AK Parti 14 Mayıs öncesinde ve şimdi ikinci tur sürecinde bütün seçim kampanyasını PKK tehlikesi üzerine bina etti. Neredeyse her gün AK Parti yöneticileri televizyonlarda, meydanlarda “Memleketimiz beka tehlikesi altında, eğer Millet İttifakı kazanırsa ülkemizi düşmanlar işgal edecek, PKK kazanacak” benzeri söylemlerle topluma korku saldılar.
Bu kampanya sadece iktidarın korku hikayeleri ile sınırlı değil elbette, özellikle iktidarı destekleyen gazete ve televizyonlara baktığınızda ister istemez “Eyvah PKK terörü ülkeyi kuşatmış, iktidarın etrafında kenetlenelim ve bu beladan kurtulalım” diyerek büyük bir endişeye kapılıyorsunuz. Demek ki terör konusunda durum bu kadar vahimmiş… Memleketin ‘bekası’ konusunda çok hassas olan (!) iktidar medyası, PKK tehlikesinin sorumlusunu da bulmuş, Kemal Kılıçdaroğlu… Bence de çok haklılar, şu Kılıçdaroğlu 21 yıldır memleketi terör belasından kurtaramadı bir türlü…
İşin trajikomik yanını bir tarafa bırakırsak, aslında AK Parti dahil herkes biliyor ki böyle bir korkutma politikası yürütmek hakkaniyetli değil, ayrıca doğru da değil. Eğer ülkede AK Parti’nin söylediği gibi bir ‘PKK tehlikesi’ ya da ‘beka’ sorunu varsa bunun bir tek sorumlusu olabilir, o da AK Parti iktidarıdır.
Çünkü ülkeyi tam 21 yıldır AK Parti iktidarı yönetiyor. Böyle bir iddia karşısında sormak gerekmez mi, 21 yıldır neden PKK tehlikesini ortadan kaldıramadınız, neden ülkeyi beka sorunuyla karşı karşıya bıraktınız?
Şimdi AK Parti bütün millete şunu mu demek istiyor acaba?
“Evet 21 yıldır ülkeyi biz yönetiyoruz ama özür dileriz PKK’yı bitiremedik, bu yüzden de memleketimiz beka tehlikesi altında, bizi yeniden iktidara taşırsanız, bu kez terörü bitireceğiz.” İyi güzel de 21 yılda bitiremediniz terörü şimdi nasıl bitireceksiniz onu da izah eder misiniz?
Oysa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 2022 yılında PKK terörüne karşı verilen mücadeledeki başarı hikayesini anlatırken çok net açıklamaları var, sözleri aynen şöyle: “Birileri PKK’ya olan saikleri yüzünden üzülüyor ama bilinmesi lazım ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dağlardaki teröristin ayakkabı numarası dahil her şeyi bilmektedir.” Bakanın açıklamalarına göre memlekette bir terör tehlikesi yok, üstelik devlet dağdaki PKK’lıların ayakkabı numaralarını bile biliyor.
Madem terör bitirilmişti, neden AK Parti şimdi tam da seçim öncesi milleti PKK tehlikesiyle korkutuyor?
Bu tabloya göre ya İçişleri Bakanı o gün doğru söylemiyordu ya da AK Parti bugün üç-beş oy uğruna gerçekleri gizleyerek millete korku salıyor. Ayrıca bir hakkı teslim etmek gerekirse, iktidar terörle mücadelede önemli bir mesafe kaydetti, bu bir başarıdır.
Hal böyleyken iktidar, terörle mücadeledeki başarısını anlatmak yerine, kendisini de aciz gösterecek bir dille “Aman ha memlekette terör tehlikesi var, oylarınızı bize verin” diyerek bir kampanya yürütüyor ki doğrusu bunu anlamak mümkün değil.
Her ne kadar anlaşılması zor gibi gözükse de esas itibariyle AK Parti, iktidarı dönemindeki bazı zaaflarının konuşulmasını istemiyor. Mesela Habur’un hatırlanmasından hiç mutlu olmuyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2018 yılında Diyarbakır il kongresinde, Hizbullah terör örgütünün şehit ettiği Gaffar Okkan’ı anarken aynen şöyle demişti: “Bu güzel şehir âdeta rahmetli Gaffar Okkan gibi emniyet müdürlerini dahi acımasız çarkları içinde yutan bir şiddet düzeninden ne yazık ki böyle bir zulme terk edildi.” Ama ne hazindir ki “Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmüyorum” diyen HÜDAPAR Başkanı üç arkadaşıyla birlikte AK Parti listelerinden milletvekili seçildiler. İşte AK Parti bugün Gaffar Okkan’ın şehadetini de hatırlamak istemiyor…
Bugün iktidar, muhalefeti PKK üzerinden itibarsızlaştırmak için acımasız bir kampanya yürütüyor ama arşivler bize AK Parti’nin hatırlamak istemediği bir başka hikayeyi hatırlatıyor.
Bilindiği gibi AK Parti iktidarı 2019 yerel seçimleri öncesinde Kürt seçmenlerin oyunu alabilmek için halkın vergileriyle ayakta duran TRT’de Öcalan’ın mektubunu okutmuştu. Yine aynı dönemde Öcalan’ın terörist kardeşi Osman Öcalan’ı TRT’de konuşturan da AK Parti iktidarıydı.
Demek ki neymiş, terör örgütünün başı Öcalan’ın mektubu iktidarın işine yarayacaksa TRT’de okutulmasının PKK ile asla bir ilgisi olmuyormuş…
