Kur’ân-ı Kerîm hakkında bilmemiz gerekenler

Kur’ân-ı Kerîm, miladi 611 yılı Mart’ına denk gelen Ramazan ayında Allah tarafından Cebrâil vasıtasıyla Hz. Muhammed’de indirilmeye başlanmış, 632 Haziran’ındaki vefatına kadar sürmüştür...

Birçok ayette ‘Kur’an’ kelimesi İslam’ın kutsal kitabının adı olarak geçmektedir. Kur’an, Arapçada ‘okuma’ anlamına gelen ‘karae’ mazi (geçmiş zaman) fiilinden gelir. Terim olarak, ‘Allah’ın Cebrâil vasıtasıyla Hz. Muhammed’e indirdiği, tevâtürle (yalanda birleşmelerini aklın imkânsız göreceği kadar çok sayıda insan tarafından) nakledilen, okunmasıyla ibadet edilen, insanların benzerini getirmekten âciz kaldığı Arapça kelâm’ şeklinde tanımlanır. Kur’an başından sonuna kadar ‘Allah’ın kelamı’ olup, vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilmiştir.

AYETLERİN İNDİRİLİŞİ

İslam inancına göre Kur’ân-ı Kerîm, miladi 611 yılı Mart’ına denk gelen Ramazan ayında Allah tarafından Cebrâil adlı melek vasıtasıyla Hz. Muhammed’de indirilmeye başlanmış (Bakara 2/185), 632 Haziran’ında vuku bulan vefatına kadar sürmüştür. Vahiy çoğu zaman Cebrâil aracılığıyla uyanıkken, bazen de rüyada veya ‘perde gerisinden’ (Şûrâ suresi 42/51) Hz. Muhammed’in ‘kalbine indirilmiştir’ (Şuarâ 26/192-194).

Mushafta 96. sırada bulunan Alak sûresinin başındaki beş ayet ilk inen ayetler olmuştur. 114 sureden 86’sı Mekke’de (Mekkî), 28’i Medine’de (Medenî) indi. Bazı Mekkî sureler içinde Medenî ayetler, Medenî sureler içinde Mekkî ayetler de bulunur.

KONULARI VE ÜSLÛBU

Mekke’de gelen ayetlerde daha çok inanç konuları, ahlâkî ve insanî değerler ele alınır; geçmiş inkârcı toplumların başına gelenlerden bahsedilir. Medenî ayetlerdeyse, bu konuların yanında ailevî, siyasî, hukukî, ekonomik, askerî vb. toplumsal konulara daha çok yer verilmiştir. Yüksek bir edebî zevkin hâkim olduğu Mekke’de inen surelerin fesahat ve belâgat değeri çok yüksektir. Genellikle kısa hacimli olan bu surelerde iyi niyetli insanları derinden etkileyip ikna etmeyi, bâtıl inançlarını ve haksızlıklarını sürdürmekte direnen müşrik aristokratları ise benzerini getirmekten âciz bırakmayı hedefleyen bir üslûp hâkimdir. Ayetler kısa ve secilidir; muhatabı aklî ve duygusal yönden kuşatan bir anlatım özelliği hâkimdir. Medenî surelerin muhtevasını oluşturan konular fesahat ve belâgat sergilemeye Mekkî surelerin konuları kadar elverişli olmadığından bu surelerin üslûbu daha sadedir; sembolik ifadelere, mecaz ve istiarelere daha az yer verilmiş, anlatımda açıklık önem kazanmıştır.

Mekke döneminin özellikle ilk zamanlarında inen surelerin ve ayetlerin daha kısa olmasına karşılık Medenî surelerde, muhtevanın gereği olarak, hacimlerin giderek genişlediği görülür. Kur’an’ın ‘giriş’i mahiyetindeki Fâtiha dışında, uzun olan Medenî sureler Mushaf’ın başlarında, genellikle gittikçe kısalan sureler –Nasr suresi dışında- sonlarda yer alır.

MUSHAF HALİNE GETİRİLMESİ VE ÇOĞALTILMASI

Vahiy devam ettiği için Kur’an ayetlerinin Hz. Peygamber’in sağlığında bir araya getirilerek kitap şeklini alması mümkün değildi. Hz. Ebubekir’in halifeliği döneminde Hz. Ömer’in teklifi ve halifenin talimatıyla Zeyd b. Sâbit başkanlığında bir heyet, muhtemelen son ‘arza’daki (Cebrâil ile son okuyuştaki) sıralamaya uygun olarak ayetleri ve sureleri bir araya getirip Hz. Ebû Bekir’e teslim etti.

