Fransa’da sıradışı bir cinayet
Olay Fransa’nın kuzeydoğusundaki bir tavuk çiftliğinde geçiyor. Bir tarım teknik lisesinin kümesine giren tilki öğrenciler tarafından kümeste ölü bulunuyor. Tilkiler ölmez mi, ölür, onların da bir ömrü/yaşam süresi var. Bir kızıl tilki 5-10 yıl arasında yaşıyor.
Gelgelelim kümeste ölü bulunan ve kurnazlığıyla tanınan tilki, nasıl olmuş da ölmüş acaba diye merak edip haberin devamını okudum. Vay efendim, meğerse kümesteki tavuklar örgütlenmiş ve birlik olup tilkiyi etkisiz hâle getirmişler.
Bendeniz bir tilki severim. Hem ot, hem de et yiyen bu hayvanla birkaç defa ormanda karşılaştık. Ama ürkek bir hayvan olduğu için hemen kaçmıştır. Yalnızken hiçbir tilki görmedim. Yoksa elbette kaçan tilkinin ardından ben de koşmayı istemişimdir. Neyse, belki bir gün…
Fransaya dönelim; Biraz bu tavukları düşündüm. Nasıl tavuklardı bunlar? Hep birlikte düşünüp, karar almayı ve uygulamayı acaba nerede öğrendiler? Binlerce yıldır benzeri tek olay bile yaşanmadığına göre, acaba biri bu tavukların genetiğiyle mi oynadı? O kümese bir tilki daha bırakılsa veya gelse, tavukların aynı refleksle bu tilkiyi de öldürmeleri mümkün ve muhtemel mi acaba?
Tavuklar bu tilkiyi öldürmeyip sadece yaralasalardı, yaralı tilkinin ormana gidip yavrularını veya başka tilkileri tavukların gagalayıp öldürmeye çalıştıklarını anlatsa ne olurdu? Tilkiler tavuk yemekten vazgeçer miydi? Sanmam. Tilki tilkidir, tavuk tavuktur.
Plastik ve kimyasal yiyecek-içeceklerin insanların biyolojisini ve aklî melekelerini teşevvüş ve zaafiyete uğratıp ayrıca muhtelif kanser çeşitleriyle karşı karşıya bıraktığını biliyoruz. Özellikle fabrikasyon üretim yapılan canlıların beslenmesi de artık kurşun, civa ve kimyasal katkılı yemler olduğu için, o hayvanların da genetiğinin ve davranışlarının bozulması normal. Sanırım mezkur tavuklar da bu kategoriden olmalı ki hem de ‘tilkiyi’ ‘ısırıp/gagalayıp’ öldürebilmişler.
Tilkiye üzüldüm.
Tavuklar bu anormal davranışı sergilemeyip de normal olan vukû bulsaydı, yani tilki her zamanki gibi tavukların canına okusaydı tavuklar için üzülmeyecek miydim? Ama her şey normal cereyan etse bu bir haber olmayacağı için ben zaten tilkinin tavukları kıtırdattığından haberdar olmayacaktım.
Fransa’da tavuklar birlik olup bir tilkiyi öldürdü.
Cinayeti kör bir tavuk gördü.
Horoz o sırada iş gezisindeydi.
Soru İşareti Hanı’nda
Bu on yılın son ocak ayı özellikle soğuktu. İnsanların kulakları diken diken olmuş tüyler doluydu ve köpeğimin gözyaşlarında kar donuyordu. (…)
“Kargaların sıradan kuşlar olmadıklarını söylemek istiyorum. Gagaları kapalıyken hiçbir şey işitmezler. Ama gakladıkları zaman işitme organları faaliyete başlar. Dolayısıyla ancak kendilerini ifade ettiklerinde başkasından gelen bir sözcüğü işitebildiklerinden asla işitmezler. Bununla birlikte kargaları gözleme zahmetine değer anlar vardır. Kırlangıçlar ve diğer göçmen kuşlar sonbaharda, dondan kaçarak, bizim bölgeleri terk ettiklerinde kargalar bir süre onlara eşlik eder, bitkin düşmelerini bekleyerek yol boyunca peşlerini bırakmayan yırtıcı kuşlardan onları korur. Kargalar, göçmen kuşlar gitmeleri için işaret edene kadar yırtıcı kuşları uzak tutmakla ve onlara meydan okumakla görevlidirler. İşaret geldiğinde kargalar ayrılırlar. Yılda bir kez, her karganın hayatında da bir kez. Ama kuşlara her zaman eşlik edilir ve korunur. (…) Milorad Pavić- Rus Tazısı-Çev. : Işık Ergüden
YeniZelenda
Dünyanın her yerinde akan bir kanı geriye doğru tâkip ettiğinizde bir müslümana ulaşıyorsunuz. Şimdi de uzak bir coğrafya: YeniZelenda…oradaki terör saldırısı ile ilgili olarak Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Görmez Hocamızın mesajını aynen alıntılıyorum:
“Yıllardır Batı Dünyasında düşmanca ekilen İslamofobik nefretin kıtaları dolaşarak Yenizelanda’da yolaçtığı vahşette bir cuma günü can veren mümin kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Vicdan ve merhametten uzaklaşan İnsanlık bu vahşet iklimine daha ne kadar seyirci kalacak?”