Milli Takım’da gerileme

Önce evimizde Lüksemburg beraberliği, ardından deplasmanda Faroe Adaları mağlubiyeti, Milli Takım’ımıza büyük utanç yaşatmıştı…

Şimdi de yenilenen istatistiklere göre 42. sıradan 45.’liğe indiğimizi de gördük ne yazık ki… Milli Takım’ımızın düşüşü devam ediyor…

Avrupa Kupaları’ndaki takımlarımız yavaş da olsa yükselişe geçmişken, Ay-Yıldızlı ekibimizin sert düşüşü ciddi bir üzüntü kaynağı…

***

Oysa daha 3 yıl önce tam tersiydi, takımlarımız düşerken, Milli Takım’ımız yükselişteydi…

Halbuki biz, aynı anda her iki alanda da yükseliş bekliyor ve 2000’li yılların başındaki tabloyu görmek istiyoruz…

Bu da hakkımız. 85 milyonluk bir ülkede, 300 milyon taraftarı olan bir milletin, hele de futbol ekonomisine bu kadar imkan sağlayan bir devletin en doğal hakkı bu…

***

Elbette ki, büyük hedeflere varabilmek için büyük düşünmek, bunları büyük projelere çevirmek, sonra da uygulayabilmek için de büyük riskleri göze alabilecek büyük adamlara ihtiyaç var...

2002 Dünya Kupası’nda Brezilya ve Almanya’nın ardından üçüncü olan Türk Milli Futbol Takımı, büyük bir hedefe inanmanın ürünüydü ve Şenol Güneş ve ekibi, ülkemize, tarihimizin en büyük başarısını getirdi...

O gün, Türkiye, bu büyük mutluluğu paylaşırken, sanki altın yıllar başlıyor, diye hesaplar yapmaya başladık...

***

Hemen ardından da dünya şampiyonlarının mücadele ettiği, kıta şampiyonlarının katıldığı 2003 Konfederasyon Kupası’nda yine üçüncülükle tekrarlanan başarı, bu görüşü tescil etmişti...

Üstelik de Galatasaray’ın Fatih Terim yönetiminde kazandığı UEFA Kupası şampiyonluğu tüm tazeliğini koruyordu...

Bir anda, kendimize, dünya şampiyonluğunu kaçıran ülke muamelesi yapmaya başlamıştık...

***

Şenes Erzik döneminde atılan gerçekçi adımlar ve Haluk Ulusoy devrindeki büyük başarılar, ne yazık ki, ilerleyen yıllarda birer hayale dönüştü...

Ancak o zaferin kahramanlarına haksızlık ettiğimizi çok geçmeden anladık... Zaman ilerledikçe ise, bırakın üçüncülüğü, Mustafa Denizli ile yakalanan 2000 Avrupa Şampiyonası çeyrek finalini bile arar olduk...

2008’deki yarı final sonrası, hep auta çıktık...

***

2006, 2010, 2014, 2018 Dünya Kupası’nı televizyondan gıpta ile takip ederken, çokça yaklaştığımız, hatta Hollanda’lı, Norveç’li rakiplere karşı grup birinciliği şansını yakaladığımız 2022’yi bile iç darbeler yüzünden ıskaladık…

Şimdi 2002’den bu yana 5. Dünya Kupası’nı bile evimizden izlemeye mahkûm olduk…

***

Küçük düşüncenin küçük insanları elinde, dünya üçüncüsü büyük Türkiye, küçüldükçe küçülüyor... Olan da Türk futboluna oluyor..

Toparlanmak imkansız mı?.. Tabii ki değil... Ancak Türk futbolunu yönetenlerin, büyük düşünmesi, kısır çekişmelerden kurtulması ve çağın gereğine uygun yapılanması, birlik beraberlikle hedefe kilitlenmesi lazım...

TÜRKİYE ARTIK 55. SIRADA

QFİFA sıralamasına göre, son olarak UEFA Uluslar Ligi’nde Lüksemburg ile 3-3 berabere kalan ve Faroe Adaları’na 2-1 yenilen Ay-Yıldızlı takımımız, 14,99 puan geriledi.

Toplam 1460,14 puanı bulunan milliler, dünya sıralamasında üç basamak aşağı inerek 45. sıraya yerleşti.

20 Kasım’da Katar’da başlayacak 2022 FIFA Dünya Kupası öncesindeki son sıralamaya göre, ilk 10 içinde tek değişiklik oldu. İtalya, İspanya’yı geçerek 6’ncılığa çıkarken, rakibi ise 7’nciliğe geriledi.

***

Brezilya’nın liderliğini sürdürdüğü sıralamada, Belçika ikinci, Arjantin de üçüncü sırada yer aldı. En büyük çıkışı, beşer basamak yükselen İskoçya (40. sıra) ve Azerbaycan (123) kaydetti.

Bir sonraki FIFA dünya sıralaması, 22 Aralık’ta açıklanacak.

