Çiçeği savunmak

Ah, okumaya başlamadan önce

Çiçeklere su vermek lazımdır.

-Melih Cevdet Anday

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yol kenarlarındaki duvarların düzeniyle ilgili bir değişikliğe gitti. Dikey bahçeleri kaldırıp bunun yerine duvarların sanatçılar için tuval olarak kullanılacağını söyledi, yeni halin bir örneğini de paylaştı. Bu durum birkaç gündür farklı bağlamlarda tartışılıyor.

Belediye bu sayede çok ciddi bir tasarrufa gidileceğini, yıllık 12 milyonluk bakım maliyetinin ortadan kaldırılacağını söylüyor. Bunun yerine duvarların sanatçılar tarafından tuval gibi kullanılacağını ve pandemide ekonomik olarak da iyice bunalan sanatçıların biraz nefes bulacağını söylüyor.

Elbette eleştiriler de var.

Bazıları eski sistemin yoldaki aşırı gürültüyü ve egzoz gazını çektiğini ve bu yüzden çok önemli, iyi bir çözüm olduğunu söylüyor. İyi niyetli ve ahlaklı bir pencere bu. Bu işlerin uzmanı olmadığım için eleştirinin haklılığını anlamam mümkün değil. Böyle durumlarda başka uzmanların açıklamasını bekliyor, onların tartışmalarıyla doğru yolu bulmaya çalışıyorum. Henüz böyle bir tartışma oluşmadı.

Diğer eleştiri ise gösterilen örnek çalışma üzerinden ilerliyor ve çok haklı duruyor. Bu tarzın üçüncü dünya ülkelerinin tarzına yakın olduğu ve şehrin kimliğine uymadığı yönünde.

Sokak sanatçısı Esk Reyn; çocuk, umut, tohum, dostluk gibi bazı kelimeleri duvara gizlemiş. İyi bir niyetle yaptığı aşikar, sanatına ve kendisine saygımız sonsuz fakat gerçekten de İstanbul’un estetiğine aykırı bir eser bu. Belki başka bir yerde görsek başka bakardık.

Bir de doğa aşıkları var, onların eleştirileri ise daha sert. Doğayı o kadar seviyorlar ki yol kenarındaki saksıları “İstanbul’un simgesi” olarak görüyorlar. Kaldırılmasının bir vatan hainliği olduğu yorumuna varıyorlar. Gerçekten de toprağa bu kadar değer verildiğini görünce gözü yaşarıyor insanın.

Demek ki onlar da çiçekleri sevebiliyor, doğayı korumak için yazılar yazabiliyor, çevreyi korumak için yönetimin yanlışlarını çekinmeden söyleyebiliyorlarmış.

 

Demokrasi aşıkları da eleştiriyor tabii ki, onların eleştirileri biraz daha yumuşak. Çünkü demokratlar, öylesi gerekli. Mesela bu konunun halka sorulması gerektiğini söyleyen bile var. “İnsan gerçekten hayret ediyor.”

Demek ki onlar da şehrin kimliğini, estetiğini ilgilendiren büyük meseleler için halka gidilmesi gerektiğini söyleyebiliyormuş. Allah bilir onlar Kanal İstanbul, Gezi Parkı ve büyük meydan düzenlemeleri için de böyle düşünüyorlardır. Hatta belediye başkanlarının kim olacağını İçişleri Bakanı’na değil halka sorulması gerektiğini düşünüyor bile olabilirler.

 

Bizim için büyük kazanımlar bunlar. Baksanıza, belediyenin her adımını tartışabiliyoruz bu sayede. Belediye bir sonraki duvarı en az üç kez düşünmek zorunda; ya bu bir hata diyerek dönecek ya da açıklamalar yapıp yeni duvar desenlerinde daha ince ilerleyecek. Bundan güzel ne olabilir ki? Tüm yönetimlerin her adımını birileri tartışsa dünya çok daha çiçekli bir yer haline gelirdi.