İslam coğrafyasının genişlemesi Mushafın çoğaltılmasını gerektirmişti. Hz. Osman’ın halifeliği sırasında yine Zeyd b. Sâbit başkanlığında on iki kişilik bir heyet, Hz. Peygamber’in eşi Hafsa’nın evinde korunan Mushaf’tan muhtemelen yedi nüsha istinsah (kopya) etti ve bu Mushaflar Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Yemen ve Bahreyn’e gönderildi; bir nüsha da Medine’de bırakıldı. Buralardan da zamanla çeşitli bölgelere dağıldı.

YORUMLAR (116)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
116 Yorum
  • OkurM / 13 Mart 2025 23:51

    Namaz kılan çoğunluk, ibadetini orjinal dilinde yapmak istiyor. Namazda gözü olmayanlar, namaz ehline hangi dilde namaz kalmaları gerektiğini öğretmeye çalışıp duruyor.
    Namaz her yerde kılınır. Toplanın teravihi Türkçe kılın. Kim karışır?
    Ama üşenirsiniz...
    İlla vehum kusēlē...
    Üşenmeyip kılanlara tebelleş olmak maksad.

    Yanıtla (2) (1)
  • BARBAROS / 13 Mart 2025 12:18

    Kur'an, Arap toplumuna indiği için ''Arapça''
    Nitekim,yaradan bunu ayet ile ifade ediyor.'' başka bir dil de Ayet ler gönderseydik..Sizler,biz bunu anlamadık derdiniz.''
    - İslam, kabile dini mi? Evrensel mi?
    -Arap'a, anlasın diye Arapça gönderilen din...Diğer kavimlere Türk,Çinli,Fransız...Vb. Anlamasınlar diye gönderilir mi?
    -Kur'an'ın hiç bir Ayetinde Türkçe,Almanca,İngilizce ibadet yapılamaz demiyor da...İslam'ı babalarının malı zannedenler..İslam'ı Arapçaya hapsedip ,Ruhban sınıfı yaratı

    Yanıtla (24) (6)
  • BARBAROS'a Cevabımdır.(Zafer ÇALIK) / 13 Mart 2025 13:41

    Kur'an hem arapçadır hem de Rapçadır.Allah bu Kitab'ı o kavmin diliyle göndermesinin nedeni;hem kavmin dili arapça olması hem de arapçanın en zengin bir olması.Bir yabancı düşünür yıllar önce:"Eserinin baki olmasını istiyorsan arapça yaz"demiş.Eğer Kur'an arapça değil de,mesela japonca gönderilseydi,ona da itiraz edecektiniz niye japonca diye.Arapçayı,araplardan daha iyi bilen âlimler yetişmiş.Bunlardan biri de Zemahşeri.Türk olmasına rağmen,araplara meydan okumuş.Yazdığı "Keşşaf"ismindeki tefs

    Yanıtla (7) (11)
  • Takipci / 13 Mart 2025 14:28

    Diyanet Isleri Meali, Ibrahim4: "Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"

    Yanıtla (9) (0)
  • Hacı Bekir / 13 Mart 2025 20:57

    Sn 13.41 Zafer Çalık bey, ."Allah bu Kitab'ı o kavmin diliyle göndermesinin nedeni;hem kavmin dili arapça olması hem de arapçanın en zengin bir olması." demişsiniz. Kur'an'ın Arapça gönderilme nedeni, muhatabın Arap olması. Bu zaten Kur'an'da açıkça yazılı. Arapça'nın zengin dil olmasından değil. Arapça, İslamiyet'ten sonra, Türklerin, Farsların gayreti ile zenginleşti. Bir Arapların da bir miktar payı var.

    Yanıtla (4) (0)
  • M.NURI GOREN / 13 Mart 2025 23:39

    Dil konusundaki fitne odaklı gayretler hep olmuştur fakat bu mazrufu muhtevanın önüne çıkarma ve insanları sadece bu tartışmalarla meşgul etme gayreti sadece bir hezeyandır.
    İsteyen çok sayıdaki ehil müfessirin tefsirlerinden istifade edebilirler;buna engel olan mı var?

