Öcalan’ı çıkararak mı çıkarmadan mı?
Bahçeli’nin İmralı çağrısıyla gündeme getirdiği “yeni çözüm süreci” beklentisi çerçevesinde yapılan tartışmalar bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor. Kafa karışıklığının başlıca sebebi konuya geniş bir açıdan ve objektif bakılmaması, tabiri caizse laboratuvarın analiz sonuçlarına kişisel arzu ve temennilerin karıştırılması gibi görünüyor. Türk aydınının temel zaafıdır bu. Aklıyla bakması gereken yere duygularıyla bakar.
Şunu söyleyelim öncelikle: Bahçeli’nin girişimi elbette PKK’ya silah bıraktırma amacı taşıyor. Hapishanedeki Öcalan’ın özel durumundan faydalanarak ülkenin çıkarına bir sonuç elde edebilmek hesabına dayanıyor bu girişim. Ancak hadisenin yalnızca görünen yüzü bu. Görünmeyen iki husus var. Biri Suriye’deki siyasi dönüşümlerle ilgili, diğeri Türkiye’nin iç siyasetindeki dengelerle ilgili.
Bir defa, Bahçeli’nin çıkışının Suriye’de gerçekleşecek olayları öngörerek hazırlanmış bir plana dayandığı iddiası, ilk bakışta akla yatkın görünse de -meselenin detaylarına bakıldığında kolayca anlaşılacağı üzere- doğru değil.
Söz konusu iddianın doğru olmasını ben de çok arzu ederdim. Devletimizin bu kadar öngörülü olması, çevremizdeki gelişmelerin izleyicisi olmaktan ziyade planlayıcısı olması bir Türk vatandaşı olarak gururlandırırdı beni. Ne var ki karşımızdaki resmin bir detayından geniş anlamlar çıkarmak yerine biraz geri çekilerek tablonun genel kompozisyonuna baktığımızda böyle bir durum görünmüyor maalesef.
Görünen şey iktidar binasının çatısında kotarılmak istenen bir siyasi proje… Bahçeli ve kurmayları herhalde şunu düşündüler: Daha önceki açılım ve çözüm girişimlerinde karşı tarafa birçok şey vaat edildi ama bunlar sorunun çözülmesinde yeterli olmadı. Öyleyse hiç beklenmeyen bir hamleyle çok daha radikal bir adım atarak PKK/DEM kanadını Ankara’ya olumlu karşılık vermek zorunda bırakacak bir kozu masaya sürmek lazım.
Öcalan’ı hapisten çıkarma karşılığında PKK’nın silah bıraktığını açıklaması büyük bir siyasi zafer olarak görülecek ve Cumhur İttifakının kaybettiği halk desteğini yeniden kazanmasını sağlayacaktır.
Bu zaferin mimarı Bahçeli de hem adını tarihe yazdıracak hem de ittifak kompozisyonunda daha sağlam bir rol sahibi olacak ve bu arada ortağını başka arayışlara girmekten de alıkoyacaktır.
Erdoğan cephesi açısından bugün siyaset tek bir anlama geliyor: Bir sonraki seçimde yeniden aday olabilmenin yolunu bulmak ve aday olduktan sonra da seçilmeyi başarmak.
Anayasa gereği ancak mecliste bir erken seçim kararı alınırsa Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi mümkün. Bunun için ise 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var. (Anayasayı değiştirmek daha da zor.) Cumhur İttifakının mevcut sandalye sayısı buna yetmiyor. Dolayısıyla ekstra desteğe, yani işbirliğine gerek duyulacak.
Ne var ki Erdoğan’ın bu yoldaki yoklamaları ortağının çok sert tepkisiyle karşılaştığı için hep sonuçsuz kaldı. AK Parti’nin muhalefet partilerinden biriyle veya birkaçıyla anlaşarak adaylık sorununu çözme arayışlarına darbe vuran asıl gelişme ise “yeni çözüm süreci” hamlesi oldu. Daha önce iktidar partisinin önünde -hiçbirinin garantisi olmasa da- üç ayrı çözüm formülü bulunuyordu. Bahçeli’nin İmralı hamlesinden sonra ise AK Parti kanadının MHP’den müstakil olarak DEM ile de CHP ile de İyi Parti ile de işbirliği yapma şansı iyice zayıfladı.
