Kaymakam ile İmam

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşanan bir olayı konuşuyoruz kaç gündür. Bir cami imamı Cuma hutbesini okurken elindeki metnin bir bölümünü atlamış… O bölümde şu ibare yer alıyor: “Geçen hafta hain bir terör saldırısı nedeniyle vatan evlatlarımız şehadet makamına ulaştı. İnanıyoruz ki, Rabbimizin rahmeti şehitlerimizin üzerinedir. Onlar, kendilerine müjdelenen cennet nimetleriyle sevinmektedirler. Şehitlerimizi ve gazilerimizi yetiştiren anne babalar başımızın tacıdır.”

Mil Diyanet-Sen’in konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Hocamız hutbeyi okurken sehven bir iki satırı atladı” diye bahsettiği “bir iki satır” bu…

Akabinde… İmam efendi tam minberden inerken o sırada camide bulunan ilçe kaymakamının yüksek sesle uyarması üzerine yeniden minbere çıkıp daha önce okumadığı bölümü de okuyarak hutbeyi tamamlamış.

Olayın buraya kadar olan kısmı her iki tarafın da anlatımında aynı şekilde yer alıyor. Yani şu doğru: Cami imamı şehitlerimize rahmet niyazı bulunan cümleleri önce okumamış, sonra kaymakamın uyarısı üzerine okumuş.

Bu arada, şunu da eklemiş olalım ki söz konusu imamın terör örgütü sempatizanı olmadığı söyleniyor.

Ailesinde köy korucuları, polisler varmış. Fakat terör örgütünün şehit ettiği askerlerimiz için rahmet dilemekten çekindiği anlaşılıyor. Bu hususta üzerinde baskı olduğunu söylüyor. Nitekim imamın tavrını savunanlar da “bölgenin özel durumunu” gündeme getiriyorlar ve kaymakamı kışkırtıcılık yapmakla suçluyorlar. Kimileri de sorunun kaynağını “merkezi hutbe” sisteminde buluyor. Yani her camide her imam istediği gibi bir hutbe versin, Diyanet karışmasın!

Konunun ülke gündemine gelip herkesin bu tartışmanın bir tarafı olmasına ise hutbe konusu değil, ilçe kaymakamının cami imamını darp ettiği iddiası yol açtı. İmam’ın anlatımına göre, namazdan sonra kendisini çağıran Kaymakam, “Hutbeyi niye yanlış okudun, ya da bazı yerleri neden atladın” demeden küfretmiş ve imamı mikrofon sopasıyla dövmüş.

Kaymakam’ın ifadesi ise şöyle: “Hutbeden sonra dışarıda kendisine yüksek sesle tepki gösterdim. İmam ‘Bana baskı yapılıyor, o yüzden okumadım’ deyince, ben de bu cevaba kızıp ‘Sen devletin imamısın, kim baskı yapabilir?’ dedim. Kimseyi darp etmedim.”

Demek ki elimizde namazdan sonra yaşanan hadisenin iki ayrı anlatımı var. Biri İmam’ın, biri Kaymakam’ın. Şimdi herkes kendi meşrebine göre bunlardan birini doğru kabul edip ona göre tartışmada saf tutuyor.

Ancak dikkat ederseniz olayın anlatımındaki ihtilaf yalnızca darp iddiasıyla ilgili. Öbür kısımlar iki tarafça da yalanlanmıyor. Kamuoyunda tartışma konusu da olmuyor. Hutbenin “şehitlerimize rahmet” dilenen kısmının okunmaması çoğumuza ilginç gelmiyor. Çünkü “bölgenin özel durumu var” diyoruz.

Bu bir mülki amirin bir memuru darp ettiği iddiasından çok daha vahim değil mi peki?

Eğer gerçekten bir darp olayı varsa, yani bir yönetici kendisini kanunun yerine koyuyorsa, idari soruşturma veya yargı süreci başlatmak yerine camide imamı dövüyorsa buna elbette hukuk devletine inanan herkes isyan etmeli.

Gelgelelim olayın bu kısmını tartışırken asıl konu gözden kaçmıyor mu?

Hutbenin “şehitlerimize rahmet” kısmını okumamak nedir?

Buna mazeret olarak “bölgenin özel durumundan” söz etmek nedir?

Yoksa biz yıllardır terörle mücadele ederken, siyasetçilerimiz “terörün başını ezdik, teröristlerin kökünü kazıdık” diye konuşurken, tam aksine bölücü hareket mi başarıya ulaşmış?

Toplum olarak çoktan bölünmüş müyüz yani?

Zihinlerde ve gönüllerde yollar ayrılmış mı?

Bir kısım insanımız kendisini millet bütünlüğüne ait hissetmiyor hale gelmişse bunun sorumlusu kim?

Tamam, bölücü terör ve bölücü siyaset Kürt vatandaşlarımızın aklını çelmek, zihnini bulandırmak için yarım asırdır çaba harcıyor. Sağ olsunlar, kimi aydınlarımız da onlara bilerek veya bilmeyerek destek oluyorlar. Ama devleti yönetenler buna karşı ne yaptılar, ne yapıyorlar?

Etnik kimlikleri kucaklayan bir milli kimlik bilincine neden erişemedi bu ülke? İnsanlar niçin soy bağını vatandaşlık bağının üstünde tutmaya devam ediyorlar? Niçin millet olgusunun zihinlerde karşılığı bulunmuyor?

Şurası muhakkak ki meselenin çözümü vurmak kırmak değil. Hamasi nutuklar atıp durmak da değil.

Modern anlamda bir millet anlayışının etrafında buluşmayı sağlamak. Peki, bunu neden yapamıyoruz?

Çünkü mesele yalnızca Kürt vatandaşlarımızın bir bölümünün millet bütünlüğüne aidiyetlerini hissetme zorluğundan ibaret değil. Ne yazık ki ülkenin geri kalanında da yok gerçek anlamda bir millet anlayışı.

Çünkü siyasi parti taraftarlığımızdan etnik kimlik aidiyetimize ve tarikat, cemaat, mezhep mensubiyetimize kadar yalnızca belirli bir alanda sahip olduğumuz ve yalnızca belirli bir kesimle paylaştığımız “alt kimlik”lerimiz toplum hayatının bütününde geçerliği olan “üst kimlik”lerden daha baskın durumda.

Yakın tarihteki hızlı ve çarpık şehirleşmenin meydana getirdiği sosyal arızalar ve bir miktar da imparatorluktan modern “ulus devlet” modeline geçişin yan etkileri gibi tarihten devraldığımız birtakım problemler netice itibarıyla mikro aidiyetlerimizi milli kimlik aidiyetimizin önüne geçirdi.

Daha önce “toplumsal kompartımanlaşma” problemimize değindiğim hemen her yazıda “çözüm anahtarının şehirli kimliğinde olduğunu”, küçük grup aidiyetlerinden büyük grup aidiyetine geçişin ve demokrasinin işlerlik kazanmasının şehirleşme sürecinin tamamlanmasına bağlı olduğunu söylüyorum hep… Bunun için doğal akışı beklemek durumundayız. Ne yazık ki başka çare bilmiyorum.

YORUMLAR (176)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
176 Yorum
  • kalkarlar / 24 Ocak 2024 01:14

    diyanet işl.bşk lığı siyasi iradeye kul olmanın,kendini rejimin bekçisi görmesinin sonuçlarını yaşıyor.dini kavramların, müslüman yöneticiler! tarafından şekillendirilmesi ve onlar tarafından tanımlanmasına gereken uyarılarda bulunmayıp benimsemekteler,adaleti,hakkı ve hukuku bir yana bırakıp bunu yapmaktalar.diğer tarftan batının müzikle cenaze kaldırılması taklittir deyip bizdeki bandoyla cenaze merasimini tekbir ve salavatla kaldırmaya yol verirler.bunuda güzel bidat diye millete yutturmaya

    Yanıtla (1) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 21:43

    İmam suçlu. Tamam. Kaymakam suçlu. Buna da tamam. Peki imama bu korkuyu veren, bu tehdidi veren kimler? Bir ilçe merkezinde bu eşkiyalığı yapan kimler? İstanbul Eminönünde dahi bu eşkiyalığa soyunan birileri olmuş. İlk elden haber bu. Mikroba mikrop diyen çıkacak mı acaba?

    Yanıtla (3) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 23:09

    Pyd ve pkk militanları mağaralarda unutulmuş dinozor yumurtalarından çıkmıyor. Halkın içinde, sıradan vatandaşın kimisinin oğlu, kimisinin biraderi örgütte. Örgüt yandaşı da sıradan vatandaş da cuma namazında. Herkesin ortak noktası haline gelmiş ve devletin kontrolündeki bir mekanı tartışılır hale getirmek istemiyor. Örgüt sempatizanlarinin devletle bir elyaflık bağı kaldıysa, onu takviye etme düşüncesinde imam. O elyaf yıpranmasın, urgan olsun diye uğraşıyor. Anlamazsınız ama...

