Allah'ın bütün bu özelliklerini biliyor ve şüphesiz ki tam olarak inanıyoruz , zaten aklı olan bir insanın inanmamasi da mümkün değildir , onun deli olması gerekir. Benim ise cevabını bulamadığım diğer bir çok soru arasında Allah'ın bizi neden yaratmış olduğudur. Biz insanın yaratılış amacı nedir , bizim neler yapmamız gerekir ?

Kisi KURU FASULYE yemeyi sever,,Sorarsin niye yiyorsun SEVİYORUM ee anlat bana SEVMEYI o zaman...***

Ali Namlı kardeş,Mülk Suresinin Mealini okuyarak sorduğunuz sorunun cevabını bulabilir siniz, (2. AYET) acizane tavsiyem Mülk Suresinin mealinin tamamını anlıyarak okumanızdır ,selam

Bilmiyoruz, inanıyoruz. insan bildiğine inanmaz. bilmediğine/ bilemediğine inanır.

Allah katından Yer yüzüne indirilen, en son Din olan İSLAM dini nin Kitabı KUR'AN ı KERİM kıyamet kopana kadar insanlığın bütün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde donatılmış sistemler bütünüdür. Yeter ki Yaratanın toplu iğnesi ucu kadar bir hücreye şifrelemiş olduğu mahlukatın en şereflisi olarak yaratılan İnsan bunu anlayabilsin ve sonuca ulaşabilsin .En sonunda Yaradan a döneceğiz hesap kitap için

Çok güzel bir yorum, yalnız şu alıntı sorunlu: (En‘âm 6/115). “Allah kullarına asla zulmetmez.” Bu ayette söz konusu ifade yoktur .

Allah inancı bir insanın yapışacağı en sağlam bağdır. Güvencedir, güçtür ve tevekkül ile büyük bir sükunet kaynağıdır. Allah'a gerçekten inanan insan bahtiyardır.

Sn.Üstat;o kadar kadar güzel derleyip sunmuşsunuz,ki Rabbim Allah sizden razı olsun.Gerçekten İslam işte budur,dedirtecek derleme,hem Kur'an,hemde tam O'nunla uyumlu görüş üretimi,ben ancak bu kadar güzel olur diyorum.Syglr.

Teşekkür ederim muhterem hocam Allah razı olsun Çok güzel tane tane anlatmışsınız Ne mutlu müslüman olana Yaşamaya gayret edene

O’na delalet eden “Allah” lafzı ve diğer lafızlar, bu lafızların delalet ettiği kavramlar/manalar Allah tasavvurumuzu oluşturlar.Tasavvurumuz değişebilir, yanlış, eksik olabilir vs. Tasavvur başka ve onunla işaret ettiğimiz Allah’ın bizden bağımsız ayni varlığı ise bambaşkadır.Allah bizim halikimiz, biz de tasavvurumuzun yaratıcısıyız.Allah olmsaydı biz, biz olmasaydık tasavurrumuz olmazdı. Bu farkı koymazsak Allah’ın kulu değil, tasavvurumuzun kulu yani akideperest oluruz, maazallah.

Şunu da eklemek faydasız olmayacaktır: Allah’ın masivayla ilişkisi bizim tasavvurlarla ilişkimiz gibidir. Nasıl ki biz teveccühümüzü çektiğimizde tasavvurlarımız ayakta duramıyor ve kaybulup gidiyorsa Allah da teveccühünü çekerse hiçbir varlık ayakta duramaz ve yok olur. “Kayyum” sıfatı da bunu ifade eder. Bi de Allah’ın dışındaki herşey birer ayettir; kendi ötesine işaret eder veya aynadır; O’nun cemalini veya celalini yanısıtır.

14:56..Sn.Orcan Tanyalcin Bey,,**Aslında O'ndan başka yoktur. Öyle Vardır ki yarattıkları varız sanır....*..Eyvallah,,Arifane kelam..**Hurmetler...

Bana göre gelişen bir toplumun en önemli özelliklerinden biri, ilme ve ilim ehline ayırım yapmadan ve karşılıksız saygı ve sevgidir. “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” anlayışını terkettiğimizden beri eğitimsiz, cahil olmaya başladık. İçimizden Yunuslar, Zülcenaheynler, Celaleddinler, İbni Sinanlar çıkmaz oldu.

Allah razı olsan Mustafa hocam. Bazılarının zayıflattığı bağları kuvvetlendiriyorsunuz. İyi ki varsınız.

