmacıların asıl korkusu olan Esad’dan çözüm beklemesi demişsiniz, Esad genel af çıkardı. Kiminle masaya oturulacak İdi Amin le mi? Kimsenin Arap ya da İslam düşmanlığı yaptığı yok. 400 yıl Araplarla yaşamışız ama kültürel olarak çok farklıyız. Evli evine köylü köyüne.
Yanıtla (8) (0)Komsu Suriyeyi karistirmak - yikmak - bolmek icin her kotulugu ve saldiriyi - yapan komsu emperyalist devletler....bu multeci - gocmen, draminin - trajedilerin - acilarin - fakirligin - olumlerin - goclerin - bas sorumlularidir !! Magduriyet ....tiyatrosunu oynayacaklarina !! bagimsiz ve adil bir uluslararasi mahkemede yargilanip hesap vermeleri gerekmez mi ?? Irkcilik - militarizm yine prim yapiyor !! Ozelestiri niye yapilmiyor ?? Suclular daima baskalari....carpitmasi medyanin propagandasi.
Yanıtla (4) (0)Geçici sığınmacı Türkçe'de ne anlama geliyor acaba. Yazar dilinin altındakini söylemeye çekinmiş, gönlünden geçenin bunlara vatandaşlık verikmesi olduğu çok açık. Babanın malı mı diye sorarlar adama.
Yanıtla (9) (0)Batının Türkiye'ye dayattığı bir projenin sonucudur, Suriyeli sığınmacı sorunu. Batı işbirlikçileri ve taşeronları "ensar", "yabancı düşmanı", "ırkçı" gibi argümanlarla süreci manipüle ederek ülkeyi bu noktaya getirdiler. Gelecek te daha da vahim sorunlar ortaya çıkabilir. Sayın yazar birilerini "yabancı düşmanı" olarak yaftalarken, yabancılara ucuz kölelik yaptıran zihniyeti, Suriyelileri kadınları fuhuş sektöründe kullananları, göçmenlerden nemalananları da yabancı dostu mu yapacaksın?
Yanıtla (14) (0)Sürekli Suriyelilerin neden hangi heveslerle Türkiye ye getirildiği unutturulmaya çalışılıyor. Televizyona çıkarılan konuşmacılar da Suriyelileri geri gönderemeyiz diyorlar. Suriyedeki savaşın sürmesinin nedeni Türkiyenin Suriye de olması. Türkiye suriyeden çıksın bu sorun çözülür diyemeyince de entegrasyon saçmalığı savunuluyor.
Yanıtla (15) (5)Türkiye Suriye’den çıkarsa sorun ikiye değil beşe katlanır.
Yanıtla (2) (11)2010 öncesinde kağıt toplayıcıları Kürtler idi. O zamanlar, PKK'ya duyulan tepkiden dolayı, o çocuklara karşı bir çok alerji sesleri duyuluyordu. Yani, bizdeki tepkisellik, sadece yabancı düşmanlığı olgusunda değil, ötekileştirmeye yatkın bir psikoloji içinde olmamizdandir. İktidarlar ve özellikle bu iktidar, toplumu eğitmekten çok kutuplaştirmaya yatkındır. Sorunun kaynağı İktidarın tavrındadır.
Yanıtla (9) (3)Zafer partisi doğru olanı yapıyor,ülkenin demografik yapısı değişiyor,neden bahsetmiyorsunuz,hatay samandagı ilcesi belediye başkanı bugun secim yapılsa suriyeliler kazanır diyor,peki 20 yıl sonra nolacak,onlar 3 er 5 er doğururken,Türk lerin nüfus artış orani kaç,İbrahim Kahveciye sorun onuda,resmen ülkeyi elele verip araplara peşkeş çekiyorsunuz,bu karardaki yazarlarda öyle(Taha bey hariç).
Yanıtla (17) (3)1990 larda bir Sudan linin, Arap in Nijerya linin vize alması ve Türkiye ye gelmesi Londra ya gitmesinden çok zordu bir açılışta dönemin konsolosu na sorduğumda Türkiye hassas bir konuma sahip Almanya ya 60 yılda giden göçmen 6 ayda geliverir mecburuz demişti . Çok haklilarmis , bunu da deneyip öğrenmeyi tercih etti zamane hükümeti.
Yanıtla (12) (0)Herkes kaça güreşiyor. Zafer partisi çözüm önermiyor derken Türkiye de kalmalarına itiraz ediyor deniliyor. Peki entegre edelim diyenler neden çözüm önermiş oluyor.? AKP oy kaybetmesin diye toplumun sırtına 7 milyonluk bir kitlenin yükünü yüklemenin neresi çözüm.?
Yanıtla (18) (3)