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 24 Ocak 2024 00:40

    Ne yaptınız şimdi? Örgüt sempatizanlarını temize çıkarmaktan başka. Gerçekten istediğiniz bu değil
    diye düşünüyoru. Ama o kapıya çıkıyor tutumunuz. Kısaca ifade edeyim: Amaçsız şiddet bir işe yaramaz. Bu resmi cenah için. Halk görünümlü sempatizanlara gelince de : Dalkavukluk yapmak, yaranmaya çalışmak, önünde eğilip dökülmek hiç bir işe yaramaz. Yaramıyor da. Timsahı okşayarak yumuşatma deneyi yapılıyor. Sosyal psikoloji, hatta antropoloji ve din antropolojisine temas eden yönleri var konunun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 08:14

    Halkı kazanmak aynı zamanda halkın hukuka uymasını temin ile olur. Kaçak elektirik oranı ne durumda acaba? Son yirmi yıl yüzde 70 ortalamada idi. Bir miktar düştüğü kabul edilebilir. Ancak bu Türkiye ortalamasına düşmedi ise siz bir şey kazanmış falan değilsinizdir. En basit kul hakkını, hukuk kuralını öğretemedi iseniz burada neyi tartışıyoruz ki. Köyler halinde esrar ekilmesi nasıl bir normallik olabilir? Buyrun açıklayın.

    Yanıtla (11) (2)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 16:00

    Halkı kazanmanın önemli bir yolu devlet memurlarının devletin kanunlarına uymasıdır. Kaçak elektrikten önce vergi kaçakçılarının peşine düşülmekte mi? Dahası, niçin kimi şirketlerin vergileri sıfırlanmakta? Kul hakkı nedir bilir misin? TÜİK ve diğer devlet memurları kul hakkı yemekte mi, yememekte mi? Uyuşturucuya gelince; orada bir duralım. Devlet memurları istese tüm uyuşturucu ağlarına, çorap söküğü gibi, bir ucundan tutup diğer ucuna anında ulaşır. Ama ulaşmak istemiyorlar!

    Yanıtla (8) (4)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 16:50

    Cevabınız yetersiz. Yani birileri vergi vermiyorsa birileri de köyler halinde esrar ekebilir diyorsunuz o halde? Öyle mi? Fetvayı verdiniz yani. Bence bu fetvaya uygun olarak siz de bahçenizde esrar ekin. Elektriğinizi de kaçak çekin. Çünkü Tüik sahte enflasyon rakamları açıklıyor. Ya da iki dakika dürüst olun ve "evet esrar ekmek ve satmak, kaçak elektrik kullanmak kanunen suçtur; aynı zamanda kul hakkıdır" deyin.

    Yanıtla (8) (2)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 21:47

    Esrar ekilmesi yasak ise; esrar ekenden çok ektireni, ekmeye izin vereni eleştiririm. Elektrik kaçak çekiliyorsa; çekenden çok çektireni, çekmeye izin vereni eleştiririm. Kul haklarının yenilmesine önayak olanları, izin verenleri ve kul hakkı yiyenleri kıyasıya eleştiririm. Eleştirmekle kalmaz elimle düzeltmeye çalışırım. Yapamazsam dilimle düzeltmeye çalışırım. Yapamazsam buğzederim. Siz ne yaparsınız?

    Yanıtla (2) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 23:01

    Pudra şekeri kadar beyaz, Venezuela peyniri kadar ak bir ortamda Esrar dumanı kapkara tabii...

    Yanıtla (1) (0)
  • Belli / 23 Ocak 2024 22:53

    Takriri sukunla, bursa nutkuyla, mahkemede adam döven cellat üc Ali'lerle baslayan yolun sonu baştan belli

    Yanıtla (1) (0)
  • M.NURI GOREN / 23 Ocak 2024 02:26

    Konuyu Yıldıray Oğur’un makalesinde zaten mufassal surette tartışmıştık.İlaveten şunu belirtmek gerekir:Erdoğan otoritesini devam ettirmek için Bahçeli’nin kendisine ve partisine kurduğu tuzağa düşmüş ve oyuncağı olmuştur;işte o Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dir.Bu yolla Bahçeli kilit devlet kadrolarını tamamen kontrolüne almış ve Erdoğan’ı evinden yönetme gücüne ulaşmıştır.Onca şayia rağmen Soylu’yu görevden neden alamadığını da hatırlayalım lütfen.

    Yanıtla (12) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 09:35

    Geçin onu. Zannınızı gerçek diye yazmışsınız. Erdoğanın içeride tutunacak dalı kalmadı. Kullanılan mhp burada. İki uyduruk ilçe amiri memuru olmak ile kadrolaşmak olmuyor. Bir bakanlar kuruluna bakın. Son 20 yılın bakanlar kuruluna bakın.

    Yanıtla (3) (2)
  • M.NURI GOREN / 23 Ocak 2024 21:03

    Ekonomideki başarısız yönetimi örtbas etmek için herkesin dikkatini ‘münferit’ fakat ‘müfrit’ bir vukuata celb etmek ülkemizde çok alışılmış bir şey.Bu makalenin ve daha pek çok makalenin muhtevası aynı hususu ihtiva ediyor.Mülki amirlerin memurlarına veya vatandaşlara dayılanması,kötü davranması sarkık bıyıklıların çokça destek verdikleri vaka-ı adiyeden dir ülkemizde.Oysa iyi davranmaları halinde manşet olabilmeliydi!
    Bu haliyle aslında ’ sınıf çatışması ‘ tezahür ediyor!

    Yanıtla (1) (1)
  • Ata Mustafa / 23 Ocak 2024 17:10

    Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan ve yaşamak isteyen bu Ülkenin kurallarına ve kanunlarına uymak zorunda.Hangi etnik guruba dahil olursan ol Türkiye Cumhuriyetinin koyduğu kanuna uymak zorundasın.Türkiye hepimizin

    Yanıtla (9) (3)
  • Eşref... / 23 Ocak 2024 17:21

    Aynen,,oyledir..

    Yanıtla (4) (2)
  • İnsan / 23 Ocak 2024 17:49

    Kanunları ve kuralları halk koyar,değiştirir (Demokrasi).Devlet halkın koyduğu kanun ve kurallara uyan ve halka hizmet eden hizmetçidir.Eski liderlerin ne dediğine değil yaşayan halkın ne dediği önenlidir

    Yanıtla (4) (2)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 19:01

    Yaşayan halk ne demektedir? Anayasa bellidir, kanun bellidir. Herkes ama herkes uymalıdır. Biri uymuyorsa ikaz edilmelidir. O bu kurala uymuyor; o halde ben de buna uymuyorum denemez. Halk o kuralı değiştirmediği müddetçe o kural herkesi bağlar. Trafik soldan akıyor, kanun değişirse sağdan da akar denebilir. Bu bir ihtimaldir. Halkın gelecekte bir tarihte o kanunu, kuralı değiştirme ihtimaline binaen, mevcut kural çiğnenmez. Soldan akan trafikte, sağ şeritte araba sürülmez.

    Yanıtla (3) (4)
  • Gercek / 23 Ocak 2024 20:54

    Reis Anayasa’ya uymuyor ki Kaymakam uysun ortadogu asiret toplulugudur bir tane bile DEVLET yoktur yazili kurallara uyan

    Yanıtla (1) (1)
  • Biri / 23 Ocak 2024 20:36

    Yazınızın bir yerinde bölücü örgüt kürtlerin kafasını bulandırıyor gibi bir inci cümle dizmişsiniz. Sormak gerek; eğitimli; felsefe siyaset tarih bilen bir kürt kendi haklarının veya kimliğinin bilince varınca bu kadarlık alt yapısına rağmen kafası bulanmış mı oluy Ancak türkler hangi seviyede olursa olsun( devleti ve halkı olarak, zira türk devleti Kürtlerin devleti değil) faşizmini diğer gruplara boca ederken aklı daima berrak oluyor bu mantığa göre.

    Yanıtla (1) (1)
  • Okur / 23 Ocak 2024 20:17

    Siyasi veya askeri başarısı olan liderler dahil tüm görevliler halkın hizmetçisidir, değişmez kanun uyduramazlar.Devlet ve görevliler halkın yaptığı kanunlara uyacak ve hizmetçi gibi yerine getirecek.Halkın yapmadığı kanun meşru değildir; değişmez kanun var sananlar mankurttur, hayat değişimdir.Vergiler de insanlara harcanacak; heykellere, propagandaya,saçma sapan törenlere değil.

    Yanıtla (3) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 20:36

    Medeni Kanun 2001. Ceza Kanunu 2004, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu 2010, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 2011, Ceza Muhakemesi Kanunu 2004 tarihlidir. İnsanların günlük hayatında muhatap olduğu kanunlar da bunlardır. Bunların hangisini halk yapmamıştır? Lütfedip yazın da biz de bilelim. Halkın kanunları yapması ne demektir? Siz şakirtleri toplayıp bir kanun yaptırsak bu halkın kanunu olur mu?

