Nurettin Nebati
Görünüm ve üslubuyla hem zarif ve kibar hem de etrafına karşı düşünceli bir insan izlenimi bırakıyor.
Mesaj ve iddialarını ifade etme tarzındaki sevimlilik, içeriğin tutarlılığı veya irrasyonelliğini aşan bir hale oluşturuyor.
İktisatçı ve siyasetçiden çok, şampiyonluğa oynayan bir takımın, iyimser ve iddialı bir taraftarına daha çok benziyor.
İktisatçılar Sayın Nebati’yi iktisatçı, siyasetçiler de siyasetçi kabul etmediğinden, tabir caizse, onu eleştirmeye kıyamıyorlar.
Döneminde alınan ve alınmayan kararlar, ülkeyi Hiper enflasyona götürme riski taşısa da; muhalif ve eleştirmenler, başarısızlığın gerçek sorumluluğunu Sayın Nebati’ye yüklemeye razı olamıyorlar.
Daha önceki bütün Hazine ve Maliye Bakanları hakkında eleştiri yazıları yazdığım için, Sayın Nebati hakkında yazmasam adaletsizlik olur.
Çünkü Türkiye ekonomisi, Sayın Nebati’nin döneminde mahvedilmektedir.
ENFLASYONLA MÜCADELE EDİYOR GİBİ YAPIP
Önümüzdeki 24 ay içinde, enflasyonun %200’e ulaşabileceğini yazıp yazıp duruyorum.
Sayın Nebati seleflerinin akıbetini bildiği için, atılması gereken para ve maliye politikası adımlarını atmadan, yan yollarda oyalanıyor: “Enflasyonla mücadele timi” kurarak fiyat kontrolleri yapmak, konut ilanlarında fiyat değiştirenleri izleyip cezalandırmak, vs. gibi yollarla enflasyonu indirebileceğine dair göz boyuyor.
Bazı sektör temsilcileriyle “Birlikten Berekete” adı altında toplantılar düzenleyip, sektör temsilcilerinden enflasyonu düşürmeye dair vaat ve sözler alıyor, vs.
Şimdiye kadar, gıda, temizlik ve konut sektörü temsilcileriyle görüştü.
Peki, bu çalışmalar enflasyonu düşürüyor mu?
Hayır, düşüremiyor, tam tersine yükseltiyor ve yükseltmeye devam edecek.
Sayın Nebati, en son konut sektörü temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Konutder Genel Başkanı Sayın Altan Elmas, toplantı çıkışında kısa bir açıklama yaptı, mealen:
“Sayın Nebati, bozulan beklentilerin, enflasyonu, maliyet enflasyonundan bile daha fazla yükselttiğini vurguladı.
Ocak ayından beri “toplumsal anlamda beklentilerin bozulduğunu, sonuçta, bozulan beklentilerin fiyatlama davranışlarını da bozduğunu belirtti.
Nisan ayında gerçekleşen %69,97 enflasyonun yarısının sebebi de buymuş.”
Sayın Nebati’ye soralım:
Olumsuz beklentilerin, fiyatlama davranışlarını bozmasının sorumlusu ekonomi yönetimi değil mi ve bu yönetimin atanmış lideri siz değil misiniz?
Beklentilerin bozulmasının en önemli bazen de tek sebebi ekonomi yönetimine duyulan güvensizlik değil midir?
Beklentilerin bozulmasının nedeni, “TCMB’nin politika faizini önemsizleştirdik” ifadeniz olabilir mi?
Soruları çoğaltmanın gereği yok.
Sayın Nebati, Cumhurbaşkanlığında kotarılıp kendisine gönderilmiş talimatları, bir havari kadar inanmış görünerek, bazen bağlamından kopararak hatta çarpıtarak savunuyor.
Fakat bilmelidir ki yapması gerektiği halde yapmadığı veya yapmaması gerektiği halde yaptığı her icraat, toplamda, sadece bozulma ve çürümeyi artırıyor.
Bu çürüme en çok şahsına ve tabi partisine zarar verecek, bir bilse.
Bu politikalardan fayda sağlayan kesimler de var: Bankalarda kredi limiti müsait olan ve Türk Lirası kredi alabilen bütün şirketler bu yanlış politikalar sayesinde, eşi benzeri olmayan ölçülerde para kazanıyorlar.
Bu yılın ilk dört ayında şirketler, mevcut 1. 846 Milyar TL kredilerine ilave olarak, tam 500 Milyar TL ilave ucuz kredi kullandı.
Sayın Nebati, tasarrufu olanların para kaybettiği ve kredi kullananların fahiş menfaat elde ettiği bir düzenin vitrini oldu.
Fakat hiper enflasyona giden süreçte her kâr oranı yetersizdir ve sonuç hüsrandır.
Öte yandan, düşük ve sabit gelirliler uzun süredir ilk defa fark edilir oranda yoksullaştı ve yoksullaşmaya devam ediyor.
Alınan yanlış, tutarsız ve zararlı kararların ekonomide yaratacağı büyük yıkımın henüz başlamadığını bilmek katiyen kehanet değil.
Mevcut ekonomik sistemde, hükümet, irrasyonel “faiz sebep enflasyon sonuçtur” hurafesinden vazgeçmedikçe, 99 işi doğru yapsa, akıbeti hüsrandır.
Bir de “Kur Korumalı Mevduat ürünüyle kurları nasıl düşürdüysek, enflasyonu da öyle düşüreceğiz” demez mi?
Sevimliliğin de bir sınır var.