Din-bilim tartışması: Herkes kendi yoluna
Din ile bilim arasındaki ilişkinin nemenem bir ilişki olduğu, çok eski zamanlardan beri tartışılır. Bu tartışmanın yarattığı yüksek gerilim Ortaçağ Hıristiyan dünyasında sayısız insanın da canına mal olmuştur. Bizim eski dünyada ise -sözgelimi- dünyanın hareketsiz olduğuna inanmak, Abdülkâhir el-Bağdâdî tarafından, Ehl-i Sünnet’in ittifakla kabul ettiği hakikatler arasında anılmış, aksi görüşü savunmak ise “Lüzûm-ı küfür bile küfürdür” demekle eşdeğer bir yaklaşımla “Allahsızlık, Materyalistlik” sayılmıştır. Hâlbuki din ve bilim birbirinden ayrı/apayrı iki alandır. Din her şeyden önce bir inanç ve kabul işidir. Gerçi dinî fenomenlerin rasyonel, toplumsal, bilimsel sonuçları olabilir; ancak bunların söz konusu sonuçlardan herhangi birine indirgenerek izaha çalışılması doğru değildir. Kaldı ki -Carl Sagan’ın deyişiyle-, din bizden sağlam kanıtların bulunmadığı durumlarda bile çoğu zaman sorgulamadan inanmamızı ister. Bilim ise hiçbir şeyi salt inancımıza dayanarak kabullenmememizi, öykü ya da anlatı niteliğindeki kanıtları reddetmemizi bekler. Bilim açısından derinlemesine kuşkuculuk temel bir erdemdir. Din ise kuşkuculuğu manevi gelişmenin önünde bir engel olarak görür. Bu yüzden, yüzyıllar boyunca bu iki alan birbiriyle çatışmıştır. Bilimsel alandaki buluşlar dinsel dogmalara karşı gelmiş, din de kendi dogmaları açısından tedirgin edici bulguları görmezlikten gelmeye ya da bastırmaya çalışmıştır.
***
Evet, din ve bilim hem kuralları ve normları hem de amaçları itibariyle birbirinden farklı iki ayrı alan, iki ayrı mecradır. Bu iki alanın kendilerine özgü ilkeleri ve yöntemleri vardır. Bu yüzden birinin diğerine karıştırılmaması veya birinin diğeri uğruna gözden çıkarılmaması lazım gelir. Aksi halde zihin dünyamızda çözümü çok güç ikilemler belirir. Bize göre din-bilim ilişkisinde, kompartımancılık ve çifte hakikatçılık en sağlıklı yaklaşım olarak görülebilir. Bu yaklaşıma göre din ile bilim, nitel olarak birbirlerinden ayrı iki hakikat sistemini temsil eder. Din daha ziyade varlıkla ilgili büyük sorulara cevap verme, bilim ise akıl sayesinde özerk tabiat düzeninden fiziksel ve beşeri dünyaya yön verecek ilke ve yasaları çıkarma işlevi görür. İkisi arasında ilgi/ilişki olmadığı için, çatışma da olmaması gerekir. Belki bu noktada din ile bilimin birbirini az çok tamamladığından söz edilebilir. Fakat burada söz konusu olan tamamlayıcılık, kutsal metnin içinde değil, bu metnin sık sık göndermede bulunduğu dış dünyada aranmalıdır. Sözgelimi, insanoğlunun yaratılış itibariyle muhteşem bir eser olduğunu anlayıp kavramak için, Kur’an vahyinin ilk muhataplarınca çıplak gözlem yoluyla tanınıp bilinen nutfe, alaka, mudga gibi basit ve yalın anlamlı lafızlardan sözde mucizevi manalar çıkarmaya çalışmak yerine, embriyoloji, fizyoloji ve anatomi gibi bilim dallarındaki uzmanlardan brifing almak herhalde daha isabetli olur. İnancımıza göre Kur’an’ın da kâinat ve tabiat kitabının da sahibi Allah’tır; bu yüzden iki kitap arasında özsel bir ihtilaf olamaz; fakat bu iki kitaptan her biri farklı amaçlar taşıdığı için bunları birbirine karıştırmamak, dolayısıyla kendisini dinî-ahlâkî bir rehber (hüdâ) diye nitelendiren Kur’an metninde bilimsel veriler aramamak gerekir.
Kaldı ki bilim hidayet ve manevi hakikati aramakla uğraşmaz. Bu yüzden onun buluşları ve gerçekleri Kur’an ayetleri ile aynı geçerliliğe sahip olamaz. Bilim bir sorun çözme girişimidir; verili bir model ve dünya görüşü içinde problemleri çözmek için geliştirilmiş bir metot ve bir tekniktir. Kaldı ki bilimsel metodun içerdiği değerden arınmış gözlem, düpedüz bir masaldan ibarettir. Zira bilimsel alanda hemen hiçbir şey dünya görüşümüz ve kültürümüz içinden süzülmeksizin kavranılamaz. Öte yandan, bilimsel verileri dinî beyanlarla doğrulamaya çalışmak, bir anlamda vahyin ontolojik statüsünün sorgulanmasına mahal verir. Bu yüzden, iki ayrı hakikatin alanlarını tedahüllü kılmak sadece Kur’an’ın ontolojik statüsünü değil, epistemolojik statüsünü de sorgulamak, sorgulandığı için de onu örselemek anlamına gelir.
***
Uzun lafın kısası, Kur’an’dan bilim okumak ve/veya Kur’an’ı modern bilim hakkında konuşturmak çok boyutlu açmazlar ve sakıncalar içerir. Karl Popper’in “Bilim tarihi doğru olduğu kabul edilen teorilerin yanlışlanmasının tarihidir” sözünü de hatırlatarak, doğa bilimlerinde kesinliğin olmadığını, hatta en güvenilir bilgiyi sağlasa dahi kanıtlanamaz durumda olmasından dolayı modern bilimlerin ve içerdikleri verilerin mutlaklık değeri taşımadığını, dolayısıyla bu vasıftaki verileri dinî alanda istihdam etmenin son derece problemli olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Bilimsel bilgiler/veriler mutlak doğruluk değeri taşımadığı içindir ki modern dönemde insan aklının ürettiği hiçbir bilgi “emin olmak” anlamındaki kadim “bilgi” (ilim) tanımına karşılık gelmemektedir. Bu yüzden aklî ve naklî bilgi arasındaki ilişki doğru temellendirilmelidir. Aksi takdirde din ile bilim arasındaki gerilim hiçbir zaman sona ermeyecektir. Vahiydeki çok boyutlu semantik bütünlüğü zedeleyici yorumlar belli bir eksikliğin tatmini uğruna belki cazip gelebilir; fakat bunun metodolojik ve epistemolojik riskleri çok iyi değerlendirilmelidir. Özellikle teorik-bilimsel bilgiler ve bulguların her zaman için yerini başka bilgiler ve bulgulara bırakmaya namzet olduğu unutulmaksızın vahyin beyanlarını bu modellere irca etmenin nasıl bir anlam taşıdığı üzerinde çok iyi düşünülmelidir.















