Enflasyon düşecek mi?
TCMB’nin reel ve finansal sektör temsilcisi 68 katılımcıyla yaptığı ankette, bir önceki dönemde %42,04 olan yılsonu enflasyon tahmini bu anket döneminde %42,96’ya yükseldi.
TCMB’nin yılsonu enflasyon tahmini %36.
Öte yandan, 12 ve 24 ay sonrasına dair enflasyon tahminlerinde, mütevazı iyileşmeler devam ediyor.
Türkiye’de ürün fiyatlarını belirleyen piyasa oyuncuları, gelecekte satacakları ürünlerinin fiyatlarını, geçmiş fiyatlara, kurlara, ücretlere ve faiz oranlarına bakarak belirliyor.
Maliyetlerdeki “muhtemel” artış oranlarının tamamını, eğer beklentiler bozuksa ve satış problemi yoksa daha fazlasını, fiyatlara ve ücretlere yansıtma davranışlarına, kabaca, “endeksleme” diyoruz.
Geçmişteki verilere endeksleyerek, gelecekteki fiyatları belirleme davranışı değişmedikçe enflasyonla mücadele başarılı olamaz.
MALİYET OLUŞUMU
Bir ekonomide gelirler ikiye ayrılır: Ücret gelirleri ve sermaye gelirleri. Sermaye gelirleri de üçe ayrılır kira, faiz ve temettü.
Tersinden bir okuma yaparsak; bir ekonomide giderler, ücretlere ve fiyatında faiz, kira ve kâr içeren ürünlere ödenen giderlerden oluşur.
2024 yılında ücretlerde yapılan artış oranları ortalamasının en az %50 olduğunu biliyoruz.
Yatırım mallarına bağlanan “fiziki ve nakit sermaye” de, %50’nin üzerinde gerçekleşen mevduat ve kredi faizlerinden daha yüksek bir kâr etmek ister.
TCMB’nin tespit ettiği kira artış oranlarının da %100’leri aştığını unutmayalım.
Sitelerine girilip bakıldığında görülecektir ki, İstanbul Barosu %90 ve üzeri, Türk Tabipler birliği %90 ve üzeri, TÜRMOB %106 diğer başka odalar da %100 ve üzeri oranlarda ücretlerine zam yapmışlar.
ÜCRET VE SERVET GELİRLERİ
Kapital ve İdeoloji kitabının yazarı ünlü Fransız İktisatçı Thomas PIKETTY* Amerika, Kanada, İngiltere Almanya, Fransa ve Japonya üzerine yaptığı çalışmaların neredeyse ortak bir verisi var, “Milli gelirin %75’i ücret gelirlerinden ve %25’inin de sermaye gelirlerinden oluşur.”
Üstelik bu ülkelerdeki servetler, milli gelirin 4 ila 7 katı kadardır. (Türkiye’de 2 kat)
700 yıllık verileri inceleyerek %25 - %75 çıkarımını yapan Piketty’ye şimdiye kadar ciddi bir bilimsel itiraz gelmemiş görünüyor.
Biz Türkiye’de ücret gelirlerinin tıpkı gelişmiş ülkeler gibi milli gelirin %75 olduğunu varsayalım ve soralım: ‘Ücret gelirleri/giderleri’nin ekonominin %75’i olduğu ve ücret artış oranlarının %50 ila %106 arasında gerçekleştiği bir ekonomide, enflasyon artış oranı nasıl %50’nin altında gerçekleşebilir?
Bazıları diyebilir ki, Türkiye’de işçilik ücretleri satış fiyatlarının %15’ini geçmezken enflasyon niçin %50 ve üzeri olsun?
Bu itiraz, doğru gibi görünse de yüzeyseldir; ücretlerin, enflasyonun en önemli sebebi olduğunu Perşembe günü detaylı olarak göstereceğim.
Şimdiye kadar anlattıklarımın özeti ve iddiası: 2024 yılında enflasyon %50’nin altına inemez.
Peki, Hükmet ve TCMB %36’yı hedeflerken neye güveniyorlar?
Daha bilimsel soralım: 1)Talebin en önemli belirleyicisi olan gelirin (nominal olarak) artacağı, 2) ürün maliyetinin bilhassa ücretlerden dolayı çok yükseleceği, 3)para arzının, a) yüksek bütçe açığı (2,65 Trilyon TL) ve b) bankaların kendi örgütlerine verdiği %50 artış (5,8 Trilyon TL) hedefinden dolayı yine çok yüksek olacağı ve son olarak 4) beklentilerin düzelmediği bir ortamda neye güveniliyor?
Cevabı biliyorum. Faiz artışlarının harcama talebini kısacağına ve “sıcak para”yı Türkiye’ye çekeceğine; sonuçta kurları baskılayacağına, bunun da enflasyonu indirebileceğine inanılıyor.
TCMB, bu plan çerçevesinde, kurların enflasyondan daha az yükselmesi için elinden geleni yapıyor.
Soru: Peki, TL’nin çok değerlendiği bir ortamda ithalat patlamaz mı?
Cevapları: Hayır patlamaz çünkü faizler yüksek olduğu için birikim sahipleri paralarını harcamayıp bankalara yatıracak ve ithalatçılar da yeterli ve ucuz kredi bulamayacaklar. Yabancı girişi yüksek olacağı için ithalat artsa da sorun yaşanmaz.
Soru: Peki, yurtiçi yerleşiklerin, reel olarak ucuzlayan dövize talebi artmaz mı?
Cevapları: Hayır, artmaz çünkü TL sürekli değerleneceği için dövize geçenler zarar edeceklerini görecekler hatta şu anda dövizi olanlar TL’ye dönecek ve kârlılıklarını artırmaya çalışacaklar.
Perşembe günü ucuz ithalatın enflasyonu ezemeyeceğini ve enflasyonun temelindeki en önemli olgunun ücret artışları olduğunu gösteren bir analiz yapacağım.
*Kapital ve İdeoloji, Thomas Piketty, İş Bankası Yayınları ve http://piketty.pse.ens.fr/en/recent