    Yanıtla (1) (0)
  • M.NURI GOREN / 13 Mart 2025 23:35

    Sayin Hocam çok teşekkürler.Gayet sarih bir şekil ve usulde açıklamışsınız.Mustefid oldum.Pek çok okuyucunun da istifade ettigini umuyorum fitne çıkarma gayretinde olanlar müstesna.Bu minvaldeki yazılarınızı heyecanla bekliyorum.
    Saygılarımla

    Yanıtla (3) (0)
  • HAYRETI MUCIP / 13 Mart 2025 10:27

    Bu yüzden Kur'anin toparlanması hakkında bazı kuşkular , eleştiriler var .
    Ayrıca Kur'an , iniş sırasına göre değil büyük sürelerden küçük sürelere doğru bir sırayla yazılmıştır.
    Zaten Kur'anda konu birliği yoktur yani aynı konularla ilgili ayetler, değişik yerlerde , surelerde yer almıştır , bu durum anlam karışıklığına yol açmaktadır!
    Yine Kur'anin 2/3 si veya en az yarısı kissalardan oluşmaktadır ve Fıkıh, Kelam gibi bu kıssaların incelemesini yapan bir bilim dali da yoktur !

    Yanıtla (8) (3)
  • HAYRETI MUCIP / 13 Mart 2025 13:39

    Kur'andaki sorunlardan birisi de aynı konuyla ilgili olarak çok değişik ayetlerde hemen hemen aynı hükümlerin tekrar tekrar ifade edilmesidir , hem farklı yerlerde olmaları hem de bir iki kelime dışında bir değişikliğin olmaması, anlam kargaşasına ve kuşkuya da sebep olmaktadır.
    Buna benzer baska aksakliklar veya elestiriler de var ama nedense kimse bunlara sesini çıkarmıyor , bir cevap vermiyor , bu durum ise sonucu değiştirmiyor!

    Yanıtla (10) (5)
  • Okur / 13 Mart 2025 22:44

    Bediüzzaman ve Kur'an'ın kendisi cevap veriyor o gözle oku bak, farklı misaller le tekrar tekrar açıkladık diyor.. Ha bir de Peygamber sav hayatıyla birlikte oku mealini gör kim kimi anlatıyor..

    Yanıtla (1) (1)
  • karar okuru / 13 Mart 2025 10:47

    Rahmetli Y. Nuri hoca anlatmıştı. resmi görevli iken Arap misafirleri ile birlikte cuma namazına gitmişler. bir iki yaşlı insanın ağladığını görmüş misafirler. hocaya sormuşlar neden ağladıklarını. kuran okunuyor onun için diye cevap vermiş. iyide demiş misafirler. okunan ayet miras ayeti ağlayacak ne var ki demişler. maalesef yurdum insanı kör bir karanlıkta.

    Yanıtla (20) (3)
  • Takipci / 13 Mart 2025 14:35

    Ulema derki: Muslumanin gozu nemli olmali, Kuran okunurken aglamali. Bu nedenle olacak dini cevrelerde GULMEK pek hos karsilanmaz.

    Yanıtla (6) (1)
  • Feraset / 13 Mart 2025 20:44

    Karar okuru 10.47. Merak buyurmayın lütfen “Yurdum insanı kör bir karanlıkta” değil hiçbir zaman da olmayacaktır. Ondaki feraset ve basiret ve hepsinden önemlisi ‘Rabbani Sevgi’ nedeniyle o (yurdum insanı) akılcıların kurguladıkları (kup)kuru din anlayışı vartasına asla düşmeyecektir. Çünkü bu millet Hz. Peygamberin sav sevgisiyle ve Feyziye vücut bulmuştur. Biz millet olarak aziz Peygamberin sav sevgi ve rahmetinin mirasçılarıyız. Elbette şevkimiz, bereketimiz ve gözyaşımız olacaktır. Saygıyla

    Yanıtla (1) (2)
  • Okur / 13 Mart 2025 22:42

    Hiç karanlıkta değil başı musibet ten çıkmıyor her yerden karşıtlık nefret (fırsat bulsa düşmanlık, bazen de aniden dostluk) açlık sefalet akıyor. (Krizler, zam, huzursuzluk, sermaye bolusumunde adaletsizlik, mahkemeyi ceza evlerini sokağa salinanlari, sabıkası kabarık lari saymıyorum) Bir zamanlar bu edebiyat Osmanlı için yapılıyordu. Titanic son deminde de müzikle eğleniyor du...

    Yanıtla (2) (0)
  • Erciyes / 13 Mart 2025 22:41

    Kıymetli Hocam, Kur’an’ın tamamının vahiy yoluyla geldiği doğru mu? Örn. Ahzab 37, vahiy olabilir mi? Necm 19-20. Ayetlerde yaşanan karışıklıklar malumunuzdur (Garanik olayı). İsra 1. Ayette el-Mescidi’l-Haram ve el-Mescidi’l-Aksa ifadeleri var. O tarihlerde bu ifadeler Araplar arasında kullanılıyor muydu (Harf-i tariflere dikkat)? Ayrıca, Kur’an’ın kitaplaştırılması sırasında 70 ayetlik bir surenin tamamen çıkarıldığı kaynaklarda anlatılıyor. Ne dersiniz?