Dini kaynaklar insanlara KİM sorusunun cevabını veriyor. 'Allah ol der, olur' ayeti de öyle. ancak, NASIL sorusunun cevabı yok. dini konularda epey okumuşluğum var. nasıl olduğu bilinirse, kim yapıyor kendiliğinden ortaya çıkar diye düşünüyorum.

ibram Hocadan paparayı yedi. Elinde belge bilgi olmadan duyumlarla, zanlarla konuşursan bu iftira olur. Kur'an mümine öfkesini yenmeyi öğütler. Allah sabredenlerle beraberdir der. Sabır da neymiş dersen ; bir cehaletin bedelini sus pus çeken 85 milyona sor, onlar artık uzmanı oldukları sabrı anlatsınlar. Eğer gerçekten Kur'an okuyor olsan bu çukurlara düşmezsin. Huyum kurusun biri çok Kur'an okudum dediğinde ben kendimi zaptedemiyorum. Okuyanı çok da anlayanı yok ( İlahi espiri )

Guzel tabir,,Okuyani cokta anlayani yok.**.Bu sanırım dil degil Hal ile belli oluyor daha cook.Bizim de huyumuz.Birileri şu kişi Hoca veya Allame dahasi Şeyh olmadi 4 Mezhepte Allame dedikleri zaman .Gorsel,,FIziksel, olarak temas varsa Dil ve Vucud senkronizasyonuna dikkat ederiz (cok yaniltmaz ) ve Kullandığı kelimeler (kendine ait olani) seviyesi,vurgusu,inceligi,kapsayiciligi,,anlayamadiksa Munevverliginden (kenara koyarız) zaman içinde çıkar.*Kalp ile Kalb..p kuyruk farki,,kalite detayda...

Doğrudur amenna veseddekna.Tek güç ve kudret sahibidir. Faiz harmoğlu haramadır.İçki, zina, kumar, şans oyunları, inkar, anne babaya saygisizlik ,adaletsizilik,yetimin yoksulun hakkını gasp etmek,adam kayırmak,haksız yere insan öldürmek,namaz kılmamak bunlar en büyük günahlardandır.Kem küme gerek yok.Acabası macabası olmaz. Mevlanın emirleri kesin ve nettir.hesabi çok ağırdir.

Hür iradenin O'na yönelişi O'nun en büyük delillerindendir. Hür irade bir neden arayıcısıdır. Sebep sonuç ilişkilerini ortaya koyacak bir kapasitedir. Hür iradenin O'nu görüyor gibi Tevhid inancı ile O'na yönelişi Mutlak iradenin Kendi Şehadeti yanında özgür bıraktığı insan iradesi tarafından da Hamd'ın yani bütün üstünlüğün, yüceliğin Mutlak Varlık'a teslim edilmesi ve O'ndan başka ilah olmadığının delilidir. Aslında O'ndan başka yoktur. Öyle Vardır ki yarattıkları varız sanır.

Sayın hocam Öncelikle konuyu temelinden ele almak gerekmiyor mu? İşin temeli "la ilahe illalah- ilah/tanrı yoktur sadece Allah vardır" demek değil mi? "La havle vela kuvvete illa Billah- Allah'tan başka güç kuvvet yoktur" demek değil mi? İnsan Allah'ın halifesi değil mi? Şimdi insanlar, genellikle kendilerini Allahtan ayrı bağımsız birey düşünerek( Allah yukarıda vs gibi tanımlarla) kendini bir nevi tanrı yerine koymuyor mu? Şirk denilen şey bu değil midir? Ne dersiniz? Saygılarımla

Kuran henüz “ikra” emrini vermişken iman edip müslüman olan sahabeyi kiramın (Hz. Ebubekir ve Hz. Ali) Allah inancı şimdi sizin bu sunduğunuz ayetler seçkisinin dışında (haşa) bir yerde temellenmişti de sonra inen ayetlerle kendilerini temize mi çektiler? Yoksa kalbi inanışlarını (tasdiklerini) teyid eden 23 yıllık bir yapılanma mı gerçekleşti?

ibramcım 'Söz vardır iş bitirir, söz vardır baş yitirir' seninki baş yitiren cinsten. Tabi böyle de idare edebilirsin, Zaten çoğu böyle üzülme. 'Üslubi beyan inşa da eder ifsad da'. Üslup edeptendir. yani edepsizin üslubu da edepsizdir. Anlamadığım ; Bir edep abidesi olan kitap okunarak nasıl edepsiz olunduğudur. Bu da İlahi Espiridir.

