Allah’ın adıyla denetimden kaçılabilir mi?

Müslüman zihin dünyasında “Hakimiyet Allah’ındır” yaklaşımı üzerinden icra edilen yönetim anlayışı, Müslümanların adalete, hakkaniyete ve hukukun üstünlüğüne dayalı yaşanabilir bir dünya oluşturma iradelerini zaafa uğratmıştır. İnsanlar avcı-toplayıcı dönemden sonra doğal olarak gruplar, topluluklar halinde yaşamaya başlamışlar ve toplumsal hayatı keşfetmişlerdir.

Kuralsız bir toplum hayatı düşünülemeyeceğine göre, bir takım kuralların oluşması hayatın bir zaruretidir. Toplumsal hayatın getirdiği zorunluluklar, doğal olarak bir yönetim mekanizmasını, yani siyaseti doğurmuştur. Bu açıdan bakıldığında, siyasetin insan doğasının bir gerçeği olduğunu söylemek gerekir.

Dolayısıyla, tamamen beşeri iradenin kabiliyet sahası içinde bulunan hakimiyet meselesini illa kutsal bir otoriteye bağlama zarureti bulunmamaktadır. Elbette mutlak gücün insanı ve kainatı yaratan Allah’ın kudreti dahilinde olduğu bir gerçektir, ancak bu siyasi egemenliğin insana ait olduğu gerçeğini değiştirmez.

Nitekim Kur’an “Bütün ortak meselelerini aralarında danışma ile karara bağlayanlar...” (Şura/38) ifadesiyle siyasi egemenliğin insana ait olduğunu açıkça belirtmektedir. Çünkü Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan insan, bu dünyada yaptığı olumlu ya da olumsuz fiillerinden sorumlu olan bir varlıktır. Zaten hayatın bir imtihan dünyası olmasının hikmeti de budur. Kısacası insana yeryüzünde bir takım yetki ve sorumluluklar verilmiştir ve dolayısıyla görevlerini yerine getirmek durumundadır, ama bunun anlamı Allah’ın yerine iş yapma yetkisi demek değildir.

***

Maalesef tarihsel süreç içinde siyasi egemenliğin Allah’a ait olduğu şeklindeki teokratik iddia, Kur’an’i yaklaşım açısından da doğru değildir. Çünkü Kur’an açıkça Hz. Peygamberden adaletle hükmetmesini istemektedir. Ayrıca Allah, siyasi egemenliğe sahip olmayan insandan neden adaletle hükmetmesini istesin ki? Kısacası Kur’an’ın ifadesiyle insana siyasi anlamda egemen olma yetkisi Allah tarafından verilmiştir. Ayrıca insana tevdi edilen siyasi egemenlik, Allah’ın egemenliğinin bir alternatifi değildir.

İslam siyaset paradigması çerçevesinde İslam toplumlarının oluşturduğu devlet yapılarına baktığımızda, yöneticilerin “Hakimiyet Allah’a aittir” iddiasıyla iktidarlarını tahkim ettikleri gerçeği ile karşı karşıya kalırız. Biraz dramatik bir durum ama, yöneticiler Allah’ın adını kullanarak denetimden kolaylıkla kaçmayı başarmışlardır.

Kabul etmek gerekiyor ki, egemenliğin halka ait olması gerçeği bütün iktidarlar için pek tercih edilen bir durum değildir. Çünkü çoğunluğun memnuniyetini ve rızasını kazanmak, meşakkatli bir sürece katlanarak çözüm üretmeyi gerektirmektedir.

Bu yüzden de kısa yoldan egemenliği Allah’a havale ederek halka hesap vermekten kurtulmayı tercih etmişlerdir. Egemenlik hakkını Allah adına kullandığınızı iddia ettiğinizde aynı zamanda iktidarınızın etrafında güçlü bir koruma duvarı oluşturmuş oluyorsunuz, çünkü geleneksel İslami literatür, yöneticiye isyanı Allah’a isyan olarak görmektedir.

***

İslam siyaset doktrininde “hakimiyet” kavramının yanlış bir anlayış temeli üzerinde geliştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Akbulut şu tespiti yapıyor: “Hakimiyet Allah’ındır iddiası ile hükmetmeye kalkmak ve kendi yetkisini Allah’ın iradesi saymak bir ilahlık davası olduğundan, bunun kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Aslında bu iddia sahipleri Firavunluğa özenmektedir. Çünkü Firavun da siyasi egemenliğin Tanrı’ya ait olduğunu ileri sürmüştür. Bir farkla ki o, bu egemenliği kullanan Tanrı’nın kendisi olduğunu açıkça söylemiştir. Ayrıca, siyasi egemenliğin Allah’a ait olduğu görüşü daima iktidarı elinde bulunduranlardan destek görmüştür. Çünkü bu yaklaşım, yöneticileri sorumluluktan kurtarmaktadır. Zaten Müslüman toplumlar da yöneticilerini hesaba çekememişlerdir. Gerçekten İslam ümmeti Allah ile aldatılmıştır.” (Kur’an’a Yabancılaşma Süreci, s.51)

Bu çerçevede değerlendirildiğinde İslam’ın demokrasi ile bağdaşmadığı tezinin, ne yaşadığımız çağdaş dünyanın gerçekleriyle, ne de İslami değerlerle bağdaşması mümkün değildir.

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
50 Yorum