    Yanıtla (0) (0)
  • Kararlı / 13 Mart 2025 09:53

    Peygamber Efendimiz miladi 571 de doğdu, 632 yılında vefat etti deniliyor. 63 yaşında vefat ettiğine göre bu hesapta bir yanlışlık yok mu? 632-571=61 eder. hani 63 yaşında vefat etmişti? bazı kaynaklarda geçen 570 tarihli doğumu dahi 62 yaş ediyor. nasıl bir yanlışlık var burada?

    Yanıtla (3) (2)
  • Dogru Söyler / 13 Mart 2025 12:03

    Bütün sistem masal ve hikaye üzerine kurulmus

    Yanıtla (11) (5)
  • Ragıp Şentürk / 13 Mart 2025 12:15

    Miladi hesaplarsanız dediğiniz gibi çıkar.Kaynaklardaki hesap kameri takvime göredir.Kameri takvimle hesaplayınız.

    Yanıtla (6) (0)
  • Hacı Bekir / 13 Mart 2025 20:17

    Sayın yorumcu, bu yıl farkı Hicri Takvimin ay takvimi (kameri takvim) Miladi takvimin güneş takvimi (şemsi) olmasından kaynaklanıyor. Hicri yıllar miladi yıllardan 11 gün kısadır. Onun için Ramazan bayramı 11 gün önce gelir. Ay yani kameri takvimle ne tarım yapabilirsiniz ne de devlet işi. Onun İçin Osmanlı devlet işlerinde güneş takvimini (şemsi takvimi) kullanmıştır. Halk da tarım için güneş takvimini kullanmıştır.

    Yanıtla (2) (0)
  • Hesapçı / 13 Mart 2025 22:27

    Hicri takvimde bazı yıllar 354, bazı yıllar da 355 gündür. 63 yılın 42 yılı 354, 22 yılı da 355 gün olduğu düşünüldüğünde (yaklaşık), miladi takvim hesabına 672 gün ilave edilir ve 63 yaş bulunur.

    Yanıtla (2) (0)
  • Küçük Ağa / 13 Mart 2025 20:24

    Mekke ve Medine'de gelen ayetlerinin muhteva ve üslubunun farklı olmasını kısaca hitap ettiği toplumun gerçekleri, ihtiyaçları, gündemi gibi açıklamak mümkün. Yazıdan öyle anlıyorum. Yani hitap edilen topluma, döneme ve gündeme göre değişebilecek bir vahiy söz konusu. O zaman Mustafa Öztürk haklı, Kur'an iyi insan olmak çerçevesinde 1 A4 kağıda sığar, gerisi dönemseldir. Çünkü bugün gelse çok daha farklı konular olacak.

    Yanıtla (9) (2)
  • karar okuru / 13 Mart 2025 18:56

    Tefsir kitaplarında, Kuran ayetleri açıklanırken, nüzul (iniş) sebebi de veriliyor. bu durum tarihin bir döneminde yaşanmış bir olayla ilgili olması bakımından ileride çok sıkıntı yaratacak gibi duruyor. bir olayın aynı şekilde tekrar etmesi imkansız gibi geliyor bana. bunun yerine antropoloji, arkeoloji, sosyoloji, dil biliminden istifade edilmesi daha doğru olur diye düşünüyorum.

    Yanıtla (4) (0)
  • Erciyes / 13 Mart 2025 14:42

    Hocam, rüyada vahiy geldiğine inanıyor musunuz gerçekten? İnanıyorsanız Cübbeli’den ne farkınız kalır? O da rüyasında, ölmüş şeyhine danışıyor. Vahiy devam ettiği için sağlığında kitaplaştırılamamış. Peki, vefatından sonra yapılmasına yönelik bir vasiyeti, talimatı var mı? O da yok. Ayrıca, kitaplaştırmayı yapan heyet, Cebrail ile son okuyuş sırasında yanlarında mıydı? Biraz makul olalım lütfen.

    Yanıtla (25) (8)
  • Mehmet okutur / 13 Mart 2025 13:52

    Orta okul öğrencilerine anlatılan resmi kuran bilgisi, derinliği olmayan bir yazı. Konuda yeterli bilgisi ya yok ya da geçiştiriyor gerçekleri yamayı.

