İktidarı da muhalefeti de yanıltan ekonomi

Geçen gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferansla Antalya’daki bir açılış törenine bağlandı, konuşmasında lafı ekonomiye getirdi, “Siz” dedi, dinleyenlere, “Muhalefetin sözlerine itibar etmeyin, fabrikalar çalışıyor, üretim devam ediyor, çalışmak isteyene iş var, işler iyi.”

Erdoğan’a göre tek problem hayat pahalılığıydı, bunun da üç sorumlusu vardı: 1. Yurt dışında de enflasyon vardı, hammadde fiyatları artıyordu; 2. Gıdadaki artış mevsimseldi, yaz gelince bolluk ve ucuzluk olacaktı; 3. Bazı gözünü kâr hırsı bürümüş fırsatçılar vardı.

Bu sözleri okuyan iktisatçı bir arkadaşımın aklına tek parti döneminin Milli Eğitim Bakanlarından birinin meşhur, “Şu mektepler olmasa eğitimi yönetmek kolay” demesi gelmiş, benimle de paylaştı, “Şu enflasyon ve döviz kurları olmasa ekonomi güllük gülistanlık” diyerek.

Finans kökenli ekonomik krizler biraz böyle şeyler. Bakıyorsunuz ülkenizin üretim kapasitesi, insan kaynağı şusu busu her şeyi aynı, ama ülkeniz dünkü ülke değil.

Tayyip Erdoğan da bakıyor, ne 2019’un ve sonrasında da salgın döneminin çalışmayan fabrikaları kalmış, ne işsizlik eskisi kadar büyük bir sorun. Ama muhalefet çıkmış “Ülkede ekonomik kriz var” diyor. Gerçekten de Türkiye istihdamda kaybettiklerini büyük bir hızla geri aldı; yeni ilave istihdam yaratma hızı düşük ama hiç değilse son üç yıl içinde işsiz kalanların neredeyse tamamı işlerine geri döndü. Fabrikalar 7 gün ve 24 saat çalışıyor.

Bütün bu görüntüye rağmen, işin ekonomi cephesinden bakınca, korkarım bir ekonomik krizimiz var ve bu kriz önümüzdeki aylarda daha da derinleşecek. Derinleşmenin boyutunu tahmin etmek için Mart ayı bütçe gerçekleşme sonuçlarına bakmak yeterli. Bütçe açığı da, dolayısıyla Hazine’nin nakit açığı da büyüyecek. Merkez Bankası karşılıksız para basmaya devam ettiği için döviz kurları artacak ve enflasyon da Hazine Bakanı Nurettin Nebati’nin hafta sonu İstanbul’da yapılan bir toplantıda söylediği gibi “keskin biçimde” düşmeyecek. Hoş Nebati 2023 için enflasyon beklentisini tek haneden yüzde 20’ye yükseltmiş ama korkarım daha yüksek olacak enflasyon. Hükümet “enflasyonu yüzde 70’den 40’a düşürdük” diye övünebilir mi? Bilmiyorum.

Ancak aynı konuya, yani ekonomik krizin varlığıyla ilgili tartışmaya siyaset cephesinden baktığımızda o kadar net yanıt veremiyoruz. Yani, ekonomik krizin varlığının Tayyip Erdoğan iktidarını kesinlikle sona erdireceğini söyleyemiyoruz.

Bunun sebepleri karmaşık ve anlatması da çok uzun, ama benim aklıma gelen ilk iki unsur şu:

1. Vatandaş öyle kötüsünden, 2021 Eylül-Aralık arası öyle bir dibe vuruştan ve ümitsizlikten geliyor ki, bugün eski hayat standardının çok gerisinde olsa bile hala bir gelir elde edebildiği için şükür ediyor.

2. Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna talip bir kişi veya bir program ortada olmadığı için zaten Erdoğan’ı değiştirecek bir tercihe ve kıyaslama imkanına sahip değil.