Hadiste Kalbi Allahın beyti (veya arşı) olan olarak tarif edilen bir müminin bu erişim sonrası HAKKI tanıma alanında hâlâ teorik takıldığını söylemek abes olmaz mı? Allah bilgisinde mâlûmattan İlm el Yakiyne, oradan Ayn el Yakiyne geçmek salt fenni buluşları müşahededen mi ibarettir? “Tahalluku bi Ahlâkillah” emri nebevisi Kınalızadenin nın ahlâk önerilerine mi uymaktır?

Adam bütün gün oyalana oyalana bir koyunun yarısını kırpmış. Akşam hanıma sesleniyor 'İdareyi getir de kırpayım 10-20 bir de şu yarımı' Bana ateşe sürüklenirken dünyaya tekrar dönüp kendisinin ne olduğunu ortaya koymayı dileyenleri hatırlattır. Yaşam zaten çoğunluğun hakkında verilmiş hükme rıza göstermemelerindendir.

Kişinin yaratıcısını tanıması sadece Kuranda ve Hadislerde tarif edilenlere inanmakla mı sınırlıdır? Yani O’na (cc) dair bütün bilgilerimiz sadece teorik bilgiler mi olarak mı kalacak? Kişi bu teorik bilgileri nefsinde (yahut ruhunda veya kalbinde) teyit ve tasdik edebilir mi? Yine meselâ Kendisine yaklaşmak için vesilelere sarılmamızı isterken, yahut yakınlık merkezi olarak secdeyi önerirken Rabbimiz bu teorik bilgilerin tasdik için yeterli olmadığını mı vurguluyor acaba?

●Bilimin tespit ettiği TÜR sayısı İKİ milyonun üzerinde... ●Her bir türün varlığını sürdürmesi için, kendine yeten akıl ve becerilerle donanmış olmaları... ●Her bir türe ait fevkaladelikler ve hususiyetlerin BİR DAMLA KİMYASAL BİLEŞENDEN var olup 2 milyon TÜRDEN TÜRE evrilebildiğinin tek bir delili yoktur! ●Evrim; türden türe geçiş değil, bir türün tabiat koşullarına uyumundan ibarettir! ●Hülasa; var oluş da evrim de YARATANIN eseridir ve O yaratan bizim ALLAH'IMIZDIR?

o zaman diğer dinlerin tanrılarını neden kabul ediyoruz.

hocam bunu diyanete söyle.nass varmı yokmu.faiz helalmi.

Her şey apaçık ortaya çıktıktan sonra anlamak çaresizce çöküş değil de ne? Eskiden bir bisküvi reklamı vardı. Çocuklar şarkıyla bisküvinin adını tekrarlıyor. Reklamın sonunda sevimli bir ayı da çocuklar adi söyledikten sonra 'Tamam şimdi buldum' diyor. İşte insanların çoğu o reklam filmindeki ayı gibidir. Hakkındaki cehennem hükmünün nedeni menfaatine olan her şeyde kıvrak ve parlak bir zeka sergileyen insanın konu Allah'ın kitabı olunca durmasi, aptallaşmasıdır. Mahlukun en şerlisi!

İnsanlık tarihi, insana 'Oku' denerek önüne konan kitabı okuyamıyor olmasından ibarettir. Çok kolay ama çok zor. ( İlahi Espiri ) Bu kitapla bütünleşememe, insanın inancının dolayısı ile onun insanlığının zayıflığıdır. İnanç, insanın kendi melekeleri ile ulaşabileceği bir zirve olabilir ki orada görünen alem artık değersizdir.

İbrahim isimli yorumcu sen kimsin önce kendi tanıt sonra ispatı mümkün olmayan iftiralarını at Çağrıcı hocamız 45 yıl 18-30 yaş arası gençleri yetiştirmiştir biraz edepli olunn lütfen

Buhari ve Müslim gibi en güvenilir hadis kitabı kaynaklarında ve Kur'anın diğer ayetlerinde anlatılan İnsanbiçimci / Antropomorfik anlatılar ne olacak?! Bu iş öyle kolay değil..Bugünkü sünni Tanrı anlayışı ile ilklerin/selefilerin ve Tâbiînlerin ve Tebe-i Tâbiînlerin Tanrı anlayışı çok farklı.Bu öyle basit bir görüş ayrılığı değil..Tanrı gökte demeyen kafir olarak mezhep imamı Ahmed İbn-i Hanbel tarafından ilan edilmiş..Meşhur CARİYE HADİSİ var malüm...