    Yanıtla (3) (3)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 13 Mart 2025 00:27

    En büyük sorun lafzı manasını bilmeden tekrar etmeyi okumak sayma anlayışından geliyor.
    İnsanlar manasını bilmedikleri kelimeleri tekrar edip duruyorlar, manasını bilmedikleri için hayatlarına yansıtamıyorlar. Bu durum dini kullanarak toplumu yönlendirmek isteyenlerinde hesabına geliyor.
    Onlar manasını öğrenmek yerine lafzı tekrarı okumak sayarak dine en büyük ihaneti yapıyorlar.

    Yanıtla (43) (2)
  • Hafız / 13 Mart 2025 01:04

    Burada yanılgınızın sebebi sekuler eğitim sistemi ile Kur'an'ın manasından uzaklaşıp lafzının kalması. Maalesef sorun zamanla bu modern diye deklere edilen ama hiç bir surette bizi dinimize yaklaştırmayan sistemin neticesinde ortaya çıkmıştır.

    Yanıtla (2) (32)
  • M.D. Edep.Edep.. / 13 Mart 2025 08:29

    Bu nasıl bir akıl yapısıdır arkadaş.. Anlamadan okuma diye bir olgu var mı insanlık tarihinde.. Ya arkadaş bu Kuran neden indirildi diye bi sorar insan ..

    Yanıtla (10) (0)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 13 Mart 2025 10:10

    asıl sorun din adına eğitim ve benzeri işler yapanların, Kur'an okumayı manasını bilmeden lafzı tekrar olarak görmeleri.

    Bu lafı ezberi için harcanan zaman mana öğrenilmesi için harcansa idi din adına çok daha olumlu olurdu.

    Dinin bilgisini tekelinde tutmak ve dini insanları idare etmek için kullanmak isteyenler, kitaba uygun olmayan anlatımlarının farkına varılmasını istemeyenler lafız ezberini Kur'an okumak olarak gösteriyorlar.

    Yanıtla (13) (0)
  • Hacıosman / 13 Mart 2025 14:19

    Sekuler eğitim sistemi öncesi Kur'an'a tam hakim ve anlayabiliyor muyduk. Bugün sekuler eğitimi benimsememiş İslam toplumlarında durum nedir? İlk ayetten son ayete kadar geçen 21 yılda Kur'an'ın içerdiği konular ve değinme üslubu değiştiğine göre bugüne kadar geçen 14 asırda çok daha fazla şeyin değişmiş olması gerekmiyor mu?

    Yanıtla (8) (0)
  • muammer / 13 Mart 2025 14:42

    İNANÇ işinde anlamak diye bir şey olmaz.
    Zaten anlaşılmaz da.
    Çünkü irrasyonel.

    Yanıtla (4) (2)
  • OkurM / 13 Mart 2025 01:16

    Bu çok basmakalip bir yaklaşım. Arap olmayan birisinin Kuranı Kerimi kendi dilinde anlaması kolay değildir. Edebi değeri, mecazlari istiareleri, kelimelerin anlamı yükü vs başka bir dile kolay aktarılamıyor.
    En zor da Türkçe.
    Kuranı kerimin Türkçe meali becerilemez.
    Bunu almanca mealleri okuduktan sonra fark ettim.
    19. Yyda bazı alman ediblerin çevirileri var. Muazzam..

    Yanıtla (3) (21)
  • M.D. Edep.Edep.. / 13 Mart 2025 08:33

    Böyle bir akıl yapısı nasıl olurda müslüman olur.. Meal hiç olmazsa kuvvetle muhtemel bir ayetin anlamını ifade eder. Ki bu anlamdaki olasılık ulul elbab için % 99'yakın bir derecede olabilir.. Yani anlamadan okumak nasıl oluyor da anlayarak okumaktan üstün tutulur aklım almıyor..

    Yanıtla (10) (0)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 13 Mart 2025 09:23

    Övgü alemlerin rabbi Allah içindir, biz yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım dileriz, bizi doğru yola ilet.. mealinde ney anlaşılmaz.

    Yanıtla (11) (0)
  • OkurM / 13 Mart 2025 12:55

    Elhamdü övgü değildir mesela.

    Yanıtla (1) (2)
  • Sıradan Vatandaş / 13 Mart 2025 15:44

    Hadi biz kendi dilimiz olmadığı için anlamıyoruz. Peki, kendi orijinal dili olan Araplar neden farklı farklı anlıyor veya hiç anlamıyor?

    Yanıtla (8) (0)
  • OkurM / 13 Mart 2025 01:19

    Ihtisasa saygı diye bir şey var. Gece gündüz uyumadan deli gibi okuyan imami şafii gibi alimlerin emeğine saygı...
    Hafife alınmayı hak etmiyorlar.
    Kuranı kerimi anlamak anlatmak için o kuşak çok çalıştı.
    Kuranı kerimi anlamak için bir tefsiri baştan sona okuyun. Kurtubi tefsirini okumaya çalışıyorum ben. Ama malikidir. Fikhi konularda hanefiye karşı yanlı yaklaşıyor.

