Dış güce ihtiyaç var mı?

2015 yılında eurobonda ödediğimiz faiz %4,88’den bu yılın mart ayında %8,77’ye gelmiş. Yabancıya ve yabancının parasına ödediğimiz faiz epeyce yükselmiş. (grafik altta)

Hani, “hele şu kardeşinize bir yetkiyi verin, faiz vs nasıl uğraşılır görürsünüz” diyorduk ya... Onu da gördük mü?

Faizi düşüreceğiz diye çıkılan yolda faizleri yükselten nasıl bir yönetim olabilir ki?

Faizcilere karşıyım deyip bankaların karını 9,2 milyar liradan 40,0 milyar liraya kim nasıl çıkartmayı başarabilir? (Ocak-Şubat 2021/2022)

IMF’nin bile “kendi ülkende, kendi vatandaşından kendi paranla borçlanacaksın” dediği kuralı bozup; iç borçlanmayı dahi ABD dolarına kim, neden çevirdi?

2011-2013 döneminde ekonomi en iyi durumdayken kasada para yok diyerek Hazine garantili projeleri kim üretti? Bu projelere düşük kur üzerinden yüz milyarlarca dolar garanti verip ülkenin ve de özellikle gençlerin geleceğini kim sattı?

Bakınız son 3 yıldır kasada gerçekten para yok ama;

1- Müteahhitlerin parası tıkır tıkır ödeniyor.

2- Hem de düşük kurdan verilen garantiler şimdi yüksek kurdan ödeniyor.

***

Geçen akşam İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz HaberTürk’de Fatih Altaylı’ya açıklamalarda bulunurken; “Doları bilinçli olarak patlatmadan önce dolar cinsinden borç aldılar. Dış güçleri getirsen, bu ülkeye bundan daha kötüsünü yapamazlar” dedi.

Bakınız yukarıda sayamadığım daha sayısız örnek mevcut. 2018’den beri defalarca söylediğim bir söz vardır: “Bakkal çırağını bile getirseydiniz bu kadar hata yapamazdı. Bu kadar çok ve büyük yanlış bilinçsiz yapılamaz; nasıl ve neden acaba?”

16 Aralık 2021 tarihli yazımın başlığı da Bilinçli yanlış! şeklindeydi. Orada şu noktalara dikkat çekmiştim:

“İyi ama yukarıda verdiğim rakamlar ortada iken, neden ülke yönetimi bu yangını körüklemekte ve zararları büyütmektedir? Acaba bilinçli bir yanlış ile milletin refahını tümden mi kesmek istemektedir? Amaç nedir? Bilerek ekonomiyi çökertmekle başka bir amaç mı hedeflenmektedir? Net söylüyorum: Bu kadar yanlış bilinçsiz yapılamaz. Bugün bu dediğimin resmi ilanını da görebiliriz.”

25 Ekim 2021’de de Çok stratejik ama çok başlıklı yazımı da şu cümleler ile bitirmiştim:

“Büyük bir strateji uygulanıyor ama hepsi yanlış yaptık mantığı ile... O zaman sormak lazım: Bu kadar yanlış karar bilinçsizce alınabilir mi? Bence asıl büyük strateji burada yatıyor.”

***

Şimdi kendimize soralım: Bu kadar yanlışı toplum nasıl algılıyor?

Maalesef ki toplum bunlara inanıyor....

Bunu da daha önceki gün Hayal satışı başlığı ile yazdım. Aslında ben yorumlamadım, sadece olanları aktardım. Bakın TÜİK anketi 2018’den beri mevcut duruma çok kötü diyenlerin geleceğe ilişkin beklentilerinin iyimserliğini ortaya koyuyor.

Alttaki grafikten görebilirsiniz: “Geçen 12 aylık döneme göre şu an ben ve ülkem çok kötü” diyenler gelecek 12 ay sonraya ilişkin kendileri ve ülke için daha iyimserler. Bu fark 2018 öncesi yoktu; ama 2018 sonrası açıldı. Neden acaba???

***

İki temel noktaya dikkat çekelim

1- Bu kadar büyük yanlışlar neden ve nasıl oluyor da Toplum tarafından yeterli tepkiyi çekmiyor

2- Bu kadar büyük yanlış bilinçsiz yapılamayacağına göre arka planda ne oluyor?

Oturduğu evi yanarken yangını alkışlamak da nedir? Biz bu hale nasıl geldik?

18.jpg19.jpg

YORUMLAR (55)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
55 Yorum