    Yanıtla (2) (3)
  • Dr.Aks / 23 Ocak 2024 20:13

    (1) "... ŞEHİRLEŞME sürecinin tamamlanmasına bağlı olduğu"
    (2) "Bunun için DOĞAL AKIŞI BEKLEMEK durumundayız"...
    DOĞAL AKIŞ... Doğallığı kazandıran /kaybettiren ne?...
    Kaybettirmeye yönelik politikalar var ise eğer, beklemek ile mi devam edeceğiz, "Kayıplarımız artar ise artsın..." diyerek.
    Eğer var ise ihanet, kamusal yetkileri kullanmamakla da oldu: "Gel sen de buraya..." çağrılarıyla gece-kondular ile bölgecilik oluştu ve gelişti, kollandı ve çullandı!...
    Önermeniz çook zayıf çok.

    Yanıtla (1) (0)
  • Tahsin / 23 Ocak 2024 19:49

    Bu kaymakam hutbeyi elinde kağıt nushasiyla mi takip ediyor içeriğini ezbere mi biliyor yoksa koskoca kaymakam imam_öğretmen_doktor mu kovalıyor hafiyelik mi yapıyor bu işi sivil polislere bıraksa iyi olur.

    Yanıtla (1) (2)
  • Okur / 23 Ocak 2024 15:13

    Kaymakam evladım, Devlet Bahçeliden
    alkış aldın diye iyi bir iş yaptığını sanma.
    İmam yanlış yaptı,kabul amma devleti temsil eden sen,daha çok hata yaptın.
    Ülkücüsün anlaşıldı.Devlet kanunlarla
    yönetilir,şiddetle değil. Öğren,seni destekliyenlerde böyle bilsin.unutma!

    Yanıtla (12) (5)
  • OKURA / 23 Ocak 2024 17:44

    "Temmuz'da “İsveç PKK’nın Avrupa'daki mağarasıdır. Kandil Dağı neyse Stokholm aynısıdır” diyen Bahçeli Meclis'te İsveç'in NATO üyeliğine destek vereceklerini açıkladı"

    Yanıtla (6) (1)
  • HAYRETI MUCIP / 23 Ocak 2024 09:50

    Allah Allah !
    Yazarın önerdiği çözüm şekline bak , şehirleşme ve küçük aidiyetlerden büyük aiditetlere geçmemiş !
    Neden en küçük aidiyet de dahil olmak üzere demokratik bir şekilde ve milli birlik beraberlik
    çerçevesinde bütün hepsini kucaklamiyoruz !
    Şehirleşmenin toplumu nasıl kozmopolit bir hale getirdiğini hepimiz görmüyor , yaşamıyor muyuz !

    Yanıtla (8) (1)
  • Okumaz / 23 Ocak 2024 12:33

    Yazar ne diyor siz e anlıyorsunuz. Şehirlilik, medenilik sadece şehirde yerleşmekle olmuyor. Kozmopolit, cemaatlerden çok cemiyetlerin hüküm sürdüğü, örfün yerini teamüllerin, kuralların ve kanunların aldığı, kültürlerin kaynaştığı, insanların birbirini anladığı, anlaştığı, yol verme kavgalarının olmadığı bir anlayış birliği. Uzun vadeli ortak çıkar, kamu yararı, kamu malı, bilim, sanat vs. her ne varsa şehirlerde oluyor. Biz şehirlerde köylü kaldık. Medeniyetleşme zaman alacak.

    Yanıtla (8) (1)
  • HAYRETI MUCIP / 23 Ocak 2024 17:33

    Iyi , güzel, hoş anlatıyorsunuz da sonunda zaten siz de 'Biz şehirlerde köylü kaldık ' diyerek gerçeği kabul etmişsiniz .
    Yaşlı bir köylü , bir ara
    şehirdeki oğlunu ziyarete gelmiş , sokakta karşısına çıkan herkese selam veriyor ama bir iki kişi dışında kimse selamını almıyor, herkes tuhaf tuhaf bakıp geçiyormuş . Eve gelince durumu oğluna anlatmış, oğlu da ' Baba burası şehir selama gerek yok , önüne bak geç ' demiş !

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 23 Ocak 2024 16:15

    Hosgoru...din tuccarlari, ulkucu saldirgan ve tolerans... cennetinde, beklenen klasik gunluk tavirlar !! Darp, saldirganlik, tehditler, hamasi nutuklar, alt kimliklere saldirma, mulki amirlerin keyfiyeti ve medyanin carpitmalari !! Fazlasina gerek yok..

    Yanıtla (2) (1)
  • Eşref... / 23 Ocak 2024 17:26

    Var mi,,var..Peki ellerinden alalım bu argümanı. Turk Milleti mensubiyeti ile Ahlakli,Şeffaf ve net olarak istiklal ve istikbaline pratik çalışma ile...yok diğer tarafta terör örgütüne payandalik yapip sonra karşı tarafı suçlamak oldukça renkli karakter olmalı..terör olduğu yerde herturlu maske vardır..

    Yanıtla (2) (1)
  • Abbas / 23 Ocak 2024 17:14

    Allah'ın işine bak. AKP diyaneti hep siyasi emellerine alet etti. Dindar Amire itaat Allah'a itaat tır mealindeki ayet her fırsatta kullanıldı. Keşke imamlar kıblesini AKP ye göre değilde Kabe'nin kitabına göre yapsaydı. Neyse bir musibet bin nasihatdan iyidir.

    Yanıtla (5) (1)
  • Dr. Murat ZEYTINLI / 23 Ocak 2024 16:52

    Şehitlik, siyaset değil, din kavramıdır. Vefat eden şehit ise mükafatını Allah verecektir, değil ise riyakar ve sahtekarların "rahmet" dilemesiyle Allah karar değiştirmez herhalde. Şehadet sebeplerinin ortadan kalkması için çalışın. Şehitlerin geride bıraktıklarını sefaletten kurtarın, refaha kavuşturun. Kendilerini ziyaret edin, hallerini kamuya duyurun.

    Yanıtla (6) (0)
  • zeynep / 23 Ocak 2024 09:24

    olayın özünü kaçırmayalım. Şehitlerimize rahmet ve dua okumayan diyanetin emirlerine uymayan bir din görevlisi olamaz. İşi özü budur ,diğer kısımlar teferruat varsa fiziksel şiddet gereği yapılır.. Yöre halkının hassasiyetinden çekindiğini söylüyor İmam efendi. Yani bilinçli ve kasıtlı okumamış.

    Yanıtla (8) (12)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 10:46

    Diyanet personeli, cemaatin yapısına göre, ortamın hassasiyetine göre vaaz ve hutbe konularını ayarlamada ustadır. Etrafında koruma ordusu ile devlet dairesinde fildişi kulesinde yaşayan tecrübesiz mülki erkan, yanımda korumalarım var, eze eze yaparım havasında. Halk devlet kaynaşması hangisi ile olur? Diyarbakır hapishanelerinde istedikleri marşları okuttular sabah akşam. Ceremesini on yıllardır ülke çekiyor. Polis Antalyada kısa kollu, Erzurum'da kazak giyer. Akıl lazım, inat değil.

    Yanıtla (13) (3)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 10:51

    Devlet ihmal etmez, imhal eder. Böyle sorumsuz genç kadroların hoyratça işlediği haltların faturasını keser. SS içişleri bakanı idi. Kadroları nasıldı? Bugün memurluktan gelen içişleri bakanı, bir çoğunu yavaş yavaş temizliyor. Fetö işlerini de temizledi devlet. Ülkücü kadrolar bugünü ebedi sanmamalı. İçlerinde akıllı tecrübeli akıl adam kalmamış belli. Ama devlet bu kadar toy değil. Nizamülkün devleti, nizam var. Genelde geç uyanıyor. Ama uyanıyor.

    Yanıtla (3) (1)
  • Özer / 23 Ocak 2024 16:24

    Git Diyarbakır'da yasa bakalım hal hareket ve tavırların ve konuşmaların bal gibi değişir konuşmakla olmuyor bu işler.Zeynep e

    Yanıtla (2) (1)
  • Eşref... / 23 Ocak 2024 16:09

    Gerçekten darp vb varsa bunu ayırt ederiz tabi ki.tasvip edilemez,,çünkü Hukuk ile alakalı konu.. ifadesi alınır.,ve gereği mutlaka yapılır...Fakat yine Gerçekten ve gercekten,,asla ve asla inanmak istemiyoruz çünkü,,ŞEHİD adı hutbede geçmemiş ise vahhh ki,,,vahh..O zaman Camiye,İmama ne gerek var...Şehid ismi yoksa orada hersey atıl ve batildir..

    Yanıtla (3) (2)
  • Ahmed 61 / 23 Ocak 2024 11:50

    Erbakan hoca başbakan'ken paşanın biri ona"pez...k"demişti.Cok üzülmüştük.Allahın evinde bir kaymakam tarafından imam dövülüyor,inşaallah doğru değildir?Memlekette değişen birşey yok!eskiye nazaran.Azgittik uz gittik.....