Böyle olmasa bile dünya çiçeğini korur. Sadece biraz yorulur, biraz yolunur. Onu çiçek tüccarlarına bırakmayalım yeter. Çünkü onlar çiçek pazarlamayı çok severler.

Dün Gezi Parkı’nda ağacı umursamayanlar olduğu gibi bugün de dikey peyzajda saksıdan habersizler var. Büyük kitleler gerçekten çiçeği düşünürken birileri de çiçekleri korur gibi yapıp zehir saçabilir. Onlar bahçıvan değil, çiçek tüccarıdır. Çiçeği vitrinde, parayı cepte severler. Bizi kullandıklarını düşünüp eğlenirler. Biz bir zehri diğerine panzehir yaparız. Devler gider, devir değişir; biz yine çiçekleri koklarız.

Onlarsa dikey bir hayat yaşarlar. Dikey binalarında dikey saksılardan bahsedip dikey cümleler kurarlar. Onlara “dikey düşünür” diyebiliriz. Konuyu incelerken bir dikeylik kurarlar, en tepedeki kişi ile en alttaki konu arasında bir dikeylik. Tüm analizleri bu dikey çerçevede hızlı ve konforlu şekilde yaparlar.

Zaten son yıllarda dikeylik her anlamda büyüyor. Dikey mimari, dikey ilişki, dikey bahçe…

Dikey olan çabuk devrilir neyse ki.

 

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
4 Yorum
  • Mürsel / 14 Ekim 2020 13:37

    İstanbul' a girip çıkarken sevinip iftihar ettiğim bir güzellikti çiçek düzenlemeleri.Tasarrufa kesin mecbursa anlarım..Amma bu ertelenmiş bir 3.dünyacılık algısı bu.
    Sonunda bak gör ilkel bir idealojik tahtaya dönecek buralar.Gezi için savaş yapan bunlardı güya.Ya yeminle söylüyom bu başkana duyduğum sempati ve chp ye duyduğum ümit kayboldu gitti.Derler ya; yok ya bunlar adam olmaaaz!..

    Yanıtla (1) (0)
  • Hüseyin Şenel / 14 Ekim 2020 12:03

    Özür dilerim..Nufusu yanlış yazmışım..Doğrusu :
    quinze millions cinq cent quatre-vingt dix mille deux cent soixante-sept-Bu sefer Fransızcayı yazdım... İlgililer konuya Fransız kaldıkları için belki okur,anlarlar diye düşünüyorum..

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüseyin Şenel / 14 Ekim 2020 11:38

    Misafirler hariç,2019 yılında 451.543(dörtyüzellibirbinbeşyüzkırküç- four hundred fifty one thousand five hundred fortythree- izinkulungwane ezingamakhulu amane namashumi amahlanu nanhlanu namakhulu amahlanu namashumi amane nantathu) kişi daha yerleşmiş ve İstanbul Ocak 2020’de 15.519.267(dörtyüzellibirbinbeşyüzkırküç-
    четыреста пятьдесят пять тысяч пятьсот сорок три) kişiye ulaşmış.. Akın var İstanbul’a akın/ İstanbul’un zaptı yakın..Allah aşkına şimdilik,çiçeği böceği,meleklerin cinsiyetini

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüseyin Şenel / 14 Ekim 2020 11:37

    tartışmayı bırakalım,çare arayalım.Yoksa İstanbul’u defnedecek yer bile kalmayacak.Sel olup gelen nüfusun ihtiyacı nasıl karşılanacak? Mümkün mü?Afet bu! En güçlü Ülke karşılayamaz!! Hadi yürütme farkında değil,kanalı devreye sokmak istiyor ya siz Sn.Bldy. Bşk.’nı,farkındamısınız?
    İstanbul’a yatırımı kesmek,hayatı çok daha zorlaştırmak, iş imkanlarını Anadoluya taşımak,göçe teşvik vs.bir çare çeşididir.Nerde o Uzmanlar,nerde Yürütme,nerde Bld’ye Bşk’nı? Ah şu,Vandal demokrasinin gözükör olsun..

    Yanıtla (0) (0)