Allah ın mahiyeti hakkında düşünmek insanı saptırır.Düşünülmesi gereken yaratılanların muhteşemliğidir.Allah öyle büyüktür ki onun azametini ve kudretini insanın hafsalası alamaz akıllar O nu tasavvur edemez.Zaten insana öyle bir mükellefiyette verilmemiştir.İnsana düşen Allah ın varlığına birliğine inanmak ve emirlerini ifa etmek ve rızasını kazanmaya çalışmaktır. Netice ne olur orası Allah a aittir.Hüküm sahibi O dur.

Ali Kardeşim, insanların muhtelif inançlarına göre Tanrı hakkındaki inançlarını paylaşmaları doğal..Ancak, TEKDÜZE bir anlayış yok ve olamaz da zaten..Son tahlilde bu alan inanç alanı ve irrasyonel..Ne söylesek o değil..Bir de Tanrı'nın varlığına inanmak ayrı bir şeydir, dinlerle ilişkilendirmek ise apayrı bir şey..

Mülk Suresi 16. Ayet : '' Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? '' (Diyanet Meali)

Gördükleri ile yetinenlere selam! İnsan gördüklerinden hareketle görmediği bir alemi tasavvur edebilir. Böyle bir çabanız varsa Kur'an elinizden tutup sizi o alemlerde dolaştırır.

La "ilahe" illallah,,**tum dertlere,sorunlara,,sorulara çare var . Daha fazlasini açıklamak ,,Ehli irfana eziyet ,anlamak istemeyene de beyhude çaba..

15/87; Sana ikililerden yedi ve yüce Kur'anı verdik ; Yedi, Fatiha Suresidir. İkililer de Fatiha Suresi içinde tekrar edilen altı kelimedir. Bu ikilenen kelimelerin söylediği de şudur ; RAHMAN RAHİM ALLAH'TAN İNSANLARA ; O'NA YOL. Doğumda, ölümde, namazda, her zaman okunur da bu kadar okunan bu kadar anlaşılamamış nasıl olur? İlahi Espiriler ! Kendini Kur'an'a vermeyen insana Kur'an da kendini vermedi. İlahi hikmetler!

Allah ın varlığına inanmayan atesitler bir çıkmazın içinde debelenirler.Söyledikleri safsataları kendi vicdanları da kabul etmez.Akılları vardır ama kullanmazlar.Gözleri vardır ama hakikati göremezler.Onların kalpleri kördür.Kendi varlıklarını dahi izah edemezler.Yeryüzünde yaşayan en akıllı insan Allah a ve Resulüne s.a.v. iman eden ve teslim olanlardır.Kur'an insanları Allah ın tarafında olanlar ve şeytanın tarafında olanlar olarak ikiye ayırmıştır.Allah ın taraftarlarına ne mutlu.

Yazı da, yorumlar da aydınlatıcı. Bu kadar ortak ve açık ifadelere, inançlara rağmen; Allah ile konuşup, depremi erteletenlere; Allah'ın (Haşa) taşeronlarına; Allah'ın 'Ol deyip oldurma' gücüne rağmen; (Haşa) Allah'ın temsilcisiymiş gibi iş yapan, dilekçe kabul eden, tövbelere onay veren kendini Allah'ın ortağı/iş yapanı ilan edenlere, Müslümanım diyenlerin sesi neden az çıkar? Ana tanımda anlaşıp ta, ayrıntıda mı ayrılmaktalar?

Aslında Kur'an ayetlerinin tamamı insanın Mutlak Varlık (Allah) ile ilgili farkındalığını artırmak içindir. Dünya yaşamında herkesin değişik başarıları olabilir. Allah'ı tanımamış bir yaşam allamei cihan olsa gerçekte yok hükmündedir.

Teşekkürler hocam

Allah ; İdrak Edilemez Yücelikte Olan, Tek Değişmez, Başlangıcı ve Sonu Olmayan Daima Sağ ve Daima Diri, Kendi Varlık Nedeni Olmayan ve varlık aleminde ne varsa her şeyin Yegane Nedeni Olan Mutlak Varlık yani Mutlak Hakikattir. (El-Hakk) Buna karşın insan anı yaşar. Anda geçmişin tecrübesini geleceğe vizyon olarak taşır. Allah'ın insana ( onun anlardan oluşmuş yaşamına) emri 'Dosdoğru Olmak'tır. Çünkü Razı Oldukları sadece Dosdoğrulardır.

