Allah’ın emrine saygı ve yarattıklarına şefkat
Bir Müslüman için, kime veya kimlere karşı olursa olsun, bütün sorumluluklar Allah’a karşı sorumluluklar kategorisine dâhildir. Çünkü o sorumlulukları –mesela ana babaya iyi ve saygılı olmayı- Allah emretmiştir. Buna göre, ahlâkî sorumlulukların, sosyolojik ve formel ödevler olmasının yanında, onlara bir tür kutsallık katan ilâhî boyutu da var. Zira diğer tüm iyi tutum ve davranışlar gibi ana-babaya iyi ve saygılı olmayı da Allah buyurmuştur ve O’nun buyruklarına itaat etmek kutsal bir görevdir.
Kur’ân-ı Kerîm ilâhî hitap olarak Allah merkezli üslûp kullanır. Bu üslûp, insanın Allah’a karşı sorumluluklarına ilişkin ayetleri de ahlak yönünden dikkate almamızı gerekli kılar.
Kur’an’ın, mesela kozmosun yaratılış ve yasalarından bahsederken bile asıl maksadı, muhataba evrenin astronomik yasaları hakkında bilgi vermek değil, evreni yaratan Allah’ın üstün kudretini ve bu kudretin insanların yararı için işlev gördüğünü fark ettirmektir. Bu suretle Kur’ân-ı Kerîm, insanların kendilerine yönelik onca ikramından dolayı Allah’a şükran borcunu hatırlatır ve bunun gerekçesini anlatır.
Kur’an, geçmiş peygamberlerden ve kavimlerden bahsederken de maksadı geçmişe dair tarih bilgisi vermek değil, onlar üzerinden Allah’ı ve O’nun hidayetini, lütuflarını anlatıp, buna rağmen nankörlük edenlerin akıbetleri hakkında bilgi vererek Muhammed ümmetini uyarmaktır.
HHH
Başta ünlü düşünür ve tefsir âlimi Fahreddin er-Râzî (öl. miladi 1210) olmak üzere, bazı âlimler insanın Kur’an’da yer alan bütün görevlerini ‘Allah’ın emrine saygı ve Allah’ın yarattıklarına şefkat’ prensibi kapsamında göstermişlerdir.
Anılan prensip kapsamlı ve isabetli bir görev ve sorumluluk tasnifi içerdiği için bu ve önümüzdeki birkaç yazımda belirttiğim tasnifin açılımı üzerinde duracağım.
Şunu da ekleyelim ki, bir Müslüman için, şeklen kime veya kimlere karşı olursa olsun, özünde bütün sorumluluklar Allah’a karşı sorumluluklar kategorisine dâhildir. Çünkü o sorumlulukları –mesela ana babaya iyi ve saygılı olmayı- Allah emretmiştir. Buna göre, ahlâkî sorumlulukların, sosyolojik ve formel ödevler olmasının yanında, onlara bir tür kutsallık katan ilâhî boyutu da var. Zira diğer tüm iyi tutum ve davranışlar gibi ana-babaya iyi ve saygılı olmayı da Allah buyurmuştur ve O’nun buyruklarına itaat etmek inananlar için kutsal bir görevdir. Bu ve bundan sonraki birkaç yazımda ‘Allah’ın emrine saygı’ içine giren başlıca ödevleri incelemeye çalışacağım:
YASALARINA SAYGI: Yaratıcı karşısındaki ahlâkî sorumlulukların en başında O’nun koyduğu yasalara saygı gelir. Yaratıcıya saygı O’nun varlığını, birliğini ve eşsizliğini tanımakla başlar. Kur’an’da ‘iman’ ve ondan türetilen isim ve fiillerin yaklaşık 700 kez tekrar edilmiş olması da bunu gösterir.
Gerçi Câhiliye tarihi hakkında ilk yazılı kaynak olma ayrıcalığını taşıyan Kur’ân-ı Kerîm’in bildirdiğine göre, dönemin putperest Arapları da sorulduğunda Allah’a inandıklarını söylüyorlardı (Mü’minûn 23/84-89). Ancak onlar, bazı alelade varlıklara da tanrılık nitelikleri ve işlevleri yükleyip fiilen onlara tapınıyorlardı; Allah’tan beklemeleri gereken yardımı onlardan bekliyorlardı. Onun için de Allah’ı bırakıp onlara saygı gösteriyorlardı. Bu suretle –Kur’an’ın tabiriyle- Allah’ı unutuyor (Tevbe 9/67; Haşr 59/19), O’na karşı ilgisiz kalıyorlardı.