Bu iki unsur aynı anda hem iktidarın hem de muhalif kamuoyunun kafasını karıştırıyor.

Vatandaşın daha iyi bir hayat ümidinden vazgeçip sırf işi ve geliri var diye şu anki haline bile şükrediyor olması, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti çevrelerinde “Oy kaybını durdurduk, hatta arttırmaya başladık” sevincine neden oluyor. Oysa durum onlar için pek parlak değil; çünkü vatandaşın haline şükrediyor olması, tanımı gereği negatif bir şey. Yani vatandaş daha beterini yaşamadığı için şükrediyor. Siyasetin bu şükür hissine verebileceği tek mesaj, Tayyip Erdoğan’ın büyük kitleleri kendi yokluğuyla korkutması olabilir, “Ben gidersem daha beter olur, oysa ben sizi geçmişte nasıl kurtardıysam bir kez daha kurtarabilirim, nurlu ufuklara ulaştırabilirim” demesi şimdilik önündeki yegane yol. Nitekim bu yolu kullanıyor.

İkinci saydığım unsur ise esasen muhalif kamuoyunun kafasını karıştırıyor, “Nasıl oluyor da Tayyip Erdoğan’a hala yüzde 40 oy çıkıyor” soruları soruluyor.

Oysa seçim toplamı sıfır olan bir oyun ve birinin kazancı diğerinin kaybı demek. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ortada alternatif aday yokken sağlıklı ölçüm yapmak imkansız. Şu an ölçülen şey, “Beni kesseniz Tayyip Erdoğan’a oy vermem” diyenlerin oranı. “Tayyip Erdoğan’ın karşısında falanca kişi şöyle bir programla aday” dendiğinde, bu rakamlar kökünden değişecektir; çünkü o zaman soru sorulan kişi somut bir değerlendirme yapabilir hale gelecek.

Muhalif kamuoyundaki bu kafa karışıklığı sık sık sabırsızlık olarak dışa vuruluyor, “Hala bir aday belirleyemediler, bu muhalefetten bir cacık olmaz” kötümserliğine kolayca varılıyor.

İşin ilginci, muhalif kamuoyunda beliren kötümserlik, iktidar kanadında da benzer cümlelerle iyimserlik yaratıyor, “Bunlar Tayyip Erdoğan’a alternatif olamazlar” güveni artıyor.

Kamuoyundaki bütün bu dalgalanmalara rağmen 6 muhalefet partisinin lideri, işleri ağırdan almayı ve adaylarını seçimden 3 ay önce açıklamayı kararlaştırmış gibi gözüküyorlar.

Peki bu tercih doğru mu? Gelin onu da perşembe günü konuşalım.

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum
  • Şimal / 19 Nisan 2022 20:19

    İsmet bey,yıllardır siyaseti takip ederim. Erdoğan’ın alacağı oy en fazla yüzde 25’dir.

    Yanıtla (1) (0)
  • ahmet avas / 19 Nisan 2022 14:30

    üstadım o sözü söyleyen tek parti döneminin milli egitim bakanı değil ikinci meşrutiyet döneminin maarif vekili Emrullah efendidir. Galiba bir editoryal hata olmuş. Ukalalığımı mazur görün . Düzeltelim ki kabataş olayındaki gibi bir yanlışlık olmasın.

    Yanıtla (5) (0)
  • karar okuru / 19 Nisan 2022 00:41

    adaylık konusunun kopmalara yol açabilecek kadar tehlikeli olduğunu biliyorlar. onun için, seçilecek adayın -kim olursa olsun- neleri yapacağını önceden belli olacak biçimde protokole bağlamak, masayı rahatlatmak istiyorlar. daha önce her konuda mutabakat sağlanır ise tarih öne de çekilebilir bence. şu halde gördüğüm, tayyibin seçimi kazanabilme ihtimalinin -tahminlerin ötesindeki bir rahatlıkta- var olduğudur.

    Yanıtla (1) (7)
  • Okuyan / 19 Nisan 2022 12:53

    Tayyip kesin kazanır diyorsun. O zaman, muhalefetin yaptığı hiçbir şey sizi tatmin etmez. Yorum yaparak yorulacaginiza son cümlenizi baştan söyleseniz daha iyi değil mi ?

    Yanıtla (2) (1)
  • Sabahattin / 19 Nisan 2022 11:49

    1) Ben hala tek aday çıkarmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Birinci turda herkes kendi adayı ile yarışsın. İkinci turda konsolidasyon olacaksa olsun. Seçmen tercihini manipüle etmeye çalışmak doğru değil. Sistem çalıştırılmalı. 2) Batı ile ilişkiler düzelmeden ve askeri operasyonlar bitmeden ekonomi düzelmez. Çünkü a) yatırım gelmez b) bütçe açık verir. Gel gör ki Batıcı parti yok. Halbuki %20-25 taban var orada. Siyasette bir boşluk bu. Niye kimse doldurmuyor?

    Yanıtla (1) (0)
  • Muharrem Keçeli / 19 Nisan 2022 11:45

    Ülkemizde faizleri düşürelim diye döviz fiyatları iki katına çıktı. Ürettiğimiz malın Yüzde seksen hammaddesi dışardan geliyor. Dolayısıyla fiyatlar patlıyor. Elektrik akaryakıt gibi ürünlere iki kat zam yapıldı. Cumhuriyet tarihinde bu kadar büyük zamların yapıldığı bir dönemi hatırlamıyorum. Sebebi faizlindiriminin dövizi patlatması ve yüksek enflasyona yol açmasıdır. Üstelik faizler düşmemiş aksine artmıştır.

    Yanıtla (5) (0)
  • Cemal AYDIN / 19 Nisan 2022 10:15

    Perşembe yazınızı inşaallah okurum ama benim fikrim şimdiden muhalefetin adayını açıklamayı bekletmesi doğru bir yaklaşım.

    Yanıtla (6) (0)
  • Yalçın kardeş / 19 Nisan 2022 09:38

    Aday önemli ama daha önemlisi program neleri sağlayacak .....boş bir parlamenter sistem talebi kuru kalıyor,,,,,etrafında neler olacak kuvvetler ayrılığı üniversiteye özerklik ve güçlülük , insan hakları perti içi demokrasi filan ,,,,yerli tarımın korunması emekliye intibak bunları bekliyoruz,,,,şeffaf yönetim en başta

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur / 19 Nisan 2022 09:20

    Gelsin sandik mhp+akp % 30-35 gorunsu .Bu oylarinda % 20 si devlet olmanin 15 i sosyal yardimin.iktidardan gidince onlarda yok.gercek yuzdeleri % 2-3

    Yanıtla (1) (0)
  • Gerçek / 19 Nisan 2022 08:30

    Bu ülkede muhalefet daima ikdara çalışır. Mış gibi yapar hedef iktidarın ve sistemin devamıdır. Rolleri oynar Seçim gecesi hepsi ortadan kaybolur.

    Yanıtla (1) (3)
  • TB / 19 Nisan 2022 04:13

    İsmet Bey, şunu anlamamız/anlamanız gerekiyor artık. "Hala nasıl %40 oy alabiliyorlar!" soruları gereksiz, anlamsız ve beyhudedir. %40 azalmayacaktır anlayalım artık bunu. %40'ın beklentileri, yaşantısı; sizlerin, bizlerinkileriyle alakasız ve çok farklıdır. Akp ve Erdoğan bu farklılığı uçurum haline getirmiş, iki büyük ve çok farklı halk grubu oluşmasına neden olmuştur. Bunu da isteyerek ve bilerek yapmıştır. Hepimiz, bu büyük günahı, kötülüğü büyük bir acıyla izliyoruz. İşimiz çok ama çok zor.