Bence İnsansı tanrı tasavvuru Müslümanlarda da var. Allah'ın 99 ismi insansı değil mi sayın hocam. işitmek, görmek fili de aynı şekilde insansı.

Görmesi, işitmesi, bilmesi bizim bileceğimiz, hatta düşüneceğimiz boyutta, düzeyde değil elbette. Mesela dağların ardını, onun da ardını, herşeyi görür. Yerin yedi kat altında karıncanın, hatta mikroskopla zor görülecek mikrobun ayak seslerini, hatta nefes alış verişlerini, kalp atışlarını çok net işitir. Bilmediği hiç birşey yoktur. On bin yıl önce nerede, kimin kaç defa nefes aldığını, binlerce yıl sonra, hatta cennette ve cehennem de kimin ağzından ne kelime çıkacağını bilir... Allahu Ekber..

Hayır hiçbir tanesi insansı değil.Bize işitmenin, görmenin vs. cüz-i ( çok az-kısmi) bir hisse verilmiş ve her an geri alınabilir. Sahibi değiliz.

Nasıl olacaktı görmeyen duymayan bir ilahmı olacaktı.Öyle bir ilah nasıl düşünebilirsin.Görüyor ama bizim gibi gòzlerle degil duyuyor ama bizim gibi kulaklarla degil mahiyetini bilmiyoruz ama bizden daha muhtesem oldugu katidir.Diller onu vasfetmeye acizdir.Kalpler onu tasavvur etmeye mecal getiremez.Biz Allah ı bize haber verdiği kadar biliriz.Muminler zatını cennette görecekler.Kafirler ise ebediyyen göremeyecek.

Ali bey, ''mahiyetini bilmiyoruz'' demek bir tür bilinmezcilik. (agnostizm) 'bizden daha muhteşem olduğu katidir' demek yargı cümlesi. çelişki yok mu?

İhlas suresinde Rabbimiz '' O doğurmamıştır doğurulmamıştır O na denk hiç bir şey yoktur'' buyurdu.Şimdi benim ''bizden daha muhteşem olduğu katidir'' sözü niye çelişki olsun ki.Biz doğmuş ve doğurulmuş bir canlı olarak nasıl olurda hiç bir dengi olmayan doğurmayan ve doğurulmayan bir ilahla kıyaslanabiliriz.Mümkün mü.Yaratan ile yaratılan kıyaslanamaz.

yoruma, cevaplarına baktım, isimlere göz gezdirmim. rablık anlamında, eksiklik yetersizlik olmama anlamında, yaratma, başlangıcı sonu olmama, bağışlama, herşeyi bilmek. hepsi rablık anlamında...

kendimizi sürekli kritik etmeliyiz. çünkü sonuçlar (sonuçta) kendi üzerimize doğacak. şirk koşmamak, günahlara girmekten en çok çekinen insan olmaya çalışmak önemli. güzel bitirmek lazım

Karotis arteri yani Şah damarı boynun iki yanında kalbin atışlarının hissedildiği damarlardı ki kabaca insanın kalbi ile beyni arasındadır. İnsan ancak düşün deryası ile ve ruhu ile insan olabilir. Böyle kullar yeryüzünde merhamet ve adalet üzere alçak gönülle yürüyenlerdir. Fatiha Suresi 3 ve 4. ayetleri Rabb'in kendi sıfatlarını hatırlatarak kullarından bunları talebidir. Merhamet ve Adalet üzere olmak. Günümüzde artık insanlığın kaybettiği değerlerdir.

Fatiha suresi 3.ayeti ; Allah'ın Rahmet Sıfatlarıdır. 4.ayet; O'nun adaletidir. Et ve kemikten ibaret olan beşer ona merhamet ve adalet potansiyeli bahşedilerek insan olmuştur. Daha doğrusu, insan olmak ya da olamamak onun iradesine bırakılmıştır. Bu potansiyel nedir? 'Allah Kendi Ruhundan üfledi'. (Üflediğinin insanda tecellisi vicdandır) - 'Ona beyanı öğretti.' (Böylece insanın düşün gücüne giden yolun kapıları açıldı.)