KUR ANI KERİM KAİNATIN DÜRÜLMÜŞÜDÜR.
Yanıtla (0) (0)MESELE YE BÖYLE BAKARSAK KURANI KERİM DE İLİM DİN KAVGASI YOKTUR.
HER ÜNİVERSİTE KURANI KERİMİN TEFSİRİNİ YAPAN KURUMLARDIR. ARI KARINCA VE DEVE ZOOLOJİNİN KONUSUDUR.
MEVCUT MEALLERİN HER BİRİ DİĞERİNİ TEKRARIDIR.
Kur’anı kerimde bir insanların hayat tarzını belirleyen ayaetler vardır . birde kevni ayetler vardır. kevni ayetlerin açıklanmasına Müsbet ilim diyoruz . Kevni ayetlerin açıklanması ilmi araştırma merkezlerinde yapılır . yani arz ile ilgili ayetlerin tefsirini jeoloji, nin konusudur. Denizlerle ilgili ayetlerin yorumu ise kaptan gusso yapar .Uzayla ilgili ayetleri NASA yapar . Dirayet ve Rivayet veya İşaret tefsirini konusu değildir.
Yanıtla (0) (0)Yazıda söylenenin tam aksine, yorumlarda din-bilim karşılaştırması yaparak bilimi ayetler üzerinden yalanlamaya çalışmak da ne tuhaf.
Yanıtla (0) (0)Sonuçta söylemek istediğim şey, bilimde özne olmamasıdır. Bir olay veya madde dönüşümü, öznesiz aktarılır. Dünya kendi etrafında ve güneşin etrafında dönmektedir gibi. Sanki dünyanın bir aklı yada bir iradesi varmış gibi. Din bilimin bu eksiğini tamamlıyor.
Yanıtla (0) (0)Eğer bu bir bing bang olsaydı. İlk patlamada oluşan enerjiyle harekete başlayan cismin kendi içindeki potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüştükçe yavaşlaması ve durması gerekirdi. Dünyanın dönüş hızı bir saniye bile azalmıyor. Asıl patlamanın öğesi güneş ise ondan diğer parçaların kopmasıyla dünya oluşmussa yani evren bir patlamayla saçılan parçacıklarsa bu parçacıkların toplamı olan kütlenin menşei nedir. Yani patlamadan önceki çok küçük hacme sığabilen kütlenin oluşması nasıl açıklanabilir. Kısaca bu kütle nasıl oluşmuş ve onu ne patlatmış.
Yanıtla (0) (0)İnsanların - idrak- yeteneği aynı değil. Bazısı meltem rüzgarı gibi anlıyor. Anladığını hemen unutuyor. Bazısı kafasına vurulmuşçasına iyi anlıyor. Anladığını unutmuyor. Mesela dünyanın dönüşünü ele alalım. Tam tamına 24 saatte bir dönüşü tamamlar. Ne bir saniye eksik nede bir saniye fazla. İçindeki dağlar, okyanuslar, hayvanlar, göller, okyanuslar, Hiçbirinin hareketi veya ağırlığı dünyanın dönüşünü ne bir saniye yavaşlatabiliyor ne de hızlandırabiliyor.Bildiğimiz fizik bunu izah edemez.Enbiya 33.Herbiri belli bir yörüngede döner durur.
Yanıtla (0) (1)Madem ilimde kanıtlar kesin doğrulanamaz olarak kabul ediliyor yani kesinlik yok ise aynı konu dinde de mevcut. İnanmak doğru olduğuna güvenmek fakat kanıta sahip olamamaktır. Doğru olduğunu bilmemek ve sadece güvenerek doğru olduğunu ummaktır. Yani din ve bilim kesin değildir. Aynı mecradan akar farklı sonuçlara hizmet eder bunun nedeni de kullandıkları farklı metotlardır.
Yanıtla (0) (0)Bakterilerin icadı mikroskobun icadından sonradır. Peki mikroskobun temeli olan mercek camdan yapılır. Kuran-ı Kerim'de sakın camla oynamayın, eliniz kesilir diye bir ayetmi var da veya peygamberimiz camdan sürahi yapmayın diye bir hadisi mi var. Dikkatli birisi yuvarlak ve orantısız hacimli bir camın altındaki cismi büyük gösterdiğini tespit edebilir. Bunun şüpheyle ne ilgisi var. Bu arada henüz çoğu hastalığın sebebi bilinmemektedir. Şu an Türkiye'de bu hastalığın sebebini ben araştırıyorum diyen birine sen şüphecisin, tövbe et diyen var mı?
Yanıtla (0) (0)Bilimsel gelişmelerin ortaya çıkış sebebi sanıldığı gibi sadece şüphe değildir. Çok ilginç birkaç sebebi örnek vereceğim.Mesela radar. İkinci dünya savaşında Alman U-boat'ları tarafından İngiliz ve Amerikan gemileri telef edilince, denizaltıların yerini ses dalgalarıyla tespit etmek tamamen bir ölüm kalım meselesi olduğu için bulunmuştur. Bunun neresinde şüphe var?... İlk araba buharlı motorla yapıldı. Bu araba daha önce atla çekilen faytona çok benziyordu. İlham nereden acaba ?...Birçok buluşda tesadüfidir. Mesela röntgen ışınları gibi.
Yanıtla (0) (0)Bence pirinç taşlardan gayet güzel ayıklanmış. Hiç itiraz etmeyin. Biri şüphe ile büyürken diğeri iman ve teslimiyetle büyür var olur. Basitçe; Bir arabamız olsun, din onun varlık sebebinden bahsederken, bilim nasıl çalıştığını anlatıyor. Çatışmalar, birbirlerinin alanına müdâheleden çıkıyor.
Yanıtla (0) (0)Ayrıca büyük caydırıcılığı ve sertliği yanında insanlar için birçok faydaları olan demiri indirdik.Hadid 25. Dikkat edilirse burada özne vardır. Bilimde özne yoktur. Demirden yapılan vinçler, gemiler, denizaltılar, motorlar gibi ayrıntılarla hacim genişletilmesine gerek yok. İnsanoğlu bunu zaten kullanacak ve ayrıntılara inecek. Demiri yaratan ALLAH'ın onun içindeki atomların miktarını, erime derecesini, hangi kimyasal tepkilere gireceğini bilmemesi mümkün mü?... Latince isimlendirmeler onu ilk kullanan Avrupa'ya ait.Din bilimide kapsar.