    Yanıtla (24) (1)
  • Ekonomister / 19 Nisan 2022 06:15

    Bir kısmına katılırım, bir kutuplaşma olduğu açık. Katılmadığım nokta %40'ın sabit hükümete destek vereceğini düşünmenizdir. Sofular, mollalar, mütehahitler, eski yeni milletvekilleri, sosyal yardım alanlar, muhafazakarların cepcileri(nasıl bu şekilde muhafazakar olunuyor bilmesem de) ve muhtemel yeni milletvekili adayları(buna sanatçılar da dahil) toplasanız asla %40 edecek vaziyet yok. Demek oluyor ki değişim olabilir.

    Yanıtla (10) (0)
  • Karar okuru / 19 Nisan 2022 01:57

    İlginç bir yazı bir yandan iktidara göz kırpmak isterken, diğer yandan da pek emin olamıyor! Ortada boş laf oluyor böyle olunca da.

    Yanıtla (4) (2)
  • Ekonomister / 19 Nisan 2022 06:11

    Tam da bu geçti aklımdan. Neyi nasıl düşündüğü ilerleyen zamanda yaşanacak muhtemel değişimlere göre belirli bir yazar maalesef... Bu noktaya kolay gelmedi vesselam.

    Yanıtla (4) (1)
  • Sorgulayıcı / 19 Nisan 2022 05:07

    Adayı seçimden sonra açıklasınlar. Daha iyi olur?!

    Yanıtla (1) (0)
  • Muammer / 19 Nisan 2022 04:53

    "..İktidar olmak hülyalara kavuşmak demek değildir, aksine iktidar olmak hülyaları ertelemek, mümkünse onlardan vazgeçmek demektir. İktidarın doğasıdır bu. Gerçeğin keskinliği hülyanın letafetini ezer geçer.Gerçeklikle aradaki mesafenin azalışı, hatta kapanışı olarak tanımlıyorum iktidarı. Muhalif olmanın da yine bu mesafeden hareketle bir anlamı olabileceğini düşünüyorum.Gerçeklikle aranızda ne kadar mesafe varsa o denli muhalif sayabilirsiniz kendinizi.."(Alıntı)

    Yanıtla (14) (0)
  • Ddt / 19 Nisan 2022 02:39

    Ekonomi tatile gitti,,,, bakalım nezaman gelir

    Yanıtla (1) (1)
  • Amca / 19 Nisan 2022 02:24

    Millet ittifakı akıllı olsa alternatif cb adaylarini sahaya sürseler halk bu kişileri tanımış olur. ve bu kişiden birisinin programınıda seçmenler tercihte Erdoğan programı ile karşılaştırma olur.

    Yanıtla (0) (1)
  • Karar okuru / 19 Nisan 2022 01:51

    “arkadaşımın aklına tek parti döneminin Milli Eğitim Bakanlarından birinin meşhur, “Şu mektepler olmasa eğitimi yönetmek kolay”………..sayın yazar bu söz bildiğim kadarı ile Osmanlı dönemi nazırlarından birine aittir, tek parti dönemi değil ve farklı bir amaç için söylendiği görüşü’ de vardır. Gerçekleri bu şekilde çarpıtmak bir tercih gibi sizde!!!

    Yanıtla (5) (5)
  • Tamam / 19 Nisan 2022 01:08

    Hala ilk seçimden sonra ki olası Akp iktidarını tartışmak bile bu ülkeye günah sayın yazar. Muhafazakar arkadaşlar saadete devaya geleceğe oy vermeyi düşünseler artık.

    Yanıtla (2) (1)
  • Özer / 19 Nisan 2022 00:43

    İşler göründüğü gibi değil bu baskı ve propaganda ortamında olduğunuda unutma. Herşey ekside ve pamuk ipliğine bağlı. Araştırma sonuçları bile inandırıcı gelmiyor. Akp 25 bandında mhp beşin altını görüyor. Yapacakları birşey yok artık Abbas yolcu.

    Yanıtla (10) (2)