Siyasete biraz ara verin, Freddie Mercury dinleyin
Memlekette bunca mesele varken Freddie Mercury dinlemeyi önermenin bazıları için abesle iştigal etmek anlamına geldiğinin farkındayım. Ama takdir edersiniz ki hayat sadece siyah-beyazdan ibaret değildir. Bu dünyada keşfedilecek renkler ve hissedilecek o kadar harika sesler var ki... Dolayısıyla hayatı sadece gerilimler içinde yaşamak zorunda değiliz. Bugün özgür dünyanın değişik şehirlerinde yüzbinlerce genç insan caz, rock ve pop konserlerinde farklı bir duygu iklimini yaşıyor. Bizde de şu günlerde İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği müzik festivali devam ediyor, 29 Haziran’da da caz festivali başlıyor. Keşke bütün şehirlerimizde bu sanat iklimini daha da zengin hale getirebilsek... Ama ne yazık ki biz aylardır seçim havasından bir türlü çıkamadık ve siyasetin dar koridorlarına hapsolmuş durumdayız.
Elbette müzik derken, sadece pop, rock ya da caz dinlemeyi kastetmiyorum. Mesela Dede Efendi ve Hacı Arif Bey’den muhteşem bir eser dinleyebilirsiniz. Eğer bunları fazla ağır bulursanız oturup Ahmet Kaya’yı, Zülfü Livaneli’yi, Fazıl Say’ı ya da Aşık Veysel’den “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü dinlersiniz. Hasılı ülkemizde de dinlenecek muhteşem eserler var, mesela Hacı Bayram Veli’nin “Noldu bu gönlüm” ilahisi eminim ruhunuzu zenginleştirecektir. Ama bugün şansınıza Freddie Mercury var...
Gerek klasik müzikte, gerekse rock, pop ve cazda öyle isimler vardır ki hem dönemlerine damga vurmuşlardır, hem de yıllar boyu bir efsane olarak kalmayı başarmışlardır. İşte Freddie Mercury bu efsanelerden biridir.
Freddie Mercury kendinden sonra gelen özgün, cesur, iz bırakmış grupları derinden etkilemiştir. Tarzı kimselere benzemiyordu ve farklı bir rüyayı seslendiriyordu. Şarkılarının etkisi derindir, onun verdiği bir ritimle başka bir evrene geçersiniz...
Freddie Mercury, yüzyılın sanat yönelimlerini etkileyen isimlerin başında gelmektedir. Besteleri, video klipleri, konserleriyle hep kendine özel pırıltılı bir dünya sunmuştur. Bazen aşkın, barışın ve sevginin en coşkun hallerini sundu bize, bazen de en dingin, en derin, kaldırıp yere çarpan hallerini...
Mesela Bohemian Rhapsody’i bugün dinlediğimizde hâlâ başka dünyadan bir dokunuş hissederiz. “Aç gözlerini, gökyüzüne bak ve gör” dediğinde karanlık taraf aydınlanmaya başlar... Aradan bunca yıl geçmesine rağmen, yüzyılın muhteşem eserini her dinlediğimizde kalbimiz aynı coşkuyla çarpar; çünkü kalbimiz bize kim olduğumuzu ve yaşama aşkımızı hatırlatmaya devam etmektedir.
Bohemian Rhapsody’nin filmi de yapılmıştır, ama bu ne yazık ki başarılı bir film değildir.
Kuşkusuz dünyanın en çok seslendirilen şarkısı olan Bohemian Rhapsody’nin önemi, rock müziğin en büyük vokallerinden biri olarak kabul edilen bir solistin hayatının anlatıldığı film olmasıdır.
Bilindiği gibi Bohemian Rhapsody’nin ilk melodileri Freddie’nin uykusundan uyanarak piyanoda çalmaya başlamasıyla ortaya çıkmış ve bundan sonra şarkının tamamlanması tam 5 yıl sürmüştür.
Ve şarkının ortaya çıkan ilk sözleri;
/Anne demin bir adam öldürdüm
Başına silah dayadım, tetiği çektim ve o şimdi ölü
Anne, hayat daha yeni başlamıştı
Ama gidip her şeyi mahvettim
Anne seni ağlatmak istemedim
Eğer yarın bu vakit dönmüş olmazsam
Güçlü ol, bir şey olmamış gibi dur
Çok geç, vakit geldi
Beni sarsacak titreşimler gönderir, durmadan ağrır tüm bedenim
Elveda herkese, gitmem gerekli
Hepinizi geride bırakmam ve gerçekle yüzleşmem gerekli
Anne, hayır ben ölmek istemiyorum
Zaman zaman hiç doğmamış olmayı diliyorum/