Bazı çağdaş düşünürlerin ‘pratik ateizm’ veya ‘ilgisizlik ateizmi’ dedikleri anlayışa yakın olan Câhiliye Araplarının bu tutumu, bir din için açık inkârdan daha sinsi bir tehlike olarak görülmektedir. Bu sebeple İslam dininde sadece Allah’a inanmak ve güvenmek, O’ndan yardım istemek, bütün ibadet ve iyilikleri Allah’a saygı, itaat, şükran niyetiyle yapmak gerektiği ittifakla kabul edilmiştir. Kur’an’da ibadet ve her türlü hayırlı işleri kuşatan anlamıyla ‘sâlih amel’ kavramının 70 kadar ayette ‘iman’ kavramıyla birlikte geçmesi de bunu gösterir. Bütün bunlar ‘Yaratıcı’ya karşı ahlak’ çerçevesine girer.















Allah için iyilik yapmak demek bir emri yerine getirmek olamaz. Allah iyiliğinde kendisi olduğu için iyiliğin merhametin özünü anlayarak yaparsak ancak Onun rızasını kazanabiliriz. Komutanın emri gibi bunları uygularsak yanılırız.
Yanıtla (0) (0)Yapay zeka çağına girmiş bulunmaktayız...
Yanıtla (4) (1)Birkaç 10 yıl sonra;
-yapay zekalı iş makineleri,
-yapay zekalı insansı yönetici ve çalışanlar,
-yapay zekalı kadın ve erkek cinsel partnerler vs. HAYAL Mİ?
Demem o ki, insanda olması beklenen/gereken;
-Allah'ın emrine saygı ve
-yarattıklarına şefkat hususları da HAYAL OLMAZ MI?
Yapayzekaperestler de olacak. Çeşit çeşit dinsiz renkli olur hani.
Yanıtla (1) (2)İnsanı insan ve yapan fıtratındaki ahlak, vicdan, erdem ve irade gibi değerlerdir.. Eğer bu değerler kaybolmaya başlarsa Allahın insan üflediği ruh ta ölmeye başlar.. Bu işin sonu da ademden beşere dönüştür ki.. Bu gidişat kaçınılmaz sonun başlangıcıdır.. Son ve ilk soru da size bir uyarıcı gelemdi mi !!! Allah aklını güzel kullanmayanları üzerine ancak pislik yağdırır..
Yanıtla (2) (0)' Allah'ın emrine saygı ' ifadesini ben şahsen yadırgadım, biz O'nun kulları olarak saygı göstermek degil o emirlere itaat etmek zorundayiz. Bir de Hocamizdan mutat nasihatler değil de dinimizdeki tartışmalı konular hakkında bizleri aydınlatmasını bekliyoruz.
Yanıtla (4) (2)Sevgisiz saygısız itaat eziklik olur. Önce sever, O’ nun sevgi ve merhametini kaybetme ihtimalinden korkarız elhamdülillah..
Yanıtla (3) (1)Siyasetteki totaliterliği mahkum edip dindeki totaliterliği yüceltmek nasıl bir anlayıştır?
Yanıtla (4) (2)laaikrahe fiddiin/ Dinde zorlama ( totalite) yok. İslamsıza binbir çeşit tanrı çeşidi var Hamdi…
Yanıtla (2) (1)'açık inkar' sanıyorum 'kafirlik' oluyor. hep merak ederim. hayatım boyunca kendine 'ben kafirim', diyeni hiç görmedim, duymadım, okumadım. Ceza kanununda 'kafirlik' diye bir suç da yok. bu durumda kafirlik tek taraflı bir olumsuz lama olmuyor mu? aslında yok hükmünde değil mi ?
Yanıtla (2) (1)tam anlaşılmıyor hocam. benim bildiğim şu: aleni biçimde kafir olduğunu söylüyor ise bunlar doğal olarak "kâfir". içinden olanlara zaten kafir denmez. içinden inanmıyor ise münafık olabilir. allah herkesi bilir. öldükten sonra hesabını verir.