Yanıtla (0) (0)Senin Dediğinden bir şey anlamadık ki risalelerden anlayalım.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Hocam, Harikasınız. Elinize, yüreğinize, emeğinize sağlık. Sevgi ve saygılarımla
Yanıtla (0) (0)Bir sorunun tedavisi ancak o sorunun kabullenilmesi ile mümkün olabilir. "Hıristiyanlık çatışmıştır ama İslam'ın bilimle çatıştığına tarihte hiç rastlanmaz" cümlenize katılmak mümkün değil. Hangi İslam, hangi Hıristiyanlık? Genel anlamda İslam dünyası derseniz eğer sayısız defa çatışmışlardır. Dünya'nın döndüğünü iddia etmek zındıklık sayılmıştır, edenin kanı helal sayılmıştır, açın tefsirlere bakın. Bugün için konuşursak bu konuya bu kadar eğilmemize rağmen bilimsel 'düşünce' anlamında halen Hıristiyan dünya İslam dünyasının çok önündedir, bilimsel ilerlemişliği hiç saymaya gerek bile yok.
Yanıtla (0) (0)Çifte hakikat demek aynı alanda iki ayrı hakikat demek değil, dinin hakikat dediği şey başka bilimin hakikati başka demektir
Yanıtla (0) (0)Mustafa Hoca din ve inanç konusunda fideist anlayışı savunuyor; bu yüzden de din ve bilimin yollarının aynı değil gayri olması gerektiğine inanıyor. Bence de doğrusu bu
Yanıtla (0) (0)Yorumculari ve yaziyi tekrardan dikkatlice okudum. Sanki herkes kendi dogrusunu kabul ettimek cabasinda. Biri bana anlatabilirmi?. Neden bazilari falan yabanci bilim insani bu konuda söyle der diye tezine destegi yabanci bilim insanindan bekler?. Ya da söyle sorayim bugün sabahnamazini camide kildiysaniz. Zammisurede C.Allah ne anlatti bize veya imamefendinin ettigi duadan ne anladik?? Yaptigimiz ibadetlerden keyif alabiliyormuyuz, yoksa hersey desinler diyemi… Soru sormasi yasak olan,hergün günahla tehdit edilen,mahalle baskisini heran ensesinde hisseden kisi nasil aykiri soru soracak.
Yanıtla (0) (0)Üzerinde düsünmeksizin, kafa yormaksizin bir hastaliga care bulabilir misiniz? Teknik bir konu veya bir hastaligin sebebi hakkinda düsünmek de tefekkürdür. Iman sahibi herkes böyle bir tefekkürün sevabini alir.
Yanıtla (0) (0)"..Evrim 1400 yıl İslâm düşüncesinde bir sıkıntı yaratmadı. Tersine, Müslüman filozoflar, yukarıda görüldüğü gibi ‘biz insanı safhalar hâlinde yarattık’, ‘insan bir zamanlar sözü edilmeğe değmez bir yaratıktı’ ayetlerinden hareketle fikir geçmişimizde evrim fikrini dile getirdi. Evrimin dine aykırılığı ithal bir düşüncedir.."-Prof.Dr. İ. Öksüz Evrim ve Müslümanlar
Yanıtla (0) (0)Sen kendi yazdığına bile inanmıyorsun gelmiş Burada İroni yapıyorsun bilime gerek yok diyen Ben daha şimdiye kadar bir Allah'ın kulunu görmedim duymadım ama senin gibi dine gerek yok diyen çok insan gördüm
Yanıtla (0) (0)Tabii insanlar gördüğüne duyduğuna yani Bilimsel verilere inanıyorlar Bu normal değil mi. gördüğüne duyduğuna yani Bilimsel verilere aykırı olan dini naslarda insanlarca sorgulanıyor Bu da normal. Zaten akıl ile nakil çelişirse akla uyulur nakil tevil edilir Bu Dinimizde bir usuldür zaten
Yanıtla (0) (0)Madem derdini anlatamayacaksın niye risale-i Nurları burada karıştırıyorsun. ne dediğin anlaşılmıyor varsa bir bilgi birikimin yaz Yoksa ne öyle manayı harfi falan. Herkesi nurcu mu sandın.
Yanıtla (0) (0)Basit seviyede düşünen insanlar ikisi bir arada yürümez der derinlemesine bir düşünce sistemi geliştiren insanlar bu ikisinin bir olduğunu sadece anlayışta farklılık olduğunu sonradan idrak ederler tabii zaman ve birikim meselesi
Yanıtla (0) (0)Kainat kitabına dayanan müsbet bilimle Kuran kitabına dayanan dini bilim niye çatışsın ki.O zaman Allah'ın sözü ile uygulaması çatışmış olur.Bu halde çatışma; izafi, cehaletten, yetersizlikten demektir.Öyleyse bu ikisinin uyumunu bulmak gerek.Olmayan çatışmayı ispatlamaktan daha doğru ve gerçekçi bir yol bu.Medeniyetimiz olmadığından bu vehme kapılıyoruz..
Yanıtla (0) (0)Arkadaşım sen yazıyı bir kere daha oku ondan sonra kendi yazdıklarına bir bak Olmadı bir daha oku olmadı tekrar bir daha oku Nereden gelip nereye gittiğin konu bilimle mi açıklanıyor.
Yanıtla (0) (0)Güzel bir yazı ancak çelişkilerle dolu. Bilimsel veriler mutlak değildir deniyor arkasından dini bilgiler Bilimsel verilere göre kritige tabi tutuluyor. Derinliği olan bir konu yazar konu üzerinde yeterince düşünmeden bu yazıyı kaleme almış. Diğer yandan Alimlerin görüşünü nas gibi lanse etmiş. alimlerin görüşü dini bir bilgi değildir Bilakis aklın bir ürünüdür. Yazarın bu yazısı gibi.
Yanıtla (0) (0)Risale okudukça kafanız daha da karışabilir. Zira sadece BSN’ye ait bir jargonu, felsefesi ve akıl yürütmesi vardır. Nurcular da maalesef RNKnın eleştirisini yapmazlar ve yaptırmazlar.
Yanıtla (0) (0)Köleliği ,cariyeiliği kaldırmayıp miras hukunu tafsilatlı anlatılmasını da aklettin mi?!..bir insanın bir insanın malı gibi alınıp satılmasının bir mirasın(metanın) paylaşılması kadar anlam ifade edilmediğnini ,cariyelerin çocuklarını ümmü veled olduğnu mirastan köle olyanların çocuklarıdan az alacağına fıkıh(hukuk) oluşturulduğunu aklettin mi?içkinin yasaklanması kadar anlam ifade etmediğini vb..aklettin mi?