    Yanıtla (4) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 15:54

    Birisi kelimesi tevhid bayrağı taşıyor diye babası yaşındaki adam yumruklar. Birisi hutbeyi muktezaihale göre kisaltti diye imam dövüyor. InşaAllah başımıza taş yağmaz

    Yanıtla (2) (4)
  • Umut Emiroğlu / 23 Ocak 2024 15:43

    Cumhuriyet, devlet marifetiyle bir üst kimlik oluşturmaya çalıştı ama bu ol(a)madı. Bence bu saatten sonra etnik unsurlardan en yaygın olanının adını herkese üst kimlik olarak sunmak bu sorunu çözemez. Etnik çağrışımı olmayan ve fakat üzerinde çok yaygın bir mutabakatın kurulabileceği ve bir insani değere istinat eden bir kelime üst kimlik olmalı

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 15:42

    ATLANAN HUSUSLAR: 1. Caminin adı Kuba camii. Burası köy değil, İlçe merkezi. 2. Düzenli cami cemaati bilir. Hutbede Diyanetin gönderdiği metin esas alınır. Tema veya konular o metinlerde olur. Bazı imamlar motamot o metni okurken; bazı imamlar da o metnin tema/konusuna sadık kalarak irticalen, doğaçlama konuyu genişletir. 3.İmam bu örnekte olduğu gibi asgarisini dahi yapmamıştır. 4. İlçe halkı şehide şehid demiyorsa, diyeni de baskı ve korku ile susturuyorsa bu şehidler kimin için şehid olmakta.

    Yanıtla (6) (1)
  • Manifesto / 23 Ocak 2024 11:21

    Tüm partiler tahakkum aygıtlarıdır.Partilerin önseçim organizasyonu olmadığı ve yasama yetkisini bizzat halkın kullanmadığı rejimlerin ismi demokrasi olamaz.Bugünkü teknolojik imkanlarla halk yasama yetkisini bizzat kullanabilir.Yüzyıldır boş işler nedeniyle toplum kamplaştı,siyasetçiler bu kamplaşmayı kullanarak ülkeyi göcmenistana döndürebiliyor yada bir turist hırsla belediye başkanı olabiliyor vs

    Yanıtla (9) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 15:19

    Yüzyıl önce fransız milliyetçiliği tarzı tercih edilince; toplumdaki kalabalık etnisitelerinde er yada geç milliyetçilik virüsünden etkileneceği bilinmeliydi, yüzyıl önce kürtler ve türkler ayrılmalıydı.Simdi bir de arap nufus sorunu ortaya çıktı.Türkiyenin kurucu değerleri fransız tarzı milliyetçilik yerine anglo sakson tarzı özgürlükçülük üzerine olsaydı hayatın olağan akışında bazı seyler hallolabilirdi ama artık bazı şeyler imkansıza yakın.Sağlık vb devlet altyapısı için de bu nufus fazla

    Yanıtla (4) (1)
  • Vatandaş / 23 Ocak 2024 15:14

    Keşke herkes eşit olsaydı

    Yanıtla (2) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 14:35

    Seçime yakın zamanlarda benzer olaylar oluyor.
    Kaymakama gelince; oda milliyyetcilikle bir yere varilacağını sanıyor.

    Yanıtla (4) (2)
  • ÖTÜKENLİKURT / 23 Ocak 2024 14:33

    DOĞRULAR; 1. Şehitler rahmet istemez zaten cennetliktir. 2. O imama baskı yalanların ayakkabı numaraları kaç? Birisine sorun söylesin!? 3. Milletimizde kimlik bilinci Osmanlıda felç edildi. Turk aptal, kaba, idraksiz demekti Osmanlıda! 4. İlk defa büyük Atatürk NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE dedi ve kimliğimizi inşa etti. Ne yazık ki, hortlatilan hain tarikat ve cemaatler Türk düşmanlığı yapmaya devam ediyorlar. 5. Türk kimliğini halkımızın RUHUNA satır satır yazmazsak asla beka sorununu yok edemeyiz..

    Yanıtla (7) (7)
  • Yalçın / 23 Ocak 2024 14:14

    Bilinçli ötekileştirme, ayrıştırma, etiketleme; maalesef mevcut siyasetin hayat damarı, beka meselesi. Mevcut ayrılıklar varken ve fazlasıyla sorunken, tüm bunlar yetmezmiş gibi milyonlarca kontrolsüz göçmeni kim dolduruyor bu ülkeye. Bakın Zeytinburnu'nda ne idüğü belirsiz bir göçmen diğerinin kafasını baltayla kesip balkondan aşağı atmış. Yazık, bu ülke ne bu kadar çirkin siyaseti ne de bu göçmenleri hakediyor. Tüm bunların sorumlusu kimse Allah'ın adaletine havale.

    Yanıtla (3) (0)
  • Pirireis / 23 Ocak 2024 14:05

    Ne demek bölgenin özel durumu? O coğrafya özerk mi? Şehitlerimizin içinde Türk Kürt laz Çerkez yok mu? Bu tamamen imamın ve kaymakamın fanatik duruşundan kaynaklanan bir sorun. Kaymakam hukuk yoluyla çözümün olmayacağını gayet iyi biliyor. İmam arkamda aşiret ve diyanet var bana birşey olmaz diyor. Sonuç ise ortada.

    Yanıtla (3) (1)
  • Arif Türkoğlu / 23 Ocak 2024 01:35

    Mardinli bir Arabım. Ama soyadımı zorla Türkoğlu yapmışlar. Osmanlının yıkılışıyla Kürtler Türklerle devam dediler… Fakat kamalizm bütün alt ırkları Türk görüyor. Kendi kültür ve ırkını inkar etmeden ülkede yıldızı parlamıyor. Irkıyla kalmak isteyenlerde terörist oluyor. Kürtçe hutbe ana sütümüz gibi haktır kürtlere. İslamı begenmeyip Türk İslamda boğulanlar eserleriyle övünsün…

    Yanıtla (37) (55)
  • Ahmet / 23 Ocak 2024 02:09

    Arapsın ve kürtçe ana sütümüz gibi haktır diyorsun.Bence asimiliasyonu yanlış yerde arıyosun.

    Yanıtla (27) (11)
  • karar okuru - atd / 23 Ocak 2024 03:05

    arife: türk vatandaşlık kimliği ırkçılık anlamında değil bir millet olarak üst kimliktir. arap, kürt, gürcü, afgan, alevi, sünni vs. olabilirsin ama bu ülkenin vatandaşı üst kimlik olarak türktür. kürtçe hutbe ana sütün gibi haksa arapça hutbe de haktır, peştuca da, farsça da. sence bu iş sonunda nereye varır.

    Yanıtla (20) (15)
  • Saadet / 23 Ocak 2024 07:48

    Cumhuriyet öncesi on tane Kürt ayaklanması var onları nereye koyacağız?

    Yanıtla (15) (2)
  • Türkoğlu / 23 Ocak 2024 07:48

    Kürtçe hutbe ana sutü gibi hak derken kendinizin arap olduğunuzu belirtiyorsunuz. Rabbim insanları tanışasınız diye farklı kabileler halinde yaratmış. Niçin arapça da olsun demiyorsun sadece kürtçe diyorsun. Yani türkçe,arapça,kürtçe hutbe cemaatin bol olduğu yerlerde özetle kısaca okunabilmeli.

    Yanıtla (6) (3)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 08:00

    Arif bey "at arabanın yanına çekilir. Araba atın yanına değil" Hayatın kuralı, aklın kuralı bu. Ama bu birilerini tatmin etmiyor. Hatta o kadar etmiyor ki burnun için silahli örgüt falan kurulup terör dahi yapılıyor. Bu arada sizin bir Anadolu Arabı olsanız dahi o topluluğu temsil ettiğinizi düşünmüyorum. Tanıdığım Anadolu Arapları bölgede sindirilmişlikten şikayetçi. Devlet değil. Başka grubun çarşı pazar mahalle bazında baskısı ve sindirmesi.

    Yanıtla (13) (4)
  • Okur / 23 Ocak 2024 08:28

    Siz Mardin Arabı iseniz ben de Mustafa Topaloğluyum.

    Yanıtla (4) (2)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 11:47

    Uzaylıyım demekle uzaylı olunmuyor arkadaş. Varsa 50 mio doların konuş. Yoksa uzayı uzaylılara bırak.

    Yanıtla (1) (1)
  • Hakan / 23 Ocak 2024 08:39

    Devlet ve millet olmanın yükümlülükleri var, yoksa gazzeden lubnandan farkın olmaz

    Yanıtla (14) (3)
  • recep es / 23 Ocak 2024 09:32

    arnavutum ben hiç rahatsız olmuyorum da sen neden rahatsız oluyorsun kendini sorgula

    Yanıtla (19) (6)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 10:39

    Türkçe hutbeyi bile daha doğru dürüst hall edemedik. Bi de her dilde hutbe işi çıkarmayın. Bırakın dağınık kalsın. Youtubeda her dilde vaaz var. Keyfinizce takılın.

