Ruhlarımızı selamlayan efsane Mick Jagger
Başlarını döndüren ve hızlıca bakışan insanları gördüm.
Yeni doğmuş bebeğin her gün yaptığı gibi kendime baktım,
Ve kalbimin siyah olduğunu gördüm.
Belki yavaş yavaş yok olacağım ve gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacağım.
(1966 Paint it Black)
Biliyoruz ki sanat ve edebiyat her zaman ruhsal dünyamızı derinleştiren, hayatın anlamına nüfuz eden bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden şairler, romancılar, hikayeciler ve müzik insanları daha yaşanabilir bir dünyanın kurulabilmesi için emek veren en değerli kahramanlardır. Ruhumuzun müzik elçileri sadece yarattıkları eserlerle değil, aynı zamanda verdikleri mesajlarla da ufuk açıcı bir rol üstlenmektedirler.
Mesela Venedik Film Festivali’ne ‘Burnt Orange Heresy’ filminin prömiyeri için katılan Rolling Stones’in efsane ismi Mick Jagger, iklim krizi ve küresel siyaset hakkında değerlendirmelerde bulundu, ABD Başkanı Donald Trump ve Britanya Başbakanı Boris Johnson’ı kutuplaştırıcı politikalar izlemekle suçladı.
Rock müzik tarihinin gelmiş geçmiş tüm solistlerini zihninizde bir film şeridi gibi hatırlamaya çalışın. Filmin ilk sıralarında Elvis, John Lennon, Bop Dylan, Jim Morrison, Freddie Mercurie, Kurt Cobain ve daha pek çoğunun olduğunu göreceksiniz. Rock müziğin dünyada zirve yaptığı yıllara baktığımızda böylesine uzun bir süre müzikle iç içe olup her dönemde farklı toplum kesimlerine ilham kaynağı olabilmiş pek az sanatçı vardır. Ve belki de Elvis’ten sonra bu konuda en önemli isim Mick Jagger’dır.
Eğer bir Rolling Stones ve Mick Jagger efsanesi diye bir şey varsa bu kesinlikle romantizmin kıyılarından geçmek durumundadır. Her ne kadar şarkılarında hayalperest gözükse de, doğallıktan ayrılmayan tutumuyla aslında fazlasıyla gerçekçi, hatalarını seven ve kendisiyle yüzleşmeyi başarabilen bir gruptur Rolling Stones. The Beatles’in sempatik imajının aksine daha çirkin ve asık suratlıdır ama buna rağmen herkesi içine çekmeyi başarabilmiştir.
Bize ruhlarımızda müziği açıkça hissettiren, imkansızlıklarla olgunluğu yakalamış, asla denemekten vazgeçmeyen ve hala ruhlarımızı selamlayan bir efsane Mick Jagger ve Rolling Stones.
Kuşkusuz Rolling Stones’i yaratan sadece Jagger değil, aynı zamanda Keith Richards’dır. Richards oldukça donanımlı bir sanatçıdır. Ailesinde caz müzisyenlerinin olması, onun müziğin içinde kalmasını sağlayan en önemli etkenlerden birisidir. Küçük yaşlarda Billie Holiday, Louis Amstrong ve Duke Ellington gibi efsanevi caz müzisyenlerini tanıma şansını yakalamıştır. İyi bir gitarist olmasının yanında aynı zamanda iyi de bir vokaldir.
Bu dünyadan öylesine müzisyenler gelip geçti ki, kimisi büyük beklentilerle izlendi, kimisi iyilerin yanında eksildi, kimisi de yarattığı müziğin dünyada ne tür fırtınalar estirdiğini göremeden bize hoşçakal diyerek bu dünyadan ayrıldı. Şanslıyız ki Rolling Stones gibi bir efsane bize hala o dönemin ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Ve hala John Lennon, Jimi Hendrix, Janis Joplin, Kurt Cobain, Freddie Mercury gibi rock müziğinin temel taşları olan efsaneleri özlüyoruz.