Yanıtla (0) (0)Dünya üzerinde müslümanların en büyük handikapı genel kabul edilmiş bir tartışma ve fikir üretme metodolojisine sahip olmamaları, var olan metodolojileri de takmamalarıdır. Böyle olunca da 6666 ayetin bir kaçını dahi bilen alleme olarak konuşabilir tartışabilir ahkâm kesebilir. Bunun da sonu yoktur.
Yanıtla (0) (0)Bir saatlik tefekkür ile örneğin bir hastalık için teknik bir sorun için bir şey geliştirebiliyor musun? Hoca bunu soruyor. Ama şimdi siz buna da kızarsınız. Olsun. İyi yaşayın
Yanıtla (0) (0)Olmamalıdır, bunun da yolu birinin diğerinin ayağına basmamasıdır. Dinin kaynak ifadelerini dindarlık yarışı adına genişletip bilimin alanına girecek şekilde sündürmemektir. İlla ki sündürülürse zararlı çıkan bilim olmaz, sündürenin dini anlayışı olur.
Yanıtla (0) (0)açık meydanlarda diri diri yaktırmışlardır. Mesele, sadece Hristiyan dünyasında yaşanmıştır Islam'ın bilimle çatıştığı tarihte hiç rastlanmaz. Hristiyan dünyasında bir canilik olarak vuku bulmuş bu katliamı İslam'da böyle bir çatışma olmuş veya olacakmış gibi ima etmek Müslümanları kötü zan altında bırakmakla eş anlamlıdır. Avrupa'da yıllardır atom fiziği ve kimyası dalında araştırma yapan, müspet ilimlerle uğraşan bir Müslüman olarak İslam ve Kur'an'ın bilimin önündeki bir takoz olduğu veya birbirlerinin karşıtçıları oldukları anıştırılamaz bile.Bilimsel ve her türlü ilhamlarımızı Kur'an
Yanıtla (0) (0)Din ile bilim arasındaki çatışma, bilimsel ilerlemenin Vatikan'ın gücünü sarsması sonucu kilisenin egemenliğini devam ettirebilmek için Orta Çağ Avrupa'sında girişimde bulunduğu kanlı faaliyetler butünüdür. Çünkü Hristiyanlıkta kişileştirilmiş bir Tanrı veya Tanrı oğlu söz konusudur. Vatikan'nın bazı bilimle uğraşan papazları Tanrı oğulluğu doktrinini asla benimseyememişler ve muhalefet etmişlerdir. Papalar kilisenin içten çökmeye başladığını sezdiklerinden dolayı bilim ve taraftarlarını düşmanlar olarak nitelemiş 6 asırda en az 1700 bilimsel papazı yargılarak ya giyotinletmis ya da
Yanıtla (0) (0)Düşünmeden düşünmeye çok fark var. Bilim üret, İcat et, inovasyon, yenilik yap tarzı bir düşünme veya akletme değildir onlar. Düşün, ibret al, müteşekkir ol, iman et, akıllı uslu ol kıvamındadır daha ziyade. Neredeyse taban tabana zıt iki düşünme biçimi.
Yanıtla (0) (0)Adem kardeş, o akıl bu akıl değil. Akıllı uslu olursan seni ödüllendiririm tarzı bir akıl. Akıllı ol inan ve itaat et, dertsiz başını derde sokma kıvamında bir akıl. İcat yap, bilim üret, yenilik, inovasyon yap değil o.
Yanıtla (0) (0)Birinin soruları vardır, diğerinin cevapları. Biri şüphe ve sorgulamayı teşvik eder, diğeri mutlak sorgusuz imanı. Biri yanlışlanarak gelişir, diğeri ne yanlışlanabilir ne doğrulanabilir. Biri olaylara ereksel bakar diğeri nedensel. Biri kalbe dayanır diğeri akla. Düşünme ve akletme tanımları bile farklıdır. Biri ısıtır diğeri aydınlatır. Biri anlam verir diğeri açıklar. Kendini birinden birine kaptıranın diğeriyle iyi geçindiği görülmemiştir. Bazen birinin açıklaması diğerinin verdiği anlama çarpar, işte o zaman işler daha da karışır.
Yanıtla (0) (0)Hoca bu gerçeği atlamadığı, bağıra bağıra anlatmaya çalıştığı için adama zındık diyorsunuz. Bir de bu gerçeği atlamakla suçluyor bu gerçeği keşfedenler olarak acayip ehli sünnet müslümanlar oluyorsunuz. :)))
Yanıtla (0) (0)ayrıca, kuran ayetleri arasında da çelişki vardır. içkiyi öven ayetler de vardır, içkinin kötü olduğunu yazan ayetler de. yahudilerin üstün yaratıldığını yazan ayet de vardır, yahudilerin kesilmesini emreden ayet de. bu ayetlere rağmen bir de medine anlaşması vardır. Onun için, ayetleri değil, islamın değerlerini esas almak gerekir.
Yanıtla (0) (0)hoca farklı birşey söylüyor. keşke okuduğunu anlayıp beni eleştirsen. hoca, alanlarının farklı olduğunu söylüyor. oysa yaratılış inancı ile darwin teorisi çelişir. Kurandan bilim okumak yanlış diyor ama eğer birisi insanın birden bire yaratıldığını, diğeri ise bir canlı türünden evrildiğini söylüyorsa burda çelişki vardır. sen, hem hocanın söylediğini hem de benim söylediğimi anlamamışın.
Yanıtla (0) (0)17:20, Ay takvimine göre mi yaşıyorsunuz? Ay'da mı yaşıyorsunuz?
Yanıtla (0) (0)Din ile bilim ayri imis. Sagan`dan, Popper`den örnekler veriyor ve bir "dinden" bahsediyorsunuz. O din bu ülkede Islam`dir. Bu bahsettiginiz felefecilerin Islam`dan haberi var mi? Yok! Ne demek din ayri bilim ayri. O felsefecilerin bahsettikleri din ile Islam ayni mi? Islama göre "nereden geldim, nereye gidiyorum" temel sorusuna ne cevaplari var? Allah`in ayetleri sadece ve sadece Kur`ani Kerim`dedegildir. Kainattaki bütün mevcudat Allah`in ayetleri cümlesindendir. Bizim inancimiza göre bir saatlik tefekkür/düsünme bir yillik nafile ibadetten daha hayirlidir.
Yanıtla (0) (0)Matematikçi bundan utanır, bana bilim adamı değil, kilim adamı deyin der. Önemli olan nasıl adlandırıldığı değil, ne yaptığıdır.
Yanıtla (0) (0)Sayın Öztürk, siz hermanatik bir yaklaşımla yorum yaptığınızda, mesela " Spinoza, olurmu böyle bir şey. O kadar zorluk çekmiş insan buzağı yı tanrı edinirmi sözüne katılıyorum "derken, bu tespiti bilim yapmış gibi sanıyorsunuz. Oysa Kuran, başka surede, onların iman etmedikleri için buzağı ya meylettigi anlamında belirtiyor. Aklınız almadı diye Kuran ı eleştirmezsiniz.