    Yanıtla (3) (10)
  • OkurM / 13 Mart 2025 01:39

    Kuranı kerimin edebi dünyasına nüfuz edebilmek için medreselerde telhis adlı kitabı okurlarmis. Chatgbt vs den araştırın biraz içeriğini.
    Almancada navid kermani'nin "Gott ist schön adlı eseri de konuya dikkat çekmeye çalışıyor.
    İnsanlar meal okusa ne olur okumasa ne olur? Bugünün dünyasında buradan kimseye ekmek çıkmaz. Kim kime dum Duma..
    Meal yerine tefsir daha yararlı olur. Internette bir çok tefsir ve meal opsiyonları var.

    Yanıtla (5) (7)
  • Hakkı / 13 Mart 2025 08:45

    Sorun, okumanın kendi dilinde yapılması sonrası başka bir boyuta çıkar. Ayetleri okuyup anlayınca (Arapça bilen gibi), sonra ne olur? Örnek; "..Adaleti, iyilik yapmayı,...... emreder..."(Nahl suresi 90.ayet) ayetini okuduk, peki ne yaptık? "Adalet"in içeriğinden, halimize dek kontrol yaptık mı? İyi miyim diye sorguladık mı? Adil olmadığımız iyilik yapmadığımız kişi ve durumlar için düzeltme yoluna girdik mi... Okuyup geçenin, SON'u iyi olmazsa, ne diyebilir...

    Yanıtla (4) (1)
  • OkurM / 13 Mart 2025 12:59

    Her gün kullandığımız ana yolda dört şerit varsa istanbulda o yolu beş şerit kullanırız. Üstelik yasak olan kurtarma şeridi de dolu olur. Çakarlı araba kullanmak yasaktır. Bunu da kanunu en iyi okuyanlar kullanır.
    Devenin neresi düz ...

    Yanıtla (1) (0)
  • İstanbullu bir okur / 13 Mart 2025 02:06

    Sn.ÖMER KUTALMIŞ× bey;'ihanet 'kelimesi dışında yorumunuza aynen katılıyorum.Şu veya bu bir dil için aynı şeydir,bu durum.Rum suresi 22.'de de zaten Allah'u teâla kendisi belirtmiş,işte anlamadan Kur'an bir ruhi dinginlik bağlamlı onuanada bilir.Problem,yalnızca Arapça okumanın kutsanmasdan doğar.Syglr.

    Yanıtla (5) (2)
  • Isvecli gurbetci / 13 Mart 2025 03:24

    Bi hoca eline arapça bi hikaye kitabını alip biraz tecvitli..biraz ağdalı okusa bizim millet oturup ağlayarak dinlemeye başlar...gerçekten anlamadan idrak etmeden okumanın ne anlamı var hic anlamıyorum..gerci hoş anlayanlardan da taliban çıkıyor..ışid deaş çıkıyor..cübbeliler menzilciler çıkıyor..heralde kim neyi istiyorsa onu anlıyor kitaptan..

    Yanıtla (24) (3)
  • karar okuru 100 / 13 Mart 2025 12:21

    çok net bir açıklama teşekkürler :
    kim neyi istiyorsa onu anlıyor kitaptan..

    Yanıtla (3) (1)
  • Ty / 13 Mart 2025 12:20

    Değerli Çağrıcı hocam önemli olan lüks pahalı gösterişli yaşam itibar değilki, sağl1anmaz. Halbuki temiz sade kibirsiz yaşamak ile itibarlı iyi insan olursunuz. Kötüler acayip çoğaldı.

    Yanıtla (0) (0)
  • BARBAROS / 13 Mart 2025 11:44

    Birleşmiş Milletler tarafından paylaşılan verilere göre göre, şu an için dünyada 7.000 bin ile 8.000 bin arasında dil ve lehçe var iken. Sadece,Türkiye'de 36 dil konuşuluyor iken...

    " Tanrı yoktur Allah vardır " demek, Dünya da
    "Arapça" dan başka dil yok demektir...

    İslam 1500 yıldır Arapçaya hapsedildiği için, Allah'ın muradı kendine Müslüman diyenlerin şahsi menfaatleri için engelleniyor.