Şimdi kala kala Öcalan’ın hapisten çıkartılması karşılığında terör örgütünün kendi kendisini ortadan kaldırmasının sağlayacağı siyasi başarı ümidi kaldı.
Peki, Erdoğan ortağının İmralı projesine niye mesafeli? Bu proje başarılı olursa kendisine üçüncü defa aday olmanın yolu açılmayacak mı? Galiba çok fazla başarı şansı görülmüyor burada. Nitekim Dışişleri Bakanı Fidan, geçenlerde açıkça söyledi bunu.
Öte yandan, bir önceki “çözüm süreci”, PKK’nın Suriye kolu tarafından sınırımızın güneyinde oluşturulmak istenen siyasi antiteyi Türkiye’nin kabul etmemesi nedeniyle son bulmuştu. Bu konuda Washington ile ters düştüğümüz de malum. Suriye’nin kuzeyinde yarı özerk de olsa mutlaka bir PYD varlığı görme arzusundan hiçbir şekilde vaz geçmeyen ABD bizi de burada bir uzlaşıyı kabule zorluyor öteden beri. Bir hafta sonra başlayacak Trump döneminde yeniden masaya getirilmesi beklenen bu uzlaşı talebini reddetme şansımızın azaldığı malum. Trump bu konuya dair önerisini “Türkiye çoktandır ele geçirmek istediği Suriye’yi büyük liderinin yüksek aklı sayesinde fethetti” ambalajı içinde sunuyor üstelik.
“YPG unsurları Fırat’ın doğusuna çekilsin” şartımız da zaten yerine getirildi. Muhtemelen ikinci hamle silahlı unsurların görünüşte Suriye ordusunun bir tugayına veya tümenine dönüştürülerek YPG’nin lağvedilmesi olacak. Siyasi kanat PYD ise geniş yetkiler taşıyan yerel yönetim birimine dönüşmüş görünecek. Bu durumda Ankara’nın söyleyecek sözü kalmaz diye düşünülüyor Washington’da.
Peki, iktidarın böyle bir sonucu millete “Hükümetin zaferi” diye anlatma imkanı ortaya çıkar mı?
Burası tartışmaya açık bir alan ama en azından Suriye’nin geleceği konusunda elimizdeki siyasi seçeneklerin kısıtlı olduğu da aşikar.
ABD’nin bize önerdiği “çözüm formülü” masada dururken, iktidar cenahından birilerinin kulağına şu soru da fısıldanıyor mudur: “Hem adaylık için mecliste DEM’in desteğini almak hem de bir zafer kazanmış olarak seçime gitmek için Öcalan’ı hapisten çıkarmanın risklerini göze almaya gerek var mı?”
Bahçeli’nin çözüm önerisine AK Parti kanadındaki mesafeli yaklaşımın bir sebebi de bu mu acaba?















Ben bu sürecin en başından gariban çocukların ölmesine annelerin ağlamasına karşıyım ülkemiz kardeşçe yaşayalım kimse dağlara cicek toplamaya piknik yapmak güzellikleri görmek dışında çıkmasın derdim ama benimki bir hayal kardeşin kardeşi öldürmesi avrupadakini niye üzsün ki. Zengini niye üzsün agayi niye üzsün siyasetçi niye üzülsün.
Yanıtla (3) (1)Osmanlı Döneminde kardeştik. Hepimiz halife de olan padişaha bağlı müslünan kardeştik. Hilafet kaldırıldı. Kardeşlik bozduruldu. Şeyh Said TELGRAFLARLA sadece telgraflarla Angaraya itiraz etti 37 kişi ile birlikte asıldı. İtirazı hilafetin kaldırılmasının Türk kardeşleri ile bağını koparacağı idi.
Yanıtla (0) (14)sorun zaten o zaman tam bir temizlik yapılmamasında Stalin gibi o vatan hainlerinin soyunu kurutmamalarında insanca davrandılar bu gün güzelim ülkemizi Ortadoğu bataklığının ortasına attılar oysa refah gelişmiş mutlu bir ülke olabilirdik
Yanıtla (0) (0)öcalanı çıkarmaya çalışanlar Mustafa Kemalin askerleriyiz diyen subayları yargılatıyorlar zorlarına gitmiş vatanın bir karış toprağını vermeyiz diye yemin etmeleri demekki niyet vatanı yok etmek bunuda önce gizli istila sonra madenleri verip toprağı suyu havayı zehirlediler ormanları yaktılar adaları yunana bıraktılar kılıç kime demeleri korkularından.
Yanıtla (0) (0)Köy kahvelerinde eskiden anlatılan menkıbeler, anekdotlar olurdu; misal; “Devle tavşanı tosbağa ile kovalar , kovalar ama yakalar”!. “Devlet istemezse han kapısı kervana dar gelir, isterse han bacası bol gelir” gibi. Şimdi geldik mi işin püf noktasına?. “ Devlet isterse çıkarır bakan bile yapar, istemezse sittin sene dar hücrede kuru ekmeğe talim yapar” . Burası Ortadoğu, hakkın, hukukun varlığı, hakim gücün iki dudağı arasındaki hikmete bağlıdır!. Bilmem anlatabildim mi?.!
Yanıtla (7) (0)Parayı veren düdüğü çalar. Emeklisine, asgari ücretlisine, düzgün bir para veremeyenler, ancak ABD 'nin düdüğünü dinlerken, bize, kendileri düdük çalıyormuş gibi rol yaparlar.
Yanıtla (3) (0)Suriye'de Esat'ın çöküş sürecine İsrail 'in de katılması göz önüne alındığında iki olasılık ortaya çıkıyor. Birinci olasılıkta Türkiye'nin İsrail'in de operasyona katılacağından haberi vardı. Bu halde İsrail'le ittifak yapıldı manası çıkar. İkinci halde İsrail'in katkısından haberleri yoktu dersek, bu halde operasyondan da esaslı noktalarında habersizlerdi demek olur ki, bu mevcut iddiaların bir yalandan ibaret olduğunu gösterir. Bir kaç yıla bunun da kokusu çıkar.
Yanıtla (0) (0)Antite=olusum
Yanıtla (1) (0)Tufandan sonra Arabistan çölleşmiş. Oradaki bitkiler insanlar su altında kalıp petrol olmuş. Gemi şehri Nuh yani Şırnak yakınlarındaki Cudiye inmiş. Öyleyse buralarda da petrol olabilir. Öyleyse mesele petrol meselesi. Mesele petrol meselesi ise işler hiç kolay olmaz.
Yanıtla (1) (8)İnsanoğlu 50 bin yıldır dünyada petrol için yüksek basınç ve milyonlarca yıl gerekir
Yanıtla (3) (0)Asıl sorun petrol değil su sorunu, Ortadoğu'nun en sulak bölgesi Dicle Fırat havzası, ilerde iklim değiştiğinde çok değerli, paylaşılamayan bölge olacaktır...
Yanıtla (4) (0)Orta doguda olan olaylari goruyoruz. Turkiye, cesitli etnisite ve inanc gruplarini barindiriyor. Bu ulkede yasayanlar, refah bir gelecek icin, birbirlerine sarilmalidirlar. Yoksa, felaket, herkesin kapisini calacak, benden soylemesi. Bunu kim yaparsa, yapsin, herkes onu desteklemelidir!
Yanıtla (2) (2)Suriye'de taşıdıkları SDG işaretleri ve Amerikan silahlarıyla savaşa hazırlanan yüzbin kişilik bir ABD,İsrail ordusu emir bekliyor. Taşıdıkları işaretleri Amerikan Bayraklı olanlarla değiştirmeleri an meselesi, değiştirilecek yüz bin adet küçük cırtcırtlı "patch"ler ve zırhlı araçlar için büyük ebatlı Amerikan bayrakları bir kamyonetin arkasındaki kolilerde bekliyor. Tek eksikleri olan hava desteği hızla temin edilebilirler, belki de uçaklar İncirlik üssünden kalkarlar. Hazırmıyız ?
Yanıtla (8) (1)Suriye sınırımızda pek duyurulmayan bir Türk - Amerika,İsrail savaşı başladı ve şiddetleniyor. Türkiye'ye vekaleten SMO, ABD-İsrail ikilisine vekaleten SDG savaşıyor. Türkiye'de beklenen bu mücadelenin sonucunda kimin kazanacağı.Türkiye mağlup olursa DEM asla uzlaşmaya yanaşmaz ve Kuzey Kürdistanı oluşturma projesini hızlandırır. Türkiye kazanırsa DEM kuyruğunu kıstırıp barışsever demokrat taklidi yaparak yeni bir fırsatı beklemek üzere uykuya yatar.
Yanıtla (6) (1)Geçmişte Öcalan'ın hapisten çıkarılıp mecliste konuşma yapması önerisini herhangi bir parti yapsaydı, MHP çoktan parti kapatma, terör, anayasayı ihlal, terör örgütü üyesi olmak dahil her türlü davayı açardı. Açıklamayı yapan İktidar ortağı olunca “suç ve suçluyu övmek” eylemi suç olmaktan çıkıp "Açılım" adını alıyor.
Yanıtla (9) (2)2020 yılında dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştiren açıklamalarını “suç ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yargıya taşımıştı. Savcılık soruşturması sonrası kamu davası açılmış, Kılıçdaroğlu’nun beyanlarının “kamu düzenini bozma potansiyeli taşıdığı ve somut bir tehlike oluşturduğu” gerekçesiyle cezalandırılması talep edilmişti.Şimdi şikayetini geri çekmiş.Neden acaba?
Yanıtla (8) (1)Acılım denen şey apaçık cumhur ittifakının geleceğini garanti etmek. Yoksa ciddi olan bu sorunu çözmek değil. Burada erdoğan, bahçeli ve bebek katili yaralanacağı için sonuçta önemli bir şey olmayacaktır. Birde halife den bahseden arkadaşlar unuttunuz mu Emevi ve Abbasi halifelerini araplar ne zaman bizim ile kardeş oldu ki şimdi de olsun. Biz TÜRK milletiyiz vesselam.
Yanıtla (7) (2)Dünya cehalet ve ilkelliğin pençesinde! Kenarda durup, kendi hesabını yapmak en doğrusu. Göçler, yağmacı kültür medeniyeti zorluyor. Ortaçağ Moğol istilasının yeni versiyonunu ne iktidarın, ne DEM partinin halk ve barış konularında bir iradesi yok. Biri iktidar yolu açık kalsın, diğeri Apo çıksın derdinde. Şark şark kafası ile bedel ödemeye devam eder.
Yanıtla (6) (1)Yüz yıldan fazla süren bir sorun çözülecek.yuz yıl önce yok sayılan inkar edilen bir sorun çözülecek.insanlarin onuru söz konusu .bölge Avrupa uzakdoğu vb yeniden dizayn edilirken ülkemizden içine kapan karışma diyen ahmaklara rağmen bu süreçte karlı çıkan taraf olmak için ön alındı.yuzmilyarlarca dolar ekonomiye katkı yapsın artık kan dursun . bütün bunlar varken yeniden seçilmek için yapılıyor oy avcılığı sığlığı ancak yüz yıllık her konuda sorun çıkarmış arkaik din mensuplarının argumanidir.
Yanıtla (2) (38)Orda dur biraz.100 yılık bir sorun yok ortada.40 yıldır sürdürülen kürt ırkçı terör hareketi var.İşin ilginci bu teörö hareketinden en çok zarar görenlerde o bölgedeki kürt kökenli vatandaşlarımız olmuş.(40 binden fazla can kaybının 30 bine yakını o bölgeden kürt kökenli olduğunu geçenlerde bir siyasi araştırmacı açıkladı ve kimseden de itiraz gelmediği için doğru kabul ediyorum.)Bu durumda oraki vatandaşlarımızın sorunu aş,iş ve hukuktur gerisi terörün imtiyazları olur.
Yanıtla (10) (3)- Erdoğan söyledi Apo ev mev hapsi istemiyor. Çünkü ardından silah bırakın çağrısı gelmeli. Sanırım hapiste ölerek tarihe geçmek istiyor.
Yanıtla (3) (1)- Geçmişte federasyon istiyen apo yine federasyon ister, bu şartla dağa çağrı yapabilir.
-Anlaşılan Dem’ liler Sırrı Süreyya öncülüğünde, Bahçeli’ nin dansına dansla cevap veriyor; kamuoyuna oynuyor; ‘ne dediniz de yapmadık!’ diyecekler.
- Çözüm; içte dil eksenli dışta mücadele eksenli olmaya devam edecek..
Bölgesel konjonktürde ortaya çıkan çözüm süreci bölgesel çıkarları olan küresel guclerin tavirlarina göre sekillenecek.burada bölgedeki turkiyeye bıcilen rol önem kazanacak .şu an çözüm sadece ülke içinde değil bölgede de değişiklik olusturacak bu kacinilmaz ..çözüm de bunlara bağlı gelişecek..bir ay bir yıl sonra bambaska şeyler konusacagiz.cok şey değişecek çok.yuz yıl önceki paradigmada ısrar edip olan biteni anlamayanlar tarih akarken seyretmeyi bile beceremiyor.ezberleri papaganlastirmis.
Yanıtla (3) (11)Evet ezber. Doğru. Ve buna bağlı söylenen beylik laflar. Yani neydi onun adı. Hani sol eller kalkarak söyleniyordu ya. Ha şimdi hatırladım. Slogan.
Yanıtla (0) (3)Erken seçim kararı alınması çok kolay,çünki Chp bile erken seçim istiyor.sayıyı bulmak zor olmayacak.tabii CHP erken seçimden korkmaz ise..
Yanıtla (0) (1)CHP erken seçim istemiyor. İstese hemen gerçekleştirir. Sinei millet diyerek. Ama o da cesaret ister. CHP'de o cesaret hiç olmadı.
Yanıtla (1) (7)Çiftçi ile yılanın hikayesini bilirsiniz. Ben de evlad acısı Sen de kuyruk acısı olduğu müddetçe biz dost olamayız.. Maalesef 23 yıllık AKP iktidarında bölücüler bunu başardı.Yüzde üçlerde beşlerde olan Oyları %13'lere çıkardılar. Doğu ve Güneydoğu'daki halkı bendeleri ettiler. AKP,umut refah Adalet demokrasi veremedi. Tarımını hayvancılığını yok etti. Bizimle kardeş olanlar bölücülere karşı Duranlar, batıya göç ettiler. Bugün doğu ve güney doğudakilerin çoğunluğu bizleri istemiyor...
Yanıtla (24) (4)Musto'ya; O kadar fütursuzca yazmışsın ki sanki Bölge halkını öcü gibi gösteriyorsun, ayrıca bizi değil sen ve senin gibilerini istememeleri elbette normaldir.
Yanıtla (3) (17)Kemal Tahir; Boğazda yalılarda Kadıköy'de, köşklerde rakı viski içip, Anadolu romanları yazanlar. Hayatında bir fabrikada işçi olarak çalışmayanlar, Bir dönüm Toprak işlemeyenler, Anadolu'yu tanımadan gerçeklerini görmeden bilmeden konuşanlar. Anadolu romanı yazdılar.. Gençlerimizi bile bile ölüme gönderdiler. Git gez gör Doğuyu güneydoğuyu, bana öyle cevap yaz...
Yanıtla (8) (1)Ibrahim Bey her şeyi açık açık anlatmış, bizim ilave edebileceğimiz sadece bu işin
Yanıtla (8) (0)adeta cadı kazanına dönmüş olmasıdır !
Bu sorun bu şekilde asla çözülmez , sadece bir yazarın dediği gibi peşrev çekiliyor, o kadar !
Kamuoyunun Öcalan konusundaki hassasiyetini tahrik etmek isteyenler öyle görünüyor ki tarafların hiçbir şekilde üzerinde müzakere etmediği şeyleri yakın gelecek kehaneti olarak dillendirme yolunu tutuyorlar.2025 terörsüz Türkiye'nin miladı olacak; Türkiye'de, Irak'ta ve Suriye'de terör örgütü bir şekilde ortadan kalkacak.CB blöf yapmayı sevmiyor,
Yanıtla (0) (12)Yıllardır halkın beyini ne kazınan ABD Türkiye'yi bölecek bu nedenle PKK yı destekliyor ne oldu?
Yanıtla (8) (4)BOP projesi Türkiye'yi bölme projesiydi ne oldu
Büyük İsrail ne oldu.
PKK
Ermeni'ydi büyük Ermenistan ne oldu.
Öcalan serbest kalınca bu komplo teorileri boşa mı düşecek.
Ya komplo teorileri yalan.
Ya da Öcalan serbest kalınca PKK nın silah bırakacağı
Sayın Kiras; Hiç kimsenin beklemediği bir anda, bu açılım süreci planından, "Öcalan, DEM ve silahlı gruplarının beklediği iyi niyeti göstermediği, Türkiye için bu planın uygun olmayacağı" gerekçesiyle vazgeçildiğini açıklamasının AKP'ye ciddi oy kazandırabileceği gerçeğini hatırdan çıkarmamak lazım. Bu konuda emin olunduğu anda, çok farklı hamleler görebiliriz.
Yanıtla (0) (4)Terör meselesini iç siyasetin kıskacına alıp ve her meseleyi “siyasal ikbal" bağlamında okumaktan vazgeçmeli.Çünkü bu politik değil, son derece apolitik bir mevzu.TR'de cereyan eden siyasi gelişmeler,bir kısım muhaliflerin düşündüğünün aksine, salt iç siyasete bağlı değildir.Son bir ayda Suriye’de yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, meselenin bölgesel veçhesi ortada.Terörsüz Türkiye ihtimali maalesef kısım çevreleri tedirgin etmişe benziyor.
Yanıtla (1) (8)Sayın yazar,bu yeni sürecin 1,-1,5 yıl öncesinde başladığı söyleniyor.Yani biz filmin sonunu izliyoruz.Kanaatim ise herşey plansızı gibi yürüyor.Dolayısıyla şu süreçte kamuoyu bilgilendirme-ikna edilme çalışmaları yapılıyor.Yani filmin sonu belli ve bütün taraflar arasında senaryoya imza atılmış diye düşünüyorum.
Yanıtla (1) (0)Türkiye'de bir Allah kulunun bu barışı istemediğini düşünmüyorum, ancak bugüne kadar yaşanan ve yapılanlar bu yolun söyleyen adrese çıkacağı konusunda ümit vermiyor.
Yanıtla (4) (0)Çözüm sürecine destek vermeyenler sessiz nötr kalanlar karşı çıkanlar daha önce dem secmeninden aldiklari oyu alabilecekler mi..
Yanıtla (1) (8)Acaba Cumhur bir şey olmasa bile en azından Dem oylarını muhalefetten uzaklaştırırız hesabı mı yaptılar.
Yanıtla (3) (1)Açılım sürecinde ''Bebek katili'' demeyin süreci baltalıyorsunuz diye
Yanıtla (7) (1)Şehit babalari icin edilen bu laf kavgada söylenmez. Bizim icin her Şehit babası bu vatanin bağrından kopup gelmiştir. Biri diğerinden ayrılamaz ama ayırdılar. Hâla ne yüzle konusuyorlar Açılım yetmedi şimdide ele başına gözlerini diktiler ne Açılım zamani ne şimdi şehit babalari bu vatanin gercek sahipleri memnun degildi ama açılımcılar hep memnundular sonra kendi kendilerin vatan sever ilan etmeleri yok mu?
Yazının bitiş sorusunun, haklı bir soru olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan,
Yanıtla (3) (16)meselenin hayatiyetini düşününce, meselenin kesinlikle partiler üstü olduğunu görmek gerekiyor. Aksi durumda, Bahçeli, "Devlet" adına, Öcalan'a çağrı yapmazdı. Bu sorunu çözümsüz bırakmak, sorunu tüm yüzyıla yaymak demektir. Bu seçeneğin getireceği tehlikeleri, "Devlet" ricalinin de Öcalan'ın da iliklerine kadar hissettiklerini düşünüyorum. Top "Devlet" de. Mundar etmeyin. Burnumuzdan
getirmeyin.Lütfen...
Top Devlette olsa da hakem Turp. Trumphın faullü karar vermeyeceği ise mechul.
Yanıtla (2) (2)"ABD’nin bize önerdiği “çözüm formülü” masada dururken..."
Yanıtla (0) (0)Tesekkurler sn Kiras, meselenin Bam Teline basmissiniz. ABD bu isin neresinde? Kimleri destekliyor? Nicin destekliyor?
Suriyede ve Irak'ta ABD'nin desteğiyle devletlerleşme aşamasına gelmiş bir örgütün sırf kurucusu hadi dağılın dedi diye dağıtacağız sanmak, bundan başarı payı çıkarmak için ancak cumhur ittifakı mensubu olmakla mümkün.
Yanıtla (5) (1)Yakında kokusu çıkar.
Anlaşılan şu ki yazıdan Erdoğan'ın işi gerek şöyle gerek böyle giderek zorlaşıyor. Kapan kapanmaya yüz tutmuş. Çıkış yolu zorlaşmış. Artık ihtilaçlar başlamış. Bu çırpınış kimlere ne kadar zarar verecek orası mechul.
Yanıtla (0) (0)Yazınızda belirttiğiniz kuşku herkesin kafasında var.Tamam terör bisin diye risk alındı. Peki karşılaştığında ne vaad edildi.Apo veya kandili aptal mı.Konuşulmadan silah bırak deniliyor ama hesaplar ya farklı ise.Ya öcalanın istekleri hoşunuza gitmezsse.O zaman da tekrar silaha mı sarilacaklar.Adamlar elindeki silahı durduk yerde bırakır mı.Kaldı ki terörün bitme noktasında bu teklif yapılmış. Hele suriye ayağı dsha da ilginç.ınşallah suriyeye bulaşmadan atlatıriz bu kara günleri.
Yanıtla (1) (0)Filler tepiyor karıncalar ölüyor.
Yanıtla (1) (0)Bir yılda hayat/geçim derdi %300 arttı.
Yanıtla (2) (0)Filmin konusu;
Yanıtla (8) (0)Erdoğan seçilmezse bırak iktidarı meclise bile giremeyerek tarihe hareketini yok eden adam olarak geçeceğini iyi bilen Bahçeli, son koz olarak Apo'yu salalım, çıkışıyla tabanını iktidardan uzaklaştırmamayı hedefler.
Erdoğan bunu pek hazmetmiş görünmeyerek tabanını mutlu eder ama esas hedefi Kürtlerle beni başkan seçin pazarlığa oturalım mesajı vermektedir.
Mesele oysa zaten gerisi teferruat zaten. İktidar olma hırsı, iktidarını ne olursa olsun devam ettirme hırsı bir ülke için en büyük talihsizliktir. Ve devlet olmamaktır.
Yanıtla (1) (0)Türkiye nasıl ki Esedi devirdi ve oradaki halkın geniş katılımıyla rejimi devirdiyse bence ypgyi de devirir ve Mekkenin fethi gibi kansız ve fazlaca bir mücadeleye gerek kalmadan Türkiyenin ve Suriyenin aynı üniter ama ırk,dil,din ve mezhep açısından zengin bir devlet modeli hayata geçmeye devam edecektir.
Yanıtla (1) (10)Aynen katılıyorum
Yanıtla (2) (1)Silahların bırakılacağını gerçekten istiyorsanız bekleyin. Dereyi görmeden paçaları sıvama yarışına girmeyin. Bir daha ip atarken de bi düşünün.