Yanıtla (0) (0)Ay'in devirlerine gore bir yil 354 gundur. orada bir yanlislik yoktur. Ama onu "Gregorian" takvime cevirmeye kalkarsaniz o zaman yanlislik varmis gibi gorunur. Her ikiside kendi icinde tutarlidir.
Yanıtla (0) (0)Bence din ya da bilim birinden biri gözden çıkarılmalı.Bilimle uğraşırsınız dini mantıksal olrarak kenara koymak, dini seçerseniz de bilimsel düşüncelere kendinizi kapatmanız gerekecek. Din sorgulamaya izin vermez bilim de kulaktan dolma yalnış bilgilere kendini kapatarak objektif bir yaklaşım sağlar. Bu alanlar birbirinden farklı evet ama her ikisi de aynı anda yürümez.
Yanıtla (0) (0)Benim tahminim, din tanri sevgisi adina yapildiginda bilim ile barisik ama itaat amaciyla yapildiginda bilim ile dusman olmustur. En cok sevdigim ornek genetigin babasi Gregor Mendel idir. Hem din adami hem de bilim adami olmustur. 7 yilda 20binden fazla bitki ekerek deney yapmistir denilir. iyi sabir varmis :)
Yanıtla (0) (0)Zaten hocanın söylediği de bu. İnsan yorum yapmadan biraz bilgi sahibi olur
Yanıtla (0) (0)Dinin alani hic bir zaman daralmadi ve daralmayacak. Din dedigimiz sey ilk insan Hz.Adem ile baslar ve kiyamete kadar devam edecek bir sey'dir. Daralan din degil insanlarin anlayislari, akillarini kullanma kapasiteleridir.
Yanıtla (0) (0)butun bilimsel teoriler sadece vaysayimdir, tahmindir, zan'dir. evrim teorisini test etmek mumkun degildir. test edilemeyen butun teoriler Karl Popper'in ifadesiyle sadece "conjecture" veya Kur'anin ifadesiyle "zan" dan baska bir sey degildir.
Yanıtla (0) (0)"evrim dinin konusu degil demis yorumcu arkadas." Tam aksine evrim dinin konusudur. cunku evrim Kur'an in ifadesiyle "Zan" dan baska bir sey degildir ve kati olan "nass" ile celismektedir. Kati olan bir "nass" ayet veya hadis karsisinda " zan" reddedilir.
Yanıtla (0) (0)ayetlerin, belli bir zaman sonra geçersiz olabileceğine inanıyor, kölelerle ilgili ayeti örnek veriyorsunuz fakat, ayetin, belli bir olay, belli bir kültür, belli ilişkiler içindeki, belli bir ahlakı olan, olaylara yaklaşım mantığı diğer zamanlardaki ve diğer bölgelerden farklı, kendine özgü olan bir topluma indiği gerçeğini unutuyorsunuz. yani, mekke medinede belli bir anlam kazanan bir ayetin, mesela özbekistanda aynı anlam ve etkisinin olmayabileceği gerçeğini atlıyorsunuz.
Yanıtla (0) (0)öncelikle din ile bilimin çeliştiği pekçok konu var. öyle olunca bilimi öncelikli almak gerekir. bu aynı zamanda dine daha farklı bir açıdan bakmaya da neden olur. ayrıca, dinin iki yönü var: ayetler ve uygulamalar bir yönü, değerler ise ikinci yönüdür. ayet ve uygulamalar esas değildir. esas olan islami değerlerdir. ayet ve uygulamar, islami değerleri oluşturmak içindir. evrensel olan ayetler değil değerlerdir. ayetler, o anki somut bir olaya ilişkindir, başka bir olaya motamot uyarlanamaz. zaten onun için nüzul sebebinden bahsediliyor. islami değerler ile bilim ise çelişmez.
Yanıtla (0) (0)Aynen. Bilimsel mucize arayacaklarına, yılı 354 gün olarak yanlış ölçen, her yıl 11 gün kaydığı için çiftçimizin ve kimsenin işine yaramayan hicri takvimde neden yüzyıllarca ısrar ettiler ona baksınlar.Bir yılda kaç gün olduğunu bile bilmiyorsun, sonra kitapta her şey yazıyor diyorsun. Allah akıl fikir versin, ne diyeyim.
Yanıtla (0) (0)bedirde uhud da hendekte savaşcak adm bulamazsın git habeşistana maymunlardan ordu kur derler adama:) yav arkadaş insanı konuşturuyolar da hala atom zikri tanrıyı bulmanın bilimsel tezi kitap yazıp satıyolar biriside ağlaya ağlaya ömerin ayana taş değdi öteki ramazan mubarekte oruç tutmanın faydaları ne faydası olcak aç kalmanın ALLAH için tutuyom zor ama tutuyom hiç işime gelmiyo ama inanıyom tutuyom de namaz inaniyom kılıyom hiç bişey olmuyo ama ben inaniyom kılıyom bilmiyorum inanıyorum bilmek ve inanmak arasındaki orantı hayatla kitap arasındaki orantıyla eşittir zaten bilseydik yerimize y
Yanıtla (0) (0)Kuran kainattan istidlal icin,delil getirmek icin bahseder.Manayi Herfiyle bahseder.Felsefi anlayis ve ilim ise kainattan kainat icin,yani manayi ismiyle bahseder.Hocam bu kafa karisikligini gidermek icin Risale i Nurlari tavsiye ederim.
Yanıtla (0) (0)Hocam kanaatim odur ki, din ve bilimin aynı alanda at koşturduğu düşüncemizin bir sonucu olarak, bilimin söylediklerine dini akide gibi inanıyor, dinin söylediklerine de akılla doğrulanabilir veya yanlışlanabilir bilimsel bir teori gibi yaklaşıyoruz.
Yanıtla (0) (0)güzel bir yazı
Yanıtla (0) (0)4.500 lira maaş alacak imamlar, 2000 lira ile geçinen asgari ücretliye "2000 liraya şükredin, 85.000 lira alan yöneticilere de itaat edin" diye nasihat verecekler...
Yanıtla (0) (0)Bilime hic gerek yoktur !! Hersey kutsal kitaplarda yazili ..... Ezbere, dusunmeyenlere, itaat edenlere, soru sormayanlara ihtiyacimiz vardir !!