    Yanıtla (9) (0)
  • HIDAYET KOCAK / 13 Mart 2025 11:38

    sayin hocam tam iste burasi cok önemli,kitap haline sokulmasi nasil oldu,o zaman böyle imkan yoktu,hatta kim ne duyduysa iki sahitle ayetleri getirsin dendi,iki sahit yalan yanlis ayet getiremezmi,anlasilmasi zor olan bazi ayetler var,mesala,musa aleyhisselam ile hizirin yolculugunda bir cocugu öldürmesi dogru olurmu,yüce allah böyle cok zararli cocucugu yaratmazdi neden öldürdü günü yaziyor ilerde cok asi biri olacakmis,lafa bakarmisin,demem o ki katki varmi yokmu,

    Yanıtla (4) (0)
  • Tınaz. / 13 Mart 2025 11:33

    Mustafa KEMAL, ingilizleri yenene kadar ben Allah'ı ingliz sanıyordum.
    Mahatma GANDİ

    Yanıtla (14) (0)
  • Karar Okuru / 13 Mart 2025 11:23

    Malkoç / 01:41, ve Yamtar / 05:20, & 05:26/
    Uste siraladigim "Malkoc" ve "Yamtar" rumuzlu okurlarin bu forumdaki yorumlarini gorunce isyan ettim, cunku simdi bu forumdaki Kur'an mevzsu ile hic bir alakasi yok!
    Son donemlerde KARAR'da rastlamaya basladik bu turde yorumculara ... Açıkça spam. Hic hos olmadigini forum editor/editorlerine bildirmek istedim, onlenmesi dilegiyle.

    Yanıtla (2) (1)
  • o aslan / 13 Mart 2025 11:22

    Aman böyle şeyler yazmayın hocam , hâlâ bu toplumun yüzde yetmişi Kur'an'ı Kerim'in kâğıttan bir kitap olarak gökten geldiğine inanıyor .
    22 yılda gelen ayetlerin toplanarak tertip edilip kitap haline geldiğini bilmiyor

    Yanıtla (2) (0)
  • Ty / 13 Mart 2025 11:14

    30 yaştan sonra Meali 3-4 kez okudum pek kafam sarmadı. Neyse bu alana girip hadsizlik yapmayim. Almandan gelen akrabamla her sene sohbet ederiz. Derki orda sanatci siyaset vd toplum huzura çikan insanlar bizdeki kadar şık giyinmiyorlar yani biz millet olarak lükse sükseye çok düşkün milletiz diyor. Ki yüzde yüz doğru gerçek.

    Yanıtla (2) (0)
  • Okur / 13 Mart 2025 11:13

    Bazıları çok eskilerden kalma Kuran başka dile çevrilemez diyenlerin güncel versiyonu olarak lafı dolandırıp insanları Kuran okumaktan uzaklaştırmayı istiyorlar. Bunların amacı insanlar Kuran'ı okuyup anlamasınlar kendileri istedikleri gibi at koşturup kafalarına göre Cennetlik-Cehennemlik GÜnah sevap tanımı yapsın

    Yanıtla (8) (0)
  • meticulous reader / 13 Mart 2025 10:50

    Her daim derin ehmiyetli bilgilerinize muhtac, ve size minnetariz,duaciyiz muhterem hocam. Bu arada bu Youtube link icerigi cok etkiledi beni ... Dolaysiyla okurlarinizla paylasiyorum, musadenizle:
    https://youtu.be/wA4v8MrBHHc?si=hfXeheH7HdLwy37y

    Yanıtla (4) (1)
  • HADİSE / 13 Mart 2025 10:37

    Sn. Hocam,

    Kur'an-ın kitaplaştırılması hususunda ALLAH'ın bir ayeti niçin yok?

    Son ayet (Maide/3) 630 yılında Hz.Peygamber'in sağlığında inmedi mi? Hz. Peygamber 632 yılında vefat etmedi mi?

    Bu noktada; "..Hz. Peygamber’in sağlığında bir araya getirilerek kitap şeklini alması mümkün değildi.." şeklindeki şahsi yorumunuz yanıltıcı değil mi?

    HAŞA, Allah, Peygamber kitaplaştırmayı akletmemiş mi de kullar kitaplaştırıp 1400 yıl önce DİNİ dondurarak ŞİRKE kalkışıyor?

    Saygılar...

    Yanıtla (8) (7)
  • HAYRETI MUCIP / 13 Mart 2025 10:09

    Yazının başlığını görünce doğrusu sevinmiştim ancak okuduktan sonra sevincim kursağımda kaldı!
    Hocamız hep bilinen güzellikleri anlatmış , maalesef Kur'anla ilgili hiç bir eleştiriye değinmemiş , bunların adeta üstü kapatılmıştır.
    Bir kere Peygamberimiz vahiy kesildikten altı ay sonra vefat etmistir, bu konunun önceden düşünülerek hazırlık yapılması ve bu altı ay icinde kitap haline getirilmeye gayret edilmesi gerekirdi veya en azından bu konuda bir talimat verilebilirdi !