Yaşamın insanı taşıdığı farkındalık Kur'an'i bilgi ile yükseltilerek Allah'a yaklaşılabilse ve böylece insan kendi nefs cehenneminden sıyrılarak kendi düşün ve iç aleminde derinleşebilse islam çoğrafyası bu kadar acze düşmezdi. Dış güçler diyeceklere ; şeytanın O'nun halis kulları üzerinde bir etkisi yoktur.

Fatiha Suresinin 2. ayetinde Allah'ın El-Hamid sıfatının tek sahibinin kendisi olduğunu bildiren Allah, Kendi elçisini de bu sıfatından esinlenen Muhammed adı ile şereflendirmektedir. Muhammed ; Övgüye Layık manasındadır. Böylece idrak etmiş kulların duası da ; ' Kitabı Kur'an'ı Kerim ve elçisi Muhammed için Allah'a hamd olsun' şeklindedir.

Fatiha 2.ayette; Hamdın tek sahibinin Allah olduğu bildirilir. Meallerde genellikle Hamd; 'Övgüler Allah'a' şeklinde tercüme edilir. Bu bence 'Yüceler Yücesi' ya da 'Övgülerin Üzerinde' veya 'İdraklerin Üzerinde' şeklinde olmalı. Yarattıklarından hareket ederek ortaya konabilecek insan farkındalığı O'nu tam olarak idrak edemesede O'na Hamdederek hakkı teslim etmiş olur. Sadece insanın kendini ilgilendiren nimetler için Allah'a yönelişi de insanın O'na şükretmesidir.

1.ayeti Besmele ile açılan ve Yüce Kitabın da açılışını yapan Fatiha Suresinin 2-3-4. ayetleri bir insan tarafından O'nun öncelikle nasıl anlaşılması gerektiği ile ilgili Elif Ayetleridir. Fatihanın açılımı olan Kur'an'ın 13 ana suresinin girişi de bu 2-3-4. ayetleri simgeleyen Elif iledir. Bu 3 ayet Allah Adını ve O'nun 5 sıfatını kapsar. ( Hamid, İnsanların Sahibi, Rahman, Rahim, Adalet gününün Sahibi). Elif varlık aleminin nedenidir.

İslamda selef devri olarak adlandırılan, başlangıçta sorgulanmayan ve inanç açısından sorun olarak görülmeyen Allah’ın zatı, sıfatları ve fiilleriyle ilgili inancın teşbih-tenzih tartışmaları üzerinden belirli değişimler geçirdiği, gökyüzünde arşta (koltuk) oturan, iki eli, yüzü, gözleri, karnı, bacağı-baldırı gibi insani organ ve sıfatlarla tanımlanan yaratıcı inancının daha sonraları kelamcılar tarafından regüle edildiği bir gerçekliktir.

Doğru, sağlam, güçlü bir Allah inancı; 1.Allah'ın Kuran'da ve Peygamberlerin dediği gibi olmalıdır.2. Allah'a bütün sıfatları ile inanmalıdır. 3. Kalp şüphe etmeden tasdik etmelidir. 4. İhsan (Allah'a görürcesine, herşey onu gösteriyor) boyutunda inanmalıdır. 5.Hiçbir sevgi ve korku Allah sevgi ve korkusunun üstünde olamaz. 6. İman ve yaşantı birbirini yalanlayacak şekilde olmamalıdır.

Farkında değil insanoğlu aciz olduğunun, tırnağının, saçının uzamasına , karnındaki barsağının çalışmasına, kalbinin çarpmasına hükmedemeyeceğini bilir, efelenir inkar eder, ne rengini ne boyunu ne cinsiyetini kendisi seçemez, neden insan doğduğunu ,nereden gelip nereye gittiğinide bilemez, neden iki ayak üzerine yürüdüğüde bilemez, Allah cc. İlmini kimseye vermedi, cüzi bir akıl irade verdi yarattığı insana , bütün bunları bilen insan utanmadan Allah’ı cc. İspat etmeye çalışıyor…!

Karar gazetesi bir ailedir, burası edepli okurların yazarların mekanıdır, bu gazeteye yakışmayan edep dışı yazanların burada yeri yok, lütfen size yakışan yerde yorum yapın , kaldı ki sayın Mustafa Çağrıcı Hoca saygın bir din adamıdır, adam gibi adamdır, eleştiri başka, edep dışı iftira, saygısızlık başka bunu bilmeniz gerekir, yazı yazmayı bildiğinize göre!!, çok ayıp ettiniz. Erdemli İnsan olana bu sözler yakışmaz, özür dilemeniz lazım..!