Yanıtla (0) (0)DİN ve BİLİM. ..BEDEN ve RUH. Gibi ayrılamaz. .ayiramazsin. ayrilamaz.Ne Akla, ne Mantiga Sığar. Kabir Suali var. **İnananlar icin**..ne diyeceğim. Ben Dine çalıştım. Bana Dini sualler sorun. :))..Diğeri ben Mühendisim anlamam Dini suallerden. .:))..Şaşı bakmayaim lütfen. Herkes istidati oranında Çalışacak Fırıncı, Doktor, Asker, Mühendis, Öğretmen, Tarihci, Mimar, Kimyager, Musikisinas, Dini ilimler herkes ama herkes Hak namına Peygamberimize tabi olacak ve Cüz ı İradesi ile mesuldur. .yoksa GAVUR oynar bizimle. .oynadığı gibi. .yetti gari. Bu Şaşılık. :)))..
Yanıtla (0) (0)cennet veya cehennemdeki olayları zihinsel olarak algılama yaklaşımında bulunabilir, lakin subjektiflik büyük oranda seyreder.
Yanıtla (0) (0)Işık ve enerjisinin boyutları duyusal ve elektronik cihazlarla algılanabildiği gibi en hassas cihazlarla dahi algılanamayan değişik dalga boylu ışın ve enerji türleri mevcuttur. Açık ve gizli, dolaylı ve dolaysız gözüken veya gözükmeyen varlık, enerji=madde bütünü bir nesne, sadece ışın veya enerji türleri ve beşerin kavrayamayacağı bir yapıdan ibarettir. İlim ve felsefe bu olguları inceler, yorumlar ve tespitleri kaydeder. Olayları inceleyip ve gözlemleyen birey, madde ve enerji konusunda çoğunlukla objektif olabildiği gibi insan için metafiziksel olayları, ruh, melek, kabir hali, cenne
Yanıtla (0) (0)Ontolojinin konusu her zaman varlık ve varoluş kavramları olmuştur. Her cisim nesnel bir varlıktır ;her enerji de nesnel olmayan bir varlıktır. Her nesnel cisimde madde ve enerji içe ilçedir ve bir bütünü oluşturur ve bu bütün zamana bağlı olarak belirli sınırlar içerisinde başka faktörlerin etkisiyle değişim halindedir. Işık veya her enerji türü nesnel olmayan bir varlık olup, nesnel cisimlerde değişiklik oluşturan en önemli faktörlerdir.
Yanıtla (0) (0)çözüm din dilinin mahiyeti peygammer o zaman ve zeminde ırkınız maymun dese ne olurdu acaba :) adam zaten uğraşıyo binlerce soruyla bi tevhit mücadelesinin içinde koca 23 seneyi çöpe atarsın ister sahabe ister müşrik peygammer ırkınız maymun dedi babanız homosapi ananız monosapi dese da bugün hazmedemiyonuz o gün ne olcak hocam sen yardır teşekkür ederim kendi adıma avlıyolar gencleri şapkadan davşan cıkartıyplar bu kepazeler avlıyolar vgencecik ışıl ışıl gen çleri sonra dansöz gibi oynatıyolar yada pis işlerinde kullanıyolar Allah senden razı olsun dik dur bi arar kırılcan sandım zor işin
Yanıtla (0) (0)“Bu tartışmanın yarattığı yüksek gerilim Ortaçağ Hıristiyan dünyasında sayısız insanın da canına mal olmuştur” Çok tekrarlanan ancak gerçeklikle alakası olmayan bir ezber bu.
Yanıtla (0) (0)maymun görmeye tahamulu olmayan adam var. belgeselde çıksa kanal değiştiriyo. bu cemaatler burdan avlıyo gençleri yirmili yaşlar sorguluyo arkadaş kitabı okuyo hikaye güzel adem baba elma yedi tövbe etti vs iyiymiş başı sonu ortası var amaç belli sonra bilime bi göz atıyo ırkı maymun anne baba kardeş dünya maymun başı sonu ortası yok amaç yok tak kafaya kurt girdimi hayır olamaz falan fosiller mosiller google mogle gitti çocuk haketen MAYMUN oluyo gencecik ışıl ışıl insan yavrusu avlanmaya hazır cemaat kapanına bi giriyo sızıntı harun yahya filan bi şekilde kanıyo yaratılış tasarım araki bul
Yanıtla (0) (0)Fevkalade güzel...
Yanıtla (0) (0)Mustafa Hocanin yorumlarina bir kez daha bak istersen Mustafa Hoca nasil yorumlamis gorursun.
Yanıtla (0) (0)Din Nesetin tabiriyle gönüle hitap eder,bilim ise daha çok akil olgusuyla ilgilidir.Dolayisiyla biri görünen dunyanin ta icindeyken digeri görülmeyen dunyanin kalbidir.
Yanıtla (0) (0)DİN İLE BİLİMİ ÇATIŞTIRMA DÜŞÜNCESİ TAMAMİYLE KİLİSE VE AYDIN ÇATIŞMASINI DAHA DOĞRUSU BATININ ORTAÇAĞ TARİHİNİ ANIMSATIR.Neden din ile bilim çatışsın ki!İncil ile KURAN arasındaki fark bu sorunun cevabını verebilir.Kuran varlığı,kainatı, insanı ve bu varlıklar arasındaki ilişkileri anlatır.İncilin içeriği aynen eski ahitte olduğu gibi israiloğulllarının maceraları ve savaşlarıdır.Ve birtakım Mit ve Efsaneler vs.Kuran bilim de dahil hayatın bütününe ilişkin bir rehber kitaptır.Bilime teşvik eder,sınırlarını ve amacını açıklar.
Yanıtla (0) (0)Bu konu üzerinde kalem oynatıp da Snt. Thomas' dan bahsetmemek kabuledilebilir değil.
Yanıtla (0) (0)Hakikati dört eksenli bir uzay olarak görürseniz, hocayı daha iyi anlarsınız: Din ekseninde iyi ve kötü; bilim ekseninde geçerli ve geçersiz; estetik ekseninde güzel ve çirkin. Doğru ve yanlış ise felsefenin bir dalı olan mantık çerçevesinde tanımlanmış ve bu üç eksenin tanımladığı uzayda hakikate erişmek için kullandığımız birer araçtır.
Yanıtla (0) (0)Genelde din ile bilim,özelde Hıristiyanlıkla bilim tarih boyunca çatışmıştır.Fakat İslamda bazı münferit olaylar dışında tam anlamıyla bir çatışma yaşanmamış,aksine vahiy bilime ışık tutmuştur.Kur'an da akletmeyi öğütleyen ayetler vardır.İslam felsefesinde kozmolojik delil diye Allah'ın varlığını, aklın ve kainatın ihtişamını anlatan bir alan vardır. Tolstoy'un "dinsiz bilim kör,bilimsiz din topaldır" diye bir sözü vardır. Sorgulamak, akletmek hatta şüphelenmek,insanın hakikate ulaşmasında önemli unsurlardır.Sorgulamadan inanmanın sonuçlarını görmek için günümüz İslam dünyasına bakmak yeterlid
Yanıtla (0) (0)Din ve bilim iki ayrı hakikat alanı değil de, bir madalyonun iki yüzü desek daha doğru sanki. İkisini birbirinin hizmetine koşmak ikisinin de değerini düşürür. Fakat mesele vahiyde bulunan ve bugünkü bilimsel bilgimizle yanlışlanan olguların yorumu. Vahyin maksad ve mahiyeti farklı olduğundan, Kur'an'da bu tür ibarelerin yer alması, imana zarar vermez ve bilimsel bilgiye göre yorumlanır. Topraktan yaratılışın uzun evrim sürecinin bir özeti olarak yorumlanması gibi.
