Kayseri’de bir Çiçek
Sizin de aklınıza hemen ‘uyanık şehir’ çağrışımı geldi mi? Erciyes, Gesi Bağları, Talas, sucuk, mobilya ile birlikte.
Ama bir de Selçuklu derinliği var şehirde. Merkezde atacağınız birkaç adımda her köşeden aklınızın, hafızanızın eteğini çekiştirirler.
Büyükdoğu geleneğinin merkez üslerinden biri olan şehrin entelektüel müktesebatı da yabana atılacak gibi değil.
Siyasal açıdan bakılacak olursa Kayseri siyasetini domine eden aklın, Kayseri için adeta blok hâlinde harekete geçtiğini her seçim sonucunda görmek mümkün.
Türkiye ekonomisinin ana istasyonlarından biri olma özelliğini de taşıyan bu şehir, Türk edebiyatına, düşünce ve siyaset alanına değerli isimler hediye etti.
Gelgelelim, geçtiğimiz günlerde tuhaf mı tuhaf diyebileceğimiz bir gelişme yaşandı: Seçimlerden sonra Kayseri Büyükşehir Belediye yönetimi aldığı bir kararla kendi bünyesinde çıkan iki önemli dergiyi kapatma kararı aldı.
Bu karar dergiyi takip edenler tarafından şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı.
Çünkü Şehir Kültür Sanat ve Düşünen Şehir isimleriyle yayınlanan ve Kayseri’nin kültürel derinliğini yansıtan bu iki dergi aynı zamanda şehir kültürü yayıncılığı bakımından diğer şehirlerimize de örnek olacak nitelaikteydi.
Yaşanan gelişmeler üzerine, dergileri omuzlayan ve Genel Yayın Yönetmenliğini yapan isimden birkaç maddelik açıklama geldi. Yazar ve fotoğraf sanatçısı Dursun Çiçek o birkaç madde ile şunları söyledi:
“Düşünen Şehir ve Şehir dergileri genel yayın yönetmenliğim yeni yönetimin dergileri çıkarmama kararı üzerine sona ermiştir. Hayrolsun...
Dergilerin ve Şehir Akademi’nin fikir babası rahmetli ağabeyim Akif Emre’ye, dostum Yusuf Yerli’ye, Prof.Dr.Celaleddin Çelik ve Dr.Faruk Karaarslan’a ve bu dergilerin çıkma imkanını sağlayarak bize her türlü desteğini sürdüren önceki dönem Belediye Başkanımız Mustafa Çelik Bey’e, Dergiler ile Şehir Akademi’nin alt yapısını oluşturan tüm personele, dergilerde yazan dostlarıma, yazar arkadaşlarıma, hocalarıma, dergimizi takip eden okuyucularımıza en çok da Şehir Akademideki öğrencilerimize bu güzel süreç için sonsuz teşekkür ediyorum. Helallik diliyorum.”
Çiçek’in bu açıklamasının ardından Kayseri Büyükşehir Belediye yönetimi de durumun asılsız olduğunu, dergilerin çıkmaya devam edeceğini belirten bir açıklamayı sosyal medya üzerinden yayınladı.
Bunun üzerine Dursun Çiçek’ten yeni bir açıklama zinciri geldi. Çiçek şöyle dedi:
“1-Siz beni hala incitmeye yalancılıkla suçlamaya devam edin ama ben sizi yine incitmeyeceğim.
Kamuoyu tepkisine karşı Allah korkusu ile değil, kul-insan korkusu ile yapılmış mantıksızlık, tutarsızlık ve çelişkilerle dolu bir açıklama...
2-Bana dergiler çıkacak şehir akademi devam edecek ama sizinle değil denseydi ben açıklamamı böyle yapar teşekkürlerimi sunar böyle paylaşırdım.
3-Oturmuş, iki buçuk yıldır aksamadan çıkan ve devam eden, Türkiye nezdinde ödüller almış Türkiye ve Kayseri’nin en önemli isimlerini yansıtan dergiler ve şehir akademiyi kurucu ve fikir babalarının haberi olmadan kiminle istişare ediyorsunuz.
4-Bu arada Şehir 28. Sayı hazırdı ve Düşünen Şehir Mimar Sinan Özel Sayısını tamamlamıştım. Dergiler ve Şehir Akademi umurunuzda bile değil çünkü onların farkında bile değilsiniz. Farkında olan dostlarıma, arkadaşlarıma öğrencilerime tekrar teşekkür ederim.
5-Siz bana iki buçuk yıllık emeğim ve katkılarım için nezaketen teşekkür bile etmediniz ama ben kurumsal olarak Belediye ve Kayseri’ye böyle bir sürece vesile olduğu için minnetimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.”
Dursun Çiçek’in açıklaması çok net.
Peki neden böyle? Zarafet, nezaket, kadirşinaslık artık bizim bilmediğimiz uzak ülkelere mi göç etti?
Bir Akif Emre, Dursun Çiçek, Turan Koç, Celal Fedai bu kadar kolay mı yetişiyor? Şehrin yeni insanlar çıkarmasının temel şartı entelektüel arka plan değil mi? Bir şehir için beton ve asfalt kadar sanatın kültürün de ihtiyaç olduğunu belirtmeye gerek var mı? Neden konuşmak zorunda kalıyoruz bu tatsız konuları?
O dergiler muhtemelen yine çıkacak. Ama şey…Neyse işte.
“Aldırma 128”