Koronaya inat W. Houston’un ‘I will always love you’ şarkısı...

Öyle inanıyorum ki büyük felaketlerin yaşandığı karantina günlerinde insanların dünyaya bakışlarındaki umutsuzluk, felaketlerden daha derin yaralar açmaktadır.

Biliyoruz ki korona virüsü şu günlerde bütün dünyayı adım adım dolaşarak insanları öldürüyor, hayatın en güzel şarkısını susturuyor. Şimdilik bazılarımıza uğramadan geçiyor belki ama, hayatımızın tadını kaçırmaktan asla vazgeçmiyor.

Bir sabah uyandığımızda hayatın bize yeni oyunlar oynadığı, ya da bazı sevdiklerimizi kaybettiğimiz gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalabiliriz. Ama unutmayalım ki bütün kışların arkasında mutlaka bir bahar vardır. Dolayısıyla en zor zamanlarda bile hayata tutunabilmek için, yaşadığımız anın hikmetini keşfetmeye her zamankinden daha çok muhtacız.
Covid-19 belası yüzünden yaşamaya mecbur olduğumuz karantina günlerinde, tüm insanlığın başka bir frekansa geçtiği, algılarımızın ve hayatımızın değiştiği aşikar. Bugünlerde evlerimizde kendimize göre yeni bir dünya kuruyoruz. En azından ben öyle yapıyorum. Evin neredeyse bütün odalarını kitaplar istila etmiş durumda, buna ilaveten masaların, koltukların üzerinde acilen dinlenmesi gereken şarkı listeleri...

Ama bazen insanı hiçbir şey teselli etmiyor, ne şarkılar, ne şiirler ne de kitaplar... Galiba dün tam da o günlerden biriydi, sabah uyandığımda kendimi umutsuz ve çaresiz hissettim, bilgisayarı açıp Spotify’da her şarkıdan biraz dinledim ama hiçbirisi başımda dönüp duran fırtınaları dindirmeye yetmedi. Sonra birden Whitney Houston’un ‘I Will Always Love You’ (Seni daima seveceğim) şarkısı çalmaya başladı.

O anda tam istediğim bu muydu bilemiyorum, ama içimde müthiş bir coşkunun adeta sel gibi aktığını hissettim. Bazen hiç beklemediğiniz anlarda, beklemediğiniz şeyler olur ve hayata daha sıkı tutunursunuz. Whitney Houston’un bu şarkısı, karantina günlerinde benim için ilaç gibi bir şey oldu galiba...

Son yüzyılın en muhteşem sesi, gelmiş geçmiş en ışıltılı ve aynı zamanda en karanlık divası Whitney Houston...Muazzam bir sese ve gırtlağa sahip olan Houston, hala dünyanın en başarılı şarkıcılarından biri olarak anılıyor. “I Willi Always Love You” şarkısı popüler kültürün hafızasına 1992 tarihli “The Bodyguard” filmiyle kazınmıştı. Ancak hayat hikayesi maalesef tam bir trajediydi...

Ama o hayatının bütün trajik yalnızlıklarına rağmen, şöhret basamaklarını tırmanmaya devam etti. ‘1991 Super Bowl’ finali öncesi kendi yorumuyla seslendirdiği ‘Amerikan Ulusal Marşı’ ve o günlerdeki Körfez Savaşı’yla birlikte bütün ülke sathında esen milliyetçi rüzgârlar eşliğinde çok beğenildi ve birçok beyaz onu, “En sevdiği siyahi sanatçı” olarak tanımladı. Peşi sıra ‘The Bodyguard’la, artık bütün dünyanın gözdesiydi. Güney Afrika’da ilk konser veren sanatçı oluşu, art arda gelen Grammy’ler, albümler derken zirve artık onundu.

1994’te ırk ayrımı sonrası Güney Afrika’ya giden ilk büyük yıldızdı. Tüm bunlara karşın zayıflıklarından, güvensizliklerinden ötürü hayatını, karartmaya devam etti...
Whitney Houston bugün hayatta değil, ama “I Willi Always Love You” şarkısı hala milyonların yüreğinde akmaya devam ediyor.

SENİ DAİMA SEVECEĞİM

/Eğer kalsaydım,
Sadece senin yolunda olmak isterdim
Ama gideceğim, fakat biliyorum
yolun her adımında seni düşüneceğim.
Ve seni daima seveceğim.
Seni her zaman seveceğim.
Sen, benim aşkım. Hmm.
Acı tatlı hatıralar tüm bunlar yanımda götürdüğüm.
İşte öyle, güle güle.
Ama lütfen ağlama
Seni daima seveceğim.
Seni her zaman seveceğim.
Umarım hayat sana kibar davranır
Ve umarım hayalindeki her şeye sahip olursun.
Ve sana neşe ve mutluluklar diliyorum.
Fakat tüm bunlardan öte, aşk diliyorum.
Ve seni daima seveceğim./

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum