Melih Bulu olayı, CB hükümet sisteminin bir özetidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gece yarısı imzaladığı kararla Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atamıştı, 7 ay sonra yine bir gece yarısı imzalayıp yayınlandığı kararla görevden aldı.

Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörü olarak uykuya dalan Melih Bulu görevden alındığını sabaha karşı (su içmeye uyanmış olabilir) ilk sosyal medyada okumuş, okumuş ama sosyal medya hesabından yaptığı şu paylaşım Bulu’nun görevden alındığına inanamadığını gösteriyor: “Hakkımda şu an Twitter gündeminde olan konuya cevabım yine eskiden çıkan asılsız haberle aynıdır; ‘Peki bundan şeyin haberi var mı? Mesela benim:) Oyuna gelmeyin çocuklar, uyuyun.”

Nitekim kendisi uyumaya devam etmiş!

***

Bulu’nun yaptığı “şeyin haberi var mı, mesela benim” esprisi bir hayli ironik... Kendi esprisiyle uyandığında “şey” olarak haberin doğru olduğunu gördü, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la fotoğrafını paylaştı, sonra da hesabını kapattı.

Melih Bulu görevden alındığını Resmi Gazeteden öğrenen ilk isim değil sonuncusu da olmayacak ancak sanırım görevden alınırken adam yerine konulmadığını bu derece açık eden ilk isim oldu.

Melih Bulu’dan 24 saat önce görevinden alınan TRT Genel Müdürü İbrahim Eren’in artık kendisiyle devam edilmeyeceğinden, yerine bir başka ismin atanacağından haberi var mıydı mesela?

Akif Beki 16 Temmuz tarihli “Rektörlükten Nasıl Gitti?” başlıklı yazısında yıllarca sadakatle hizmet eden, her denileni yapan, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren’in de görevden alındığını Resmi Gazeteden öğrendiğini, hatta Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığından azledildiğini sabaha karşı uyandığında telefonuna gelen mesajlardan duyduğunu aktardı.

Bu davranış biçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın normali oldu.

Soru şu: Son altı yıl içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan en son kiminle, hizmetleriniz için teşekkürler, artık sizinle çalışmayacağız çayı, kahvesi içerek, tokalaşmış ve helalleşmiştir acaba?

Nitekim Melih Bulu’nun kaderi de aynı oldu. Çünkü bu sistem böyle bir sistem!

***

Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan Bulu’yu neden görevden aldı?

Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak, tansiyon düşecek, 6 ay içinde de tamamen bitecek. İstifa etmeyi düşünmüyorum” diyerek göreve başlayan Melih Bulu’ya Boğaziçili öğretim üyeleri ve öğrenciler alışmadığı, eylemler son bulmadığı için mi?

Değil...

Muhalif kesim, medya ve Boğaziçililer Erdoğan’a geri adım mı attırdı? Erdoğan Boğaziçili öğrencilerin yaptıkları protestoların fikir özgürlüğü kapsamında olduğuna inandı, “Kayyum rektör istemiyoruz” diyen Boğaziçili öğrencilerin haklı olduğuna mı kanaat getirdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Ocak 2021’de Boğaziçi’ndeki eylemlerin fikir özgürlüğü ile ilgisinin olmadığını ifade etmiş ve şöyle demişti:

Terör örgütü iltisaklı kişilerin en ön safta yer aldığı bu tür eylemlerin demokrasiyle hak arayışıyla fikir ve ifade özgürlüğüyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.”

MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göre “Türkiye’nin boğazını sıkmak isteyen provokatörler Boğaziçi’ne tutunmanın” arayışındaydılar ve “toplumsal huzur ve sükuneti baltalamayı eğitim hakkı gibi lanse ve servis eden iç ve dış mihraklar, devşirdikleri piyonlarla yasa dışı protestoları yaygınlaştırmanın amacındaydılar. Onlar evlat, öğrenci değil başı ezilmesi gereken yılanlardı.” (1 Şubat 2021)

Cumhur İttifakı hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını mı, kandırıldıklarını mı, Boğaziçili öğrencilerin protestolarında haklı olduğunu mı anladılar? Hayır…

***

Melih Bulu’nun yüksek lisans ve doktora tezlerinde intihal yaptığı doğrulandığı için mi?

Sözcü’den İsmail Saymaz’ın yazdığı kulis bilgiye göre Melih Bulu’ya yönelik intihal iddialarına ilişkin rapor YÖK’e ulaşmış, YÖK Genel Kurulu intihal iddialarını incelemiş. İntihallerin hatadan ibaret değil, sistematik olduğu, paragraf paragraf kes kopyala yapıştır yaptığı doğrulanmış. YÖK Başkanı Yekta Saraç Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gitmiş ve “Daha fazla taşıyamayız, görevden alalım” demiş.

YÖK, Melih Bulu’nun yüksek lisans ve doktora tezlerinde intihal yaptığını bilmiyor muydu? Erdoğan intihal hadisesini bilmiyor muydu?

Bu Erdoğan’ın Bulu’yu neden görevden aldığına dair kamuoyuna anlatılacak en iyi bahanelerden biri olabilir ama en iyi bahane sadece. Bu tür etik kurallar, ahlaki ilkeler Sayın Erdoğan için önemli olsaydı “1 aylık profesörü” kanunlarla oynayarak rektör yapmazdı. Milli Güreşçi birini kamu bankasına yönetim kurulu üyesi yapmazdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bulu’yu neden görevden aldı?

Açık ve net Sayın Erdoğan’ın canı öyle istediği için.

E, çünkü 25 Haziran 2018 tarihinden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan “bütün yetkilerin tek elde toplandığı, istediği kararı istediği gibi verebildiği, tek kişilik hükümet sistemiyle” yönetiyor ülkemizi.

Mutlak güce sahip olmak bile iktidarların varlığını sınırsız olarak sürdürmeye yetmiyor. Totaliter yönetimlerin liderleri her daim hem topluma hem de çevresindekilere güçlü olduğunu ve gücünden bir şey kaybetmediğini, kontrolü yitirmediğini göstermeleri gerekiyor.

***

Kanunların Ruhu” kitabında iki yüz yıl önce “güçlerin dengelenmesini sağlayacak şekilde yetkilerin bölünmesi” gerektiği önerisinde bulunan Montesquieu güçlerin tek elde neden toplanmaması gerektiğini de şöyle izah ediyordu:

Öteden beri denenmiştir, kendisine yetki verilen her insan bu yetkiyi kötüye kullanmaya eğilimlidir; bir sınırla karşılaşıncaya kadar kötüye kullanmaya devam eder. Bilmem söylesem inanır mısınız? Faziletin bile sınırlanmaya ihtiyacı vardır.” (Sh. 217)

200 yıl önce iktidarlar sınırlandırılmalı diyen bir çaba ve 200 yıl sonra bütün acı, vahim tecrübelere rağmen bütün yetkilerin tek elde toplandığı bir hükümet sistemiyle ülkeyi yönetmek isteyen bir zihniyet.

Ve tek kişilik hükümet sistemindeki “güç gösterisinin” ortaya koyduğu vahim tablo.

Montesquieu gücün tek elde toplandığı sistemlerde insanlık onurunun da, devlet kurumlarının da, mevkilerin de rütbelerin de aynı şekilde kötüye kullanıldığını yazar ve şöyle der: “İstibdat yönetimlerinde liderlerin hiçbir fark gözetmeksizin bir prensten uşak, bir uşaktan da bir prens yaratmaları işten bile değildir.” (Sh.118)

Sayın Erdoğan canı istediği için dediğim bu. Bir aylık profesör liyakat ehliyet sahibi olduğundan değil bu hükümet sisteminin Cumhurbaşkanına istediği her şeyi yapabilme gücünü verdiği için rektör olabiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sihirli kararnameleri sayesinde, istediğinde bir uşağı bir prense ya da bir prensi bir uşağa çevirebiliyor.

Melih Bulu ya da Melih Buluların bir anlamı, bir değeri yok bu sistemde. Öyle ya Erdoğan ne yapacaktı? Liyakat ve ehliyet ilkeleriyle asla gelemeyecekleri makamlara getirdiği kişileri görevden alırken bir de nezaket gösterip haber mi verecekti?!

Şu anda Erdoğan için tek önemli şey var. O da iktidarını devam ettirmek ve kendi tabanına ve topluma hala güçlü olduğunu gösterebilmek. O yüzden Erdoğan önümüzdeki günlerde elindeki iktidarı kaybetme korkusunu hissettikçe başka korkular yayarak bu durumu aşmaya çalışacak.

YORUMLAR (41)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
41 Yorum
  • Karar / 25 Temmuz 2021 10:10

    Mustebitin korkuyla hareket etmesi normaldir. Çünkü o kadar fazla gücü tek elde ve makamda toplamıştır ki, bir gün bu makamdan gitmek kendisine kabuslar yaşatır. Benim zoruma asıl giden ise bu istibdat düzeninin halk oyuyla kurulmuş olmasıdır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sebahattin Gül (emekli Öğretmen) / 21 Temmuz 2021 18:42

    Devlet kurumlarının yönetimine liyakat sahibi olmayan ve pısırık diye söylenilen kişiyi o göreve getiren kişiye ne denir? Bilim yuvalarımız bu hallere düşüren anlayışa ve bu duruma destek olanlara ......olsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Politikacı Genç / 20 Temmuz 2021 23:16

