Suriye ile normalleşmede riskler ve ihtimaller

Türkiye ile Suriye’nin ilişkilerini tümüyle olmasa da düne göre normalleştirmesi ihtimali açıklamalara bakılırsa güçleniyor.

Böyle bir siyasetin nasıl olacağına ve getirip götüreceklerine bakmadan önce sürecin arkasındaki sebepleri okumaya çalışmak gerekiyor. Bunu en çok isteyen, istemek ne kelime neredeyse dayatan Moskova olduğuna göre ilk buraya bakmak gerek.

Rusya’nın Suriye’de Türkiye ile bir normalleşmeyi bugün zorlamasının arkasındaki temel sebep Ukrayna’da yaşananlar ve Rus ordusunun içine çekildiği ve kısa sürmesi beklenmeyen savaş.

Rusya bugüne kadar Suriye’deki dengeyi resmi ya da askeri yığınak ve güç ile sağlıyordu. Gelinen noktada hem mevcut askeri gücü Suriye’de operasyonel halde tutmak ve gerektiğinde ilave destek sağlamak hem de özel kontratlarla Wagner benzeri yapıları burada kullanmak daha da zor hale gelmiş durumda.

Dolayısıyla Putin Suriye’deki de facto durumu de jure hale getirecek adımlar atmak zorunda. Yani güçle sağladığı dengeyi Şam lehine diplomasi ile de resmi olarak kayda geçirmesi gerekiyor. Aksi taktirde salt askeri güç ile Şam rejimini iktidarda tutmanın takvimi sıkışıyor, maliyeti artıyor.

Rusya’yı bu konuda acele etmeye iten diğer sebep Erdoğan’ın en azından kâğıt üzerinde 8-10 ay içerisinde bir seçime gidecek olması. Soçi’de saatler süren baş başa görüşmelerde ne konuşuluyor bilmiyoruz. Ama muhtemelen Putin’in kendisini karşısında en güçlü gördüğü ve zorlayabildiği liderlerden biri Erdoğan.

Türkiye’de seçimlerde ne olacağı belirsiz ama bilinen aktörle iş yapma takvimi daha fazla daralmadan Moskova’nın mesafe alması gerekiyor. Üstelik Erdoğan bu konuda ne kadar esneyebildiğini İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde göstermiş durumda.

Sürecin Suriye’deki aktörü Şam için böyle bir normalleşmeyi kendi şartlarının kabulü ile istememesi için sebep yok. Her şeyden önce en büyük hasmına karşı zafer ilan etmiş olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘siyasette küslük olmaz’ diyor. Bu bir yere kadar doğru. Ama siyasette de diplomaside de kazananlar ve kaybedenler hep var, olmaya da devam edecek.

Normalleşme sürecinde açık olarak cevaplanamayan tek soru Erdoğan’ın ne kazandığı? Türkiye’nin böyle bir anlaşmada Suriye’de neleri kaybetmiş olacağına dair uzun bir liste yapılabilir. Ama pratikte, etkisiz ve anlamsız bir Şam iktidarı ile görüşmenin Suriye sahasında Türkiye’ye ne katacağının ikna edici bir gerekçesini henüz görebilmiş değiliz.

Peki nihai kararı verecek Türkiye bu normalleşmeden ne bekliyor? Aslında gerçekleşebilecek olsa listeye çok madde eklenebilir.

Şam yönetimi Kuzey Doğu Suriye’de PKK/YPG ile bir ortak mücadele vaat edebilir. Böylece Türkiye’nin darala darala terörle mücadeleye hapsolan Ortadoğu vizyonunda bir kazanım sağlanabilir. Şam da Rusya da bu konuda Türkiye lehine bir adım atmaya niyetli değil. En azından Türkiye’nin planladığı askeri operasyona yeşil ışık yakılabilir. Rusya’dan gelen açıklamalar şimdilik tersi yönde.

Esed rejimi Türkiye’nin Kuzey Suriye’de hâkim olduğu bölgelerdeki egemenliğini geçici olarak tanıyabilir. Ankara ile Şam bu bölgelerdeki yönetim konusunda ortak bir vizyon geliştirebilir. Bırakın mevcut durumu kabullenmeyi hem Moskova hem Şam ısrarla Ankara’nın bir an önce Suriye’den çekilmesini istiyor.

Şam rejiminin bu konudaki endişesi çok açık. Suriye yönetimi İran ya da Rusya’nın bir gün gidebileceğini ancak 900 kilometre sınırı olan Türkiye’nin sonsuza kadar kalabileceğini düşünüyor ve Türk askerinin çekilmesini temel şart olarak öne sürüyor.

Bunun karşılığında Türkiye’nin sınır ötesi harekât yapmasını mecbur bırakan nedenlerin ortadan kalkması ya da oradaki Suriyelilerin Şam rejimi ile bir mutabakata varması yönünde bir adım var mı? O da yok.