Sıralamada ilk 10 şöyle:

1. Brezilya - 1841,3! 2. Belçika - 1816,71, 3. Arjantin - 1773,88, 4. Fransa - 1759,78! 5. İngiltere - 1728,47 , 6. İtalya - 1726,14! 7. İspanya - 1715,22, 8. Hollanda - 1694,51 ! 9. Portekiz - 1676,56, 10. Danimarka - 1666,57

NE YÜREK VAR AMPUTE MİLLİ TAKIMI'NDA

Koca yürekli gençler bunlar… Ampute Milli Takımı’mız, sahalarda fırtına gibi esiyor…

Fransa, Liberya galibiyetleri, Haiti beraberliği ve Meksika zaferi… Ve Fas çeyrek final maçı…

***

Onları İstanbul Vodafone Park’ta finalde İngiltere’yi 2-1 yenerek Avrupa Şampiyonu olduğu, tribünlerde 50 bin, ekranları başında milyonları sevince boğduğu günden hatırlıyoruz…

Şimdi de Dünya Şampiyonu olmak için yine evimizde rakiplerini ağırlıyor…

F. Bahçe Ülker Arena’da açılış töreninin ardından Fransa’yı Kemal Güneş, Okan Şahiner ve Rahmi Özcan’ın golleriyle 3-0’la hezimete uğratarak galibiyetle başlayan Ampute Milli Takımı’mız, Liberya’yı da 5-0’la geçti ve önce ilk 16’yı garantiledi…

Ömer Güleryüz’ün 3 gol attığı maçta Muhammet Yeğen ve Savaş Kaya da birer gol kaydetti…

Sonra Haiti beraberliği ve yine 5-0’lık Meksika galibiyeti. Ömer Güleryüz’den yine hat-trick…

***

Osman Çakmak’ın talebeleri, tam bir milli gururla formanın hakkını veriyor ve kupaya selam çakıyor…

Dünya Kupası’nda 24 ülke katıldı.. Finallerde toplam 80 maç oynanacak. 9 Ekim 2022 Pazar günü oynanacak final maçıyla 2022 Dünya Kupası’nı kazanan ülke belli olacak.

Engel tanımaz Milliler’i tebrik ediyor, helal olsun diyor, bu mücadele ruhunun bütün takımlarımıza sirayet etmesini diliyoruz…

HAALAND'IN SADECE TÜRKİYE'DE GOLÜ YOK

Türkiye, Dünya Kupası grup elemelerinde 27 Mart 2021’de Malaga’da Norveç’le karşılaşmış ve maçı 3-0 kazanmıştık…

Norveç’in forvetinde çok formda bir ikili, Haaland-Sörloth kulesi vardı… Şenol Güneş yönetimindeki Milli Takım, 3 golle rakibini sürklase ederken, o kadar dikkatli bir savunma yaptı ki Haaland’ı etkisiz hale getirdi…

***

Daha sonraki Kunt yönetimindeki rövanş maçında her iki oyuncu da sakatlıkları sebebiyle yoktu ve İstanbul F. Bahçe Stadı’nda berabere kaldık…

Yani neredeyse her rakibe gol atan Haaland’ın, Türkiye’ye siftahı yok… İnşallah da hiç olmaz…

***

Biz, Kral Pele ve İmparator Beckenbauer’ii, son yıllarında da olsa seyretme fırsatı yakalamıştık… Maradona’nın bütün serüvenini yaşadık…

Ronaldo-Messi gibi muhteşem bir rekabeti doyasıya izledik… Bütün dünya son 15 yıldır bu düellonun keyfini çıkarıyor… Her ikisi de dünyanın gelmiş geçmiş bütün rekorlarını kırdı…

Onlar, yavaş yavaş sonbaharlarını yaşıyor…

***

Şimdi ise ilkbaharlarında başka bir ikiliye şahitlik ediyoruz… Afrika orijinli Kylian Mbappe ve Erling Haaland… Dünya, büyük bir sürpriz olmaz, yeni büyük bir yıldız çıkmazsa 10 yıl onları izleyecek…

Ancak şimdilik Haaland, müthiş bir fark ortaya koyuyor…

Neredeyse oynadığı her maçta golü var. Rakip takım kim olursa olsun, her takıma gol atıyor… Daha 22 yalşında kırılmadık rekor bırakmıyor…

***

Dünya bugün, en iyi santrfor Erling Haaland’ı konuşuyor… Manchester City’nin Norveçli golcüsü Haaland, 6 gol attıkları son lig maçında Manchester United’a 3 gol kaydetmişti.

5-0 kazandıkları Şampiyonlar Ligi’ndeki Kopenhag maçında da 2 gole imza attı…

Grupta 3’te 3 yapan Pep Guardiala yönetimindeki M. City, 9 puanla liderliğini sürdürürken. Norveçli golcü, Şampiyonlar Ligi’nde 22. maçında 28. golünü kaydetti.

***

Kariyerinde 100 gol barajına, çıktığı 146. karşılaşma sonunda ulaşan Norveçli yıldız, bu alanda da açık ara önde bulunuyor.

Norveçli oyuncunun 100 gollük performansına Neymar 173, Mbappe 180, Messi 210 maçta ulaşabilmişti.

Erling Haaland, Avrupa’nın beş büyük liginde ise toplam gol sayısını 19’a ulaştıran ilk oyuncu oldu. Erling Haaland’ı 12 golle Barcelona’nın Polonyalı golcüsü Robert Lewandowski takip ediyor.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum