Bu macera neden yaşandı gerçekten?

İstanbul’un son seçimde oyların %51.21’ini alarak seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak cezaevine gönderilmesine yol açan siyasi bunalımı geride bırakmış sayılır mıyız?

Herhalde bu soruya “Bu da geçer yahu” anlayışıyla yaklaşanlar az değildir.

Ben ise farklı düşünüyorum. Başlangıcı bir akademik kurum -İstanbul Üniversitesi- olsa ve ardından yargı devreye girse de, olayı ‘bunalım’ boyutuna eriştiren siyasi yönüdür ve bu tür olaylar siyasi sonuç/lar doğurmadan bunalım özelliğini yitirmezler.

Siyasi tarihimizde etkileri sebebiyle hafızalarımızda yer etmiş bulunan askeri müdahaleler, darbeler, muhtıralar ile eş değerde bir olay bu ve 19 Mart 2025 tarihi de önceki olağanüstülükler gibi zihinlerimizde canlılığını uzun yıllar koruyacak.

Büyük bir kırılma noktası bu olay.

Vaktiyle devlette üstlendiği görevler sebebiyle ciddiye alınması gereken bir ekonomist olan Mahfi Eğilmez’in o dört günün ekonomiye maliyeti ile ilgili çıkardığı faturaya göz atmak bile yeterli:

“Borsadaki şirketlerin piyasa değeri kabaca 2 trilyon lira düştü. Piyasadan yabancı çıkışları oldu, yerli yatırımcılardan da dövize geçişler hızlandı. Gösterge faizinin oranı yüzde 37,09’dan yüzde 44,60’a yükseldi, dolayısıyla Hazine’nin borçlanma maliyeti 7,51 puan arttı. Türkiye’nin risk primi (CDS primi) 250 baz puandan 328 baz puana yükseldi. Bu artış, dış borçlanma maliyetimizi ciddi şekilde artırmış oldu. TCMB, bu türbülansta kurun fırlayıp gitmesini önlemek için piyasaya sürekli döviz satışı yaptı ve bu nedenle rezervlerinde 25 milyar dolara yakın azalma oldu.”

Fatura, görüldüğü gibi, hayli yüksek.

Daha küçük ölçekli olmakla birlikte, şu sıralarda karşımıza çıkan tabloya benzer bir ‘bunalım’, 2001 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakanı Ecevit arasında, MGK toplantısı sırasında yaşanan anayasa fırlatma olayında görülmüştü.

AA o tabloyu şöyle özetlemekte:

“Repo faizleri %760’a, ardından da %7 bin 500’e tırmandı. Merkez Bankası’ndan 7,6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. Türkiye 2001 yılında %5,7 küçülürken, enflasyon oranı %88’i aştı. Ülke, krizin ilerleyen dönemlerinde ‘sabit döviz kuru’ sistemini terk ederek, ‘dalgalı kur rejimi’ne geçti. Kriz öncesi, dönemin parasıyla 623 bin lira olan dolar, 1 milyon 225 bin liraya tırmandı. İç borçlanmanın ortalama vadesi 410 günden 148 güne düştü. Kredi kartlarında aylık faizler %60’lara kadar tırmandı.”

Sarsıntının artçıları şimdiki ‘bunalım’ sonrasında da devam edecektir.

Peki de, bütün bunlar ne için yaşandı?

Görünür sebep, Ekrem İmamoğlu’nun 35 yıl önce aldığı diplomanın iptali ile ardından kendisine yönelik yolsuzluk ve terörle ilişki iddiaları yüzünden tutuklanmasıyla sonuçlanan bir yargı sürecine muhatap edilmesi yüzünden…

Daha ilk günden itibaren yaygın kabule kavuşan görünmeyen sebep ise, bütün bunların, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığı belirlenmek üzere olan İmamoğlu’nun önünün kesilmesi için yaşandığı…

Garip…

İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için yüksek öğrenim yapmış olması gerekiyor; üniversite diplomasının iptaliyle bu anayasal şarta uygunluğu ortadan kalkmış oldu.

Diploma iptaliyle sorun çözülebileceği halde, tutuklanmasına yol açan yargı sürecine ihtiyaç duyulmaması gerekirdi.

Ortalığı karıştıracağı aklı başında olan herkesçe görülebileceği halde, yönetimde bulunanlar, neden göz göre göre böyle bir yola girdiler?

Hesap edemedikleri için olabilir mi?

Sanmam. AKP Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yarım yüzyılı bulan siyasi deneyimi göz önünde tutulduğunda, yönetimde yer alanların kaç gündür yaşananları öngörememeleri düşünülemez.

Acaba yaşananlar, İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın el değiştirmesini aşan daha ileri bir planla ilgili olmasın?

Eş-zamanlı olarak CHP kurultayının iptali süreci başlatılmışken, ilçe belediye başkanları teker teker gözaltına alınan yeni kadrosu da terörle ve yolsuzlukla ilişkilendirilerek CHP’nin kapatılmasını da içeren kapsamlı bir plan?

Kuşkum, bayağı yüksek bir fatura için daha ileri hedefler bulunması gerekeceğini düşünmemden kaynaklanıyor.

Umarım, yaşananlardan dersler çıkarılmıştır ve yanlıştan tez elden dönülür.

YORUMLAR (194)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
194 Yorum