Yanıtla (7) (0)Sorunun çözümü eğer birini cezaevinden çıkması gibi basitleştiriliyorsa bu birilerinin amacına hizmet etmenin ötesine asla geçmez. Ancak, işin özüne inilerek kalıcı çözümler üretmektir. Gerisi lafı güzaftır.
Yanıtla (1) (0)Öcalan hapisten çıkınca, Kürtlerin hangi sorunu çözülmüş olacak. DEM partisi açıklasın bir zahmet. Kürt sorunu diye onca can gitti. Öcalan çıkınca bugün olmayan hangi özgürlüğe kavuşacak Kürt halkı?
Yanıtla (27) (2)Bunun açıklamasını Akp ve MHP yapmalı, bildikleri bir şey olmalı ki böyle bir teşebbüse kalkıştılar. Gerçi onların kafasından geçenleri millet de biliyor ve kaydediyor sadece zamanın bekliyor
Yanıtla (23) (0)DEM parti yapmak zorunda. Kürt sorunu var dediler yıllarca. 1980’den beri kaç canlar gitti. Şimdi Öcalan’ı bırakınca Kürtler özerklik mi kazanacak. Neyin siyasetini yapıyordunuz? Hangi hakkı kazanacaksınız? Güneydoğu’da Kürtçe resmi dil mi olacak? PKK feshedilecek. Güzel. Öcalan çıkacak. Ee başka?
Yanıtla (4) (1)Müslüman bi delikten iki defa ısırılmaz. PKK ile daha önce bu denendi. Asker polis korucu toplam 1050 şehit verdik . APO dan habersiz mi oldu bunlar. Hayır. Suriye deki iş bilmez beceriksizlik perdelenmeye çalışılıyor. Suriye de hem Fırat'ın doğusu
Yanıtla (8) (0)Hem de baraj yapmak için batısının bazı bölgeleri PKK ya bırakılmış.ABD böyle istiyor. Fidan boş boş konuşuyor. Dostlar alışverişte görsün .
Size de altı sakal üstü bıyık.
Yanıtla (5) (0)Ağa ile kahyasının tek atla kasaba yolculuğunu hatırlamıyor mu bu durum.
Tek soru bu yolculukta ağa kim kahya kim.
Tek dertleri iktidarlarını korumak.
Yap Bi kanun anayasa mahkemesinin başına türkücü iboyu getir sorun çözülsün.
Erdoğanın adaylığına varım dedi ya.
Bir an aklıma acunun varmısın yokmusun yarışması geldi.
Varım deyince sandığın altından ne çıkar acaba.
Çok açıklayıcı bir yazı tebrik ediyorum.
Yanıtla (1) (0)Çözüme destek verenler neyi destekliyor. Karşı çıkanlar niye karşı çıkıyor biri anlatsa bizde bilsek. Bir çok bilinmez var . Çok değil 2 yıl önce bugün destek olanlar kemel kilicdarogluna neler söylediler. Bir önceki süreci ne çabuk unuttunuz şimdi nasıl güvenebilirsin bir kere aldatan af edilirse bir daha altatmaz mi. Fazlamı iyi NİYETLİYİZ yoksa çok mu...
Yanıtla (1) (0)AKP RTE’yi tekrar nasıl CB yaparız, CHP belediyelerini nasıl itibarsızlaştırırız diye verdiği mücadeleyi ülkenin sorunlarını çözmede kullansaydı belki halka, ülkeye biraz yararları olurdu.
Yanıtla (29) (4)Mesele ne Apo hapisten çıksın terör bitsin ne de kürt sorunu sona ersin meselesidir. Mesele Erdoğan'a en azından bir dönem daha CB.lığı kapısı açılsın Cumhur bir kez daha iktidar olsun meselesidir.
Yanıtla (22) (2)Artık ne söyleyecekseler söylesinler Turşu oldu Ağızlarda Baklalar !
Yanıtla (21) (2)aponun derdine derman olmaya çalışıyorlar vergilere zam yapma derdindeler Emekliye işciye verdiği zamla süründürne derdinde emekliyi bitirme derdinde cok sevdikleri suriyelilerin derdinde