Durum bu iken Türkiye’deki Suriyeliler neden en yakın akrabalarını öldürmüş, şehirlerini yıkmış, geride bıraktıkları mallarına el koymuş bir yönetime güvenip geri gitsinler? Yine cevapsız bir soru.

Suriye, ülkedeki kaosun sona ermesi için başta Anayasa konseyi olmak üzere bir yumuşamaya hazır mı? Esad daha önce varılan mutabakata aykırı olarak bir oldu-bitti ile seçimleri yaptı ve ‘seçildim siz de bunu kabul edin’ diyor.

Üstüne de taraflar arası görüşmelerin Cenevre’de değil Kazakistan’da yapılması gibi öneriler var. Yani Esed süreci tarafsız bölgelerden Rusya’nın ağırlığı olan başkentlere kaydırma derdinde.

En önemlisi de meselenin asıl muhatabı olan ancak sürekli bedel ödeyen hala ülkesinde yaşayan muhalif Suriyelilerin bu adım karşısında tatmin olabilmeleri için bir teklif var mı? O da söz konusu değil.

BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı birçok olumlu unsuru içeriyor. Üstelik Rusya’nın da onayı var. Orada da hareket yok.

Hiç hamasete, duygusal ve değer temelli analizlere girmeden reel politik okuma yaptığınızda Suriye haritası dikkate alındığında Erdoğan’ın neden Esad ile görüşeceğinin bir izahını yapmak görünür denklemde mümkün değil.

Geriye kalan soru, görünmeyen ya da Suriye’de olmayan sebepler neler, eğer bir normalleşme olursa pazarlık masasında ne var ve bunların Türkiye’ye yansımaları ne olur?

Bunu da cumartesi günü konuşalım.

YORUMLAR (22)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
22 Yorum
  • ismet soner / 26 Ağustos 2022 18:05

    osman sert'in analizini -zülf-i yâre dokunduğu için" eleştirenler, bunu yapmadan önce sert'in yazısında erdoğan'a sorduğu suallere hükümetten cevap gelmesini beklemeliler. ikna edici cevaplar gelirse mesele yok. hiç cevap gelmezse (ki suudi arabistan, bae, israil ile normalleşmede hiç açıklama yapılmadığına göre bunda da açıklama yapılmayacak) aklı olan hiçkimse kimseyi körükörüne desteklememeli. bu millet iyi olduğunu düşündüğü nice siyasetçiden nice ihanetler göre göre bugüne geldi.

    Yanıtla (0) (0)
  • hamdi / 26 Ağustos 2022 08:51

    Amerika suriye topraklarının üçte birini işgal etti. Ne rusya nede şam yönetimi amerikaya ülkemizden çıkın demiyorlar. Türkiye ise sınırını korumak için ufak bir bölgede bulunuyor. Hem rusya hem de şam yönetimi bize devamlı askerlerinizi çekin diyorlar. Bu nasıl bir çelişkidir.Askeri hareket için rusyadan niçin izin alalım. Rusya önce işgal ettiği ukraynadan çekilsin. İşgal ettiği bölgelerde rusç< eğitime başlamış bile.

    Yanıtla (2) (0)
  • Beka / 25 Ağustos 2022 18:27

    Suriye'ye İsrail ve ABD'de saldırıyor (bugün bombaladı). Bizde Suriye'ye takmış durumdayız. Bu işte bir yanlışlık yok mu. Suriye'den mülteci kabul etmekle ülkenin insansızlaştırılarak İsrail ve PKK'ya alan açıldığının farkına varmak çok mu zor. Neye hizmet ediyoruz bilen var mı.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ali Rıza / 25 Ağustos 2022 01:23

    “ Görünür denklemde mümkün değil” diyorsunuz. Hayır esasında haritaya baktığınızda, görüşmelerin çok geciktiğini, geç kaldığını görürsünüz. Güneyimizde Antakya sınırından Hakkari’ye kadar olan bölgede gözümüzün içine baka baka ABD ve İsrail kontrolünde bir devlet kuruluyor. Kabulsen mesele yok, yok itirazın varsa Esad’la Rusya’yla İran’la görüşmekten başka şansın yok. Ha kim yaptı ne oldu, bunları geçin yumurta kapıya geldi folluk aramaktan başka çare yok. Durum çok vahim, hesaplı gideceğiz…!

    Yanıtla (3) (4)
  • tavşan / 25 Ağustos 2022 10:53

    Ali rıza bey Erdoğanda bir hata görüyor mu acaba?. Görüyorsa neler? Suriye politkasında ne hatalar yaptı. Kandırıldı mı.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru..!.. / 25 Ağustos 2022 13:49

    Ali Rıza bey..Akıllı adam görüşü budur..TEBRİKLER...