    Yanıtla (14) (6)
  • Hüdavendigar / 23 Ocak 2024 11:10

    Prensip olarak karşı değilim.Herkes kendi dilinde ana eğitim hutbe vs. yapsın.Peki orada Kürtçeyi bilmeyen insanlar ne yapsın?Onların da hutbeyi anlama hakları yok mu?Burada tek bir resmi dilin bütün insanların maslahatına olan faydası tartışılmaz bir gerçeklik olarak ortaya çıkıyor.Herkes özel alanında serbest olmalı ama Resmi alanda tek dil elzemdir.Arapça vacip,Türkçe lazım ve Kürtçe caiz.(Nursi)

    Yanıtla (2) (2)
  • Gözlemci / 23 Ocak 2024 13:46

    Kardeşim Ingilizce öğrenmek için can atıyorsunuz. Beraber yaşadığınız Türklerin dilini öğrenmek niye zorunuza gidiyor.

    Yanıtla (3) (5)
  • Muharrem Özalp / 23 Ocak 2024 13:45

    "Bir deli bir kuyuya bir taş atmış 40 akıllı çıkaramamış" Diyanetin yaptığı da bundan farklı değil. Allah'ın emri olan ibadeti siyasete alet ettiler. Diyanet toplumu bütünleştirmesi gerekirken bölücü tavırlar gösteriyor. Cuma namazı öncesi okunan hutbeler hiç bir derinliği olmadığı gibi merkezi hutbe sonradan icat edildi Devleti yönettiğini zanneden görevlilerde ise ağırbaşlılık yok. Zannedersin sokak kavgası yapılıyor. Siyasiler ise yangına benzinle gidiyor. Allah sonumuzu hayır getirsin, amin

    Yanıtla (5) (0)
  • Hasan Erzincan / 23 Ocak 2024 13:40

    Akp nin 2. On yılına kadar insanlar siyasetin bölücü etkisini camide Yanyana gelerek aşabiliyordu. Orada hemhal olabiliyorlardı.Büyük oranda böyleydi.Şimdi camilerimiz de bölündü. Her cemaatin tarikatın camisi ayrı, siyaset ise mal bulmuş mağrübi gibi oraları üs tutuyor.Mhp Başkanı kaymakamı öpüyor. Ağzına geleni kürsüde sallıyor. AKP bu tavır ve bu zevatla devamda ısrar ederse. Ülkenin onulmaz kamplara bölünmelere uğraması şaşırtıcı olmayacak. Mabetleri rahat bırakmalarını Ümit ediyorum.

    Yanıtla (6) (0)
  • konuk1 / 23 Ocak 2024 13:26

    adı murat soyadı ak-el-ler eline hutbe metnini alarak camiiye gitmiş hımm atladı demiş sayın bağçalıda bugün siyasetin camiilere girdiğini itiraf etmiştir türkiye tipi cb türkiye tipi muhaberat bundan sonra şehirde vali,ilçede kaymakam,mahallede muhtarlar eliyle hutbe okutulur zira bayrak ezan netice BEKA seçimlerin baş aktörü sahnede diye düşünüyorum

    Yanıtla (3) (2)
  • Mamosta / 23 Ocak 2024 12:58

    Eğer bu olay CHP iktidarında olsaydı; başta Fatih ve Bayezit camisi cemaati başta olmak üzere bu günün iktidar sahipleri yeri göğü inletecek, ey din/ imam düşmanı CHP diye meydanları inleteceklerdi! Ama söz konusu olay akp iktidarında olunca, kendilerini dindar STK olarak tanımlayan kesimlerden ve dini cemaatlerden tık yok! Çünkü onların derdi ne dindir ne imamdır. Tek dertleri elde ettikleri serveti korumak, konforlu yaşamlarını devam ettirmek.

    Yanıtla (6) (0)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 00:44

    Ahmed cem ersever vs gibi 90'ların ünlü operasyon adamları, bu iş sadece silahla olmaz diyordu. Devlet başka unsurlarla halkı kazanmalı diyordu. Halkı kazanmak için akıllı olması gereken mülki erkan, halkın nabzını gözeten dini etki memuruna kabadayılık yapıyor. Bu kadar sorumsuz mülki erkan ile mi kazanılacak doğu? Özel harekattan biri gelip hocaya saldırsa, ayıp etmiş denirdi. Ama anlaşılabilir yönü aranırdı. Saldırgan: mülki erkandan. Devlet aklı nereye saklandı?

    Yanıtla (17) (6)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 08:06

    Halkı kazanmak için kaç yüzyıl gerekiyor? İki yüzyıl, beş yüz yıl? Kazanmak, kazanılmak iki taraflı bir irade ile olur. Bunun ısrarla atlandığını görüyorum. Kazanılmak istiyorsan ısrarla ve köyler halinde esrar ekmeyeceksin örneğin. Basit bir google araması yapınız. İmam şehitler ile ilgili iki cümle okuyor diye tepki vermeyeceksin. Yazarın makalesini tekrar okuyun isterseniz

    Yanıtla (5) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 12:47

    Bir gazete okuru olarak sen böyle yazabilirsin. Ama bir kaymakam bu konuda senin kadar düşünüyorsa, ona sınır koyan bir akil heyet yoksa...
    Biz buradan ne diyebiliriz ki artık.?

    Yanıtla (3) (0)
  • Erdem / 23 Ocak 2024 12:35

    Asıl kabahat Diyanet'in. Metin itikadi açıdan oldukça mahzurlu. Diyanet aracılığıyla "Anglikan İslam" anlayışına gidiliyor.

    Yanıtla (3) (0)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 12:31

    İmam efendi kendisine verilen hutbeyi okumalı.Ben tehdit ediliyorum,Korkuyorum diyemez.Eğer diyorsa görevı bırakması gerekiyor.Kaymakam efendi hutbesinde geri kalanını okumakla doğru davranmış.Söylendiği gibi darp varsa yanlıştır ve hukuken cezalandırılmalıdır.Diyanette bu imam efendi hakkında soruşturma başlatıp varsa kusuru gerekli cezayı vermelidir.Olayı sağa sola çekmeye gerek yoktur.Burada övgü ve yergi gereksizdir.Kimse düşman değildir ve diyarbakırda tek imamda bu imam efendi değildir.

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 12:27

    Şurası kesin; Devlet Bahçeli. bir aksiyonu,bir hareketi ,bir faaliyeti överse
    bilin ki ülkenin birliğine,beraberliğine
    kardeşliğine karşı faaliyet içerisindedir.
    Kendisi bilerek mi yapıyor,yoksa Türklüğe
    bu şekilde hizmet ettiğini mı sanıyor.Herhalde partisi bunlarla besleniyor.Her zaman düşman ve düşmanlık olması gerekir,yoksa malzeme
    bulamaz.Anayasa Mahkemesini kapatmayı istemek...ve daha neler.
    Tanrı Türkü korusun,Devlet Bahçeliden.

    Yanıtla (3) (0)
  • Karar okuru / 23 Ocak 2024 12:24

    Devletin kaymakamı makamına geçer. Talimat verir, imam hakkında tahkikat yapılır. İmamdan savunma alınır, gereken ne ise sonuç ortaya çıkar. Hukuk sıstemınde böyledir. Hukukun üstünlüğü varsa yol budur. Kişiler kendini hukuk yerine korsa kaymakam imamı darp eder, devlet bahçeli gurubunda nara atar, içişleri bakanı hukuka aykırı olarak kaymakamı haklı çıkarmaya çalışır... Bu zihniyet yanlıştır. Hukuk, hukuk yaşasın hukukun üstünlüğü.

    Yanıtla (3) (0)
  • recep ali koç / 23 Ocak 2024 12:13

    Çok yanlış ve gerçekle bağdaşmayan genellemeleriniz var

    Yanıtla (0) (1)
  • MANZARA / 23 Ocak 2024 11:50

    > DOĞRU OLAN: Şehitlerimizle ilgili bölümün KASTEN okunmamasına göz yummamaktır.
    > YANLIŞ OLAN: Müdahale yol ve yöntemidir.
    > Hukukumuzda küfür, hakaret, aşağılama, kasten kışkırtma vb. nedenlerle çıkan olayda ORANTILI tepki vermek suç değildir!
    > Olayı adalet terazisinde tartınca; (ideolojik veya cemaatin baskısıyla) KASITLI davranan imam % 99,9 oranında, fevri davranarak şiddet uygulayan kaymakam %0,1 oranında suçludur!

