Quo vadis?
-Nereye gidiyorsun?
-iyiliğe.
-Nereye gidiyorsun?
-Savaşa, ama barış için.
-Nereye gidiyorsun?
-Eltime gidirem sana ne!
-Nereye gidiyorsun?
-Herkes nereye gidiyorsa, tersine.
-Nereye gidiyorsun?
-Ne sen sor, ne de ben söyleyeyim.
-Nereye gidiyorsun?
-Amerikasız bir yere.
-Nereye gidiyorsun?
-Bil bakalım, nereye?
-Nereye gidiyorsun?
-Fesleğen ve deniz kokusuna.
-Nereye gidiyorsun?
-Bayramın götürdüğü yere.
-Nereye gidiyorsun?
-Mülteciler gibi yönsüz.
-Nereye gidiyorsun?
-Bunu ölçemiyorum.
-Nereye gidiyorsun?
-Sorunu ciddî bulmuyorum.
-Nereye gidiyorsun?
-Rüzgârın götürdüğü yere.
-Nereye gidiyorsun?
-Yağmura, soğuğa, sise.
-Nereye gidiyorsun?
-Yeter ya! Sen duruyorsun da ne oluyor?
-Nereye gidiyorsun?
-Bu bir sır.
-Nereye gidiyorsun?
“C”ile başlayan bir yere.
-Nereden geliyorsun?
-Bunu hiç beklemiyordum, aşkolsun!
Başarının sırrıymış!
“Arabın biri, bir Japon uzmana sordu ; nedir sizin başarınızın sırrı diye!..Japon şöyle cevapladı:
-Biz Japonların arasında ancak her on kişiden biri zekidir; halbuki siz Araplar arasında her on kişiden dokuzu zekidir. Başarımızın sırrı şu ki ,biz o bir zekiyi dokuz aptalın başına geçiririz. Siz Araplar ise o bir aptalı dokuz zekinin başına geçirirsiniz. “
Kayıp kafes
Kuşun biri rahat edebileceği kafes aramak için yollara düşer. Kanat çırpmadığı, havasını solumadığı memleket kalmaz. Gecelerine uyku girmez hayalini kurduğu kafesi düşünür durur. Seneler geçer kanat çırpmaya düşünmeye devam eder... En son kanat çırpacak takati kalmaz ölüm anını beklerken düşünür... “Şu yaşadığım seneler boyunca bir kafes için kanat çırpıp durdum aklım fikrim kafes oldu aslında aradığım kafes hayatını ben kafes ararken yaşamışım kafes için sevinmek onun için kanat çırpmak onu düşünmek benim hayalini kurduğum kafesti yolun sonu vuslat ise ben vîrane olmaya razıyım...”der.