Yanıtla (1) (0)Erciyes samimiyse var hükmünde başına buz yağdı!
Yanıtla (1) (0)Kıymetli Hocam, bırakın insanları hayalî yasalara yönlendirmeyi. İnsanlar, içinde yaşadıkları toplumda yürürlükte olan yasalara uysunlar yeter. Cezası da, ödülü de bu dünyada görülen yasalardır toplumda düzeni sağlayan. Ahlak da o yasalara uygun davranmaktır, gerisi hikaye. Tanrısal kaynaklar ömrünü tamamladı, “kutsallar” artık yok, ahlakın kaynağı da olamazlar.
Yanıtla (8) (4)3 liralık otoyolu, köprüyü, hastaneyi 13 liraya yaptırıp , aradakini kırışmak doğru mu ? din verelim, Colani, Haniye, Ebu Ubeyde Ebu Hanzala, Mursi, HTŞ, Hamas verelim , bonus olarak hizbulkontra HÜDA-PAR, millî bilge bahçeci verelim...et 1000 , peynir zeytin 400 e dayanmış, maaş 14.500 kira 20 bin ..din verelim.. aslında dinleri kendilerinin olsun , bize ahlakları lazım.. zaten dinleri var mı yok mu belli değil
Yanıtla (8) (0)Teröristlerin öldürdüğü ve yaraladığı sivillerin hakları " hakkı ademiye "girer mi?
Yanıtla (1) (0)Tesekurler hocam.
Yanıtla (1) (0)Hocam ben ahlak ve adaletin butun dinlerin cikis noktasi olduguna inaniyorum,hatta bizde birazda otelenmis olarak goruyorum
Hocam son cümlenizdeki yaratıcıya karşı ahlak ifadesi aslında korku temelli ahlak tasavvuru bence..insan cezadan korktugu icin veya mükafaat elde etmek icin ahlaklı oluyorsa aslında gercek bir ahlak sahibi olmuyor..örnek ortadogu cografyası ..insan sadece ve sadece insani olarak..içten gelerek ahlak sahibi olursa gercek ahlak ve erdem sahibi olur..
Yanıtla (8) (3)dinsel analizler yapacak durumda değilim ancak sorgulanacağını varsaymayan birinin de, etik değerler yerine çıkar temelli hareketi benimseme olasılığı artar. dünyasal olmayan bir sorgulamayı varsaymak da inanç. normal bence.
Yanıtla (0) (0)Müşriklerin Allaha inandığı fakat aracılar ile Allaha ulaşmaya çalışması dini literatürde es geçiliyor. Çünkü bizim din adamı sınıfı şefaat gibi Kurana zıt bir inancı halka yutturması zorlaşıyor. Şefaat inancı Kuran'a bütünüyle zıttır. Diyanet niçin bu kadar önemli bir konuda sessiz?
Yanıtla (3) (2)"Ve bir de hiç bir suça bulaşmadıkları halde içeride tutulan binlerce masum insan. Bu büyük vicdan borcunun hesabını acaba kimlere sormalı!"
Yanıtla (2) (0)Apo çıkacak da ötekiler ne olacak?
Yaratan ancak odur.Allah,Güneş vesilesi ile bütün canlılara hayat verir.Yaratan odur ama işlerini bize yaptırır. Dileseydi vesile olmadan yapardı.Hastayı iyileştiren ne doktordur ne ilaç.İlac'a şifa veren odur.İnsanların bir birleriyle yardımlaşması yardım istemesi"Ancak senden yardım isteriz"le kıyaslanamaz.Burda kastedilen "Ancak sen yaratırsın"dır.Bize,bir birimizle yardımlasmayı dinimiz emrediyor
Yanıtla (3) (6)Bundan 1000 yıl önce bugünkü anlamda ne doktor vardı ne ilaç..ama Allah vardı..o gün en basit hastalıktan birçok insan ölüyordu..ortalama hayat süresi çok kısaydı..basit bir diş iltihabı insanların canına mal oluyordu..şifa neden gelmedi trabzonlu ahmet kardes..böyle basit okumalar yapmak ..hazır ve kesin inançlı olmak artık yemiyor..söylemleri basit belağatlardan ćıkarmamız lazım..
