Fotoğraf

“Ben çok eski bir fotoğrafta duruyorum 

Yüzüm o fotoğrafta bile eski bir fotoğrafa benziyor.” 

-Birhan Keskin 

Zamana yeniliyoruz. Durduramıyoruz, geri alamıyoruz, ileri saramıyoruz. Zamanla boğuşurken ömrü bitiriyoruz. En büyük problemi geçmişle yaşıyoruz. Unutmak ve unutmamak iki feci çaba oluyor çoğu zaman. 

Fotoğrafın icadından beri zamanı durdurabildiğimizi düşünüyoruz. Anı kaydedince hiç geçmeyecek, ne zaman baksak yine öyle olacak sanıyoruz. Sonra zaman geçiyor, anlam kayıyor. İnce bir neşenin fotoğrafı, içli bir hasretin vesikasına dönüşüyor.  

Mavi Marmara şehitlerinden Gazeteci Cevdet Kılıçlar aynı zamanda iyi bir fotoğrafçıydı, zulmün fotoğrafını çekerken bitti filmi. Ondan kalan fotoğraflar şimdi ansızın patlayan flaşlar gibi yakıyor gözümüzü. Allah ona ve tüm şehitlerimize cennetin en güzel açılarını nasip etsin. 

Şehit Cevdet Kılıçlar’ın eşi Derya Kılıçlar, iki yıl önce “Cevdet / Bir Şehidin Hikayesi” isimli bir kitap yayınladı. Şule Yayınları etiketiyle çıkan kitap şöyle başlıyor: 

“Göçmen kuşlar hatıralarını yitirir, 

fotoğrafları olmayınca.” 

Derya Kılıçlar, eşinin fotoğrafları ve günlükleri ekseninde çok etkileyici bir anlatı kurmuş. Bir yandan biyografi, bir yandan anı, bir yandan roman olmuş. 

Cevdet Kılıçlar’ın çocukluğundan başlamış anlatmaya. üniversite yıllarındaki anlam arayışlarını, çatışmalarını tek tek anlatmış. Katıldığı eylemleri, verdiği mücadeleleri anlatırken bir yandan yakın tarihe notlar düşmüş. Türkiye’nin anlam arayışlarını ve çatışmalarını da aynı metnin içine işlemiş. Tüm bunları belgesel kalitesinde anlatırken edebiyatını bozmamış, metnin duruluğunu sarsmamış.

Konu Mavi Marmara’ya geldiğinde öncelikle gitme kararını, hazırlık süreçlerini ve vedalaşmalarını anlatmış. Gemimizin rotasından, yürüyüşümüzün niyetinden bahsetmiş. Zalim israilin alçak saldırısını da metanetle anlatmış. Acısını anlatırken ajitasyon yapmamış. 

Büyük bir hikayenin kitabını yazmış. Allah razı olsun. 

Biz büyük hikayeler yaşıyor sonra da oturup büyük analizler yapıyoruz. Ciddi, gerçek ama geçici sözler söyleyip duruyoruz. Gerçek dünyaya marşsız, şarkısız, türküsüz bir yerden bakıyoruz. Bu kitap özel ve iyi bir yerden bakmanın kitabı. Gerçek, ciddi ve şarkılı. Gerçekten kalıcı. 

*** 

Bu yıl Mavi Marmara’nın yola çıkışının onuncu yılında bu konuda yazılmış şiirleri tarayıp “Mavi Marmara Şiir Olmadan Yüzmez” başlığıyla haberleştirmiş ve çok az eser olduğu için yakınmıştım. Bunun üzerine İHH ve Mavi Marmara Derneği bu açığı kapatmak adına bir yarışma düzenlemeye karar verdi.  

Mavi Marmara Öykü ve Şiir Yarışması için katılımın bitmesine günler kala köşemi bir kez daha bu meseleye ayırmam gerektiğini fark ettim.

Şiir gibi yaşıyoruz ama bunun şiirini yazamıyoruz. Mavi Marmara, dünyanın en lirik-epik hareketlerinden biriydi. Yüzlerce kahraman; zalim ablukayı delmek, sahte haritayı yırtmak için yardım dolusu bir gemiyle yola çıktığında zaten bir insanlık zaferi kazanılmıştı.

İnşallah başka zaferlerle Filistin’in özgür olduğu günleri de göreceğiz. Bunun için zafer hasretini diri tutmamız, kalemimizi ona uzatmamız gerekiyor. Mavi Marmara Şiir ve Öykü Yarışması bu yüzden önemli bir adım. Önümüzdeki yıllarda başka sanat dallarıyla devam etmesini umarım. 

Yarışmada emeği geçenlerden ve yarışmaya katılanlardan Allah razı olsun. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun. Yürüyüşümüz daim olsun. 

mavi-marmara.jpg

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.