Aykırı düşünen gafillerin sakıncalı hali
Türkiye’de son dönemde ifade özgürlüğü konusunda yaşanan sıkıntıları ve özellikle de iktidar merkezli oluşturulan yapay ‘mahalle’ anlayışını gördükçe ülkenin geleceği konusunda umutsuzluğa kapılmamak mümkün değil.
En son Giresun’da yaşanan bir örnek var ki, doğrusu akıllara ziyan bir durum. Giresun Belediyesi, bu yıl ilk defa 4-12 Ocak tarihleri arasında ‘1. Giresun Kitap Fuarı’ düzenleme kararı alıyor. Belediye Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma Hocayı önce kitap fuarına davet ediyor, hatta biletini de gönderiyor, ancak hemen ardından ‘Giresun’daki yerel siyasi dengeler’i gerekçe göstererek etkinlikten çıkarıyor. Geçtiğimiz günlerde AK Parti’den istifa eden İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu Twitter hesabından olaya tepki göstermeseydi, belki de olup bitenlerden hiç haberimiz olmayacaktı. Yeneroğlu’nun tepkisi, içinde bulunduğumuz hali bir kez daha düşünmemiz açısından son derece önemli: “İhsan Süreyya Sırma hocamız AK Parti kurmaylarının hocası sayılır. Emevi döneminin güç sarhoşluğu başta olmak üzere öğrettiği adalet ilkelerini ekseriyet unutmuş olsa da rahle-i tedrisatından geçmeyen azdır. Artık ona bile tahammül yoksa, hazin halimize kelimeler kifayetsiz kalır.”
İslam tarihi konusunda yıllarca önemli çalışmalar yapmış, dindar camiada istikameti konusunda tereddüt bulunmayan İhsan Hoca, Giresun’daki hangi ‘siyasi dengeleri’ rahatsız etmiş olabilir ki... Farzedelim ki Hoca, iktidarla aynı frekansta düşünmüyor, hatta bazı konularda eleştirel bir bakış açısına sahip. Farklı düşünüyor diye İhsan Süreyya Sırma’nın iktidarın kontrolündeki mahallelere girmesini yasaklamak mı gerekiyor? Bu nasıl bir tahammülsüzlüktür Allah aşkına...
Maalesef son dönemde AK Parti iktidarının farklı düşünenlere, eleştirel yaklaşımlara artık tahammülü yok. Mesele sadece İhsan Hoca meselesi değil kuşkusuz. Mesela Yargıtay kararıyla önce tahliye edilip sonra tekrar cezaevine konulan Ahmet Altan hangi hukuki gerekçeyle içeride tutuluyor, kimse bilmiyor. 799 gündür hapis yatan Osman Kavala için AİHM’nin verdiği “tutukluluğu hak ihlali” kararını mahkeme tanımadı ve tahliye etmedi. Anayasa Mahkemesi, 2.5 yıldır kapalı olan Wikipedia’nın erişim yasağını anayasaya aykırı buldu, ama Wikipedia hala kapalı.
Aslında bu fotoğrafın 2002’de özgürlükçü ideallerle yola çıkan AK Parti ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Çünkü o gün hukukun üstünlüğünün teminatı olduklarını söyleyen AK Parti diyordu ki: “Mevzuatımızdaki yasakçı hükümler nedeniyle, ülkemiz hukuk devletinden çok kanun devleti görüntüsü vermektedir. Türkiye, kanunlarını hukuka, hukukunu evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayandırarak ve temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sınırlayan yasakçı hukuk sistemini değiştirerek gerçek anlamda hukuk devleti olacak ve uluslararası camiada saygın bir yer kazanacaktır.”
Evet hikaye böyle başlamıştı, AK Parti 2011’e kadar demokrasinin kalitesini yükselten, kalkınmada önemli başarıların altına imza atan reformist bir kimliğe sahipti ve herkesin kendisini iyi hissettiği bir iklim oluşturmuştu. Ancak hikaye artık böyle devam etmiyor, aslında AK Parti de hikayenin bu halinden çok mutlu değil, ama o demokrasi iklimine geri dönmesi de mümkün gözükmüyor.
Eğer hakkaniyet temeline dayalı bir hukuk devleti anlayışını ve özgürlüklerle ilgili ahlaki hassasiyetlerinizi kaybederseniz, AK Partililer üzerinde emeği bulunan İhsan Süreyya Sırma Hocayı bile sakıncalılar listesine almakta bir beis görmezsiniz. Çünkü memlekette artık makbul ve itibarlı vatandaş olabilmenin belli kriterleri bulunmaktadır. Bunun tespiti için de şablonlar bellidir; eğer aykırı ve eleştirel düşüncelere sahipseniz ya “dış güçler”in adamısınızdır, ya davayı terk edip trenden inmiş veya atılmışsınızdır, ya ulusalcı solcular ve aşırı milliyetçiler gibi henüz hidayete ermemiş solculardansınızdır, ya da “beka” meselesini idrak edememiş gafiller!.. İşte memleketin hali bu, herkes hissesine düşeni alabilir...