Yanıtla (6) (3)Bundan 12 asır önce ibni Sina vardı. Bugunkulerden Bile çok ileride bir tip bilgisi vardı. Çin 5 bin yıllık tip geleneğine sahip. Modern tıp maalesef bir hastalığı tedavi ederken başka hastalıklara yol açıyor. Bugün avrupada alternatif tıpa yönelmeye çalışıyorlar. Alman doktorlardan modern medizin disinda ilaçsız tedavi edebileceği tercih ediyor herkes.
Yanıtla (1) (3)Bin sene önce sizin zann ettiğiniz gibi ufurukculer şamanlarla kurşun dokturerek tedavi olmuyordu insanlar.
Kudusu kuşatan Selahaddin eyyubi, papazların elinde harab edilen krala doktorlarını göndermişti.
Yanıtla (1) (3)İtalya salernoda medizin okulundaki acınacak hali gören hristiyan arap tüccar, İslam dünyasından kitablar getirdi. Avrupada tip eğitimi böylelikle başladı.
Vikipediada da yazıyor olması lazım.
Turkiyede cehalet diz boyu maalesef.
Vebteğû ileyhil vesilete
Yanıtla (1) (0)Bin yıl önce vesileye sarılmayı biliyordu islam dünyası. Bugün velbasu badel mevt halinde olmaya çalışıyor.
Çok ilginç bir tespit. Bugün insanoğlu Dünya üzerinde gitmediği yer yok gibi ve nerede ise Mars a gidecek, ancak dünyada açlık devam nasıl ediyor! Bu kesinlikle normal değil insanoğlu için ve bir bedeli olacaktır ister istemez. Elde var olan ve ulaşılan imkan her ne ise İslam paylaş diyor. Bencil olma. Kibirde bulunma. Ben yaptım kazandım deme. Paylaş. Kıyamete kadar doğru olan akla hitaben devam edecektir.
Yanıtla (2) (1)Kardeş senin ki Allah'ı gayri görmektir ki Tevhidin özüne aykırıdır. Putperestliğin şirin gözükenini yapıyorsun ve farkında da değilsin.
Yanıtla (0) (1)Ortacag karanligi - bagnazligi - taassubu daha iyi tarif edilemez !!
Yanıtla (2) (0)Değerli Hocam, Kur an ı Kerim i anlamak anlatmak ve tabi yaşayanlardan olmak nasib olsun cümlemize. Kaleminize kuvvet, sıhhat ve afiyet dilerim. Hayırlı ve huzulu Ramazan günleri olsun.
Yanıtla (0) (0)Emekliye bayram ikramiyesine 500 TL koysak mı koymasak mı milli güvenlik meselesi oldu heralde elleri ayakları titriyor... İngiliz çifte vatandaşı şimşeğin memed çok mükemmel olan ekonomik dengemizi bozar diye fazlasına izin vermemiş... o da , geri kalanı da , cem î cümlesi ... ..... .... bi gitseler Allah aşkına... bunlar ne müptezel adamlar ya ..sıvaştı kaldılar.. kalkamıyorlar.. altlarını batırınca
Yanıtla (2) (0)Allah’ın emrine saygı ve yarattıklarına şefkat demek Allah'ın ilmi olan bizi Allah'ı en iyi ve doğru şekilde anlayabilmemiz içim Allah tarafından bizim öğrenebileceğimiz şekilde yaratılan fizik matematik kimya biyoloji psikoloji ve bir çok bilime ve saygı ve onu öğrenme çabası içerisinde olmamamız gerektiğidir. Bu bilimleri ilimleri öğrenip topluma doğaya faydalı şekilde kullanmak da yarattıklarına şefkattir.
Yanıtla (1) (1)78 can kaybettiğimiz otel yangını , iş kazasıymış !?...
Yanıtla (3) (0)Çalışma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Lütfihak Alpkan, facia için “Biz olaya görev alanımız açısından iş kazası olarak yaklaşıyor, iş kazası ve çalışanların can güvenliği açısından bakıyoruz” dedi. Denetim konusunda az-orta-çok tehlikeli sektör sınıflandırması yapıldığını kaydeden Alpkan, otellerin az tehlikeli kategoride yer aldığını söyledi... sizde böylelerine ne derler ?... bizde ..... ...... derler de !