    Yanıtla (2) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 11:45

    Sorumsuz, hırçın, hoyrat, konuştuğuna yaptığına dikkat etmeyen, harekât ve sekenâtıyla toplum huzuruna zarar veren, milli birliğe katkı yapma özelliğini kayb etmiş kadrolar, zorunlu olarak emekli edilmeli.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüdavendigar / 23 Ocak 2024 11:38

    Haklı bile olsanız bu her hakkı vermez size.İdari ve adli bir soruşturma işin gerçeğini ortaya çıkarırdı.Mülki amirin işi yürürlüktür.Yargı değil.Suça ceza verme hakim ve savcıların işidir.Bu olay pkknın ekmeğine yağ sürmüştür.Bakın kardeş siz korucu oluyorsunuz polis oluyorsunuz ama bir türlü yaranamayıp bir de dayak yiyorsunuz.Bu olaydan sonra imam karşı cenaha geçse şaşırmam..Hepsi biribirini takip eden ve birbirine yardımcı olan bu icraatların, bir yerden yönlendirildiği şüphesini doğuruyor.

    Yanıtla (2) (0)
  • Hakan / 23 Ocak 2024 08:19

    Hukuk burada tek önemli mesele. İmamın yapmadı denilen şey kanunen zorunlu mu? Değil. Kaymakamin fiili küfürlü müdahalesini önemsiz bir ayrıntı gibi göstermeniz size yakışmadı. Bu kafa terörü bu ülkeye bela etti. Faşizm zorla bir şeyleri söyletme hastalığıdır. Kaymakama destek veren parti ve bürokrasi devlette ve yargıda paralel yapılanma olduğunu gösteriyor. Yeni paralel yapı sizden diye görmezden gelmeyin

    Yanıtla (5) (2)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 11:37

    Zorunlu. "Kanunen"'den kasıt kanun değildir. Mevzuattır, hukuktur. Yönetnelik, genelge de dahildir buna. Bu bakımdan zorunlu. Hatta imamlar bu tema etrafında kalmak kaydıyla o cümleleri açar ve irticalen, doğaçlama, içlerinden geldiği gibi ekleme de yaparlar. İmam efendi asgarisini dahi yapmamış.

    Yanıtla (3) (0)
  • karar okuru-1 / 23 Ocak 2024 11:34

    Ne acıdır ki imam hutbede çekinir olmuş, öğretmen okulda, polis sokakta, doktor hastanede ne yapsın. Peki ŞEHİTLERİMİZ! elleri iki yakamızda olmayacak mı? bunu en iyi bilenlerden biri de imam değil mi? şimdi geçti eline fırsat, uydur darp raporunu, incit mülki idareyi. ailesinin korucu olması, polis kardeşi imamı da kutsar mı? Ülke genelinde oluşturulan ötekileştirme, dışlama, mahalle baskısı, komşuluk ilişkilerinin bile siyasi görüşe göre dizaynı... Şapkamızı önümüze koyma vaktimiz kalmadı ama.

    Yanıtla (4) (4)
  • karar okuru / 23 Ocak 2024 00:38

    iki kişiden neler de çıkmış. ölenlere rahmet bir temenni/bir duadır, gerçek durumu Yaratıcı bilir. binlercesi içinden bu temenniyi yapmak istemeyen bir imam -çeşitli nedenlerle- çıkabilir. görevli/memur bir imamın vazife yapmaması disiplin hukukunu gerektirir. kaymakam bu boyutu aşmış ise ona da disiplin hukukunu uygulamak gerekir. önce bir hukuk devleti olalım da... önemli olan bu aslında. farkında olalım.

    Yanıtla (28) (2)
  • kARAR oKURU / 23 Ocak 2024 11:20

    O zaman merkezi olarak gelen hutbenin bir kısmını değil yürekli davransın tamamını okumasın.
    Sendikası yine ''unutmuş'' dedik kendisi de ''bölgenin özel durumu'' desin.
    Bölgenin özel durumu 90'lardan daha mı kötü? İmam ne unutmuş ne de özel durumdan çekinmiştir. Bildiğini okumuştur (yapmıştır) Uyarılması iyi olmuştur

    Yanıtla (6) (5)
  • Ulusçuluk / 23 Ocak 2024 03:06

    Yazı doğrultusunda Yaşadıklarımızın ulusçuluk akımının marazları olduğu anlaşılıyor. Daha büyük kimlik olan İslam kimliğinde birleşebilmeliyiz. O zaman şehitlik mefhumunu da tam gerektiği şeklinde yani ilayı kelimetullah yolunda olanlar için kullanılır ve böyle krizlerin önüne gider. Kim ırkı için kim gururu için savaşıyorsa onun şehit olmadığı söyleniyordu hadislerde. Müslümanlar için savaşan ahirette şehitliğin karşılığını alacaktır.

    Yanıtla (9) (19)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 09:27

    Sapla samanı karıştırmışsınız. Dersinizi nerde aldı iseniz yanlış almışsınız. Millet; etnik, soy üstü bir birlik. Oysa siz milleti etnik, soy birliklerine ayırmak istiyorsunuz. Etnik soyculuk ırkçığın ta kendisi oluyor. Bilin diye yazıyorum.

    Yanıtla (10) (2)
  • Tuna / 23 Ocak 2024 09:51

    İslam ile yola çıkan toplum ve ülkeler: Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Somali, Sudan, Nijerya, Senagal, Yemen...
    İslam denilen 7.YY bedevi ahlak ve kültürünü tanımayan ülkeler:İsviçre , Norveç, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda...

    Yanıtla (11) (6)
  • Karar okuru / 23 Ocak 2024 12:09

    Çok klişe bir yorum olmuş
    O Bedevi kültürü dediğiniz dinin dünyaya bilim ve felsefe alanında ışık saçtığı yüzyıllara ne demeli?
    Müslümanlar bugün Allah ın kendilerine gönderdiği dini mi takip ediyor yoksa kendi yarattıkları dini mi? Sorun bence burada.

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 23 Ocak 2024 10:10

    İslam üst kimliği bir yanılsamadan ibarettir. Tari boyunca Müslümanlarının katlettiği Müslüman sayısı gayri müslimlerin katlettiği Müslüman sayısından fazladır. Bugün bile
    Müslüman toplumlar arasında devam eden çatışmalar, Müslüman toplumların gayri.müslim toplumlarda çatışmadan daha çoktur ve daha kanlıdir. Dediğiniz gibi İslam bütün Müslümanları birlestiren bir üst kimlik olsaydı, digerin camisine cuma namazında intihar saldırısı düzenlenmezdi.

    Yanıtla (15) (4)
  • Kâr arlı / 23 Ocak 2024 10:30

    Müslümanlar için savaşan değil Allah yolunda öldürülenler şehittir... Peki ölende öldürende müslümansa ne olacak?!.. Biraz tefekkür!...

    Yanıtla (9) (0)
  • Umma / 23 Ocak 2024 13:27

    Muslumanlikta birlessen mezhepte ayrisiyorsun hem de olduresiye. Musluman Arap'lari birlestiremedin daha, Israil'i mahkemeye neden bir G. Afrika ulkesi tasir? Musluman daha kendini taniyacak da yol alacak, sen once özgürlük, adalet, hakkaniyet gibi kavramlarla bir bulus ve yogrul da bu yonde bir ruh, felsefe, ictihat gelistir. Kimse artik ne cocuk evlendirir ne de "eksik etek" mirasina razi gelir. Bireysellesme hakkini artarak aliyorken ey musluman, sen hala kilic, hakimiyet ve ganimette misin?

    Yanıtla (1) (0)
  • Bay Kamil / 23 Ocak 2024 11:18

    Alman ulusu, Fransız milleti deyince nasıl içinde Mağriplisinden Türke, Lübnanlısından Senegalliye kadar unsurlar anlaşılıyorsa, Türk üst kimliği de öyledir. 100 yıl önce de bu mantıkla kurulmuştur.

    Yanıtla (9) (0)
  • kARAR oKURU / 23 Ocak 2024 10:47

    Mevzu hutbede iki satırın ''unutulması'' ya da ''baskı'' gerekçesiyle okunmaması değil. ''bölgenin özel durumu'' şehitlikten söz etmeye mani olduğuna inanmıyorum.Kaymakam kamu görevlisi olarak hutbenin bütününün okunmasını açık şekilde istiyorsa,İmam efendi hangi baskıdan söz ediyor.Dış balı mı yoksa kendi iç baskısı mı? Ya Memur_Sen ! ''Unutmuş'' yalanına ne diyorsunuz? İmam ne unutmuştur ne de üzerinde bölgesel baskı vardır.Bilerek okumadığını neden düşünmüyorsunuz ?!

    Yanıtla (3) (8)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 00:38

    Kaymakam bey yanlış yapmış. Ülküdaşların hiç biri, ayıptır, imam dövmek de ne demek demiyor. Aklı selime çağıran yok. Destek mesajı için sıraya girmişler. Imamlar ise sessiz. Böyle bir olydan sonra, beyanname hazırlayıp altına binlerce imam ıslak imza atmalıydı. Imama öfke yumruğu bile ayıp sayılırdı. Adam resmen dayak atmış. Çocuk döver gibi. Mecliste her yerde ifade özgürlüğü istenir. Imama amazon paket dağıtıcısı muamelesi yapılır. Diyanet ne yazdıysa o okunacak.

    Yanıtla (18) (4)
  • Okur yazar / 23 Ocak 2024 08:51

    Kaymakam ülküdaş ne demektir. Kaymakam devlettir ülkü mülkü değildir. Öyle derdi varsa ülkesine zarar verir.

    Yanıtla (2) (1)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 10:36

    Vermiş bile zaten. Daha ne yapsın. Hoyratça yapılan şovlarin ceremesini yıllarca ülke çekiyor. Iki genç teğmen köye girip şov yapmaya kalkarak senelerce hafızalardan silinmez. Genç bir kaymakam kendince şov yapmış. Senelerce kulpta bu olay yara olarak kalır. Aklı başında tecrübeli adamlar lazım öyle yerlere.

    Yanıtla (8) (0)
  • Hewkari / 23 Ocak 2024 10:33

    Askeri operasyon üstünlüğü devlette olsa da, psikolojik ve sosyolojik üstünlük maalesef PKK yakalamış durumda. Onun için Kürt sorunu salt güvenlik ekseninde değerlendirilemez, sorun çok boyutlu ve karmaşıktır. Çözüm temel insani hakların olabildiğince geniş tutulması ve demokrasinin derinleşmesinden geçer.

    Yanıtla (3) (3)
  • 1234 / 23 Ocak 2024 10:24

    İmam içinde bulunduğu mahallenin tepkisinden şiddet yada olası cana kastten çekinmiş olabilir,,bilerek okumamışta olabilir,,,hangisi ise önce tespiti gerekirdi,,kaymakam aceleci davranmış,,Hutbelerin bir kısmı önce tüm ülke için merkezi kısmı şekli ile haporlerden yapılıp peşinden imamın hutbesi ile devamına geçilebilir,,böylece imamın çekinmesinden de olsa bilerek söylememesinden de olsa,bu iş önlenmiş olabilir.

    Yanıtla (2) (1)
  • O aslan / 23 Ocak 2024 10:04

    Valla ikisini
    de atayan parti aynı olduğu için bize laf düşmez

    Yanıtla (2) (0)
  • Kayhan / 23 Ocak 2024 10:08

    Yanılıyorsunuz kaymakamı Bahçeli,imamı Erdoğan atamış.

    Yanıtla (6) (1)
  • Karar okuru / 23 Ocak 2024 10:14

    Ne farkeder, ikisini beraber hükumet değiller mi?

    Yanıtla (2) (0)
  • Tuna / 23 Ocak 2024 09:49

    Dün Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz destekli İslamvı bölücülerin torunları Amerikan beslemsi Siyasal İslam adıyla şimdi Kürtçülerle el ele kol kola Cumhuriyeti yıkmak için nirlikte çalışıyor .Feslisi ,Konakçısı ,Fetöcüsü toplumu zehirliyor.

    Yanıtla (12) (3)
  • Murat / 23 Ocak 2024 03:56

    Türkiye'de maalesef maziden atiye uzanan "millet" oluş/turul/amadı. Milletin elan yaşayan vatandaşlardan müteşekkil siyasi mevcudiyeti manasında "halk" da yok. Ve maalesef "toplum" da değiliz. Zira farklı küme, zümre mensuplarını ortaklaştıran bir değerler bütünümüz yok. Neyiz peki? Yığıntılar haritası. Güruhlar karmaşası.

    Yanıtla (4) (0)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 09:47

    Gayette tutturuldu. Sınır yanlış yerden çizilmiş olabilir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 09:16

    Bir konuyu çok merak etmekteyim. Her şehidimizden sonra "şu kadar teröristi etkisiz hale getirdik, bu kadar teröristi öldürdük" cümleleri ülke içindeki Kürt gençlerde nasıl bir etki/tepki oluşturmaktadır? Giderek terör düşüncelerinin pasifleşmesiyle mi veya giderek devleti daha fazla kucaklamayla mı veya giderek terörizme daha bir sempati duymayla mı sonuçlanmaktadır? Sonuç nedir? Devletin bunu mutlaka ölçümlemekte olduğunu düşünüyorum.

    Yanıtla (2) (0)
  • birokur / 23 Ocak 2024 09:06

    Bir personelleri dayak yemiş ama her şeye maydanoz olan diyanetten tık yok. Neden acaba...

    Yanıtla (5) (0)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 09:01

    Aşağıya sarkan bıyıklarla, MHP den alınan desteklerle devlet Kürtlere yaklaşamaz. Onları kazanamaz. Kürtlere yaklaşmanın, onları kalben kazanmanın yolu imam dövmek değildir. Bu olaydan kim zarar gördü, kim faydalandı? T.C. Devleti zarar gördü. Terör destekçileri faydalandı. Hadi bakalım, bıyığı dudaklarından aşağıya sarkan cevap ver. Yaptığın eylem bölünmeyi erteledi mi, artırdı mı?

    Yanıtla (8) (3)
  • Abdullah / 23 Ocak 2024 08:54

    İmam,ailesinin özel durumu nedeniyle olaca ki baskı altında olduğunu kaymakam’a söylüyor.Kaymakam imamın can güvenliğini sağlaması gerekirken adamı bir de dövüyor.Kaymakam hem imamın can güvenliğini sağlamadığı,hemde dövdüğü için anayasamıza göre suç işlemiştir.Yargı gereğini derhal yapmalıdır.

    Yanıtla (7) (3)
  • Okur yazar / 23 Ocak 2024 08:49

    İmam okuyamıyorsa zaten devletin imamlığını yapmasın. Diyanet bunun okuyacaksın diyor.

    Yanıtla (1) (1)
  • Taha Güven / 23 Ocak 2024 08:37

    İktidar ve destekçileri sayesinde ülkemizde artık kimse kimseyi sevmiyor. Herkesin birbirinden nefret ettiği bir ülkede kalkınma, refah ve mutluluk olmaz.

    Yanıtla (3) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 08:18

    Şehide şehid denilmesine Kulp halkı kızıyormuş, onun için bunu söylememeliymişiz. Tam olarak denilen bu. Güler misin, ağlar mısın?

    Yanıtla (2) (0)
  • İkbal Vurucu / 23 Ocak 2024 08:15

    İbrahim Bey, Kürt Açılımı politikası bahsettiğiniz şehrin entegrasyon işlevine büyük bir darbe vurdu. Ters-entegrasyon süreci başlattı... Açılım sürecinde başlatılan etnik kimliği keskinleştici söylemler ise hâlâ dolaşımda... Kısacası şehirleşme de bizde çözüm değil

    Yanıtla (0) (0)
  • Hakan / 23 Ocak 2024 08:12

    Yani yuh be sayın yazar. Hutbe dinen tamam olduktan sonra senin ne haddine kaymakamın ne haddine iceriğini didiklemek. Hutbede bölgenin durumunu da dikkate alarak tasarrufta bulunmuş. Ne var bunda. Terörü hortlatan askerler gibi meseleye yaklaşan kaymakam derhal görevden alınmalı.

    Yanıtla (6) (1)
  • yorumum / 23 Ocak 2024 08:03

    hükümetin küçük ortağının büyük yönetiminini sesleri bunlar. devlet aklını şiddete indirgeyenlerin alkışlandığı bir hale dönüşüldü. Dine devlet işleri karıştırıldı... Ülkücülerin yetiştirebildiği akıllı akillerine aday Sinan Ateş'i öldürüldü... Hem de devlet içinden adamlar ile... Katillere bir şey olmadığı sürece dayakçı kaymakama hiç bir şey olmaz..görev yeri değişir sadece.

    Yanıtla (3) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 07:57

    Kesinlikle katılıyorum

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 23 Ocak 2024 07:43

    İmam yalan söyler mi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Alphan İnan / 23 Ocak 2024 07:40

    Ne mutlu Türküm diyene.

    Yanıtla (1) (1)
  • karar okuru - ... / 23 Ocak 2024 01:10

    böyle giderse yakında bölgenin özel durumu ileri sürülüp minberlerden şehit askerlerimize değil öldürülen teröristlere rahmet de dilenebilir. peki kaymakam bey o aynı cemaatin içinde herkesin önünde korkmadan, imamdan eksik yerleri okumasını nasıl isteyebilmiş. dayak kısmı ise
    mevcut devlet adamı ve liyakat kalitemizin bir göstergesi olmuş.

    Yanıtla (6) (6)
  • Kazım Çetin / 23 Ocak 2024 07:16

    Kaymakam korkmadan ne demek? Korkak bir mülki amirden bahsetmek. Akıllara ziyan.

    Yanıtla (3) (1)
  • Okur / 23 Ocak 2024 06:53

    Sayın yazar Ülkede , siyasiler ırkçılık ,bağnaz milliyetçilik haincilik pompaladıkça ülkeye huzur gelmez velhasıl...

