Bir deccalın ya da ‘Sıkıyönetici Buhran’ın hikayesi
Önümde Akif Beki’nin yeni çıkan “Sıkıyönetici Buhran” adlı kitabı var. Kitabın sayfalarını çevirmeye başladığınızda şiirsel bir metinle karşılaşıyorsunuz, ama bu bildiğimiz anlamda bir şiir kitabı değil. Daha ilk sayfadan itibaren farklı çağların bütün istasyonlarında gücü temsil eden ve bir bakıma kötülük simgesi olan kahramanla iyiliğin sürekli mücadele ettiği bir modern zaman hikayesinin içinde buluyorsunuz kendinizi…
Belki de bir ahir zaman deccalının hikayesidir bu… Ya da kudret ve ganimete üşüşen kerkenezleriyle yalnız uyarıcılar arasında sürgit yaşanagelen çağlar üstü bir mücadelenin hikayesi…
Kitabın sayfaları arasında okumayı daha içsel hale getirdikçe görüyorsunuz ki, alegorik ve ironik bir manzum hikaye bu. İroni bakımından bilindik şiirleri alaya çeviren hezel kıvamında denebilir. Manzum hikaye vodvil taşlamaları içerdiği için de kelimenin tam anlamıyla hicviye tadı veriyor.
Kısacası “Sıkıyönetici Buhran”, farklı anlatım tarzı ve formlarıyla yazılmış, gümbür gümbür akan çok katmanlı bir eser. Yani ne niyetine isterseniz öyle okunabilir.
Güç ve ganimetle kendisini tahkim eden ve bir bakıma kötülüğün simgesi olan “Sıkıyönetici Buhran”la ona karşı iyiliğin safında duranlar arasındaki mücadelenin çağlar boyu süren hikayesini daha iyi anlayabilmek için galiba öncelikle kitabın şifrelerini özetlemekte yarar var.
Kudret ve etrafında toplaşan kerkenezleri, popülizme tav olmuş kalabalıklara sırtını dayayan Popçu metaforuyla temsil ediliyor.
Apartman Çavuşu Buhran ya da namıdiğer Sıkıyönetici Buhran, tam bir Popçu karakteri. Kendi çapında bir Kudret o da. Hükmetmeyi, yasaklamayı, itaat ettirmeyi seviyor. Gücünü, emri altındaki kurşun askerlerden alıyor.
İstenmeyen, sürgüne zorlanan ya da hicrete mecbur kalan yalnız uyarıcılar ise Anti-Popçu olarak sembolize ediliyor.
Ve taraftar, cemaat, ümmet toplayamayan tribünsüz uyarıcılar, Yunus Peygamber’de simgeleştiriliyor.
Anti-Popçuların, tarih boyunca Popçuların şerrinden kaçmak için kullandıkları kapalı, dolaylı, metaforik anlatım yani apokaliptik edebiyat da Hz. Yunus’un içine düştüğü gecenin, denizin ve balığın karanlık karnından konuşmasına benzetiliyor.
Anti-Popçunun sürgün yerinden rap sözleri gibi protest ama şakrak bir şiirsel anlatı çıkarıyor Akif Beki karşımıza.
Ayrıca içeride ve kapakta sanatçı Ahmet Güneştekin’in anlatıyı tasvir eden kitaba özgü desenleri ve görselleri var ki, bunlar kitaba ayrı bir renk ve boyut katıyor…
/Alavere dalaveresiyle
Deccal bir kahramanken Popçu
Olay mahallinde zuhur etti anti-Deccal
Koptu kıyamet en fitnelisinden şehirde
Ebabil kuşları taş yağdırmazdan önce
Madrabaz pelerini giymezken her sahte kurtarıcı
Oyunbaz bir mecal manyetizma gözlerinde
Haşmeti esrik, gürlemesi Kudret
Pembe hülyalara hapsolunca cümle şehla
Bu illüzyon matinesinde sezon sonu
Alargadan seyre daldı beklenen anti-Popçu/