31 Mart sandığı ne söylüyor?

Bir yerel seçimden çok daha fazla anlam yüklediğimiz yerel seçimlerin ortaya çıkardığı tablo beklentiler doğrultusundadır. Seçimin en gözde iki merkezinden İstanbul ve Ankara’da beklendiği gibi kıyasıya bir yarış yaşandı. Tahminler iki büyükşehirde de sonuçların son ana kadar netleşmeyeceği şeklindeydi. Biz de yazımızı oyların tamamı sayılmadan kaleme alıyoruz ama görünen o ki Ankara’da Mansur Yavaş ipi göğüslerken İstanbul’da tahmin edildiği gibi sonuç foto finişle belirleniyor. Geç saatlere kadar karşılıklı açıklamalarla tartışma sürüyordu; umarız herkesi ikna eden bir netice ilan edilir. AK Parti için İstanbul ne kadar önemliyse CHP için de Ankara’yı kazanmak o kadar önemlidir. Beraberinde Antalya ve Adana gibi iki önemli şehri geri alması da seçimin en önemli sonucu olarak kaydedilmelidir. Ayrıca da CHP’nin ülke genelinde oylarını yüzde 30’un üzerine taşıması (her ne kadar oy geçişkenlikleri henüz net değilse de) Kemal Kılıçdaroğlu için bir başarıdır. Elbette Cumhur İttifakı’nın genelde oylarını yüzde 50 bandı üzerinde tutması Cumhurbaşkanı Erdoğan için moral verici bir sonuçtur. Tablo, ittifakların iki lokomotif partisinin, AK Parti ve CHP’nin seçimden galip çıktığı şeklinde özetlenebilir.

Güvenilir anket şirketleri iktidarın bazı büyükşehirlerde yönetimi kaybedeceğini ve bazılarında da muhalefetle kıyasıya yarışarak kazanabileceğini söylüyordu, haklı çıktılar. Birer referandum havasına dönüşen seçimleri tahmin edebilmek kolay değildi. İstanbul için sonuç ne olursa olsun yapılan tahminler de en nihayet hata payı içinde sayılabilir.

Seçmen mesajını en çok iktidar partisine verir. 31 Mart sandığından verilen mesaj temkinli sayılabilir. Ekonomik krize rağmen iktidara güvenini sürdürmektedir. Ankara’nın CHP’ye geçmesi bir ikazdır ama iktidarı gücünü kırmaya yetecek kadar sert sayılmaz. Beraberinde CHP’nin oylarını son seçimlerde görülmediği kadar artırması önümüzdeki dönemde daha etkin bir muhalefet için referans sayılabilir.

***

Seçmen, ülkenin daha iyi yönetim potansiyeline işaret etti ve hizmet yarışında rekabeti öne çıkardı. Bir anlamda, merkez siyasi aktörlerin tarzını dengeleyerek, siyasetin gerçek anlamını geri çağırdı.

Seçimin etkileri ne kadar geniş olsa da en nihayet seçilenler yerel yöneticilerdir… Merkezi iktidar; yani Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümet yoluna moralli devam edecektir. Nitekim Cumhurbaşkanı seçim sonrası açıklamasında bu yaklaşımı açıkça ortaya koydu. Türkiye’nin önündeki gündeme ilişkin odaklanma iradesini ilan etti.

Eğer iyi değerlendirilecek olursa merkezde başka parti, yerelde bazı merkezlerde yeni isimlerin iktidar olduğu düzende başkanlık sistemi de gerçek sınavını vermeye başlayacaktır. Bu noktada uzlaşma ve ortak akıl artık kaçınılmazdır. Sistemin bütün farklılıklarla birlikte yürümesini sağlamak tabiatıyla önce Erdoğan olmak üzere artık bütün siyasi liderlerin ortak mesuliyetidir. Seçmen; ince ayar yaparak sistemin denetleyici gücünü göstermiştir.

Evet, sert ve keskin bir kampanya dönemi yaşadık ama bunun sürdürülemez olduğunu da görmek gerekiyor. Şimdiden sonra, siyasetin ve demokrasinin dili hakim olmak zorundadır. Hem daha fazla toplumun gerilim taşıyamayacağını hem de ülkenin büyük meselelerini aşmak için işleri kolaylaştırmanın yolu olarak ortak aklı işletmenin faydası aşikardır.

YORUMLAR (118)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
118 Yorum