    Yanıtla (0) (2)
  • Ali Rıza / 25 Ağustos 2022 14:17

    Arkadaşlar sizlere teşekkür ediyorum, elbette her fikir muhteremdir, fakat muteber değildir. Hiç kimse hatadan münezzeh değildir. Sayın Erdoğan’da beşerdir hata yapar, hepimiz hata yaparız. Danışmanlar, başta derin stratejist, Ortadoğu’yu bildiklerini sanıyorlardı , bilmiyorlar, bu günde bilmiyorlar, belalı coğrafya, ateşe hep mesafeli duracaksın, seni ısıtır tamam, ama kucaklayamazsın seni yakar, işte bol aylık alıp danışmanlık yapan, dış politikaya yön verenler bu gerçeği bilmiyorlar….!

    Yanıtla (1) (1)
  • yalçın / 25 Ağustos 2022 15:19

    Bu durumda kandırıldık denmez. Direkt olarak Erdoğan ve siyaseti eleştirilir. Siyasetten çekilmesi istenir. Seçimler istenir. Hem Erdoğanın beceriksizliğini yazacaksınız hem de onunla yola devam etmek isteyeceksiniz tutarsız oluyor

    Yanıtla (1) (0)
  • Ali Rıza / Yalçın’a / 25 Ağustos 2022 17:23

    Kimseye kem söz demem, arkadaşım. Dış politikayı hep eleştirdim, eğitim sistemini eleştirdim, tarım politikasını eleştirdim. Ulaşım sağlık yoksula yardım politikasını , konut politikasını destekledim. Eğriye eğri doğruya doğru derim. Bu sütunda Suriye politikasını eleştirdiğimde , bir çok yorumcu arkadaş, nerden uyduruyorsun , diyordu, halkın tercihi bir günde bu noktaya gelmedi, eğitim sistemi ellilerden bu günü hedefleyerek uygulandı diye çok yazdım, hep dislike edildi yorumum. Teşekkürler.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru..!.. / 25 Ağustos 2022 13:48

    Esed ile KANKA falan olmuyoruz. En bastan yapilan hatamızı DUZELTIYORUZ...*Muhatap* kabul ediyoruz onu hepi,topu budur...biz degil Esed düşünmeli..ne yapacağını..

    Yanıtla (0) (5)
  • Adalet / 25 Ağustos 2022 09:47

    Sayın yazar Türkiye bir asırdır kurdistan sorununu adalet temelinde çözemediği için bütün dünya siyasetinde ayağına dolanıyor önce kurtlerle bir iç barışı sağlamadan suriyede hiç bir şey çıkmaz turkiyenin istediği kürtlerin yurtlarından sürülmesi bu afrinde yapıldı ama hayır getirmedi suriye için öncelik tc nin bulunduğu yerler çıkması kurtler tc dediğini yapıp muhalifler gibi devlete cephe almadı ve suriyeyle bir anlaşma yaparlar esadda tc dediğini yapıp dertlere karşı savaşmaz

    Yanıtla (1) (0)
  • selman / 25 Ağustos 2022 09:26

    Aklın yolu bir. Türkiye Esad'la birlikte cihatçıları yok edecek. Sünni halk silah bırakıp Esad'a biat edecek. Uzun bir süre uslu duracaklar. Esad sıkı ve sert bir devlet kurmak zorunda mecburen. Sonra Ypg'ye birlikte operasyon düzenleyeceğiz Esad'la. Orayı da tertemiz yapıp Esad'a bırakacak ve sınırlarımıza çekileceğiz. En ufak sıkıntıda Esad'a biz yardım edeceğiz. O da 6 milyon vatandaşını geri alacak.

    Yanıtla (0) (3)
  • tavşan / 25 Ağustos 2022 02:18

    11 Yıl önce Suriye olayları başladığında CHP bu işe bulaşmayın Türkiyeyi orta doğu bataklığına sokmayın diye defalarca ikaz etti. Kibir abidesi islamcılar dışardan borçlandıkları paraların getirdiği şımarıklıkla tüm uyarıları göz ardı ettiler. Uyaranları eski Türkiyenin bittiğini yeni Türkiye de proaktif dış politika uyguladıklarını söylediler.. Artık lider ülke vardı. Evet lider olduk kaybetmekte.

    Yanıtla (7) (0)
  • tavşan / 25 Ağustos 2022 01:18

    Erdoğan barışmak istiyor ama onunla barışmakta istemiyorlar. Türkiye deki suriyelileri de istemiyorlar. YPG nin Türkiye tarafından ezilmesini de istemiyorlar. Hem ABD ye hem Avrupaya her gün hakaret edip Rusyayla araınızı da bozarsanız bu çıkmaz da kendinizi bulursunuz. Hamasetle buradaki eğittiklerinizi kandırırsınız ama gerçekler karşısında ezilirsiniz.

    Yanıtla (4) (0)
  • tavşan / 25 Ağustos 2022 01:14

    Açıklayalım. Adam yenildi. Esad la barış yapmaktan başka çaresi kalmadı. Vizyonsuz hamasete dayalı Ortadoğu da lider olma hevesi duvara tosladı: İslamcıların yıllardır yandaşlarına pompaladığı araplar bizi bekliyor hikayesi de sona erdi.

    Yanıtla (4) (0)