Travma ve paranoyalarımızın tedavisi mümkün mü?

Kovid-19 salgını sadece can almakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve psikolojik hayatımızı da derinden etkiliyor. Öyle anlaşılıyor ki salgın belli ölçüde kontrol altına alınsa da, hayatımızda yaptığı tahribatın izlerinin silinmesi uzun zaman alacak.

Ancak bizim özellikle böyle kriz dönemlerinde nükseden daha kronik hallerimiz, travmalarımız var ki bu halin tedavisi ne yazık ki pek mümkün gözükmüyor.

Geniş bir imparatorluk coğrafyasına sahip olan Osmanlı’dan sonra, elimizdeki Anadolu coğrafyasıyla yetinmek zorunda kalışımız anlaşılan kültürel ve tarihsel hafızamızda derin travmalar oluşturmuş. Osmanlı’nın bitişinden bu yana baktığımızda derin bir psikolojik kırılmanın izlerini görmek mümkün. Mesela mevcut dünyada ekonomik ve demokratik anlamda geri sıralarda olmamıza rağmen, her fırsatta “Bir Türk’ün dünyaya bedel” olduğunu hatırlatarak psikolojik üstünlük hissini herkese duyurmak isteriz.

Geçmişte Avrupa ülkeleriyle yapılan milli maçlarda tribünlerin “Avrupa...Avrupa... duy sesimizi bu gelen Türk’ün ayak sesleri” sloganlarıyla inlediğini hepimiz hatırlarız. Yıllardır bilinçaltımızda biriken duyguların patlamasıdır bu bir bakıma... Bağıra, çağıra adeta ‘ezmeye geliyoruz’ dercesine... Bu durum bilimsel, teknolojik ve kültürel anlamda yeni değerler ürütememenin de bir göstergesidir aynı zamanda.

Maalesef bugün de aynı psikolojik kırılmalar içindeyiz, ekonomik anlamda kendi halkımızın derdine yeterince çare üretemiyoruz ama, Amerika’ya maske, İngiltere’ye solunum cihazı gönderdiğimiz için “Amerika’ya diz çöktürdük” diye müthiş bir duygusal tatmin yaşıyoruz.

Dünyadaki para bolluğu yüzünden ülkeler eksi faizle kredi temin ederken, biz yüzde 6-7 faizle bile kredi bulmakta zorlanıyoruz. Ama bir taraftan da “IMF’ye borç verdik” hikayeleri anlatmayı pek seviyoruz.

Şu günlerde travmalarımızın, paranoyalarımızın bir başka versiyonu ile karşı karşıyayız. Mesela eksik demeçlerden, açıklamalardan hayali “darbe” senaryoları üretmeye bayılıyoruz. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır Allah aşkına... Peki kim bu darbe teşebbüsü içinde olanlar? Anlıyoruz ki CHP’li Kaftancıoğlu, “Önümüzdeki süreçte bir erken seçimle veya başka bir şekilde… İktidar değişikliği değil, bir sistem değişikliğine gidişatı görüyorum ve böyle olacaktır. Halkın gerçekten gözü açıldı” şeklinde bir konuşma yapmış.

Bu iktidar eleştirisinden bir darbe teşebbüsü çıkmaz ama, farz edelim ki var, peki bu ülkenin Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ne güne duruyor? Bu kadar gürültü koparıldığına göre eğer ordu içinde bir kıpırdanma varsa, birileri cunta faaliyeti içindeyse, iddialar ciddiye alınmalı ve gereği yapılmalıdır. Şu ana kadar yetkililerden bu yönde bir açıklama gelmediğine göre, demek ki biz daha çok işin goygoyculuğunu seviyoruz... Gelsin demeçler, gelsin paranoya köpürtmeleri... Nitekim AK Parti sözcüsü “Bunlar demokrasiyi felç etme örgütünün gönüllü üyeleridir” şeklindeki fiyakalı cümlelerle örgütü anında tespit ediyor ve görevini icra ediyor. Ve hayali darbe bayraklarını ufukta gören milletvekilleri ‘direnme’ yeminleri ediyor, bu işlerden ekmek yeme fırsatını kaçırmak istemeyen iktidar endeksli medya tehdit videoları yayınlıyor. Eğlenceye katılmakta gecikmek istemeyen parti taraftarı nurani yüzlü bir vatandaş kurşun dolu bir kavanoz ve silah fotoğrafları paylaşarak günlük ‘cihat’ vazifesini yapmanın huzurunu yaşıyor...

Bu arada hiç zaman kaybetmeden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “Darbe sevdalıları, demokrasi katilleri her zaman karşılarında Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’nı bulacaklardır” diyerek hayali yarışta tam bir cengaverlik örneği sergileyip ön safta yerini alıyor. Galiba tam buraya bir dipnot düşmek gerekiyor: 1960 darbe bildirisini kimin okuduğunu bilen varsa, bir yere not ediversin.

YORUMLAR (41)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
41 Yorum