    Yanıtla (2) (0)
  • Adalet Şaşmaz / 23 Ocak 2024 06:16

    Devlet bütünlüğüne gölge düşürecek, milli ve manevi duyguların hiçe sayacak, bölücü tefrikalar bu millete, hatta insanlığa en büyük ihanettir. Dinde en büyük fitne yol kesmedir.Ben bunu milletin yolunu kesme ve terör olarak anlıyorum. Her türlü terör birleşin, parçalanma ilahi hükmüne ihanettir. ABD, Çin, AB, Rusya güçlü ise Birleşik olduğu için güçlüdür.Kaymakam da mülki amir de olsa hakim, savcı, infaz memuru gibi davranması yanlıştır. Diyanet müfettişleri gereken doğru yapacaklardır.

    Yanıtla (2) (1)
  • Vatandaş / 23 Ocak 2024 06:08

    İşin en vahim yani aynı zihniyetteki bazi mülki amirlerin kaymakamın bu davranışını tasvip eden beyanlarıdir Vay halimize. Cakircali zihniyetiyle bölgeyi idare edeceğiz ha.

    Yanıtla (3) (1)
  • insan haklari savunucusu / 23 Ocak 2024 06:02

    Bu ulkede "millet" kelimesi sadece Turk Irkindan olanlari kapsar. Mesela, "muhtac oldugun kuvvet damarlarindaki asil kanda mevcuttur" sozunde asil kanin ne demek oldugunu bilmeyen var mi? Istiklal Marsimizda bahsi gecen "kahraman Irk" kimlerdir? "iki devlet bir millet" sozunde "millet" kelimesi ne anlama gelmektedir?

    Yanıtla (3) (2)
  • Gazelci / 23 Ocak 2024 05:57

    Zaten şehirleştik çok uzun zamandır. Ama o da çözemedi problemi. Çünkü problem yanlış tanımlı, bu sebeple çözüm de olmuyor. Siz de aynı yanlışı yapıyorsunuz. Millet bütünlüğü neden sağlanamadı diyorsunuz. Çünkü bir tane millet yok burada. Yapılması gereken vatandaşlığın değerli kılınmasıydı. Ama o sadece yabancıya değerli. Kaç dolar olduğu da belli. Yerli halklar için fazla bir değeri yok maalesef. Anayasanın bile hükmü yok çünkü.

    Yanıtla (1) (0)
  • Murat / 23 Ocak 2024 04:12

    "Biz" derken dil alışkanlığına yenildim. Ben de "biz" olmayı isterdim. Ama kiminle!? İslamcı cenahta bazısı Ömer adaletinden, kamu malına titizlenmekten söz eder. Ulemadan "fakih" ise yolsuzluk, hırsızlık meşru diye fetva verir. Onun da kitlesi malum "milli" görüş kitlesidir. Sonra o bazılarıyla bu diğerleri sandıkta buluşurlar! Bir kesimde dahi bir değer ortaklığı yokken, " toplum" bu coğrafyada ne gezer. Maalesef İslam "dünyası"'nın diğer ülkelerine benzedik. Dikiş tutmadı, çabuk çözüldü.

    Yanıtla (2) (0)
  • Murat / 23 Ocak 2024 04:04

    Laclou'da okumustum: Toplum bir realite değildir. Toplum diye bir "şey" yoktur. "Toplum" bir kategori, bir anlama aracıdır. Ve birtakım ortakların sözde oluşturduğu bir insan varlığına işaret etmek... için kullanılır. Işte bizde olmayan o insan varlığı. Millet zaten fiktif, halk o fiktifin siyasi cismaniyeti, toplum halkın değerlerden teşekkül etmiş insan varlığı zemini. Bize gelince: elde var sıfır.

    Yanıtla (2) (0)
  • Mehmet / 23 Ocak 2024 03:05

    Değerli yazar .Kimse kusura bakmasın..Ne yazıkki..bazı aydınlarımız sorunun sadece bir alt üst kimlik ve kültürel hak taleplerinden ibaret sanıyor Bilerek bilmeyerek konunun insan hakları demokrasi hukuk kapsamında çözüm arıyor desdek veriyor
    Allahınızı seversiniz..Pkk 40 yıldır kültürel hak talep içinmi içerde dışarda silahlı sivil genç yaşlı kadın çoluk çocuk memur işci öpretmen katlediyor.Devlete silahlı başkaldırıyor .Bu terörüde demokrasi ve insan hakları ile süslüyor.Dert ayrı bayrak

    Yanıtla (6) (1)
  • Emin / 23 Ocak 2024 00:11

    Geçti dost kervanı eyleme beni.

    Yanıtla (4) (1)
  • İstanbullu bir okur / 23 Ocak 2024 01:38

    Bu yorum hangi türden bilemem,ama iki türede uyar cinsinden gibi duruyor.Bende derimki,hangi taraftan bakılırsa bakılsın,samimi ve bilimsel bakılırsa,elbette kervan bir hayli biryerlere yaklaşmış olsada,ben bu toprakların degerlerine inanıyor ve güveniyorum.Hiçbirşey artık titmiş degil.Yeterki samimi olunsun.Syglr.

    Yanıtla (5) (0)
  • İstanbullu bir okur / 23 Ocak 2024 01:31

    Teşekkürler Sn.Kiras; malesef bu ülke onlarca yıldır bilimsel gerçeklikle yönetilmiyor.Makro yerine,hep mikro düşüncecikler etrafında dönüp duruyoruz.Örnek o kadar çok ki,göç alan büyük şehirlere bir bakalım.Yurtdışındaki Türk toplumuna bir bakalım.Durum ortada,biz makroyla başlasak bile,cehaletimiz bizi tekrar miktoya döndürüyor.Halimiz hem dini,hem milli alanda aynı.Ciddi bir aidiyet açmazımız ortada.Hem tarih,hemde Kur'an bilgimiz korkunç denecek zayıf ve yüzeysel,şuursal bakıştan çok uzak.Sy

    Yanıtla (3) (1)
  • Erk Yıldırım / 23 Ocak 2024 01:09

    Bir belediye başkanlığı seçimini bile vatan millet din meselesine çevirirseniz, sırf saflarımızı sıkılaştırıp bizim olsun diye karşı tarafı terörist dinsiz şeriatçı hain vs vs diye damgalamaktan cekinmezseniz olacağı budur.

    Yanıtla (22) (2)
  • OkurM / 23 Ocak 2024 00:31

    Son yillardaki Ülkücü hareketin imajını düşünün. Muktezai hal, imaj, ilmi siyaset vs tanımayan bir grup var ortada. Aklı selim ile hareket edelim diyebilen özgül ağırlık sahibi akil adam yok. Cami içinde imam dövmeye kadar gitti olay. Fransa terör örgütü ilan etmeye kalktı. Turkiyenin etkisi ile buzdolabına kondu. Uluslarasi alanda bir operasyon başlarsa, Turkiyede de izdüşümü olur. Biraz kendinize çeki düzen verin

    Yanıtla (10) (1)
  • Karar Okuru / 23 Ocak 2024 00:29

    Bugün meclisteki grup toplantısında, bu ülkenin son zamanlarda yetiştirdiği en büyük filozofu DB tarafından yapılacak açıklamanın, kaymakam ile imam arasında geçen olayı yeterince aydınlatıcacağını sanıyorum. Çözümün şifrelerini de yine o konuşmada bulabilirsiniz.

    Yanıtla (0) (4)
  • Okuyucu / 23 Ocak 2024 00:28

    Devletin en üstü hukuk devleti kurallarına uymuyorsa, TBMM uymuyorsa, Yargıtay ve umum mahkemeler uymuyorsa dıdının dıdısı bir kaymakam neden uysun? Ha keza, kınamak ve lanetlemek dışında şehitler kimsenin umurunda değilse, herkes siyasi menfaat pesindeyse imam da durumdan vazife çıkarıp keyfine göre hutbe okur. Türkiye yüzyılı budur!

    Yanıtla (15) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 00:25

    Sorun samimiyetsizlik. Konunun tarafları hep kendilerine yontuyor ve her fırsatı acımasızca kendi lehlerine kullanıyor. Daha kötüsü siyasi çıkar uğruna taraflar arasındaki güveni bütünüyle yok eden, konjonktürel olarak akşamdan sabaha değişen tutum ve davranışlar sergileniyor. İlke yok, dürüstlük yok, ciddiyet yok. Güncel tabirle içeceği suya pisleyenler var.

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 23 Ocak 2024 00:24

    Tek parti dönemi doğu raporlarına mı dönmeliyiz acaba. Tek parti hiç yanlış yapmadığına göre cevap ne olmalı

    Yanıtla (1) (0)
  • Özer / 23 Ocak 2024 00:15

    Bunu siyasetcilerimizde yapmiyormu?güney duguda başka batıda başka.imam hergun orada korumasız halkın içinde kaymakamın konumu farklı.imam itidalli davranmış olay budur.siddet işin tuzu biberi kaymakam bence yanlış yapmış.

    Yanıtla (11) (2)
  • Fatih / 23 Ocak 2024 00:12

    Yüreğinize ve kaleminize sağlık

    Yanıtla (2) (0)