Realizmin sevdiğim tarafı
Realizm uluslararası ilişkiler öğretisindeki dört önemli teoriden biri. Sistem içindeki devlet davranışını açıklamayı amaçlıyor. Ya insan doğasından ya da sistemin anarşik kabul edilen yapısından yola çıkıyor. Saldırganı var, savunmacısı var. Yapısalcısı, eskisi, yenisi ve daha bir çok çeşidi mevcut. Ama temelde önerisi savaş çıkmasın, başın belaya girmesin istiyorsan güç dengelerine dikkat et.
İlhamını Thucydides’den, Hobbes’dan ve Machiavelli’den alıyor. İnsanı ihtirasları dışında pek önemsemiyor. Devletin bekası, gücün pekişmesi, çıkar diye tanımlanan şeylerin korunması için hemen her şeyi meşru görüyor. Gücü ve güçlüyü seviyor. Güçsüze güçlünün dediğini yapmaktan başka çıkış yolun yok mesajı veriyor. Hepsinin ötesinde de insan kıyımını, çektiği acıyı sorunsalı haline getirmiyor.
En çok eleştirilen teorilerin de başında geliyor. Yıllardır Marksistler, Liberaller, İnşacılar, Feministler ve daha pek çokları Realizmi ve onun dayatmaya çalıştığı anlayışı sarsmaya, silkelemeye, yeniden kurgulamaya çalışıyor. Üstelik az değişkenle çok şey açıklamayı hedeflediği için de zeminde sınandığında hata veriyor.
Ancak Realizm belki de gerçekten realist olduğu için öğreti ve anlatıdaki hegemonyasını hala sürdürüyor. Sevmediğim, benim de eleştirdiğim çok boyutu var. Mesela “ahlakı” dışlaması, değerleri önemsememesi, insanı sayıya ya da koza indirgemesi, etik anlayışı özellikle yapısalcı türünde ihmal etmesi rahatsız edici. Güçsüze karşı bariz bir şekilde önyargılı olması da öyle.
Fakat aynı anlayış savaşların büyümemesine, büyüyenlerin yönetilmesine tekinleriyle, öngörüleriyle katkıda bulunduğu da gerçek. Stephen Walt’ın son Foreign Policy makalesinde olduğu gibi devletlere itidal, halklarını mobilize etmek için ürettikleri söylemlerine mesafe tavsiye ediyor. Kurguladığınız moral değerleri aşın, ayağınıza takılmasına müsade etmeyin demeye getiriyor.
Aksi takdirde hiç bir savaşın bitirilemeyeceğini, tarafların maksimalist pozisyonlarına takılıp kalacağını, geçmişte olanlardan çıkarttığı sonuçlarla birbiriyle barışamayacağını anlatıyor. Ukrayna’daki savaşı bitirmek için de, Gazze’deki acıları sonlandırmak için de Walt’ın önerisi taraflar açısından mücadelenin meşruiyetini sağlayan “ahlaki” argümanların ötesine geçmek, olayın özüne geri dönmek.
Amerika bunu yapabilir mi, stratejik ihtirasını örten “ahlaki” bakış açısını değiştirebilir mi kestirebilmek zor. Ukrayna’daki savaşın bitmesi için muhtemelen Washington’da iktidarın değişmesini beklemek gerekecek. Rusya’nın da makulle yetinmeyi içine sindirmesi, Avrupa’nınsa Çin, Rusya yakınlaşmasını, Asya ve Afrika’da oluşan yeni ittifaklar zinciriyle gelişen büyük jeopolitik gerçekliği görmesi şart.
Yine de Walt ve benzeri Realistlerin yazdıkları, söyledikleri önemli. Çünkü onlar devletlerin anlayacağı dilden konuşuyor, çıkarlarınızı korumak, gücünüzü maksimize etmek, hatta iktidarda kalmak istiyorsanız bizi dinleyin, geçmişte bizim gibi düşünen, bizim gibi hareket eden, bizim gibi siyaset üretenlere bakın, kendinizi ve ürettiğiniz söylemi aşın, yarattığınız anlayışın size engel olmasına müsaade etmeyin diyor.