    Yanıtla (5) (6)
  • Adem / 13 Mart 2025 09:49

    Kur'an'ın ne olduğunu Bediüzzaman Said Nursi'nin yaklaşık yüz sayfalık Mu'cizat-ı Kur'aniye (25. Söz) isimli eserinin başındaki iki sayfalık "Kur'an Nedir, Tarifi Nasıldır?"ı okuyunca anladım. Kur'an gibi bir Mu'cize-i ebediyye de ancak öyle bir tarifle anlatılabilir.

    Yanıtla (7) (8)
  • Abdulbaki / 13 Mart 2025 09:27

    Değerli Hocam, Mekke’de inen ayetlere '' Mekkî '' deniyorsa (yani Mekke isminin son harfi olan 'e' i'ye dönüşüyorsa, aynı usülle Medine'de inen ayetlere '' Medinî '' denmesi gerekmez mi? Niye '' Medenî '' deniyor? Hem anlam da çarpıtılıyor: Medenî modern tabirle uygar demek değil mi!

    Yanıtla (1) (1)
  • Muhtar / 13 Mart 2025 09:21

    Yapılan yorumlardan şunu anladım Arapça Türkçeye çevriliyor.

    Yanıtla (1) (0)
  • Dr / 13 Mart 2025 09:07

    Cebrail değil o karısı Haticeden öğrendiği Museviliği yeni bir din gibi tanıtmıştır.

    Yanıtla (2) (2)
  • Yamtar / 13 Mart 2025 05:20

    MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Bahçeli’nin Terörist CIA aparatı etnikçi Ermeni Apdullah Öcalaniyan için kullandığı “PKK’nın kurucu önderi” ifadesine gelen tepkilerin ardından, "Kabul edelim ya da etmeyelim, bu teknik bir gerçeklik. Genel Başkan bu gerçekliği dile getirdi. Bazı şeyleri Türkiye’nin aşması lazım" ifadelerini kullanmıştı ... " Teknik bir gerçeklik !?"... sizde ne derler böylelerine ?

    Yanıtla (13) (2)
  • M.D. Edep.Edep.. / 13 Mart 2025 08:27

    Ben hayatımda bu kadar haini bir arada görmedi.. Her pisliğe bir cevapları var !!!

    Yanıtla (4) (0)
  • abdullah / 13 Mart 2025 07:57

    mekki süreler, Mekke'de inen; medeni süreler de Medine'de inen anlamında değildir. Doğrusu şudur: Hicretten önce inen ayet ve süreler mekki, hicretten sonra inen ayet ve süreler ise medeni olarak isimlendirilir. Örneğin, Mekke'nin fethi sırasında Mekke'de inen Nasr suresi medenidir. saygılar

    Yanıtla (1) (0)
  • Yamtar / 13 Mart 2025 05:26

    AKP'li eski vekil Mehmet Metiner, Devlet Bahçeli'nin çağrısını savunarak, "Atatürk için önder dediğimiz için "önder kelimesini kullanamayacak mıyız?" dedi.

    İYİ Partili Cenk Özatıcı, Metiner'in sözlerine tepki gösterdi. Özatıcı, "Mustafa Kemal Paşa ile kimi kıyaslıyorsunuz hocam? Öcalan ile aynı cümlede kullanamazsınız, ben men ederim sizi" dedi..Önder !? Sümüklü çaşıt; önder oldu..sümüklü bir başka çaşıt kâinat imamı olmuştu . o da ABD'nin kucağından , cehennemin dibinde şimdi !? ..

    Yanıtla (15) (1)
  • OkurM / 13 Mart 2025 01:41

    marta denk gelmiş, bu sene olduğu gibi...

    Yanıtla (1) (0)
  • Malkoç / 13 Mart 2025 01:41

    " Sayın Colani’den " sonra , “Sayın Kobani” !? Ödüllü teröristler " sayın " oldu , devlet kurdu , üstelik biri devlet başkanı oldu , diğerinin de başkan yardımcılığı talebi var ( made in UK , made in İsrail) .. kargalar bile güler !.. BOP projesi tıkır tıkır.. sırada ki gelsin ... Lawrenceler ölmedi yaşıyor..!? Marxist Leninist PKK Amerika'nın, İsrail'in, İngilizin kucağında emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veriyor,
    ..Marx mezarında ters dönmüştür

    Yanıtla (11) (1)