    Ümidimiz var, belki değişir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hikmet Yılmaz / 20 Temmuz 2021 12:46

    Pısırık adamdan Rektör olmaz. İsabetli kararla görevden alınmıştır. Boğaziçi boğazımızı sıkamaz ve sıktırmayacağızda.... Senin

    Yanıtla (3) (43)
  • karar okuru / 20 Temmuz 2021 15:01

    12.46. Şükrü bey " Pısırık adamdan rektör olmaz. İsabetli kararla görevden alınmıştır" ifadelerinizden, "pısırık olduğu daha önce bilinmiyordu, daha önceki karar isabetli değildi." anlamı çıkıyor. Bunun doğru olduğunu düşünemezsiniz, bu makam, her yaptığını bilerek, düşünerek yapma makamıdır.

    Yanıtla (19) (1)
  • Serkan / 20 Temmuz 2021 17:50

    Pısırıklıkla ne alakası var kardeşim, adam genel kurmay başkanı değilya üniversite ye tanklamı gelsin.

    Yanıtla (5) (0)
  • TB / 20 Temmuz 2021 06:46

    Kim ne kadar kabul etmese de Cumhuriyet, bizler gibi insanların yetişmesine neden olmuştur. Mükemmel sistem miydi , hayır. Ancak, yaklaşık %50 kadar bir nesil yetiştirebildi.
    Zaten, bugün mutsuz olan ve talepkar olan halk bu nesildir. Diğer halk grubunun, özgürlük, demokrasi, adalaet,eğitim, medeniyet, bilim, sanat gibi talepleri pek yoktur...
    Durum budur...

    Yanıtla (47) (0)
  • Karar okuru / 20 Temmuz 2021 08:15

    Bu da doğaldır! 3, 5, 15, 25 ve 45 yaşlarındaki insanların ruh, fizik, sosyal yetenek ve ihtiyaçları farklıdır. Bunlar bir arada da yaşar çünkü hepsi durumuna göre kendini ve haddini bilir. Ancak bunların hepsi aynı beden içinde olursa kargaşa çıkar. Türkiye bu durumdadır. 5 yaş anne kucağı ararken, 15 ergenlikte, 25 arkadaş peşinde, 45 bilinçli ve sorumlu bir hayat arayışındadır.

    Yanıtla (3) (6)
  • Cevap / 20 Temmuz 2021 17:12

    Bütün seviyelerin dibini gördüm. Tebrikler!!!

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 20 Temmuz 2021 13:44

    Bir devrin ağalık dönemleri vardı
    Ağanın sözü kanundu

    Yanıtla (5) (0)
  • Okur Karari / 20 Temmuz 2021 11:52

    Hani sabahlari gazetenizi alirsiniz (simdilerde cep telefonu) bir odaya girer oturursunuz. bitince de beyaz rulo kagit ile isinizi bitirir cikarsiniz. Beyefendi eminim kendini beyaz rulo kagidi gibi hissediyordur. Sifonun sesini duydugunda cok gec oldu.

    Yanıtla (11) (0)
  • Galip Er / 20 Temmuz 2021 11:04

    İntihal yani fikir hırsızlığı ile güya kitap yazmış unvan almış.

    Yanıtla (5) (1)
  • Ali rıza / 20 Temmuz 2021 10:43

    Elif hanım , güzel yazı olmuş , kutlarım ,

    Yanıtla (13) (1)
  • Vatandaş Adem / 20 Temmuz 2021 10:34

    Çok güzel bir yazı , teşekkürler Elif hanım.

    Yanıtla (12) (1)
  • Karar Okuru / 20 Temmuz 2021 10:30

    Betona karsi yesil, diktatorluge karsi demokrasi...secim bizim.

    Yanıtla (10) (0)
  • Hüseyin salgan / 20 Temmuz 2021 10:26

    Yazınız için tebrikler inşallah bu tek adam rejiminden kurtulup parlementer sisteme geçeriz ekonomi bir türlü uçamadı hayat pahalılığı desen felaket artık insanlarımız uyandı fena düşüşe gectiler

    Yanıtla (5) (0)
  • hakan / 20 Temmuz 2021 10:08

    testi kırılmadan bunların olacağını söyledık, bu başkanlık sıstemı sosyal hastalıklarımıza tuz bıber ekecek dedik, ama cehaleteın hoyratlığı galip geldi?

    Yanıtla (10) (0)
  • Adalet / 20 Temmuz 2021 09:54

    Elif Hanım,Cumhurbaşkanının liyakat ve ehliyete baktığı yok,ben istedim oldu düşüncesiyle hareket ettiği,
    onun için intihalmış,yalanmış gibi kriterlere bakmadığıda ortada.