Sanırım bizim de öyle olmamız, benzer şekilde davranmamız, söylemlerimizi sorgulamamız, onların içine hapsolmadan çıkarlarımızı ve güvenliğimizi korumak için çaba harcamamız gerekiyor. Bunu değerlerimizden fedakarlık etmeden de yapabiliriz. Yeter ki dünya siyasetini doğru okuyalım, gelişmeleri yakından takip edelim, aidiyet tuzağına düşmeyelim, Realizm de dahil hiç bir anlatının mutlak cazibesine kapılmayalım…















Realizm=nesnellik manasına gelmiyorsa yüklenen mana bakılan yere göre değişmez mi? Misal Ukrayna ve Batı'nın makulü ila Rusların makulü aynı çıkar mı? Ancak gördüğüm kadarı ile Ruslar Ukrayna'yı yenemiyorlar, batıdan gelen bir kaç yeni silah dengeleri anında değiştirebiliyor. İlerleyen Ruslar durmak zorunda kalıyor. Aslında Batı Rusya'nın kötü bir yenilgi almasını ve bunun sonuçlarını engellemek için tarafları kontrollü savaştırıyor. Rusya'nın makulü savaşı derhal bırakmak gibi görünüyor.
Yanıtla (0) (1)Realinde işin Putin’i durdurabilmek var. Şöyle bir tahmin yapılır heryerde: sarı öküzü verirsen.. İsrail’e gazzeyi de verirsen.. gibi.
Yanıtla (0) (0)Ukrayna’yı veren batı Portekizle yetinmek zorunda kalır!!
TR yi bir rusya yada abd ile kıyaslayıp onların politikası gibi politikalar oluşturmak!.. OOOLLLMAAAZZZ!
TR bir geçiş köprüsü. Hep afganlı misafir gelecek, hep mafyatik işler dönecek!.. bundan kaçış yok.
OLMASI GEREKEN: ülkeni koruyup kurtlara yedirmemek yurdunu ve insanını. Aç kAlırsın kaptırsan şapky
Şu ‘değerler’ denen şeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Kusura bakmayın, ana dilim Türkçe değil. Bu dünyada, İsa’yı Musa’yı duymamış olan binlerce insan var. Cinayet, hırsızlık, tecavüz, yalan, ensest gibi kavramlar, onların kültüründe de kabul edilmiyor, fakat Müslüman olmadıkları için cehenneme gidecekler, öyle mi?
Yanıtla (0) (2)Yorumcu; hak din ve peygamberi tanımayana fetret insanı denir. Tek bir Allah var/ olmalı dese Cehenneme gitmez amma bu devirde bu cahillik fazla değl mi?
Yanıtla (0) (0)"Söylemlerimizi sorgulamamız gerektiğini", "bunu değerlerimizden fedakarlık etmeden de yapabiliriz" diyorsunuz. Keşke hangi konuda hangi söylemlerimizi değiştirmek gerektiğini,hangi değerlerimizden fedakarlık etmeden yapabileceğimizi de örneklerle açık açık yazsaydınız sn yazar! Mesela "aidiyet tuzağı"ndan neyi kastediyorsunuz?Böyle çok muğlak,belirsiz kalmış yazınız. Keşke biraz daha net, cesur bir şekilde önerinizi dile getirebilseydiniz!
Yanıtla (2) (1)Sen balık tutmak değil balık yemek istiyorsun annaşılan balıkçıya git balık fiyatlarını OKU, ÇEVİR ARKASINI BİRDAHA OKU:)
Yanıtla (0) (1)“Güçlü olanı koru, zayıfı yok et” değil en azından realistin görüşü.
Yanıtla (0) (0)Hırlı hırsız soysuz kötülük dolu mikrop yuvaları barınamaz hiç olmazsa yanında.
Kaçmadı mı; ödeyeceği bedeli ödeyebilecekse kalsın tabii..
sırf devletler değil ki... sistem daha karışık... ukrayna savasının silah tüccarının cebini doldurmak veya uluslararası sermeyenin çeşitli kazanç hesapları gibi değişik mantıkları vardır... bunlar da realist politika anlamına gelir. seçim sonucuna göre ciddi değişiklik de olmaz bence.
Yanıtla (0) (1)