Yanıtla (0) (0)Görevleri, maddeler ve canlıların zikirlerine eşlik ederek gıdalanmak. Maddelerin hemen hepsi istisnasız zikrederler. Müslüman'ın az veya çok ibadeti zikir nespetindedir. Doğada vuku bulan bütün fizik=kimya ve biyolojik olayların arkasındaki enerjik faktörler melekleridir, bilim bunları elektronlar olarak addediyor.
Yanıtla (0) (0)Duyusal, doğal dünyanın arkasında olan nihai sebepleri ve bağlantılarını ele alan felsefi disiplin veya doktrin olarak tanımlanan metafizik bizdeki karşılığı eski ifade ile meleküt alemindeki anlaşılması duyusal olarak güç varlıklar ve olayları konu edinen bir düşünme yöntemi. Yaşayan insanların çabuk kavrayamadığı, ölüm, kabir alemi, melek, ruh gibi konular meleküt alemine dahildirler. Meleküt alemi varlık için kesintisiz devam eder. Her yerde, madde içinde ve dışında hatta uzuy boşluğunda maddeye eşlik eden veya etmeyen sayısız ve değişik dalga boylarında bazen renklerde melekler mevcut.
Yanıtla (0) (0)Hocam bu yazınız, son 100 yılda nobel alan musevilerin sayısı 100'den fazla iken müslümanların sayısının neden 3'te kaldığını açıklıyor sanki ...
Yanıtla (0) (0)Adem kardeş bravo Aynen katılıyorum. Zekâ ile akıl farklı şeylerdir. İnsan zeki ama akledemeyen biri olabilir. O nedenle birçok biliminsanı zalim diktatörlere destek olmuşlardır. Bir bilselerdi!
Yanıtla (0) (0)Din ve bilim ilişkisi ve/veya evrim teorisi hakkında derinlikli bilgi için Prof. Dr. İskender Öksüz'ün "Bilim dine, din bilime ne söyler?","“Evrim Teorisi” ne haldadır?", "Evrim ve Müslümanlar" ve "İslam ve Hristiyanlık Tarihinde “Evrim”" başlıkları ile yayımlanan yazılarına ve/veya kitaplarından alıntılara bakmakta da yarar bulunmaktadır.Ezcümle, din ve bilim birbiri ile örtüşmeyen alanlardır.Evrim karşıtlığı ise 20. asrın "hristiyaniyatı" olarak dine/düşünceye sızma yapıyor!
Yanıtla (0) (0)Din ile bilim birbirinin düşmanı değildir.
Yanıtla (0) (0)Diyanet bunyesinde ozerk bir yuksek kurul kurulmali, ilahiyatcilarin disinda doktor psikolog tarihci arkeolog biyolog fizikci kimyaci uzay bilimleri muzik bilimleri uzmanlari tarafindan kuran cevirisi yeniden yapilmali ve bilimsel veri uretilmelidir.Diyanet rant islerini biraksin.
Yanıtla (0) (0)Sayın hocam lise din kültürü kitaplarına bir baksaniz nasıl da bilimsel din ispatı Kur'an bilim ilişkisi konuları hararetle savunuluyor.kitabin bakış acısıyla anlatsanız bir türlü kendi bakış acınizi yansitsaniz başka türlü zorluk çekiyorsunuz.1940 lardan sonra gelişen bilimi dine, dini bilime söyletmek iddası görünen o ki bir yüzyıl kadar sürecek
Yanıtla (0) (0)Yıllar sonra evrimin yerine daha az açmazları olan bir varoluş teorisi getirilebilir mi ? Kuşkusuz..O zaman ne olacak? Kesin inançlı olmak bilimsel zeminde bile olsa tehlikelidir.teori düzeyindeki bir görüşü kanunmuş gibi algilamak bilim sistematiginden fersah fersah uzak olmak demektir
Yanıtla (0) (0)Günümüze kadar süregelen kullanımlar tezinizin doğruluğunu ispat eder mi?
Yanıtla (0) (0)Çifte hakikat sözü benim gönlüme yatmıyor. Hakikat tek olmalı. Bilim bu hakikatin (doğru-yanlış) arayışı, (doğru) din bu hakikatin (akıl düzeyinde olmasa da gönül ve kalp düzeyindeki) ifadesi gibi geliyor. Akıl/bilim, kalbi/gönlü 'tatmin' etmek, anlam arayışını temellendirmek için çalışır ve 'bir süre sonra' kalbin emrine girer; gir(e)mezse oraya-buraya savrulur, bir türlü huzur bulamaz. (gibi/sanki!)
Yanıtla (0) (0)Bir kimse defalarca hatmederek Kur'an'ı kalbine indirirse hiç şüphesiz her bakımdan kalben mutmain olur ki bütün ilimlerin gerçek kaynağı Kur'an'dır. Her olay misaller üzerinden açıklanarak evrende olup bitenler özetlenmiştir. Bilimin aslı metafizik alemde (meleküt alemi) vaki olan tüm gelişmelerdir.Bunları algılamaya duyu organları yeterli değildir. Meleküt alemi meleklerin dünyasıdır. Yani insan ve maddeden uzak değil iç ilçedir. Her Atom ve molekülün bir meleküt alemi mevcut. Melekütü madde veya cismin ruhu olarak görmek daha uygun olur. Maddenin tesbihinden dolayı melekleri elektronlardır
Yanıtla (0) (0)Sorgulayamıyorum. Bu konu beni fersah fersah aşar. Sadece öğrenmek istiyorum. Öğrenebilirsem sorarım.
Yanıtla (0) (0)Din ile bilim iki ayri alandir. Bilimin alani her gecen gun genisliyor, Dinin alani daraliyor.
Yanıtla (0) (0)İki benzerin görmeden birbirinden geldiğini söylemek nasıl mutlak bilgi olur Engin Ak
Yanıtla (0) (0)Sayın Hocam, yazınız baştan sona Kur’an ruhuna aykırı ifadelerle dolu. Söylediğiniz şeyleri bağlayabileceğiniz tek bir ayet dahi bulunmaz. Ahkam ile ahlak, akıl ile nakil, tefekkür ile felsefe, düşünce/felsefe ile bilimi din nazariyrsinde ayırıp Kur’an’ı ve dahi İslam’ı tanımlama cihetine gitmeniz büyük bir haksızlıktır. Elbette Kur’an bir bilim kitabı, bilim de Kur’an’ın izahı değildir. Ancak bilimsel metodoloji ve pozitif bilimler Kur’an’ın öngördüğü ve yönelttiği alanda neşet etmiştir.Bilimin birtakım açmazları çözülebilir, reddedilebilir ama bazı sorunlarından dolayı tamamı yargılanamaz.