    Yanıtla (4) (0)
  • Efedamat / 20 Temmuz 2021 06:24

    Ülkenin kurumlarına liyakata bakılarak değil sadakata bakılarak yönetici atanıyor.
    Çürümüşlüğün kokusu tüm ülkede hissediliyor.

    Yanıtla (22) (0)
  • Samilhas / 20 Temmuz 2021 05:44

    Melih ancak özel devletten destek alan denize nazır diploma hazır bir üniversitede görev yapar bu üniversitenin görevine boşa geçen 4 yıl sonunda diploma adında hiçbir yerde geçerliliği olmayan mezunlarının çoğu ancak okuma yazma bilen paralı babaların öz evlatlarından oluşan böyle bir okula yakışır ama BOĞAZİÇİ'NDE yakışmaz zaten doktorası şaibeli BULU bey anca bu kadar olur

    Yanıtla (11) (0)
  • Ddt / 20 Temmuz 2021 03:38

    Rektörrlük ünvanı silikleştirilmeli, dekan ve bölüm başkanları hatta anabilim dalı başkanları cazib hale getirilmeli,,,,

    Yanıtla (10) (0)
  • Oğuz Han / 20 Temmuz 2021 01:58

    Tebrikler. İyi bir yazı.

    Yanıtla (4) (1)
  • Recai / 20 Temmuz 2021 01:54

    Soru cok cevap ariyoruz. Adil oksuzu kim kacirtti ? 128 milyar nereye nasil harcandi ? Afgan isi ne is? Musilaj sorununa cozum bulundu mu ? Reyna katili ne oldu? Pkk ya silah sattigi bilinen silah kacakcisi rus oligark, kimse duymadan, Soylunun ucagini bolbol kullandigi Sbk nin oteli olan, Panaroma otelde 15 gun nasil tatil yapti? Pekeri thodexcisi, afgani bu sinirlardan nasil eliji kolunu sallayarak girip cikiyor. Bu ulke yurutuluyor, yonetilmiyor.

    Yanıtla (9) (1)
  • m. bulu neyi anlayamadı? / 20 Temmuz 2021 01:37

    6- m.v. adayı bile yapılmayan şahsının bir gece yarısı alındıktan sonra, tüm sosyal, siyasi kariyer hayallerinin tamamen biteceğini çözemedi. 7- toplumda bu şekilde infial yaratacağını göremedi veya görüp bundan gizli haz aldı.( eğer böyleyse bu ciddi bir sorundur.) 8- ve b.ü. öğrencilerine okulun semti halkının arka çıkacağını asla düşünemedi.

    Yanıtla (5) (0)
  • m. bulu neyi anlayamadı? / 20 Temmuz 2021 01:29

    1- C.B. intihal olayını bilmiyor olabilir, biliyorsa bile atadığı zaman dikkate pek almamıştır. 2- m. bulu ilk hatayı kendine çok güvenmekle yaptı, b.ü.mezunları ve akademisyenlerinin girişimlerini tahmin bile edemedi. 3-yök başkanı y. saraç hocanın kendi camiasında merhum duayen hoca babasından gelen özgül ağırlığını bilemedi. 4- ben kendim konuşurum mealindeki söz hataların en büyüğüydü. 5- cemaat/tarikat ilişkilerindeki silsile bağının büyüklüğünü kavrayamadı.

    Yanıtla (6) (0)
  • Okur / 20 Temmuz 2021 00:55

    Çok güzel bir yazı ve anlatış biçimi.

    Yanıtla (2) (1)
  • Cuk / 20 Temmuz 2021 00:47

    Aynen oyle.
    Cuk oturmus!
    Bayagi becerikli Erdogan: kirip dokmedigi birsey kalmadi!
    Yazik ki faturayi Erdogan degil Turkiye odedi, oduyor, odeyecek...
    Hasar o kadar buyuk ki Erdogan' dan sonra Turkiye onyillarca belini dogrultamaz..
    Erdogan' kendisini tatmin ederken Turkiye'ye yuzyili kaybettirdi!

    Yanıtla (14) (1)
  • Sahin / 20 Temmuz 2021 00:36

    Bu yazıyı ,Devlette görevli olan her bürakrat okusun .
    Erdogan ,diyor ya bir gece ansizin gelebiliriz, Bu bir gece kapının önüne koyabilirize döndü.
    Boşuna çabalamayın .Yükünüzü nasıl olsa tuttunuz. Hiç degilse biraz onurlu olunda kovulmadan kendiniz gidin. Kula kulluk etmeyin. Belediye başkanlarınıda kovmuştu. Gökçek pazarlıkla zor ikna oldu. Hala hesap veriyormu?

    Yanıtla (11) (0)