Avrupa’nın Rusya’ya karşı güçlü silahı
Joseph E. Stiglitz ve Andrew Kosenko
NEW YORK - Artık açıkça görülüyor ki, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Ukrayna’nın Rus saldırganlığına karşı direnişinde Ukrayna’yı yüzüstü bırakacak. Trump'ın kendisi ya dezenformasyonun kurbanı ya da Amerikalıları savaşın nedenleri ve sonuçları konusunda aldatma çabasının gönüllü bir katılımcısı.
Trump’ın yalanları arasında Ukrayna’nın savaşta eşit derecede suçlu olduğu iddiası; Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin çatışmayı kendi lehine sona erdirmek için yeterli güce sahip olmadığı söylemi; ve Ukrayna’nın ABD’nin yardımı olmadan kendini savunamayacağı iddiası yer almaktadır. Oysa tüm dünya Rusya'nın kışkırtılmamış bir işgal başlattığını biliyor ve hepimiz Ukraynalıların 1.800 millik bir cephe hattını, Batılı topçu, zırhlı araçlar ve hava savunma sistemleri gelmeden çok önce, sözde üstün bir orduya karşı cesurca savunduğu ilk haftaları hatırlıyoruz.
28 Şubat’ta Oval Ofis’te yaşanan utanç verici sahne, Trump’ın Zelenski’ye karşı düşmanlığını ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e olan sempatisini gözler önüne serdi. Trump sadece kendi hırslarını gerçekleştiren otoriter figürleri mi seviyor? Yoksa Putin'in- Trump’ın ilk döneminde yaygın olarak şühelenildiği gibi- Trump’a karşı bir şantajı mı var?
Durum ne olursa olsun, Trump hukukun üstünlüğü fikrini reddediyor, çünkü onu siyasi çıkarlara tabi kılıyor: hukuk başkanın çıkarlarına hizmet ettiğinde kullanılmalı, etmediğinde ise görmezden gelinmelidir. Ülkeler arasındaki anlaşmalar (kendisinin imzaladığı anlaşmalar bile olsa) istenildiği zaman bozulabilir. ABD, Birleşik Krallık ve Rusya ile birlikte 30 yıl önce, Aralık 1994'te imzalanan Budapeşte Memorandumu kapsamında Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü koruma sözü verdi. Bunun karşılığında Ukrayna, Sovyetler Birliği'nden miras kalan dünyanın en büyük üçüncü nükleer cephaneliğinden vazgeçmeyi kabul etti. Rusya, 2014 yılında Kırım’ı işgal edip yasa dışı şekilde ilhak ederek bu anlaşmayı ihlal etti ve şimdi Ukrayna, anlaşmanın iki tarafı tarafından da ihanete uğruyor.
Trump’ın Amerika’nın verdiği sözü tutmayı reddetmesi utanç verici. Ukraynalılar kendi yükümlülüklerini yerine getirdiler ve ABD’nin de aynısını yapmasını beklediler. Bu ihanetlerin ölümcül sonuçları var ve bu sadece Ukrayna için geçerli değil. On yıllardır Avrupa’nın güvenliği, NATO Antlaşması’nın 5. Maddesi’ne dayanıyordu; bu maddeye göre bir üyeye yapılan saldırı, tüm üyelere yapılmış sayılmaktadır. Ancak artık açıkça görülüyor ki, Trump sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiğine inandığı sürece ABD Avrupa’yı savunacaktır. Uluslararası hukuk ve antlaşmalara bağlılık, Trump için olduğu kadar Putin için de hiçbir anlam ifade etmiyor.
Avrupalılar bu sert gerçeklerle yüzleşmeye başlıyor. En acil görevler, kendi kendine yeterli bir savunma gücü oluşturmak ve şu anda Avrupa yargı bölgelerinde tutulan 220 milyar dolarlık Rus egemen varlıklarıyla (2022'de hareketsiz hale getirilen 300-350 milyar dolardan) ne yapılacağına karar vermektir. Haziran 2024’te G7, bu varlıklardan elde edilen faiz gelirlerinin (50 milyar dolar) Ukrayna’ya mali yardım olarak kullanılmasını kabul etti ve Avrupa Komisyonu Ocak 2025’te 3 milyar dolarlık ilk ödemeyi gerçekleştirdi. Ancak ABD’nin kendi mali desteğini sona erdirme olasılığı göz önüne alındığında, bu yarım önlem artık yeterli değil. Avrupa'nın daha da ileri giderek kontrolü altındaki tüm Rus varlıklarına el koyması gerekmektedir.
Rus saldırganlığının neden olduğu zarar 220 milyar doları aştığı için bu varlıkların Ukrayna'nın yeniden inşasını finanse etmek için kullanılması gerektiğini daha önce savunmuştuk. Ancak bu para artık çok daha acil bir şekilde gerekiyor. Hâlâ saldırı altında ve kısmen işgal edilmiş bir ülke yeniden inşa edilemez. Adalet ve sağduyu, bu kaynakların Ukrayna’nın savunmasını finanse etmek için kullanılması gerektiğini gösteriyor. Avrupa istediği yasal manevrayı yapabilir; önemli olan Ukrayna'nın askeri teçhizat satın alabilmesi ve Rusya'nın sürekli tahrip ettiği altyapıyı onarabilmesi için parayı derhal almasıdır.
Sorumluluk konusunda hiçbir soru işareti olamaz. Rusya'nın, hukukun üstünlüğünü hiçe saydığı ve kendi yetki alanındaki Batılı varlıklara serbestçe el koyduğu bir dönemde, söz konusu varlıkların yasal olarak korunduğunu iddia etmesine izin verilmemelidir. Dahası, fonların derhal Ukrayna'nın kullanımına sunulması Avrupa'nın da yararına olacaktır. Ukrayna'nın savunma sanayii için harcayacağı her türlü kaynak Avrupa'nın kendi savunma kapasitesini güçlendirecek ve bocalayan ekonomisini canlandıracaktır.
Kaybedecek zaman yok. Fonların, önerildiği gibi gelecekte kurulacak bir Uluslararası Tazminat Komisyonu için teminat olarak kullanılması kabul edilemez gecikmelere neden olacaktır. Otoriterliğin yükselişi hızlanıyor ve Avrupa, buna karşı dünyanın kalesi haline geldi. Avrupa değerleri - ve küresel olarak sivil özgürlüklerin, demokrasinin ve insan haklarının savunulması – tehlike altındadır.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 'un yakın zamanda ifade ettiği gibi, “Avrupa, risk almanın, hırsın ve gücün tadını yeniden keşfetmeli.” Eğer Macron ve diğer Avrupa liderleri, Oval Ofis’te yaşanan bu utanç verici olaydan sonra Ukrayna’ya verdikleri sözleri tutmak istiyorlarsa, bu anı değerlendirmeli ve Rusya’nın varlıklarına el koymalıdır. Ukrayna tüm Avrupa’yı savunurken, Avrupa yasal bahanelerin arkasına saklanmamalıdır.
Andrew Kosenko Marist College İşletme Fakültesi'nde Yardımcı Ekonomi Profesörüdür. Dünya Bankası'nın eski baş ekonomisti ve ABD Başkanı'nın Ekonomik Danışmanlar Konseyi'nin eski başkanı Joseph E. Stiglitz, Columbia Üniversitesi'nde Üniversite Profesörü, Nobel ekonomi ödülü sahibi ve son olarak The Road to Freedom (Özgürlüğe Giden Yol)kitabının yazarıdır : Economics and the Good Society (W. W. Norton & Company, Allen Lane, 2024) adlı kitabın yazarıdır.
© Project Syndicate 1995–2025