Yanıtla (0) (0)Bütünlüğü zedeleyici yorumların anlık getirisi revac bulduğu için yada illa bilimin dinle desteklenmesi adına yapılan orseleme bu ümmeti çok yordu hocam kaleminiz keder görmesin
Yanıtla (0) (0)Mustafa Hocam affiniza siginarak soruyorum. Bazi Surelerin sonlarina Dogru olan ayetlerde düsünenler icin dersler vardir. veya düsünmezmisiniz? verilen uyarilari nasil okumaliyiz. Tesekkürler..
Yanıtla (0) (0)Teorinin tanımı mı!!!siz yaparmısınız lütfen merak ettim, nasıl bir tanım sizin evrimin gerçek olmadığını düşünmenize neden oldu?!! Ayrıca bilimle din farklı kompartmanlardadır filan....yok öyle şey tamam farklı şeylerdir ama aralarında ilişki yok demek değildir; bilimin ilerlemesi dinin egemenlik alanını kısıtlar, bilim bilinenle bilinmeyenin sınırında bilinen lehine bir uğraştır din ise o sınırın bilinmeyen tarafında..
Yanıtla (0) (0)Sayın Yazar Her gün bir sürü adam Kur'an mucizesi diye absürt şeyler anlatıp duruyor. Mesela evreni biz genişlettik gibi.Ayetin öncesi sonrası yok konu bütünlüğü yok anlatılan başka şey ama olsun ateistlere gol atacağız diye yalana sarılıyorlar. Yer ve gök bir iken biz onu ayırdık bunu yapmaya her zaman kadiriz diyen ayet bir anda galaksiler arası mesafe açılmasının konusu oldu. İslamcının derdi Kur'ana ve dinine olan inancına güvenmemek ve iman kitabından fen öğrenmeye kalkmak.İnandırmak için yalana sarılmak. Bilim zaten onların anlayacağı mecra değil.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Abi güzel yazmışsın.İş, kitabı nasıl okuduğuna bağlı.Kuran'ı Almanlara ver, ondan başka bir İslam yorumlarlar,hangi ayetleri ön plana çıkarıp hangilerine vurgu yaparlar acaba?İncil'den, 500 yıl önce acayip karanlık bir din çıkarmışlar,kitap aynı ama şimdi başka türlü okuyorlar.
Yanıtla (0) (0)Bir din BİLİMCİSİ olan müellifin "tezine", Allah'ın dini İSLAM dışındaki dinler (yahudilik, hristiyanlik, "müslümanlık", Zerdüştlük vs.) bakımından katılmamak mümkün değil. Ancak sözkonusu olan "iki kitabın" yaratıcısı/sahibi Allah'ın vahyi olunca anılan söylem kanaatimce kabul edilemez. Zira, vahiy akıl sahiplerine hitap eder. Örneğin; denizlerin kaynatilacagini okuyup, bunun nasıl olacağı/olabileceğini sormayan birisi, ya gerizekalıdir, yahut akıl yönünden mualleldir...
Yanıtla (0) (0)Evet.Evrimin olmadığını savunanlar Dinle bilimi yanyana , birbirini doğrulayan şeylermiş gibi düşünenler..Oysa evrim dinin konusu değil bilimin konusu.Hoca tam da bunu söylüyor aslında.Kur an hidayet kaynaģıdır.Bilimsel veriler veren bir kaynak degil..
Yanıtla (0) (0)Bu konu ancak bu kadar duru ve öz anlatılabilirdi. Bunu ancak kendinden, inançlarından emin bir DİN BİLGİNİ ve bilimsel çalışmaların ruhunu kavramış bir BİLİM ADAMI yapabilir di. Yazarı aynı, amacı farklı iki kitabı kıyas etmenin anlamı yok, üstelik her an yanlışlanabilir bilgi ve teorileri inancın ilkeleri ve naslardan delil aramaya da gerek yok. YÜREĞİNİZE SAĞLIK HOCAM
Yanıtla (0) (0)Evet Islam akıl dinidir hatta cehennemliklerin aklını kullanamayan insanlar oldugunu bildirir Kur'an. Mülk Suresi, 10. ayet: Ve derler ki: “Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.”
Yanıtla (0) (0)isterseniz siz önce teori'nin tanımını bir okuyun. asıl evrim teorisinin dogru oldugunu kabul etmek absürttür.
Yanıtla (0) (0)dini çalışmalara neden din bilimleri deriz? din adamlarına neden âlim deriz? bilim ile eşanlamlı ilim sözcüğünü neden dini alanda kullanırız?
Yanıtla (0) (0)Memleketimizde bazı cemaatler ve Tv kanalları yıllarca bunu yaptılar ve bir çok insan da inandı.Yok bu ayet şuna işaret ediyor vs...Bir yığın senaryo.Herkesin okuması gereken bir yazı,artık bazı şeyleri aşmamız lazım
Yanıtla (0) (0)Hocam, batıyla laiklikte buluşacağız. Öyle gözüyor. Ancak batıyla bizim aramızda önemli bir fark var. Onlar inançlarını bilimin konusu yapmayalı uzun zaman oldu. Ancak bizim en modernistimiz bile İslam akıl dinidir gibi laflar ederek dini bilimin tam da göbeğine yerleştiriyor. Mesela siz Kuran' daki kalp kelimesini akıl olarak tevil ederken dinin pozitif akla uygun olduğunu ispatlamaya çalışıyorsunuz.
Yanıtla (0) (0)Modern bilimlerin içerdiği veriler mutlak değer içermez(bu bilime aykırıdır) ama şüpheye yer olmayacak kadar doğrudur.Örneğin evrim teorisi.Artık günümüzde evrimin gerçek olmadığını savunmak dünyanın düz olduğunu savunmak kadar absürttür.
Yanıtla (0) (0)Sayın Öztürk, "Özellikle teorik-bilimsel bilgiler ve bulguların her zaman için yerini başka bilgiler ve bulgulara bırakmaya namzet olduğu unutulmaksızın vahyin beyanlarını bu modellere irca etmenin nasıl bir anlam taşıdığı üzerinde çok iyi düşünülmelidir." sözünüzle, artık bilim diye felsefi düşünceleri kutsayıp, "Kuran tarihseldir" gibi bilimsel bir doğru gibi yaptığınız yorumları da yapmayın lütfen artık.
Yanıtla (0) (0)