Bilgi toplumunun beş teknolojisi ya da patinajdan kurtulmak
Şu anda kullandığım telefonun aletini üretecek teknolojiler, bilgi toplumunun asgari teknolojileridir. Bu teknolojileri edinemeyen ekonomiler debelenir, patinaj yapar ve dönemsel krizlere girer.
Nedir bu teknolojiler, niçin şimdiye kadar edinemedik ve niçin hemen edinip üretime geçemiyoruz? Bu ürünleri üretecek tesisler ne kadar sürede ve hangi maliyetle kurulabilmektedir?
Bu teknolojilerin sanayi kolları ve tahmini tesis maliyeti.
1- Chip (çip) Fabrikası, önceki yazıda saydığım bütün ürünler için olmazsa olmaz temel bir ürün. Tesis maliyeti altı ila on sekiz Milyar $ arası değişmekte.
2- Akıllı Ekran Fabrikası. Kurulum maliyeti, üç ila altı Milyar $ arasında değişmektedir.
3- LED TEKNOLOJİLERİ Fabrikası üç Milyar $’dan başlıyor.
4- OPTİC Teknolojiler Fabrikası, bir milyar $’a ulaşabiliyor.
5- BATARYA, PİL Fabrikası. Üretilecek ürün çeşitlerine bağlı olarak, çeşitli çap ve ebatta, Beş Milyar $’a kadar yatırım gerektirebilir.
Bu arada tesis maliyeti, 12 Milyar $ olması beklenen nükleer santralin bitirileceğini ve buradan enerjinin yanı sıra barışçıl diğer teknolojilere de destek sağlanacağını varsayıyorum.
Doğrusu, yukarıdaki rakamların hiçbirinin fizibilitesini ben yapmadım, yapılmış fizibilitelerden derledim. Bu rakamlara, lütfen kimse itiraz etmesin, çünkü amaç, bir perspektif kazanmak, kazandırmaktır. Bu yola girildikten sonra, bu ve ilgili diğer tesislerin dengeli maliyetleri ortaya çıkabilir.
Sorular, Sorular, Sorular
Soru 1; bu tesislere para sermaye ve kredi olarak yukarıdaki meblağları yatırabilecek bir “babayiğidimiz” var mı? Cevap: Yok.
Soru 2; bu tesislere, mesela 10 milyar $ kredi verebilecek bir bankamız veya bankalar grubumuz var mı? Cevap: Yok.
Soru 3; bu tesisleri gelip Türkiye’de kuracak iştahlı bir yabancı sermaye var mı? Cevap: yok.
Pekâlâ bu mahrumiyet şartlarında bu teknolojileri nasıl edineceğiz?
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ne yaptığını bilen yetkili ve etkili bir finansal yönetim; siyasal ve toplumsal desteklerle, bu projelerin finansmanını tedarik edebilir. Ben buna inanıyorum. Yeter ki bu işe ve tabi ki her işe, sahip olduğumuz bütün akılların ve gönüllerin katkısını ekleyelim, gözetelim.
Nasıl?
Mevcut ulusal varlıklar, yeni varlıklar edinmek için devreye alınır.
Finansman sağlama planını gelecek yazıda ayrıntılı olarak anlatacağım. Esnaf işi küçük bir örnek verelim. İşlek bir caddede size ait, her biri, aylık 10 bin TL kira getiren ve kiraya verilmiş üç dükkânınız olsun. Bankada da 500.000 TL paranız. Cadde üzerinde peşin satış fiyatı 2 Milyon TL ve aylık kira geliri 15 bin TL olan benzer bir dükkân satılık. Fiyatlar size makul geliyor, çünkü dükkânın değeri enflasyondan daha hızlı artıyor. Bu dükkânı da satın alırsanız aylık toplam geliriniz 45.000 TL’ye çıkacak.
Esnaf bir miktar peşinat vererek bu dükkânı alır ve varlıklarını artırır. Zaten hep böyle yaparlar.
Varlık diye diye konuyu Türkiye Varlık Fonuna getireceğimi tahmin etmişsinizdir.
Mevcut varlıkların gelirini ve kredibilitesini kullanarak yeni varlıklar edinmek. İşte yukarıda saydığım 5 teknolojik tesise sahip olma metodolojisi, bu bir cümlelik temel anlayışta mündemiçtir. Gelecek yazıda anlatacağım.
Geçen hafta Türkiye Varlık Fonu, Ceyhan’da on milyar dolarlık yatırım değeri olan rafineri ve petro kimya tesisleri yatırımı yapmak istediğini basına yansıttı. Yapılması, yapılmamasından daha iyi olmakla birlikte, var olan yatırımların aynısını yapmak doğru bir tercih değildir.
Tüpraş’ın 28 ve Star Rafineri’nin 10 milyon ton olmak üzere toplamda 38 milyon ton kurulu kapasitemiz iç pazarımıza yetiyor. Tüpraş ve PETKİM pazar lideri olan iki şirket; buna rağmen yıllara sâri “Ortalama Karlılık Oranları” normal seviyelerin üzerine çıkamıyor. Türkiye Varlık Fonu’nun temin edeceği bu 10 milyar $’ı katma değeri daha yüksek sektörlere yatırması tercih edilmelidir. Finansal Plan gelecek yazıya kaldı.